4 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed b. Hâtim b. Meymun, ona Velid b. Salih, ona Ubeydullah b. Amr, ona Zeyd b. Ebu Uneyse, ona Abdülmelik el-Âmirî, ona Yusuf b. Mâhek, ona Abdullah b. Safvan, ona da müminlerin annesi (Ümmü Seleme) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bu Beyt’e –yani Kâbe’ye- kendilerini koruyacak güçleri, yeterli, sayıları, araç ve gereçleri olmayan bir topluluk sığınacak, sonra bunların üzerine bir ordu gönderilecek, fakat bu ordu Beydâ denilen bir araziye ulaştığında yerin dibine geçirilecektir." Yusuf der ki: Şam ahalisi o gün Mekke’ye gidiyorlardı. Abdullah b. Safvan “Allah’a yemin ederim ki bahsedilen ordu, bu ordu değildir” dedi. [Zeyd der ki: Ayrıca bana Abdülmelik el-Âmirî, ona Abdurrahman b. Sabit, ona Haris b. Ebu Rabia, ona da müminlerin annesi (Ümmü Seleme), bu hadisi, Yusuf b. Mâhek’in rivayet ettiği gibi rivayet etmiş, ancak rivayetinde Abdullah b. Safvan’ın sözünü ettiği orduyu zikretmemiştir.]
Bana Muhammed b. Hâtim b. Meymun, ona Velid b. Salih, ona Ubeydullah b. Amr, ona Zeyd b. Ebu Uneyse, ona Abdülmelik el-Âmirî, ona Yusuf b. Mâhek, ona Abdullah b. Safvan, ona da müminlerin annesi (Ümmü Seleme) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bu Beyt’e –yani Kâbe’ye- kendilerini koruyacak güçleri, yeterli, sayıları, araç ve gereçleri olmayan bir topluluk sığınacak, sonra bunların üzerine bir ordu gönderilecek, fakat bu ordu Beydâ denilen bir araziye ulaştığında yerin dibine geçirilecektir." Yusuf der ki: Şam ahalisi o gün Mekke’ye gidiyorlardı. Abdullah b. Safvan “Allah’a yemin ederim ki bahsedilen ordu, bu ordu değildir” dedi. [Zeyd der ki: Ayrıca bana Abdülmelik el-Âmirî, ona Abdurrahman b. Sabit, ona Haris b. Ebu Rabia, ona da müminlerin annesi (Ümmü Seleme), bu hadisi, Yusuf b. Mâhek’in rivayet ettiği gibi rivayet etmiş, ancak rivayetinde Abdullah b. Safvan’ın sözünü ettiği orduyu zikretmemiştir.]
Bana Velîd b. Salih, ona İsa b. Yunus, ona Ömer Saîd b. Ebu Hüseyin el-Mekkî, ona Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb'ın na'şı başında onun için Allah'a dua eden bir topluluk içinde duruyordum. Bu sırada arkamda bir adam dirseğini omuzum üzerine koymuş “Allah sana merhamet etsin. Ben umuyorum ki Allah seni iki dostunla bir araya getirecektir. Çünkü Rasulullah'ın (sav) çok defa "Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle idim", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle yaptım", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şuraya gittim" dediğini işitir dururdum. Bunun için ben, Allah'ın seni muhakkak iki dostunla bir arada bulunduracağını umuyorum” diyordu. bir de baktım, bu kişi Ali b. Ebu Tâlib'di.