Giriş

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Ebu Kaze'a el-Bâhilî, ona Hakim b. Muaviye el-Kuşeyri, ona da babası rivayet etmiştir: Dedim ki: Ey Allah'ın Rasulü, bizden biri üzerinde karısının hakkı nedir?
"Ona yediğinden yedirmen, giyindiğinden -yahut kazancından dedi- giydirmendir. Sakın yüze vurma, ona hakaret etme ve evin haricinde kendisini yalnız bırakma!" buyurdu.
Ebû Davud dedi ki: Ona hakaret etme ifadesi ile,Allah seni kahretsin! Ne kadar çirkinsin! manası kastedilmiştir.


Açıklama: Bu hadiste, kadının kocası üzerindeki haklarından bazısı sayılmaktadır. Hadisteki ifadeye göre bu haklar: 1- Erkek, karısının yiyeceğini teminle mükelleftir. Bu yiyecek de erkeğin kendisinin yediği kalitede ve zamanda olmalıdır. 2- Erkek, karısının giyim kuşam masraflarını da karşılamak zorundadır. Bu da yine kendi imkânları ve sosyal seviyesinden düşük olmamalıdır. Bu iki cümle ile kadının bütün tabii ve sosyal ihtiyaçlarının kocası tarafından temin edileceği, bunun kadının en tabii hakları cümlesinden olduğu hükme bağlanmaktadır. Bu ihtiyaçlar karşılanırken, şüphesiz ki erkeğin malî durumu da göz önünde bulundurulacaktır. 3- Şüphesiz esas olan kadını dövmemektir. Ancak hayatın seyri içinde böyle bir şeye3 tevessül eden olursa, başına ve yüzüne vurulması kesinlikle haramdır. Çünkü yüz insanın en şerefli ve en güzel organıdır. Ayrıca görme, işitme, tatma ve koklama gibi en önemli duyu organları da yüzünde bulunmaktadır. Bu konuda aşırıya gidilmesi, kadına kısas hakkını verir. 4- Şüphesiz ki herkes, kendisini beğenir ve başkaları tarafından da beğenilmek ister. Ancak başkaları tarafından beğenilmek duygusu, kadınlarda biraz daha galiptir. Bir kadına çirkin olduğunu söylemek, ona yapılabilecek en büyük hakarettir. İşte bir insanın, karısına böyle bir hakarette bulunması câiz değildir. Bu, karısına hakaret olduğu kadar, Allah’ın yarattığını hor görme, beğenmeme anlamına da gelir. Bu itibarla böyle bir davranış da haramdır. 5- Herhangi bir dargınlık ve kızgınlık sebebiyle kadının evden atılması da haramdır. Karı koca arasındaki meseleler, yine de âile içinde kalmalıdır. Dargınlık olacaksa da evde kalmalı, evin dışına taşmamalıdır. Yatağı terk etmek meselesi, erkeğin evi terk etmesi şeklinde de anlaşılmamalıdır.

    Öneri Formu
12188 D002142 Ebu Davud, Nikah, 40, 41