حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165958, EM001134
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Tercemesi:
Muhacir'den (bu adam kuyumcudur) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (S&lhlkhü Aleyhi ve SeUcm)'in ashabından olan Hadrarnût'lu kaba bir adamla oturuyordum. Ona:
— Nasıl sabahladın? dendiği zaman şöyle derdi;
— Allah'a ortak koşmuyoruz, (Elhamdü Lillâh).[998]
En kötü durum hiç şüphe yok ki, Allah'a ortak koşmak ve küfür üzere bulunmaktır. Bunun dışında iman sahibi olduktan sonra her haide hamd ve şükretmek elbette bir vazifedir. Bazı dünyevî kederler ve çekilen musî-better geçici olduğundan ve bunlara katlanmanın sevabı bulunduğundan bunlara sabrederek hamd ve şükrü eksik etmemelidir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[999]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1134, /861
Senetler:
()
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان بن بلال قال حدثني سهيل عن أبيه عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم : إذا قام أحدكم من مجلسه ثم رجع إليه فهو أحق به
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165964, EM001138
Hadis:
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان بن بلال قال حدثني سهيل عن أبيه عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم : إذا قام أحدكم من مجلسه ثم رجع إليه فهو أحق به
Tercemesi:
Ebü Hüreyre (RadiyaUakuanh), Peygamber (Salfaltohû Ateyht eiten:)'den şöyle rivayet etmiştir;
«Sizden (biriniz, oturduğu yerden kalktığı, zaman sonra oraya dönerse, kendisi o yere (oturmaya) daha lâyıktır.»[1006]
Bîr mecliste otururken herhangi bir iş İçin yerinden kalkıp ayrılan kİm-se, meclise dönünce eski yerine oturma hakkına sahiptir. Böyle muvakkat ayrılışlar için, boşalan yer doldurulmamalı ve sahibinin işgaline terk edilmelidir. Arkadaş hakkını koruma ve birbirine eziyet vermemek bakımından edebe en uygun tutum budur. Cömİ ve Mescid gibi umumî yerlerde de bayie hareket etmelidir. Fakat hiç kimse, devamlı olarak bir yeri işgoi etmek hakkına sahip değildir. Ancak ders okutmak ve va'z etmek için muayyen yer sahibi tarafından daima işgal edilir. Sunun dışında camiye ilk gid^n ön saha istediği yere oturur ve o ibâdet müddeti için işgal etmiş olduğu yere hak kazanır. Başkasının buna müdahalesi olamaz. Rütbe ve mevkilere göre ayrılmış olan îoplantî yerlerinde herkes kendine ait olan yerde oturur. Baş-kosının mokam ve yerini işgal etmek, edebe aykırı düşer.[1007]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1138, /864
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Heysem Halid b. Mahled el-Katavâni (Halid b. Mahled)
Konular:
Adab, oturma adabı
حدثنا إسماعيل قال حدثني بن أبي الزناد عن خارجة بن زيد عن : كبراء آل زيد أن زيدا كتب بهذه الرسالة لعبد الله معاوية أمير المؤمنين من زيد بن ثابت سلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله فإني أحمد إليك الله الذي لا إله إلا هو أما بعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165951, EM001127
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني بن أبي الزناد عن خارجة بن زيد عن : كبراء آل زيد أن زيدا كتب بهذه الرسالة لعبد الله معاوية أمير المؤمنين من زيد بن ثابت سلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله فإني أحمد إليك الله الذي لا إله إلا هو أما بعد
Tercemesi:
Zeyd (İbni Sabit) ailesinin büyüklerinden rivayet edildiğine göre, Zeyd şu mektubu yazdı:
«— Zeyd ibni Sabit'den mü'minlenn Emîri, Allah'ın kulu Muaviye'ye! Selâm ve Allah'ın rahmeti üzerine olsun, Müminlerin Emîri, Ben, senden dolayı öyle bir Allah'a şükrederim ki, ondan başka hiç bir İlâh yoktur. Bundan sonra, (hamd ve selâmı getirdikten sonra)...[984]
Bu haber 1122 sayıda geçmişti. Ancak orada mektubun basında Besmelenin yazılı olduğu rivayet edilmekte olduğu halde burada düşmüştür. Bİr unutma eseri olabilir. Zaten bu bölümdeki diğer haberlerde mektuplara
Besrneîe ile başlandığı görülmektedir.[985]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1127, /857
Senetler:
()
Konular:
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا عمر عن أبيه عن أبي هريرة سمعه يقول قال النبي صلى الله عليه وسلم : إن رجلا من بني إسرائيل وذكر الحديث وكتب إليه صاحبه من فلان إلى فلان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165952, EM001128
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا عمر عن أبيه عن أبي هريرة سمعه يقول قال النبي صلى الله عليه وسلم : إن رجلا من بني إسرائيل وذكر الحديث وكتب إليه صاحبه من فلان إلى فلان
Tercemesi:
— Ebû HüreyreMin şöyle dediği işitilmiştir:
— Peygamber (SaUnlUÛıli Aleyhi-ve Setkm) buyurdu.:
«— İsrta Çoğullarından bir. adam —(diyerek) hadîsi anlattı— (alacaklı) arkadaşıma mektup yazdı:
— Falancadan falancaya, (diye mektuba başladı).»[986]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1128, /858
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Ehl-i kitapla bilgi alışverişi
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا بن الغسيل عن عاصم بن عمر عن محمود بن لبيد قال : لما أصيب أكحل سعد يوم الخندق فثقل حولوه عند امرأة يقال لها رفيدة وكانت تداوي الجرحى فكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا مر به يقول كيف أمسيت وإذا أصبح كيف أصبحت فيخبره
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165953, EM001129
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا بن الغسيل عن عاصم بن عمر عن محمود بن لبيد قال : لما أصيب أكحل سعد يوم الخندق فثقل حولوه عند امرأة يقال لها رفيدة وكانت تداوي الجرحى فكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا مر به يقول كيف أمسيت وإذا أصبح كيف أصبحت فيخبره
Tercemesi:
— Mahmud ibni Lebîd'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: — Hendek Savaşı gününde Sa'd kolundaki atardamardan yaralanıp da ağırlaşınca, onu Rufeyde adındaki (hasta bakıcı) hanımın yanma götürdüler. Bu hanım yaralıları tedavi ediyordu. Peygamber (Sûlkİkkü Akyhi ve de ona uğradığı zaman (akşamları) şöyle buyururdu:
«— Nasıl akşama geçtin?» Sabah olunca da:
«— Nasıl sabaihladın?» Sa'd da Peygambere bilgi verirdi.[988]
Bir kimsenin halini sormak için nastl geceledin, nasıl sabahladın diye akşam ve sabah vakitlerinde ifadede bulunmak, bilhassa hasta olanlara karşı sünnettir. Hasta ziyareti bahsinde 515-522 sayılı Hadîs-i Şeriflerde hasta ziyaretinin fazilet ve adabı geçmişti. Burada önemli bir husus da, savaş hallerinde hanımların hastalarla, yaralılarla uğraşıp, onları tedavi etmeleridir. Refîde, Ensar'dan olup, Hendek savaşında bizzap Sa'd ibni Muaz'ın tedavisi İle meşgul olmuştur. Allah dan sevabını umarak müslümanlardan darlığa düşenleri gönüllü olarak tedavi eden bir hanımdı. Hastaları tedavi için özel bir çadırı vardı. Peygamber (Saîlaİlaîıü Aleyhi ve Seikm) sık sık Sa'd İbni Muaz'ı ziyaret edebilmesi için onu Mescid'-deki bu çadıra naklettirmişti. Nihayet atar kandamarından aldığı yara ile Sa'd vefat etmişti. Hal tercemesi için 945 sayılı Hadîs-i Şerîf açıklamasına bakılsın.[989]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1129, /858
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Kadın, kadınlara iyi davranmak
Kadın, savaş halinde kadınların durumu
Kadın, Savaşa katılmaları, savaştaki Hizmetleri
Siyer, Hendek günü
حدثنا يحيى بن صالح قال حدثنا إسحاق بن يحيى الكلبي قال حدثنا الزهري قال أخبرني عبد الله بن كعب بن مالك الأنصاري قال وكان كعب بن مالك أحد الثلاثة الذين تيب عليهم أن بن عباس أخبره : أن علي بن أبي طالب رضي الله عنه خرج من عند رسول الله صلى الله عليه وسلم في وجعه الذي توفي فيه فقال الناس يا أبا الحسن كيف أصبح رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أصبح بحمد الله بارئا قال فأخذ عباس بن عبد المطلب بيده فقال أرأيتك فأنت والله بعد ثلاث عبد العصا وإني والله لأرى رسول الله صلى الله عليه وسلم سوف يتوفى في مرضه هذا إني أعرف وجوه بني عبد المطلب عند الموت فاذهب بنا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فلنسأله فيمن هذا الأمر فإن كان فينا علمنا ذلك وإن كان في غيرنا كلمناه فأوصى بنا فقال علي إنا والله إن سألناه فمنعناها لا يعطيناها الناس بعده أبدا وإني والله لا أسألها رسول الله صلى الله عليه وسلم أبدا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165954, EM001130
Hadis:
حدثنا يحيى بن صالح قال حدثنا إسحاق بن يحيى الكلبي قال حدثنا الزهري قال أخبرني عبد الله بن كعب بن مالك الأنصاري قال وكان كعب بن مالك أحد الثلاثة الذين تيب عليهم أن بن عباس أخبره : أن علي بن أبي طالب رضي الله عنه خرج من عند رسول الله صلى الله عليه وسلم في وجعه الذي توفي فيه فقال الناس يا أبا الحسن كيف أصبح رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أصبح بحمد الله بارئا قال فأخذ عباس بن عبد المطلب بيده فقال أرأيتك فأنت والله بعد ثلاث عبد العصا وإني والله لأرى رسول الله صلى الله عليه وسلم سوف يتوفى في مرضه هذا إني أعرف وجوه بني عبد المطلب عند الموت فاذهب بنا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فلنسأله فيمن هذا الأمر فإن كان فينا علمنا ذلك وإن كان في غيرنا كلمناه فأوصى بنا فقال علي إنا والله إن سألناه فمنعناها لا يعطيناها الناس بعده أبدا وإني والله لا أسألها رسول الله صلى الله عليه وسلم أبدا
Tercemesi:
— İbni Abbâs haber verdiğine göre, Ali ibni Ebî Tâlib (Radiyaliahü anh) Resu'üllah {S&lîaİfahiü Aleyhi ve Sellem) 'in vefatına sebep olan hastalığı zamanını- yanından çıktı. İnsanlar (ona) dediler ki:
— Ey Ebûl-Hasan (Ali), Resûlüllah (Sallaltahü Aleyhi ve Sillem) nasıl sabahladı? Ali:
«— Allah'a hamd olsun iyi geçti, dedi. Abdülmuttalib'in oğlu Abbas Hz. Ali'nin elini tutup, şöyle dedi:
— Bana görüşünü bildir. Sen, vallahi üç günden sonra emir kulusun. Vallahi ben zannediyorum ki, Resûlüllah (SıîibtLsJm Aleyhi ve Seltem) bu hastalığından yakında vefat edecekti. Ben Abdülmuttalib Oğulları'nın ölüm zamanındaki "yüzlerini tanıyorum, (yüzlerinin halinden öleceklerini anlarım). Öyle ise bizi Resûlüllah (Saltaltahti Aleyhi ve S
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1130, /858
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
Hz. Peygamber, vefatına yakın zamanlar
Yönetim, Hilafet tartışmaları, Hz. peygamber'in vefatından önce
Yönetim, Hz. Ali'nin hilâfet beklentisi
حدثنا بن أبي مريم قال أخبرنا بن أبي الزناد قال حدثني أبي : أنه أخذ هذه الرسالة من خارجة بن زيد ومن كبراء آل زيد بسم الله الرحمن الرحيم لعبد الله معاوية أمير المؤمنين من زيد بن ثابت سلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله فإني أحمد إليك الله الذي لا إله إلا هو أما بعد فإنك تسألني عن ميراث الجد والإخوة فذكر الرسالة ونسأل الله الهدى والحفظ والتثبت في أمرنا كله ونعوذ بالله أن نضل أو نجهل أو نتكلف ما ليس لنا به علم والسلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله وبركاته ومغفرته وكتب وهيب يوم الخميس لثنتي عشرة بقيت من رمضان سنة اثنتين وأربعين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165955, EM001131
Hadis:
حدثنا بن أبي مريم قال أخبرنا بن أبي الزناد قال حدثني أبي : أنه أخذ هذه الرسالة من خارجة بن زيد ومن كبراء آل زيد بسم الله الرحمن الرحيم لعبد الله معاوية أمير المؤمنين من زيد بن ثابت سلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله فإني أحمد إليك الله الذي لا إله إلا هو أما بعد فإنك تسألني عن ميراث الجد والإخوة فذكر الرسالة ونسأل الله الهدى والحفظ والتثبت في أمرنا كله ونعوذ بالله أن نضل أو نجهل أو نتكلف ما ليس لنا به علم والسلام عليك أمير المؤمنين ورحمة الله وبركاته ومغفرته وكتب وهيب يوم الخميس لثنتي عشرة بقيت من رمضان سنة اثنتين وأربعين
Tercemesi:
Harice ibni Zeyd'den ve Zeyd ailesinin büyüklerinden şu mektubun alındığı rivayet edilmiştir:
BİSMİLLAHİİRAHMANÎRRAHİM
Zeyd ibni Sabit'den Allah'ın "kulu, müminlerin Emîri Mnaviye'ye.
Selâmun Aleyke s= Selâm üzerine olsun, müminlerin Emîrİ, Allah'ın raJhmeti de... Senden dolayı Öyle bir Allah'a ham d ederim ki, ondan Ifraşka hiç bir İlâh yoktur. Bundan sonra: Sen bana dede ve kardeşlerin mirasından soruyorsun, (diyerek râvi mektubu anlattı. Sonra mektubu şöyle bitirdi :) Biz AUah'dan hidayet ve her işimizde sebat ile muhafaza isteriz. Bir de sapıtmaktan yahut cahil kalmaktan yahut bilmediğimiz şeyden sorumlu tutulmamızdan Allah'a sığınırız. Selâm üzerine olsun müminlerin Euûri, Allah'ın rahmeti ve bereketleri ve mağfireti de... Bu mektubu Vüheyb yazdı, (ihicrî) 42, 12/Ramazan, perşembe günü.[992]
Daha önceki 1119 ve 1122 sayılı haberlerde mektup yazmada takip edilen usûl belirtilmişti. Burada farklı olarak mektubun sonunda da, başlangıcında olduğu gibi, selâm getirmenin ve tarih yazmanın ve mektubu kaleme alanın adım kaydetmenin ayrıca bir usûl olduğu görülmektedir. Bugünkü yazışmalar da bu şekilde yapılmakta, bazan tarih başa ve bazan da sona koyulmaktadsr.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1131, /860
Senetler:
()
Konular:
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
Yargı, miras Hukuku
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165959, EM001135
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Tercemesi:
Seyf ibni Vehb anlatıp demiştir ki, Ebu't-Tufeyl bana:
— Kaç Yaşındasın? diye sordu. Ben:
— Otuz üç yaşındayım, dedim. O şöyle dedi:
— Huzeyfe ibıü'l-Yeman'dan işittiğim bir hadîsi sana anlatayım, olmaz mı? Kendisine Amr ibni Suley' denen Muharib Hasafe Oğullarından bir adam — bu adam sahabî idi ve benim bugünkü yaşımda idi. Ben de bugünkü senin yaşında idim —, (onunla beraber) Mescid'de Huzeyfe'ye gittik. Ben insanların en.-arka tarafında oturdum. Amr îse yürüdü, Hu-zeyfe'nin önüne kadar gidip durdu. Dedi kî;
— Ey Abdullah (Huzeyfe)! Nasıl sabahladın? Yahut: Nasıl geceledin? Huzeyfe:
— Allah'a hamd ederim, dedi, Arnr;
— Senden bize gelen bu hadîsler nedir? dedi. Huzeyfe:
— Benden sana ulaşan nedir? Ey AmrS dedi. Amr:
— İşitmediğim hadîsler, dedi. Huzeyfe :
— Ben Allah'a yemin ederim ki, eğer işittiğim her şeyi size anlatsay-dım, beni bu geçenin bir kısmında beklemezdiniz, (benden daha işiteceğiniz şeyler var). Ancak ey Amr îbni Suley' (şunu biî) : «Kays (arab) kabilesini, Şam'ı istilâ etmiş gördüğün zaman, büsbütün sakın, (ihtiyatlı ol). Allah'a yemin ölsün Kays kabilesi, korkutmadık mümin bir Allah kulu bırakmıyacaktır, yahut onu öldürecektir. Yine Allah'a yemin olsun, müminler üzerine Öyle bir zaman gelecek ki, o vakit en küçük bir şeyi engeli ey emiye çeklerdir.» dedi. Amr:
— Allah sana merhamet etsin (ey Huzeyfe), senin -kavmine yardımın nedir? (Ne tavsiye edersin?) diye sordu. Huzeyfe dedi ki:
— Bu bana aittir, sonra da oturdu.[1000]
Nasıl sabahladın? Veya geceyi nasıl geçirdin? ifadesiyle hatır sormanın edebe uygun bir hareket olduğunu belirtmek için bir delil mahiyetinde getirilen buradaki haberin, diğer muhaddisler tarafından Hz. Peygamber (SalldllahüAleyhiveSellemye kadar yükseltildiği görülmektedir.
Müslüman Arablann Şam beldesini istilâ etmeleri zamanında birçok mümin kanlarının döküleceği, KerbeJâ vak'ası gibi korkunç ve üzücü olayların cereyan edeceği önceden haber verilmiş bulunmaktadır. Bu da Hz. Peygamberin birçok mucizeleri gibi, ayrı bîr mucizesi demektir. Bu Hadîs-i Şerifi biraz değişik lâfızla H â k i m 'in rivayet ettiğini Fa d I u ' 1 I a h ha-şİyesİnde kaydetmektedir. Fadlu'llah : C. II, s. 552.
Huzeyfe'nin hal tercemesi için 233 sayılı Hadîs-i Şerife müracaat edilsin. Amr ibni Suley'in sahabî olup olmadığı ihtilaflıdır. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[1001]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1135, /862
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Seyf b. Vehb et-Teymi (Seyf b. Vehb)
4. Rib'i b. Abdullah el-Hüzeli (Rib'i b. Abdullah b. Carud b. Salim)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر العقدي قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الموالي قال أخبرني عبد الرحمن بن أبي عمرة الأنصاري قال : أوذن أبو سعيد الخدري بجنازة قال فكأنه تخلف حتى أخذ القوم مجالسهم ثم جاء بعد فلما رآه القوم تسرعوا عنه وقام بعضهم عنه ليجلس في مجلسه فقال لا إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول خير المجالس أوسعها ثم تنحى فجلس في مجلس واسع
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165960, EM001136
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر العقدي قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الموالي قال أخبرني عبد الرحمن بن أبي عمرة الأنصاري قال : أوذن أبو سعيد الخدري بجنازة قال فكأنه تخلف حتى أخذ القوم مجالسهم ثم جاء بعد فلما رآه القوم تسرعوا عنه وقام بعضهم عنه ليجلس في مجلسه فقال لا إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول خير المجالس أوسعها ثم تنحى فجلس في مجلس واسع
Tercemesi:
— Abdurrahman itani Ebî Ömer haber vererek şöyle demiştir: Ebû Saîd El-Hudrî bir cenaze için. çağrıldı. Râvi der ki:
— Ebû Saîd sanki gecikir oldu da, insanlar nihayet yerlerini alıp oturdular. Sonra arkasından hemen geldi. İnsanlar onu görünce, (ona yer vermek için) koğuştular ve onlardan bir kısmı, kendi yerinde otursun diye onun için ayağa kalktı. Bunun üzerine Ebû Saîd şöyle dedi:
— Hayır, (kalkmayın)! Ben Resûlüllah (Sallaîhhü AleyhiveSelkm) İn şöyle buyurduğunu işittim:
«Oturma yerlerinin en hayırlısı, en geniş olanıdır.»
Sonra Ebû Saîd kenara çekilip geniş bir yerde oturdu.[1002]
Herhangi bir toplantıya veya meclîse sonradan gidildiği zaman, eğer makam ve isimlere göre yer ayrılmamışsâ, boş bulunan en uygun yere oturulur. Birbirine yer vermek ve böylece karışıklığa sebep olmak yoktur. Huzur ve sükûn böyle, temin edilir ve kimseye.de eziyet edilmemiş olur. işlerin e.n kolay ve rahat planını seçmek esas olduğundan, burada da aynı şeyi yapmak gerekir. Camİ âdabında bile, ön safların fazileti çok olmasına rağmen, camiye geç gelenlerin'öndeki cemaatı rahatsız edecek şekilde öne geçmeleri doğru değildir. Hele insanların yanlarına ve üzerlerine basarak geçmek asla İhtiyar edilmemelidir, ön saf faziletini almak isteyenlerin önceden camiye koşmaları gerekir. Ancak ön saflarda bulunanların da, safları boş bırakmayıp doldurmaları ve saf sıkışıklığını temin ederek vazifelerini yapmaları lâzımdır.
Ebû Saîd El-Hudrî/nfri,;hal tercemesi için 945 sayılı Hadîs-i Şerif açıklamasına bakılsın.[1003]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1163, /863
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İbn Ebu Amra Abdurrahman b. Ebu Amra el-Ensari (Abdurrahman b. Amr b. Muhsin b. Amr b. Ubeyd b. Amr b. Mebzül)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ebu Mevali el-Medeni (Abdurrahman b. Ebu Meval)
4. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Adab, oturma adabı
Hayırlı, Meclisin hayırlı olanı
حدثنا الحميدي قال حدثنا بن عيينة قال حدثنا عبيد الله بن عمر عن نافع عن بن عمر قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا يقيمن أحدكم الرجل من مجلسه ثم يجلس فيه ولكن تفسحوا وتوسعوا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166241, EM001140
Hadis:
حدثنا الحميدي قال حدثنا بن عيينة قال حدثنا عبيد الله بن عمر عن نافع عن بن عمر قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا يقيمن أحدكم الرجل من مجلسه ثم يجلس فيه ولكن تفسحوا وتوسعوا
Tercemesi:
— İbni Ömer (Radiyaltahu anhümay'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
— Peygamber iŞdlallahü Aleyhi ve Sclîsm) şöyle buyurdu: «Sizden biriniz, (arkadaşının) yerine otursun diye, asla o adamı oturduğu yerinden kaldırmasın. Ancak sıkışınız ve yer açınız.»[1010]
İlim, sohbet, ziyafet benzeri topluca oturmalarda gözetilecek edeb üzere hareket, hiç kimseyi rahatsız etmemektir. Dışardan gelenin bir arkadaşını kaldırıp, onun yerine oturması uygun bir hareket değildir. Oturmakta olanların düzgün ve sıkışık olarak oturmak suretiyle gelenlere yer bırakması gerekir. Bu da toplulukta gözetilecek bîr vazifedir.[1011]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1140, /865
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Adab, oturma adabı
Mesken, Ev, geniş olması