حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ بْنِ عَقِيلٍ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ لَيْثٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَأَى جِنَازَةً يُسْرِعُونَ بِهَا قَالَ « لِتَكُنْ عَلَيْكُمُ السَّكِينَةُ » .
Açıklama: Elbani bu hadisin münker olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14705, İM001479
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ بْنِ عَقِيلٍ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ لَيْثٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَأَى جِنَازَةً يُسْرِعُونَ بِهَا قَالَ « لِتَكُنْ عَلَيْكُمُ السَّكِينَةُ » .
Tercemesi:
Bize Muhamed b. Ubeyd b. Akîl, ona Bişr b. Sabit, ona Şu'be (b. Haccac el-Atekî), ona Leys (b. Eymen b. Züneym), ona Ebu Bürde (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym), ona da Ebu Musa (Abdullah b. Kays b. Süleym)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) insanların hızlıca götürdükleri bir cenaze görmüş (ve onu taşıyanlara) "Cenazeyi biraz yavaş taşıyın buyurmuştur." buyurmuştur.
Açıklama:
Elbani bu hadisin münker olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi'-cenâiz 15, /239
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Leys b. Ebu Süleym el-Kuraşi (Leys b. Eymen b. Züneym)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
6. Ebu Mesud Muhammed b. Abdullah el-Hilali (Muhammed b. Abdullah b. Ubeyd b. Akil)
Konular:
Cenaze, takip etme ve taşıma
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الْمُقَدَّمِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا حَرَمِىُّ بْنُ عُمَارَةَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو خَلْدَةَ - هُوَ خَالِدُ بْنُ دِينَارٍ - قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا اشْتَدَّ الْبَرْدُ بَكَّرَ بِالصَّلاَةِ ، وَإِذَا اشْتَدَّ الْحَرُّ أَبْرَدَ بِالصَّلاَةِ ، يَعْنِى الْجُمُعَةَ . قَالَ يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ أَخْبَرَنَا أَبُو خَلْدَةَ فَقَالَ بِالصَّلاَةِ ، وَلَمْ يَذْكُرِ الْجُمُعَةَ . وَقَالَ بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنَا أَبُو خَلْدَةَ قَالَ صَلَّى بِنَا أَمِيرٌ الْجُمُعَةَ ثُمَّ قَالَ لأَنَسٍ - رضى الله عنه - كَيْفَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى الظُّهْرَ
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Bişr b. Sabit arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278381, B000906-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الْمُقَدَّمِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا حَرَمِىُّ بْنُ عُمَارَةَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو خَلْدَةَ - هُوَ خَالِدُ بْنُ دِينَارٍ - قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا اشْتَدَّ الْبَرْدُ بَكَّرَ بِالصَّلاَةِ ، وَإِذَا اشْتَدَّ الْحَرُّ أَبْرَدَ بِالصَّلاَةِ ، يَعْنِى الْجُمُعَةَ . قَالَ يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ أَخْبَرَنَا أَبُو خَلْدَةَ فَقَالَ بِالصَّلاَةِ ، وَلَمْ يَذْكُرِ الْجُمُعَةَ . وَقَالَ بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنَا أَبُو خَلْدَةَ قَالَ صَلَّى بِنَا أَمِيرٌ الْجُمُعَةَ ثُمَّ قَالَ لأَنَسٍ - رضى الله عنه - كَيْفَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى الظُّهْرَ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Haramî b. Umâre, ona Ebu Halde b. Dinâr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hava aşırı soğuk olduğunda namazı erken kıldırır, hava aşırı sıcak olduğunda ise namazı serin bir vakitte kıldırırdı. Ravi dedi ki: Enes cuma namazını kastediyor. Yunus b. Bükeyr şöyle dedi: Bize Ebu Halde hadisi rivayet ederken "cuma" lafzını zikretmedi. Bişr b. Sabir şöyle dedi: Ebu Halde bize hadisi rivayet etti ve şöyle dedi: Emir (Yetkili) bize cuma namazını kıldırdıktan sonra Enes'e "Rasulullah (sav) öğle namazını nasıl kılardı" diye sordu.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Bişr b. Sabit arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cumua 17, 1/367
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Halde Halid b. Dinar et-Temimî (Halid b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37338, DM000366
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ الْبَزَّارُ حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَمْرِو بْنِ كَثِيرٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَنْ جَاءَهُ الْمَوْتُ وَهُوَ يَطْلُبُ الْعِلْمَ لِيُحْيِىَ بِهِ الإِسْلاَمَ فَبَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّبِيِّينَ دَرَجَةٌ وَاحِدَةٌ فِى الْجَنَّةِ ».
Tercemesi:
Bize Bişr b. Sabit el-Bezzâr, ona Nasr b. el-Kasım, ona Muhammed b. İsmail, ona Amr b. Kesir, ona el-Hasen’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Her kime ölüm, bu vesile ile İslam’ı canlandırmak için ilim talep ederken gelirse, kendisi ile nebiler arasında cennette sadece bir derece vardır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 32, 1/368
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Amr b. Kesir el-Kaysî (Amr b. Kesir)
3. Muhammed b. İsmail (Muhammed b. İsmail)
4. Ebu Cüz Nasr b. Kasım (Nasr b. Kasım)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37340, DM000368
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ هَارُونَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : مَا اجْتَمَعَ قَوْمٌ فِى بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِ اللَّهِ يَتَذَاكَرُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ إِلاَّ أَظَلَّتْهُمُ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا حَتَّى يَخُوضُوا فِى حَدِيثٍ غَيْرِهِ ، وَمَنْ سَلَكَ طَرِيقاً يَبْتَغِى بِهِ الْعِلْمَ سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ طَرِيقاً مِنَ الْجَنَّةِ ، وَمَنْ أَبْطَأَ بِهِ عَمَلُهُ لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ.
Tercemesi:
Bize Bişr b. Sabit, ona Şu‘be, ona Yezid b. Ebu Halid, ona Harun, ona da babası (Antere b. Abdurrahman), İbn Abbas’ın şöyle dediğini nakletmiştir:
Bir cemaat, Allah’ın evlerinden bir evde toplanıp Allah’ın kitabını aralarında müzakere eder ve onu anlayıp kavramaya çalışırlarsa, melekler kanatlarıyla onları, başka bir söze dalıncaya kadar gölgelendirir. Bir kimse ilmi elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, soyu öne geçirmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 32, 1/369
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Veki' Antere b. Abdurrahman eş-Şeybani (Antere b. Abdurrahman)
3. Ebu Abdurrahman Harun b. Ebu Veki' eş-Şeybanî (Harun b. Antere b. Abdurrahman)
4. Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman ed-Dâlânî (Yezid b. Abdurrahman b. Asım)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
İbadethane, camilerde ilim halkaları oluşturmak ve müzakerelerde bulunmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37344, DM000372
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ الْبَزَّارُ حَدَّثَنَا حَسَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : لَقَدْ طَلَبَ أَقْوَامٌ الْعِلْمَ مَا أَرَادُوا بِهِ اللَّهَ وَلاَ مَا عِنْدَهُ ، فَمَا زَالَ بِهِمُ الْعِلْمُ حَتَّى أَرَادُوا بِهِ اللَّهَ وَمَا عِنْدَهُ .
Tercemesi:
Bize Bişr b. Sabit el-Bezzâr haber verip (dedi ki) bize Hassan b. Salih, Yûnus b. Ubeyd'den, (o da) el-Hasan'dan (naklen) rivayet etti (ki el-Hasan) şöyle dedi: Muhakkak ki bazı kimseler ilmi, onunla ne Allah'ı, ne de onun katındaki şeyleri murad etmeksizin öğrenmeye başladılar. (el-Hasan sözüne devamla) dedi ki; ama ilim onlarda olmaya devam etti, nihayet onunla Allah'ı ve onun katındaki şeyleri murâd ettiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 33, 1/371
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
3. Hassan b. Müslim (Hassan b. Müslim)
4. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23622, İM002289
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ الْبَزَّارُ حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ الْقَاسِمِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ (عَبْدِ الرَّحِيمِ) بْنِ دَاوُدَ عَنْ صَالِحِ بْنِ صُهَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثٌ فِيهِنَّ الْبَرَكَةُ الْبَيْعُ إِلَى أَجَلٍ وَالْمُقَارَضَةُ وَأَخْلاَطُ الْبُرِّ بِالشَّعِيرِ لِلْبَيْتِ لاَ لِلْبَيْعِ » .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallal, ona Bişr b. Sabit el-Bezzâr, ona Nast b. Kasım, ona Abdurrahman b. Davud, ona Salih b. Suheyb, ona da babasının [Suheyb er-Rumî] naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç şeyde bereket vardır: Vadeli satış, mukarada (emek-sermaye ortaklığı) ve satmak için değil de evde yemek için arpa ile buğdayın karıştırılması."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ticârât 63, /365
Senetler:
1. Ebu Yahya Suheyb er-Rumî (Suheyb b. Sinan b. Hâlid b. Amr)
2. Salih b. Suheyb er-Rumî (Salih b. Suheyb b. Sinan b. Halid b. Amr)
3. Abdurrahman b. Davud (Abdurrahim b. Davud)
4. Ebu Cüz Nasr b. Kasım (Nasr b. Kasım)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Ticaret, Ortaklık
Ticaret, vadeli satış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40646, DM001470
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ الْبَزَّارُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنِ الْمُحَرَّرِ بْنِ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ مَعَ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ لَمَّا بَعَثَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَنَادَى بِأَرْبَعٍ حَتَّى صَهَلَ صَوْتُهُ : أَلاَ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ نَفْسٌ مَؤْمِنَةٌ ، وَلاَ يَحُجَّنَّ بَعْدَ الْعَامِ مُشْرِكٌ ، وَلاَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ ، وَمَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَهْدٌ فَإِنَّ أَجَلَهُ إِلَى أَرْبَعَةِ أَشْهُرٍ فَإِذَا مَضَتِ الأَرْبَعَةُ فَإِنَّ اللَّهَ بَرِىءٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ وَرَسُولُهُ.
Tercemesi:
Bize Bişr b. Sabit el-Bezzâr, ona Şu‘be, ona el-Muğire, ona eş-Şa‘bî, ona el-Muharrar b. Ebu Hureyre, ona babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) onu (Veda haccında) gönderdiği zaman Ali b. Ebu Talib ile birlikte idim. O, sesi kısılıncaya kadar şu dört hususu yüksek sesle ilan etmişti: Şunu bilin ki, hiçbir kimse iman etmedikçe cennete girmez. Bu yıldan itibaren müşrik bir kimse hac etmeyecektir. Çıplak bir kimse Beyt’i tavaf etmeyecektir. Kendisiyle Rasulullah (sav) arasında herhangi bir antlaşma bulunan bir kimsenin bu antlaşma süresi (tayin edilmişse sona erinceye kadardır, edilmemişse) dört aya kadar süresi vardır. Bu dört aylık süre geçecek olursa, hiç şüphesiz Allah da, Rasulü de müşriklerden uzaktır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 140, 2/896
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Hureyre Muharrar b. Ebu Hureyre ed-Devsi (Muhammed b. Ebu Hureyre)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
KTB, NAMAZ,
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44387, DM002548
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مُحَرَّرِ بْنِ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ مَعَ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ لَمَّا بَعَثَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَنَادَى بِأَرْبَعٍ حَتَّى صَهَلَ صَوْتُهُ : أَلاَ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ نَفْسٌ مُسْلِمَةٌ ، وَلاَ يَحُجَّنَّ بَعْدَ الْعَامِ مُشْرِكٌ ، وَلاَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ ، وَمَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَهْدٌ فَإِنَّ أَجَلَهُ إِلَى أَرْبَعَةِ أَشْهُرٍ ، فَإِذَا مَضَتِ الأَرْبَعَةُ فَإِنَّ اللَّهَ بَرِىءٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ وَرَسُولُهُ.
Tercemesi:
Bize Bişr b. Sâbit, ona Şu‘be, ona el-Muğire, ona eş-Şa‘bî, ona Muharrar b. Ebu Hureyre, babasının şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav), Ali b. Ebu Talib’i şu dört hususu ilan etmek üzere gönderdiğinde ben de onunla birlikte idim. O sesi kısılıncaya kadar şu dört hususu yüksek sesle ilan etmişti: Şunu bilin ki cennete ancak müslüman bir kişi girecektir; bu yıldan itibaren kesinlikle bir müşrik hac edemeyecektir; çıplak bir kimse Beyt’i tavaf edemeyecektir; kendisi ile Rasulullah (sav) arasında bir antlaşma bulunan kişinin süresi (antlaşması bitene kadardır, antlaşması olmayanların) dört aya kadar süresi vardır. Bu dört ay geçtikten sonra artık şüphesiz Allah da, Rasulü de müşriklerden uzaktır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Siyer 63, 3/1629
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Hureyre Muharrar b. Ebu Hureyre ed-Devsi (Muhammed b. Ebu Hureyre)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Muhammed Bişr b. Sabit el-Basrî (Bişr b. Sabit)
Konular:
Cennet, cennet müslümanlara aittir
Hac, müşrikler haccedemezler