Öneri Formu
Hadis Id, No:
282134, M004242-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْعَلاَءَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ نَهَى عَنِ النَّذْرِ وَقَالَ « إِنَّهُ لاَ يَرُدُّ مِنَ الْقَدَرِ وَإِنَّمَا يُسْتَخْرَجُ بِهِ مِنَ الْبَخِيلِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve (Muhammed) b. Beşşar, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be (b. Haccac), ona Alâ (b. Abdurrahman), ona babası (Abdurrahman b. Malik), ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) adak adamayı yasakladı ve şöyle buyurdu: "Adak (kaderdeki) hiçbir şeyi değiştirmez. Adak sebebiyle sadece cimri kimseden mal çıkarılmış olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nezr 4242, /688
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Adak, adak kaderi değiştirir mi?
KTB, KADER
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Gunder, ona da Şube; (T)
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Mansur, ona da Rib'î b. Hiraş, Hz. Ali'nin hutbesinde Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Benim adıma yalan söylemeyin. Her kim benim adıma yalan uydurursa cehenneme girer."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
241, M000002
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ عَنْ شُعْبَةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِىِّ بْنِ حِرَاشٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَلِيًّا - رضى الله عنه - يَخْطُبُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"لاَ تَكْذِبُوا عَلَىَّ فَإِنَّهُ مَنْ يَكْذِبْ عَلَىَّ يَلِجِ النَّارَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Gunder, ona da Şube; (T)
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Mansur, ona da Rib'î b. Hiraş, Hz. Ali'nin hutbesinde Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Benim adıma yalan söylemeyin. Her kim benim adıma yalan uydurursa cehenneme girer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 2, /16
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Yalan, Hz. Peygamber'e yalan isnadı
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail -yani İbn Uleyye-, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes b. Malik'ten rivayet etmiştir: Size çok hadis rivayet etmeme Rasulullah'ın şu hadisi engel olmaktadır:
"Her kim kasten benim adıma yalan uydurursa Cehennemdeki yerine hazır olsun"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
244, M000003
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - يَعْنِى ابْنَ عُلَيَّةَ - عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ إِنَّهُ لَيَمْنَعُنِى أَنْ أُحَدِّثَكُمْ حَدِيثًا كَثِيرًا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ تَعَمَّدَ عَلَىَّ كَذِبًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail -yani İbn Uleyye-, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes b. Malik'ten rivayet etmiştir: Size çok hadis rivayet etmeme Rasulullah'ın şu hadisi engel olmaktadır:
"Her kim kasten benim adıma yalan uydurursa Cehennemdeki yerine hazır olsun"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 3, /16
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Abdülaziz b. Suheyb el-Bünanî (Abdülaziz b. Suheyb)
3. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
4. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Hadis, çok hadis rivayeti
Yalan, Hz. Peygamber'e yalan isnadı
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Guberî, ona Ebu Avane, ona Ebu Hasîn, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Her kim benim adıma kasten yalan söylerse Cehennemdeki yerine hazır olsun."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
246, M000004
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ كَذَبَ عَلَىَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Guberî, ona Ebu Avane, ona Ebu Hasîn, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Her kim benim adıma kasten yalan söylerse Cehennemdeki yerine hazır olsun."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 4, /16
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Hasîn Osman b. Asım el-Esedî (Osman b. Asım b. Husayn)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Yalan, Hz. Peygamber'e yalan isnadı
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Said b. Ubeyd, ona da Ali b. Rabî'a, ona da Muğîra şöyle rivayet etmiştir. Kufe valisiyken mescide geldim ve Hz. Peygamber'den (sav) şöyle buyurduğunu duydum:
"Benim adıma yalan söylemek başka biri adına yalan söylemek gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
248, M000005
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ رَبِيعَةَ قَالَ أَتَيْتُ الْمَسْجِدَ وَالْمُغِيرَةُ أَمِيرُ الْكُوفَةِ قَالَ فَقَالَ الْمُغِيرَةُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ :
"إِنَّ كَذِبًا عَلَىَّ لَيْسَ كَكَذِبٍ عَلَى أَحَدٍ فَمَنْ كَذَبَ عَلَىَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Said b. Ubeyd, ona da Ali b. Rabî'a, ona da Muğîra şöyle rivayet etmiştir. Kufe valisiyken mescide geldim ve Hz. Peygamber'den (sav) şöyle buyurduğunu duydum:
"Benim adıma yalan söylemek başka biri adına yalan söylemek gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mukaddime 5, /16
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Muğira Ali b. Rabî'a el-Valibi (Ali b. Rabi'a b. Nadle)
3. Ebu Hüzeyl Said b. Ubeyd et-Tai (Said b. Ubeyd)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Hadis Rivayeti
Yalan, Hz. Peygamber'e yalan isnadı
Bize Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Halef, o ikisine Ravh b. Ubade, ona İbn Cüreyc, ona Yahya b. Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Habib bu isnad ile bu hadisi Abdurrezzak'ın hadisine benzer şeklide rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1397, M004252
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ وَابْنُ أَبِى خَلَفٍ قَالاَ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ أَنَّ يَزِيدَ بْنَ أَبِى حَبِيبٍ أَخْبَرَهُ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّزَّاقِ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Halef, o ikisine Ravh b. Ubade, ona İbn Cüreyc, ona Yahya b. Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Habib bu isnad ile bu hadisi Abdurrezzak'ın hadisine benzer şeklide rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nezr 4252, /689
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Halef es-Sülemî (Muhammed b. Ahmed b. Muhammed)
Konular:
KTB, ADAK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1377, M004245
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَعَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ السَّعْدِىُّ - وَاللَّفْظُ لِزُهَيْرٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ قَالَ كَانَتْ ثَقِيفُ حُلَفَاءَ لِبَنِى عُقَيْلٍ فَأَسَرَتْ ثَقِيفُ رَجُلَيْنِ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَسَرَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَجُلاً مِنْ بَنِى عُقَيْلٍ وَأَصَابُوا مَعَهُ الْعَضْبَاءَ فَأَتَى عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ فِى الْوَثَاقِ قَالَ يَا مُحَمَّدُ. فَأَتَاهُ فَقَالَ:
"مَا شَأْنُكَ." فَقَالَ بِمَ أَخَذْتَنِى وَبِمَ أَخَذْتَ سَابِقَةَ الْحَاجِّ فَقَالَ إِعْظَامًا لِذَلِكَ
"أَخَذْتُكَ بِجَرِيرَةِ حُلَفَائِكَ ثَقِيفَ." ثُمَّ انْصَرَفَ عَنْهُ فَنَادَاهُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ يَا مُحَمَّدُ. وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَحِيمًا رَقِيقًا فَرَجَعَ إِلَيْهِ فَقَالَ:
"مَا شَأْنُكَ." قَالَ إِنِّى مُسْلِمٌ. قَالَ:
"لَوْ قُلْتَهَا وَأَنْتَ تَمْلِكُ أَمْرَكَ أَفْلَحْتَ كُلَّ الْفَلاَحِ." ثُمَّ انْصَرَفَ فَنَادَاهُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ يَا مُحَمَّدُ. فَأَتَاهُ فَقَالَ:
"مَا شَأْنُكَ." قَالَ إِنِّى جَائِعٌ فَأَطْعِمْنِى وَظَمْآنُ فَأَسْقِنِى . قَالَ:
"هَذِهِ حَاجَتُكَ." فَفُدِىَ بِالرَّجُلَيْنِ - قَالَ - وَأُسِرَتِ امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ وَأُصِيبَتِ الْعَضْبَاءُ فَكَانَتِ الْمَرْأَةُ فِى الْوَثَاقِ وَكَانَ الْقَوْمُ يُرِيحُونَ نَعَمَهُمْ بَيْنَ يَدَىْ بُيُوتِهِمْ فَانْفَلَتَتْ ذَاتَ لَيْلَةٍ مِنَ الْوَثَاقِ فَأَتَتِ الإِبِلَ فَجَعَلَتْ إِذَا دَنَتْ مِنَ الْبَعِيرِ رَغَا فَتَتْرُكُهُ حَتَّى تَنْتَهِىَ إِلَى الْعَضْبَاءِ فَلَمْ تَرْغُ قَالَ وَنَاقَةٌ مُنَوَّقَةٌ فَقَعَدَتْ فِى عَجُزِهَا ثُمَّ زَجَرَتْهَا فَانْطَلَقَتْ وَنَذِرُوا بِهَا فَطَلَبُوهَا فَأَعْجَزَتْهُمْ - قَالَ - وَنَذَرَتْ لِلَّهِ إِنْ نَجَّاهَا اللَّهُ عَلَيْهَا لَتَنْحَرَنَّهَا فَلَمَّا قَدِمَتِ الْمَدِينَةَ رَآهَا النَّاسُ. فَقَالُوا الْعَضْبَاءُ نَاقَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَتْ إِنَّهَا نَذَرَتْ إِنْ نَجَّاهَا اللَّهُ عَلَيْهَا لَتَنْحَرَنَّهَا. فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ. فَقَالَ:
"سُبْحَانَ اللَّهِ بِئْسَمَا جَزَتْهَا نَذَرَتْ لِلَّهِ إِنْ نَجَّاهَا اللَّهُ عَلَيْهَا لَتَنْحَرَنَّهَا لاَ وَفَاءَ لِنَذْرٍ فِى مَعْصِيَةٍ وَلاَ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ الْعَبْدُ."
[وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ حُجْرٍ "لاَ نَذْرَ فِى مَعْصِيَةِ اللَّهِ."]
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb ve Ali b. Hucr es-Sa'dî, o ikisine İsmail b. İbrahim, ona Eyyüb (b. Keysan es-Sahtiyânî), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona Ebu Mühelleb (Muaviye b. Amr), ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: Sakîf kabilesi, Beni Ukayl kabilesinin müttefikiydi. (Bu ittifak sürecinde) Sakîf kabilesi Peygamberimizin iki sahabesini esir aldı. Hz. Peygamber'in (sav) ashabı da Beni Ukayl kabilesinden bir kişiyi esir aldı. Bu adamla birlikte Adbâ adındaki deveye de el koymuşlardı. Bu olayın üzerine Hz. Peygamber (sav) çıkageldi. Adam bağlanmış bir haldeydi ve ey Muhammed diye seslendi. Allah'ın Rasulü adamın yanına kadar gelerek; "ne oldu" diye sordu. Adam; beni ve hacıları geçen bu deveyi niçin burada tutuyorsun diye sordu. Hz. Peygamber de (sav) bu meselenin büyüklüğüne dikkat çekerek:
"Seni, müttefiklerin olan Sakîf kabilesinin suçundan dolayı tutuyorum" dedi. Sonra adamın yanından ayrıldı. Adam yine ey Muhammed! Ey Muhammed diye seslendi. Hz. Peygamber (sav) çok merhametli ve nazik biriydi. Rasulullah, ona geri dönerek; "ne oldu?" diye sordu. Adam da ben Müslümanım dedi. Hz. Peygamber de (sav); "eğer sen bunu esir edilmeden önce söyleseydin tam manasıyla kurtulurdun" buyurdu ve oradan ayrıldı. Fakat adam yine ey Muhammed! Ey Muhammed diye seslendi. Hz. Peygamber de (sav); "ne oldu" diye sordu. Adam da ben açım, beni doyur. Ben susuzum, bana su ver dedi. Hz. Peygamber de (sav); "bu senin (giderilmesi gereken) ihtiyacındır, (istediğini yapın)" buyurdu. Bu adam (bir süre sonra) iki adama karşılık olarak takas edilmişti. Ravi (İmran b. Husayn) şöyle devam etti: Daha sonra Ensar'dan bir kadın düşmana esir düşmüştü. Adbâ da düşmanın eline geçmişti. Kadın bağlanmış bir haldeydi. Bir gece insanlar develerini evlerinin önünde çökertirken kadın bağlarından kurtulmayı başardı ve develerin yanlarına kadar geldi. Fakat o, bir devenin yanına varır varmaz deve böğürüyor, kadın da irkilip diğerine yöneliyordu. Sonunda Adbâ adlı devenin yanına geldi. Adbâ böğürmedi. Ravi dedi ki: Bu hayvan (Adbâ) uysal bir hayvandı. Kadın devenin sırtına çıkıp onu sürdü ve oradan uzaklaştı. İnsanlar kadının yokluğunu bir süre sonra fark ederek onu aramaya başladılar. Fakat kadın onları atlatmıştı. Ravi dedi ki: Bu kadın, eğer Allah kendisini kurtarırsa bu deveyi (Adbâ'yı) kesinlikle kurban edeceğine dair adakta bulundu. Kadın, Medine’ye ulaştığında halk onu gördü. Sonra da "(Bu deve) Adbâ'dır ve Allah'ın Rasulü'nün devesidir" dediler. Kadın ise Allah kendisini kurtarırsa bu deveyi (Adbâ'yı) kesinlikle kurban edeceğine dair adakta bulunduğunu söyledi. İnsanlar bunu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "sübhanallah! Adbâ’yı ne de güzel ödüllendirmiş! Demek Allah onu kurtarırsa deveyi kurban edecekmiş! Günaha sebebiyet verecek ve başkasının malıyla yapılacak olan adak yerine getirilmez" buyurdu.
[İbn Hucr'un rivayetinde ise Allah'a isyan yolunda adak olmaz ifadesi yer almaktadır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nezr 4245, /688
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Mühelleb Muaviye b. Amr el-Basri (Amr b. Muaviye b. Zeyd)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Adak, Allah'a isyan içeren adaklar
Adak, kişi malik olmadığını adaya bilir mi?
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Tebliğ, dine davet ve tebliğde metot
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ رُمْحِ بْنِ الْمُهَاجِرِ قَالاَ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ قَالَ اسْتَفْتَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نَذْرٍ كَانَ عَلَى أُمِّهِ تُوُفِّيَتْ قَبْلَ أَنْ تَقْضِيَهُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَاقْضِهِ عَنْهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1357, M004235
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ رُمْحِ بْنِ الْمُهَاجِرِ قَالاَ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ قَالَ اسْتَفْتَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نَذْرٍ كَانَ عَلَى أُمِّهِ تُوُفِّيَتْ قَبْلَ أَنْ تَقْضِيَهُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَاقْضِهِ عَنْهَا."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Muhammed b. Rumh b. Muhacir, o ikisine Leys; (T)
Bize Kuteybe b. Said (b. Cemil b. Tarif), ona Leys (b. Sa'd b. Abdurrahman) İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ubeydullah b. Abdullah (b. Utbe b. Mesud b. Gâfil), ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Sa'd b. Ubade, annesinin adadığı ancak yerine getiremeden vefat ettiği adağı hakkında ne yapması gerektiğini Rasulullah'a (sav) sordu. Rasulullah da (sav); "o adağı annenin yerine sen gerçekleştir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nezr 4235, /687
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Rumh et-Tücibî (Muhammed b. Rumh b. Muhacir b. Muharrar)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Adak, ölen kimsenin adağı
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Vasiyet
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا النَّضْرُ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ الْيَمَامِىَّ - حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ - وَهُوَ ابْنُ عَمَّارٍ - حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ فَأَصَابَنَا جَهْدٌ حَتَّى هَمَمْنَا أَنْ نَنْحَرَ بَعْضَ ظَهْرِنَا فَأَمَرَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعْنَا مَزَاوِدَنَا فَبَسَطْنَا لَهُ نِطَعًا فَاجْتَمَعَ زَادُ الْقَوْمِ عَلَى النِّطَعِ قَالَ فَتَطَاوَلْتُ لأَحْزُرَهُ كَمْ هُوَ فَحَزَرْتُهُ كَرَبْضَةِ الْعَنْزِ وَنَحْنُ أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً قَالَ فَأَكَلْنَا حَتَّى شَبِعْنَا جَمِيعًا ثُمَّ حَشَوْنَا جُرُبَنَا فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَهَلْ مِنْ وَضُوءٍ." قَالَ فَجَاءَ رَجُلٌ بِإِدَاوَةٍ لَهُ فِيهَا نُطْفَةٌ فَأَفْرَغَهَا فِى قَدَحٍ فَتَوَضَّأْنَا كُلُّنَا نُدَغْفِقُهُ دَغْفَقَةً أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً. قَالَ ثُمَّ جَاءَ بَعْدَ ذَلِكَ ثَمَانِيَةٌ فَقَالُوا هَلْ مِنْ طَهُورٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَرِغَ الْوَضُوءُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2195, M004518
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا النَّضْرُ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ الْيَمَامِىَّ - حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ - وَهُوَ ابْنُ عَمَّارٍ - حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ فَأَصَابَنَا جَهْدٌ حَتَّى هَمَمْنَا أَنْ نَنْحَرَ بَعْضَ ظَهْرِنَا فَأَمَرَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعْنَا مَزَاوِدَنَا فَبَسَطْنَا لَهُ نِطَعًا فَاجْتَمَعَ زَادُ الْقَوْمِ عَلَى النِّطَعِ قَالَ فَتَطَاوَلْتُ لأَحْزُرَهُ كَمْ هُوَ فَحَزَرْتُهُ كَرَبْضَةِ الْعَنْزِ وَنَحْنُ أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً قَالَ فَأَكَلْنَا حَتَّى شَبِعْنَا جَمِيعًا ثُمَّ حَشَوْنَا جُرُبَنَا فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَهَلْ مِنْ وَضُوءٍ." قَالَ فَجَاءَ رَجُلٌ بِإِدَاوَةٍ لَهُ فِيهَا نُطْفَةٌ فَأَفْرَغَهَا فِى قَدَحٍ فَتَوَضَّأْنَا كُلُّنَا نُدَغْفِقُهُ دَغْفَقَةً أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً. قَالَ ثُمَّ جَاءَ بَعْدَ ذَلِكَ ثَمَانِيَةٌ فَقَالُوا هَلْ مِنْ طَهُورٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَرِغَ الْوَضُوءُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Nadr b. Muhammed el-Yemâmî, ona İkrime b. Ammar, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile bir gazveye çıktık da (yiyecek-içecek) sıkıntısına dûçâr olduk. Öyle ki, bazı hayvanlarımızı kesip (yemeği) düşündük. Allah'ın Nebî'si (sav) emretti; bizler de azıklarımızı toplayıp onlar için bir örtü yaydık. Böylece ordunun azığı örtüde toplanmış oldu. Ben, ne kadar (toplandığını) tahmin etmek için elimi (azık içerisine) uzattım da onun keçi ağılı kadar olduğunu takdir ettim. (Halbuki) bizler, yüz on dört kişiydik. Hepimiz doyana dek (ondan) yedik. Ardından azıklarımızı da doldurduk. Hz. Peygamber (sav); "abdest (suyu) var mı" buyurdu. (Bunun üzerine) bir adam, içerisinde az bir (su) bulunan kabını getirip onu bir çanağa döktü. Hepimiz, (yani) yüz on dört (kişi), bol bol dökerek (ondan) abdest aldık. Bundan sonra sekiz kişi gelip; abdest suyu var mı dediler. Rasulullah da (sav); "abdest suyu bitti" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Meğâzî 4518, /737
Senetler:
()
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2194, M004517
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَشْهَبِ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ فِى سَفَرٍ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ عَلَى رَاحِلَةٍ لَهُ قَالَ فَجَعَلَ يَصْرِفُ بَصَرَهُ يَمِينًا وَشِمَالاً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ كَانَ مَعَهُ فَضْلُ ظَهْرٍ فَلْيَعُدْ بِهِ عَلَى مَنْ لاَ ظَهْرَ لَهُ وَمَنْ كَانَ لَهُ فَضْلٌ مِنْ زَادٍ فَلْيَعُدْ بِهِ عَلَى مَنْ لاَ زَادَ لَهُ."
[قَالَ فَذَكَرَ مِنْ أَصْنَافِ الْمَالِ مَا ذَكَرَ حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ لاَ حَقَّ لأَحَدٍ مِنَّا فِى فَضْلٍ.]
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Ebu Eşheb, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said Hudrî şöyle rivayet etti: Bir defa biz Peygamber'e (sav) beraber bir seferde iken devesi üzerinde bir adam geliverdi. Ve gözünü sağa sola çevirmeye başladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "kimin yanında fazla hayvan varsa onu hayvanı olmayana versin! Ve kimin fazla azığı varsa -onu azığı olmayana versin" buyurdu.
[Ravi demiş ki: Mal çeşitlerinden söylediğim söyledi. Hattâ bir artan inalda hiç birimizin hakkı olmadığı düşüncesine vardık.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Meğâzî 4517, /737
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ebu Eşheb Cafer b. Hayyan es-Sa'dî (Cafer b. Hayyan)
4. Şeyban b. Ebu Şeybe el-Habati (Şeyban b. Ferruh)
Konular:
İNSANLAR ARASI SEVGİ VE SAYGI
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri