10631 Kayıt Bulundu.
Bize Adem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölülere küfretmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş oldukları amellerin karşılığını görmüşlerdir." Bu hadisi Abdullah b. Abdülkuddûs, A'meş'ten ve Muhammed b. Enes de yine A'meş'ten rivayet etmiştir. Bu hadisi Şu'be'den rivayet etmede Adem b. Ebu İyas'a, Ali b. Ca'd, İbn Ar'ara ve İbn Ebu Adiy ayrı ayrı mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Abdülkuddûs arasında inkita vardır.
Bize Adem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölülere küfretmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş oldukları amellerin karşılığını görmüşlerdir." Bu hadisi Abdullah b. Abdülkuddûs, A'meş'ten ve Muhammed b. Enes de yine A'meş'ten rivayet etmiştir. Bu hadisi Şu'be'den rivayet etmede Adem b. Ebu İyas'a, Ali b. Ca'd, İbn Ar'ara ve İbn Ebu Adiy ayrı ayrı mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. Ca'd arasında inkita vardır.
Bize Adem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölülere küfretmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş oldukları amellerin karşılığını görmüşlerdir." Bu hadisi Abdullah b. Abdülkuddûs, A'meş'ten ve Muhammed b. Enes de yine A'meş'ten rivayet etmiştir. Bu hadisi Şu'be'den rivayet etmede Adem b. Ebu İyas'a, Ali b. Ca'd, İbn Ar'ara ve İbn Ebu Adiy ayrı ayrı mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Arara arasında inkita vardır.
Bize Adem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölülere küfretmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş oldukları amellerin karşılığını görmüşlerdir." Bu hadisi Abdullah b. Abdülkuddûs, A'meş'ten ve Muhammed b. Enes de yine A'meş'ten rivayet etmiştir. Bu hadisi Şu'be'den rivayet etmede Adem b. Ebu İyas'a, Ali b. Ca'd, İbn Ar'ara ve İbn Ebu Adiy ayrı ayrı mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. İbrahim arasında inkita vardır.
Bize Muallâ b. Esed, ona Vuheyb, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Bekir’in (ra) huzuruna (maraz-ı mevtinde) girdiğimde, o 'Nebi’yi (sav) kaç parça bez ile kefenlediniz?' diye sordu. 'Beyaz renkli üç parça pamuklu Sahûliyye kumaşıyla kefenledik. Kefeninde ne gömlek, ne de sarık vardı' diye cevap verdim. 'Peki Rasulullah (sav) hangi gün vefat etmişti?' dediğinde, Âişe 'Pazartesi günü' dedi. 'Peki, bu gün hangi gündür?' dediğinde, Âişe 'Bugün pazartesi günüdür' dedi. Ebu Bekir 'Ben şu saatten itibaren geceye kadar ruhumun kabzedileceğini umuyorum' dedi. Derken hastalığı esnasında giydiği elbisesine baktı. Üzerinde bir parça zaferan izi gördü ve 'Şu elbisemi yıkayın. Ona iki bez parçası daha ekleyin ve beni onlarla kefenleyin' dedi. Ben 'Ama bu oldukça eskidir' dediğimde, 'Yeni elbise ölülerden çok hayatta olanlara daha layıktır. Kefen ise irin ve diğer akıntılar içindir' dedi. Babam salı akşamının gecesinde ruhunu teslim etti ve sabah olmadan da (geceleyin) defnedildi."
Bize Adem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölülere küfretmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş oldukları amellerin karşılığını görmüşlerdir." Bu hadisi Abdullah b. Abdülkuddûs, A'meş'ten ve Muhammed b. Enes de yine A'meş'ten rivayet etmiştir. Bu hadisi Şu'be'den rivayet etmede Adem b. Ebu İyas'a, Ali b. Ca'd, İbn Ar'ara ve İbn Ebu Adiy ayrı ayrı mutâbaat etmiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Hilal, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir daha kalkmadığı hastalığına yakalandığı zaman “Allah, Yahudi ve Hristiyanlar'ı rahmetinden uzak kılsın! Bunlar Peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler” buyurdu." Aişe der ki: Böyle bir endişe olmayaydı, Rasulullah'ın kabri açıkta bırakılırdı. Ama Peygamber bundan endişe etti. Veya, O'nun kabrinin bir mescid edinilmesinden endişe edildi. Hilal der ki: Urve b. Zübeyr bana (Ebu Amra) lakabını verdi, halbuki benim hiç çocuğum olmadı. Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona da Süfyan et-Temmâr, Hz. Peygamber'in (sav) kabrini yerden biraz yükseltilmiş halde gördüğünü rivayet etmiştir. Bize Ferve, ona Ali, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr) şöyle demiştir: Velid b. Abdilmelik zamanında Peygamber'in (sav) gömülü bulunduğu hücrenin bir duvarı yıkılınca, bunu tamir etmeye çalıştılar. Bu sırada dizine kadar baldırı ile beraber bir ayak göründü. Bu ayak, Peygamber'in (sav) ayağıdır zannederek, oradakiler korkup ağlamaya başladılar. Ve aralarında hücrenin asli durumunu bilen bir kimse de bulamamışlardı. Nihayet Urve b. Zübeyr, oradakilere hitaben “Allah'a yemin ederim ki, bu ayak Peygamber'in (sav) değil, Hz. Ömer'in (ra) ayağıdır” dedi.