13 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisin benzerini ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söyledi. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi', ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile İsmail b. Ebu Halid arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisin benzerini ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söyledi. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi', ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Adem b. Ebu İyas arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisin benzerini ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söyledi. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi', ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyân, ona babası (Said b. Mesrûk), ona Ebu Ya'lâ, ona Rabî b. Huseym, ona da Abdullah (b. Mesûd) şöyle rivâyet etti: "Rasulullah (sav) bir gün bize dörtgen bir şekil çizdi. Sonra ortasına bir çizgi çekti. Sonra da bu çizginin etrafına küçük çizgiler çizdi. Bir de dörtgen şekilden dışarı çıkan bir çizgi çizdi ve şöyle buyurdu: Şu ortadaki çizgi insandır. Şu dörtgen de onu kuşatan ömür süresidir. Bunlar (ortadaki çizginin etrafındaki) küçük çizgiler ise insanın başına gelen olaylar, belâ ve musibetlerdir. İşte ona bunlardan biri isabet etmezse diğeri eder. Şu dörtgenden dışarı çıkan çizgi ise insanın arzu ve emelleridir."
Açıklama: Hz. Peygamber, burada her seviyede insanın anlayabileceği şekilde temsilî ifâdelerle hayatı, ölümü ve insanın arz ve emellerini gayet güzel bir şekilde ifâde buyurmuştur. Sözü edilen kare, insanın ömür süresidir. Karenin ortasındaki nokta insandır. Ortadan dışarıya doğru çizilen çizgi de insanın ulaşmak istediği emelleridir ve bu emel çizgisi insan ömrünü sınırlayan karenin dışına da taşmıştır. Bu çizginin sağında ve solundaki küçük çizgiler de insanın başına gelen ârızalar, engeller ve belalardır. İşte insan, ömür sınırının ötesine taşan emellerine ulaşamadan hayatı sona ermektedir. Dolayısıyla insan, emeller ve hayaller dünyasıyla ömrünü tüketmemeli, realiteyi yaşamalıdır.