Öneri Formu
Hadis Id, No:
34457, B004333
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ يَحْيَى عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ زَيْدِ بْنِ عَاصِمٍ قَالَ لَمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ حُنَيْنٍ قَسَمَ فِى النَّاسِ فِى الْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ ، وَلَمْ يُعْطِ الأَنْصَارَ شَيْئًا ، فَكَأَنَّهُمْ وَجَدُوا إِذْ لَمْ يُصِبْهُمْ مَا أَصَابَ النَّاسَ فَخَطَبَهُمْ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ أَلَمْ أَجِدْكُمْ ضُلاَّلاً فَهَدَاكُمُ اللَّهُ بِى ، وَكُنْتُمْ مُتَفَرِّقِينَ فَأَلَّفَكُمُ اللَّهُ بِى وَعَالَةً ، فَأَغْنَاكُمُ اللَّهُ بِى » . كُلَّمَا قَالَ شَيْئًا قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمَنُّ . قَالَ « مَا يَمْنَعُكُمْ أَنْ تُجِيبُوا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » . قَالَ كُلَّمَا قَالَ شَيْئًا قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمَنُّ . قَالَ « لَوْ شِئْتُمْ قُلْتُمْ جِئْتَنَا كَذَا وَكَذَا . أَتَرْضَوْنَ أَنْ يَذْهَبَ النَّاسُ بِالشَّاةِ وَالْبَعِيرِ ، وَتَذْهَبُونَ بِالنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى رِحَالِكُمْ ، لَوْلاَ الْهِجْرَةُ لَكُنْتُ امْرَأً مِنَ الأَنْصَارِ ، وَلَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَشِعْبًا لَسَلَكْتُ وَادِىَ الأَنْصَارِ وَشِعْبَهَا ، الأَنْصَارُ شِعَارٌ وَالنَّاسُ دِثَارٌ ، إِنَّكُمْ سَتَلْقَوْنَ بَعْدِى أَثَرَةً فَاصْبِرُوا حَتَّى تَلْقَوْنِى عَلَى الْحَوْضِ » .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb (b. Halid), ona Amr b. Yahya, ona Abbad b. Temim, ona da Abdullah b. Zeyd b. Asım şöyle demiştir:
Huneyn günü Rasulullah (sav), Allah'ın kendisine verdiği ganimet mallarını kalpleri İslam'a ısındırılacak kimselere dağıttı; Ensar'a hiçbir şey vermedi. Ensar, diğer insanlara verildiği halde kendilerine bir şey verilmemesinden dolayı üzüldüler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onlara hitaben, "Ey Ensar cemaati! Ben sizi yolunu şaşırmış kimseler olarak buldum da, Allah benim vasıtamla size hidayet nasip etmedi mi? Siz fırkalara bölünmüşken, Allah sizi benim vasıtamla birleştirmedi mi? Fakir buldum da, Allah sizi benim sayemde zenginleştirmedi mi?" diye sordu. Rasulullah sav soru sordukça, Ensar da her bir soruya, "Allah ve O'nun Elçisi en çok lütuf ve ihsanda bulunandır" diye cevap verdiler. Rasulullah sav, "Allah'ın Elçisi'ne (sav) ama biz de sana şöyle şöyle yapmadık mı? diye karşılık vermenizi engelleyen nedir?" diye sordu. Rasulullah soru sordukça, Ensar da her bir soruya, "Allah ve O'nun Elçisi en çok lütuf ve ihsanda bulunandır" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu: "Eğer isteseydiniz, sen bize şöyle şöyle gelmiştin de biz de sana şunları şunları yapmamışmıydık? diyebilirdiniz. O halde diğer insanlar koyun ve develeri götürürlerken, siz evinize Peygamber'le (sav) dönmeye razı olur musunuz? Emin olun, şayet hicret etmenin fazileti olmasaydı ben de Ensar'dan biri olurdum. İnsanlar bir vadide patika bir yola girseler, ben Ensar'ın gittiği vadiye ve patika yola girerdim. bana yakınlık bakımından Ensar doğrudan vücuda giyilen iç elbise, diğer insanlar ise onun üzerine giyilen elbise gibidir. Şunu iyi bilin ki siz, benden sonra başkalarının size tercih edildiği durumlarla karşılaşacaksınız. O zaman sabredin; sonunda havuz başında benimle buluşacaksınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 4330, 2/115
Senetler:
1. Abdullah b. Zeyd el-Ensari (Abdullah b. Zeyd b. Asım b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul)
2. Abbad b. Temim el-Mâzini (Abbad b. Temim b. Ğaziyye b. Atiyye b. Hasnâ)
3. Amr b. Yahya el-Ensarî (Amr b. Yahya b. Umare b. Ebu Hasan b. Abduamr)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Ensar, ensarın fazileti
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Hz. Peygamber, daveti
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Siyer, Huneyn gazvesi
Strateji, Müellefe-i Kulub
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَزْهَرُ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ أَنْبَأَنَا هِشَامُ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمَ حُنَيْنٍ الْتَقَى هَوَازِنُ وَمَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَشَرَةُ آلاَفٍ وَالطُّلَقَاءُ فَأَدْبَرُوا قَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ » . قَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ ، لَبَّيْكَ نَحْنُ بَيْنَ يَدَيْكَ ، فَنَزَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَنَا عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ » . فَانْهَزَمَ الْمُشْرِكُونَ ، فَأَعْطَى الطُّلَقَاءَ وَالْمُهَاجِرِينَ وَلَمْ يُعْطِ الأَنْصَارَ شَيْئًا فَقَالُوا ، فَدَعَاهُمْ فَأَدْخَلَهُمْ فِى قُبَّةٍ فَقَالَ « أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَذْهَبَ النَّاسُ بِالشَّاةِ وَالْبَعِيرِ ، وَتَذْهَبُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لاَخْتَرْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34460, B004333
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَزْهَرُ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ أَنْبَأَنَا هِشَامُ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمَ حُنَيْنٍ الْتَقَى هَوَازِنُ وَمَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَشَرَةُ آلاَفٍ وَالطُّلَقَاءُ فَأَدْبَرُوا قَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ » . قَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَسَعْدَيْكَ ، لَبَّيْكَ نَحْنُ بَيْنَ يَدَيْكَ ، فَنَزَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَنَا عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ » . فَانْهَزَمَ الْمُشْرِكُونَ ، فَأَعْطَى الطُّلَقَاءَ وَالْمُهَاجِرِينَ وَلَمْ يُعْطِ الأَنْصَارَ شَيْئًا فَقَالُوا ، فَدَعَاهُمْ فَأَدْخَلَهُمْ فِى قُبَّةٍ فَقَالَ « أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَذْهَبَ النَّاسُ بِالشَّاةِ وَالْبَعِيرِ ، وَتَذْهَبُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لاَخْتَرْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Ezher (b. Sa'd), (Abdullah) b. Avn, ona Hişam b. Zeyd b. Enes, ona da Enes (b. Malik) (ra) şöyle demiştir:
Huneyn günü Hz. Peygamber'in (sav) ordusuyla Hevazin kabilesi karşı karşıya gelmişlerdi. Hz. Peygamber'in yanında on bin mücahit, bir de henüz Mekke'nin fethi esnasında İslam'a girmiş ve serbest bırakılmış yeni Müslümanlar vardı. Müslümanlar ani bir ok baskınıyla karşılaşınca geri çekildiler. Hz. Peygamber, "Ey Ensar topluluğu!" diye seslendi. Onlar, "Buyur, ya Rasulallah! Buyur, hepimiz emrine âmâdeyiz" dediler. Hz. Peygamber bineğinden inerek, "Ben sadece Allah'ın kulu ve elçisiyim" karşılığını verdi. Savaşın sonunda müşrikler bozguna uğradılar. Hz. Peygamber ganimeti Mekkeli yeni Müslümanlara ve Muhacirlere dağıttı; Ensar'a bir şey vermedi. Ensar bu konuyu kendi aralarında konuştular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Ensar'ı bir çadıra davet etti ve orada onlara, "Diğer insanlar koyun ve develeri götürürlerken, siz evinize Allah'ın Elçisi (sav) ile dönmeye razı değil misiniz? diye sordu. Sonra şöyle buyurdu: İnsanlar bir vadiye girseler, Ensar da dağda bir patika yola girse ben, Ensar'ın gittiği patikayı tercih ederdim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 56, 2/116
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Hişam b. Zeyd el-Ensari (Hişam b. Zeyd b. Enes b. Malik)
3. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
4. Ebu Bekir Ezher b. Sa'd el-Bâhilî (Ezher b. Sa'd)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Cihad, meydanından kaçmak
Ensar, ensarın fazileti
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Hz. Peygamber, cesareti
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Siyer, Huneyn gazvesi