باب مَنِ اسْتَوْهَبَ مِنْ أَصْحَابِهِ شَيْئًا . وَقَالَ أَبُو سَعِيدٍ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اضْرِبُوا لِى مَعَكُمْ سَهْمًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20654, Buhari, Hibe, 3(bab başlığı)
Hadis:
باب مَنِ اسْتَوْهَبَ مِنْ أَصْحَابِهِ شَيْئًا . وَقَالَ أَبُو سَعِيدٍ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اضْرِبُوا لِى مَعَكُمْ سَهْمًا » .
Tercemesi:
Arkadaşlarından Herhangi Bir Şeyi Kendisine Hibe Etmelerini İsteyen Kimse Babı
Ebû Saîd Hudrî de: Peygamber (S): "Sizinle beraber bana da bir pay ayırınız" buyurdu, demiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Bağış, Hibe
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ أَنَّهُ قَالَ قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقْبِيَةً وَلَمْ يُعْطِ مَخْرَمَةَ شَيْئًا فَقَالَ مَخْرَمَةُ يَا بُنَىَّ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَانْطَلَقْتُ مَعَهُ قَالَ ادْخُلْ فَادْعُهُ لِى . قَالَ فَدَعَوْتُهُ لَهُ فَخَرَجَ إِلَيْهِ وَعَلَيْهِ قَبَاءٌ مِنْهَا فَقَالَ « خَبَأْتُ هَذَا لَكَ » . قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهِ فَقَالَ « رَضِىَ مَخْرَمَةُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4243, M002431
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ أَنَّهُ قَالَ قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقْبِيَةً وَلَمْ يُعْطِ مَخْرَمَةَ شَيْئًا فَقَالَ مَخْرَمَةُ يَا بُنَىَّ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَانْطَلَقْتُ مَعَهُ قَالَ ادْخُلْ فَادْعُهُ لِى . قَالَ فَدَعَوْتُهُ لَهُ فَخَرَجَ إِلَيْهِ وَعَلَيْهِ قَبَاءٌ مِنْهَا فَقَالَ « خَبَأْتُ هَذَا لَكَ » . قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهِ فَقَالَ « رَضِىَ مَخْرَمَةُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys, tbni Ebî Müleyke'den, o da Misver b. Mahreme'den naklen rivayet etti ki Misver şöyle demiş: Resûlüllah (Saîlalîahü Aleyhi ve Seîlem) (ashabına) bir takım kaftanlar taksim etti de Mahreme'ye bir şey vermedi. Bunun üzerine Mahreme (bana):
— Yavrucuğum! Haydi seninle Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem/e gidelim.» dedi. Ben de onunla beraber gittim. (Babam):
— «Gir de Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellernfi bana çağır.» dedi. Ben de çağırdım. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), üzerinde dağıttığı kaftanlardan biri olduğu hâlde babamın yanına çıktı ve:
— «Bunu senin için sakladım.» buyurdu. Babam, kaftana baktı. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de:
— «Mahreme razı oldu.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2431, /407
Senetler:
()
Konular:
Giyim–Kuşam
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4251, M002435
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ سَعْدٍ يُحَدِّثُ بِهَذَا الْحَدِيثِ - يَعْنِى حَدِيثَ الزُّهْرِىِّ الَّذِى ذَكَرْنَا - فَقَالَ فِى حَدِيثِهِ فَضَرَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ بَيْنَ عُنُقِى وَكَتِفِى ثُمَّ قَالَ « أَقِتَالاً أَىْ سَعْدُ إِنِّى لأُعْطِى الرَّجُلَ » .
Tercemesi:
Bize Hasen b. Alîyy El-kûlynî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yâkûb b. İbrahim b. Sa'd rivayet etti. (Dedi ki): Bize, babam, Salih' den, o da İsmail b. Muhammed b. Sa'd'dan naklen rivayet etti. Demiş ki: Ben, Muhammed b. Sa'd'ı bu hadîsi —Yâni Zührî'nin yukarıda zikrettiğimiz hadîsini— rivayet ederken dinledim; o şunu da söyledi: «Bunun üzerine Resülüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (mübarek) eli ile benim ensemle omu zum arasına vurdu. Sonra:
— Dövüşmek mi İstiyorsun, Ey Sa'd? Ben, adama veriyorum işte! buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2435, /408
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4255, M002437
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنٌ الْحُلْوَانِىُّ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - وَهُوَ ابْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ حَدَّثَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ لَمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مَا أَفَاءَ مِنْ أَمْوَالِ هَوَازِنَ . وَاقْتَصَّ الْحَدِيثَ بِمِثْلِهِ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ قَالَ أَنَسٌ فَلَمْ نَصْبِرْ . وَقَالَ فَأَمَّا أُنَاسٌ حَدِيثَةٌ أَسْنَانُهُمْ .
Tercemesi:
Bize Hasen-i Hûlvânî ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Yakûb yâni tbni İbrahim b. Sa'd rivayet etti. (Dedi ki): Bize, babam, Sâlih'den, o da İbni Şihâb'dan naklen rivayet etti. (Demiş ki): Bana, Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dedi ki): «Allah, Resulüne Hevâzin kabilesinin mallarından bol bol ganimet verdiği vakit...» Râvî hadîsi yukarki hadis gibi anlatmış yalnız burada şöyle demiş: «Enes; Biz sabretmedik, dedi...»
Bir de: «Amma yaşları genç bir takım insanlar...» dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2437, /408
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
VEFAKARLIK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4247, M002433
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - وَهُوَ ابْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عَامِرُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ سَعْدٍ أَنَّهُ أَعْطَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَهْطًا وَأَنَا جَالِسٌ فِيهِمْ قَالَ فَتَرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ رَجُلاً لَمْ يُعْطِهِ وَهُوَ أَعْجَبُهُمْ إِلَىَّ فَقُمْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَارَرْتُهُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا لَكَ عَنْ فُلاَنٍ وَاللَّهِ إِنِّى لأَرَاهُ مُؤْمِنًا . قَالَ « أَوْ مُسْلِمًا » . فَسَكَتُّ قَلِيلاً ثُمَّ غَلَبَنِى مَا أَعْلَمُ مِنْهُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا لَكَ عَنْ فُلاَنٍ فَوَاللَّهِ إِنِّى لأَرَاهُ مُؤْمِنًا . قَالَ « أَوْ مُسْلِمًا » . فَسَكَتُّ قَلِيلاً ثُمَّ غَلَبَنِى مَا أَعْلَمُ مِنْهُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا لَكَ عَنْ فُلاَنٍ فَوَاللَّهِ إِنِّى لأَرَاهُ مُؤْمِنًا . قَالَ « أَوْ مُسْلِمًا » . قَالَ « إِنِّى لأُعْطِى الرَّجُلَ . وَغَيْرُهُ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْهُ خَشْيَةَ أَنْ يُكَبَّ فِى النَّارِ عَلَى وَجْهِهِ » . وَفِى حَدِيثِ الْحُلْوَانِىِّ تَكْرَارُ الْقَوْلِ مَرَّتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Hasen b. Alîyy El-Hûlvânî ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Ya'kûb yâni İbni îbrâhîm b. Sa'd rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam, Sâlih'den, o da tbni Şihâb'dan naklen rivayet etti. (Demiş ki): Bana Amir b. Sa'd babası Sa'd'dan naklen haber verdi ki, şöyle demiş: «Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem): Ben de aralarında oturduğum hâlde (müellefe-i kulûb'dan) birkaç kişiye atıyye verdi. Yalnız onlardan bir adama hiç bir şey vermedi. Hâlbuki içlerinde, benim en beğendiğim o idi. Bunun üzerine ben kalkarak Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellemyin yanma gittim ve kendisiyle gizlice konuştum; dedim ki:
— Yâ Resûlallaht Filâna n'için vermedin? Vallahi ben, onu sağlam bir mü'min görüyorum. Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem)'.
— Yahut Müslim; dedi. Ben biraz sustum. Sonra yine o adamın bildiğim hâli yine bana galebe çalarak:
— Yâ Resûlallah filâna n'için bir şey vermedin? Vallahi ben onu sağlam bir mü'min görüyorum; dedim. Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) (tekrar):
— Yahut Müslim; buyurdu. Ben, yine biraz sustum. Sonra o adamın bildiğim hâli bana (tekrar) galebe çalarak:
— Yâ Resûlallah! Filâna n'için bir şey vermedin? Vallahi ben, onu sağlam mü'min görüyorum; dedim. Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) (yine):
— Yahut Müslim; dedi ve şunu ilâve ettiı
— Ben yüzü üstü cehenneme atılır korkusuyla başkası bence daha makbul olduğu hâlde bazen bir kimseye dünyalık veririm.»
Hûlvânî'nin hadisinde bu söz iki defa tekrarlanmıştır
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2433, /407
Senetler:
()
Konular:
KTB, HEDİYELEŞMEK
Strateji, Müellefe-i Kulub
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4256, M002438
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَخِى ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمِّهِ قَالَ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ . وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِهِ . إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ قَالَ أَنَسٌ قَالُوا نَصْبِرُ . كَرِوَايَةِ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ .
Tercemesi:
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yâkûb b. îbrâhim rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Şihâb'm kardeşi oğlu, Amı-casından naklen rivayet etti; «Bana Enes b. Mâlik haber verdi» diyerek hadîsi yukarki gibi rivayet etmiş. Ancak o da; «Enes (Dedi ki): Ensâr: sabrederiz, dediler.» cümlesini Yûnus'un Zührî'den rivayet ettiği gibi nakleylemiş
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2438, /408
Senetler:
()
Konular:
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4259, M002440
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى التَّيَّاحِ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ قَسَمَ الْغَنَائِمَ فِى قُرَيْشٍ فَقَالَتِ الأَنْصَارُ إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْعَجَبُ إِنَّ سُيُوفَنَا تَقْطُرُ مِنْ دِمَائِهِمْ وَإِنَّ غَنَائِمَنَا تُرَدُّ عَلَيْهِمْ . فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعَهُمْ فَقَالَ « مَا الَّذِى بَلَغَنِى عَنْكُمْ » . قَالُوا هُوَ الَّذِى بَلَغَكَ . وَكَانُوا لاَ يَكْذِبُونَ . قَالَ « أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا إِلَى بُيُوتِهِمْ وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ إِلَى بُيُوتِكُمْ لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا أَوْ شِعْبًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ وَادِيًا أَوْ شِعْبًا لَسَلَكْتُ وَادِىَ الأَنْصَارِ أَوْ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammedü'bnu Velîd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû't -Teyyâh'dan rivayet etti. (Demiş ki): Enes b. Mâlik'den dinledim. (Dedi ki): Mekke fethedildiği zaman Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ganimetleri Kureyş'in arasında taksim etti. Bunun üzerine Ensâr:
— «Bu, hakîkaten şaşacak şey! Bizim kılınçlarımızdan Kureyş'in kanları damlıyor, ganimetlerimiz ise onlara iade olunuyor!» dediler.
Bu söz Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemfln kulağına varınca hemen onları topladı ve:
— «Sizden kulağıma gelen bu söz nedir?» diye sordu. Ens&n
— «Ne duydunsa o'dur.» dediler. Yalan söylehıezlerdi. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)ı
— «Siz, başkalarının evlerine dünyalıkla dönmelerine, kendinizin de evlerinize Resûlüllah ile dönmenize razı değil misiniz? Bütün insanlar bir vadiyi veya dağ yolunu tutsalar Ensâr da bir vadiyi veya dağ yolunu tutsa, ben, mutlaka Ensâr'ın vadisini yahut Ensârın yolunu tutardım.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2440, /409
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Mal, mal - mülk hırsı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4262, M002441
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَرْعَرَةَ - يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى الآخَرِ الْحَرْفَ بَعْدَ الْحَرْفِ - قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ حُنَيْنٍ أَقْبَلَتْ هَوَازِنُ وَغَطَفَانُ وَغَيْرُهُمْ بِذَرَارِيِّهِمْ وَنَعَمِهِمْ وَمَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ عَشَرَةُ آلاَفٍ وَمَعَهُ الطُّلَقَاءُ فَأَدْبَرُوا عَنْهُ حَتَّى بَقِىَ وَحْدَهُ - قَالَ - فَنَادَى يَوْمَئِذٍ نِدَاءَيْنِ لَمْ يَخْلِطْ بَيْنَهُمَا شَيْئًا - قَالَ - فَالْتَفَتَ عَنْ يَمِينِهِ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ » . فَقَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَبْشِرْ نَحْنُ مَعَكَ - قَالَ - ثُمَّ الْتَفَتَ عَنْ يَسَارِهِ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ » . قَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَبْشِرْ نَحْنُ مَعَكَ - قَالَ - وَهُوَ عَلَى بَغْلَةٍ بَيْضَاءَ فَنَزَلَ فَقَالَ أَنَا عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ . فَانْهَزَمَ الْمُشْرِكُونَ وَأَصَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَنَائِمَ كَثِيرَةً فَقَسَمَ فِى الْمُهَاجِرِينَ وَالطُّلَقَاءِ وَلَمْ يُعْطِ الأَنْصَارَ شَيْئًا فَقَالَتِ الأَنْصَارُ إِذَا كَانَتِ الشِّدَّةُ فَنَحْنُ نُدْعَى وَتُعْطَى الْغَنَائِمُ غَيْرَنَا . فَبَلَغَهُ ذَلِكَ فَجَمَعَهُمْ فِى قُبَّةٍ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ مَا حَدِيثٌ بَلَغَنِى عَنْكُمْ » . فَسَكَتُوا فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَذْهَبَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا وَتَذْهَبُونَ بِمُحَمَّدٍ تَحُوزُونَهُ إِلَى بُيُوتِكُمْ » . قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ رَضِينَا . قَالَ فَقَالَ « لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لأَخَذْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ » . قَالَ هِشَامٌ فَقُلْتُ يَا أَبَا حَمْزَةَ أَنْتَ شَاهِدٌ ذَاكَ قَالَ وَأَيْنَ أَغِيبُ عَنْهُ
Tercemesi:
Bize Muhammedü'bnüV Müsennâ ile îbrâhîm b. Mu-hammed b. Ar'ara birbirlerinden baza cümleler ziyadesiyle rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Muâz b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki): Bize îbni Avn, Hişâm b. Zeyd b. Enes'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Huneyn harbi kopunca Hevâzin ve Ga-tafân kabileleri bütün çoluk çocukları ve hayvanları ile (karşımıza) çıktılar. O gün Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemfın yanında On-bin kişi ile serbest bırakılan Mekke'liler vardı. (Harb başlayınca) Bunların hepsi geri döndüler. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yalnız başına kaldı. Ve o gün aralarına başka bir şey karıştırmamak şartı ile iki defa nidada bulundu. Sağına bakarak:
— Ey Ensâr cemâati!» diye nida etti. Ensâr:
— «Lebbeyk Yâ Resul ali ah! Müsterih ol biz seninle beraberiz.» dediler. Sonra sol tarafına bakarak (Yine):
— «Ey Ensâr cemâati!» dedi. Ensâr:
— «Lebbeyk Yâ Resülallah! Müsterih ol biz seninle beraberiz.» cevâbım verdiler. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellcnı) beyaz bir katırın üzerinde idi. (Ondan) indi ve:
— «Ben, Allah'ın kulu ve Resulüyüm.» buyurdular. Derken müşrikler bozuldu, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir çok ganimetler elde etti. (Onları) muhacirlerle serbest bırakılan esirler arasında taksim etti. Ensâr'a bir şey vermedi. Bunun üzerine Ensâr:
— «Harp olursa biz çağırıhyoruz fakat ganimetler bizden başkalarına veriliyor.» dediler.
Bu söz Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve SellefiiYm kulağına ulaştı. Hemen Ensâr'ı bir çadıra toplayarak-
— «Ey Ensâr cemâati! Sizden, kulağıma gelen (bu söz nedir?)» dedi. Ensâr sustular. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (tekrar):
— «Ey Ensâr cemâatı« Başkalarının dünyalıkla gitmesine kendiniz de Muhammed'le, onu aranıza alarak evlerinize gitmenize razı değil misiniz?» diye sordu: Ensâr:
— «Evet, razıyız yâ Resülallah!» cevâbını verdiler. Müteakiben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şunu söyledi.
— «(Bütün) insanlar bir vadiyi, Ensâr da bir dağ yolunu tutsaiar: ben, mutlaka Ensâr'ın yolundan giderdim.»
Hişâm (Demişki): «Ben: Yâ Ebâ Hamza! Sen, bu vak'aya şahit oldun mu? dedim; (Ondan nereye kaçabilirdim ki?) cevâbını verdi.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2441, /409
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri