10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) İbnü’l- Lutebiyye isimli birisini Süleym oğulları’nın zekâtlarını toplamak üzere görevlendirdi. İbnü’l- Lutebiyye, vazifesini yapıp geldiğinde, Rasul-i Ekrem (sav) onu hesaba çekti. İlgili memur, 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da (bana verilen) hediyedir!' dedi. Rasul-i Ekrem, cevaben "Sen doğru söyleyen bir adam isen, babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediyen gelir miydi, görseydin!" dedi. Sonra Rasulullah (sav) bize bir konuşma yaptı. Allah’a hamd edip, O’nu güzel sıfatlarla övdükten sonra "İmdi" diyerek şöyle devam etti: "Ben içinizden birisini, Allah’ın bana havale buyurduğu bir işe memur tayin ediyorum, o da bana gelip 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da bana verilen hediyedir!' diyor! Bu adam babasının ve anasının evinde otursaydı da kendisine hediyesi gelir miydi, yoksa gelmez miydi, bir kere görseydi! Allah'a yemin ederim ki, sizden bir kimse haksız yere bir şey alırsa, muhakkak o aldığı malı boynuna yüklenerek Allah’a kavuşacaktır. Sakın ben sizden herhangi birinizi inlemesi olan bir deveyi veya böğürmesi olan bir sığırı, ya da melemesi olan bir koyunu boynunda taşıyarak Allah’a kavuştuğunu görüp tanımayayım!" Bundan sonra Rasulullah (sav) iki elini koltuk altının beyazlığı görünceye kadar kaldırarak "Allah’ım! Tebliğ ettim mi?" dedi. Ben bunu gözümle gördüm, kulağımla işittim.
Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: M004738; [M004738]; [M004739]; [B002597]; [B006636]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535]; [D002946].
Bize Yahya b. Kazaa, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed) ona Yezîd b. Câriye el-Ensârî'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir: Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.
Bize Yahya b. Bükeyr ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebu Hilal, ona Hilâl b. Usame, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) namazda şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabia'yı kurtar, Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar, Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar, Allah'ım, zayıf ve güçsüz müminleri kurtar, Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha da artır. Allah'ım, onlar üzerine bu yılları Yusuf'un (kıtlık) yılları gibi yap."
Bize Saîd b. Süleyman, ona Abbâd, ona İsmail, ona Kays, ona da Saîd, b. Zeyd şöyle demiştir: Vallahi ben, İslam'a girdiğim için, Ömer'in, beni esir gibi bağlayarak eziyet ettiğini gördüm. Sizin Osman'a yaptığınız (kötülükten) dolayı da, Uhud Dağı parça parça olsa hakkıdır, yadırganmaz.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Ensardan bir adam kendisine ait bir köleyi müdebber olarak (kendi ölümünden sonra olmak kaydıyla) azat etmişti. Başka-ca bir malı da yoktu. Bu haber Hz. Peygamber (sav) ulaştı Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "bu köleyi benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah bu köleyi 800 dirheme satın aldı. Râvi Amr der ki: Ben Cabir'in " bu köle önceki yıl vefat eden Mısırlı bir köleydi" dediğini işittim.
Leys der ki: Bana Nâfi, ona da Ebu Ubeyd'in kızı Safiye şöyle haber vermiştir: Tasarruf hakkı Halîfe Ömer'de olan bir köle, beşte bir ganimet payından olan bir cariye ile, cariyenin rızası dışında cinsel ilişkiye girmiş ve onun bekâretini bozmuştu. Bunun üzerine Ömer o erkek köleye, zina etme cezası olarak sopa vurdu ve onu altı ay sürgün etti, ama rızası dışında olduğu için cariyeye sopa cezası uygulamadı. Zuhrî, bakire bir cariyenin bekaretini bozan hür bir erkek hakkında şöyle der: Hakim, bu bakire cariyenin, bekâret değerini hesaplayıp bu bedeli erkekten tahsil eder ve o erkeğe had cezası olarak sopa atılır. Fıkıh imamlarının görüşüne göre, dul cariye ilgili bir değer tespiti ve ödemesi yoktur. Sadece erkeğe had cezası uygulanır.
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Saîd b. Süleyman, ona Hüşeym, ona Übeydullah b. Ebu Bekir b. Enes, ona da Enes şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), 'zalim de mazlum da olsa kardeşine yardım et' buyurdu. Bir adam 'ey Allah'ın Rasulü, mazlum olduğu zaman ona yardım edeyim, fakat o zalim olduğu zaman ben ona nasıl yardım ederim' diye sordu, Rasulullah (sav) da 'onu tutarsın ya da onun zulmetmesine engel olursun. Ona yardım da işte budur' buyurdu."