Giriş

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî rivâyet etti; (T) Yine bize İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Ebî Sevr, ona Abdullah b. Abbas (ra), ona da Hz. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Benim, Medîne'nin Avâlî bölgesinde Ümeyye b. Zeyd oğulları mahallesinde oturan Ensârdan bir komşum vardı. Onunla nöbetleşe Rasûlullah'ın (sav) yanında kalırdık; bir gün o gidiyor, bir gün ben gidiyordum. Ben gittiğimde, o günün vahiy ve diğer haberlerini kendisine getirirdim, o gittiğinde de aynısını yapardı. Ensardan olan komşum kendi nöbet gününde Rasûlullah'ın (sav) yanına gitti. Döndüğünde şiddetle kapımı çaldı, 'O burada mı?' diye seslendi. Çok korkmuştum, hemen yanına gittim, bana 'Bugün büyük bir olay oldu' dedi. Ben hemen şehre indim, kızım Hafsa'nın yanına gittim. İçeri girdiğimde Hafsa ağlıyordu, kendisine, 'Rasûlullah (sav) sizi boşadı mı?' diye sordum. 'Bilmiyorum' dedi. Sonra çıkıp Hz. Peygamber'in (sav) yanına gittim, ayakta durarak kendisine, 'Zevcelerini boşadın mı?' diye sordum. "Hayır!" dedi. Bunun üzerine ben 'Allahu ekber!' diye sevinçten tekbir getirdim.


Açıklama: Çok muhtasar olarak rivâyet edilen bu hadîste, eşlerinin kendisine karşı davranışlarından üzülen Rasûlullah’ın (sav), hanımlarından bir ay süre ile ayrı kalması ve bunun üzerine de muhayyerlik âyetinin nuzûlü anlatılmaktadır. Rasûlullah (sav) zevcelerinin bazı davranışlarından üzülmüş, bu üzüntüsünü bir ay onlardan uzak kalmakla gâyet etkili bir şekilde belli etmişti. Bu durum da sahâbe arasında Rasûlullah (sav) eşlerini boşadı şeklinde anlaşılmıştı. Hadiste sözü edilen "Büyük bir olay"dan maksat, Hz. Peygamber'in zevcelerini boşadığı şayiasıdır.

    Öneri Formu
1268 B000089 Buhari, İlim, 27

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şu beş sınıf dışında zengin olanlara sadaka helâl değildir. Bunlar: Allah yolunda savaşanlar, zekât toplamakla görevli olanlar, borçlular, parası ile sadaka malını satın alanlar ve fakir komşusu bulunan zenginlerdir ki, fakire verilen sadakayı bu fakir, komşusu zengine hediye ettiğinde, bu ona helâldir."


Açıklama: Verilen sadaka malını zenginin para ile satın alması câizdir. Bu durumda zengin, sadaka malına, satın alma yoluyla malik olmaktadır. Ancak zenginin verdiği malı satın alması, toplumda hoş karşılanmayacağından, mekruh görülmüştür. Fakir komşunun, kendisine gelen ve sadaka malı olan yiyecek veya giyeceklerden zaman zaman zengin komşusuna hediye etmesi ve bu hediyeyi zenginin kabul etmesi de câizdir. Çünkü o artık sadaka değil, hediyedir.

    Öneri Formu
10897 D001635 Ebu Davud, Zekat, 25

Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Süfyan, ona İbrahim b. Meysere, ona Amr b. eş-Şerid, ona da Ebu Râfi'nin rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'i (sav) şöyle derken işitmiş: "Komşu, komşusu olduğu şeye herkesten daha fazla hak sahibidir."


Açıklama: Hanefîler'in delilleri arasında bulunan bu hadis, komşuluğun şuf'a hakkı doğurduğunu ifade etmektedir.

    Öneri Formu
22649 D003516 Ebu Davud, Büyu' (icare), 73

Bize el-Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar ona Ebu Saîd el-Hudrî Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu dediği ve önceki hadisi zikrettiği rivayet edilmiştir. [Ebû Davud dedi ki: Hadisi İbn Uyeyne de Zeyd’den Mâlik'in rivayeti gibi rivayet etmiştir. Sevrî de onu Zeyd’den rivayet etmiş, Zeyd şöyle demiştir: Güvenilir bir kişi bana Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti.]


    Öneri Formu
10898 D001636 Ebu Davud, Zekat, 25

Bize Muhammed b. Avf et-Tâî, ona el-Firyabî, ona Süfyan, ona İmran el-Bârikî, ona Atiyye, ona Ebu Saîd el-Hudrî Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Zenginin sadaka alması helâl değildir. Ancak (zengin de olsalar) Allah yolundakiler ve yolda kalmış olanlar ile fakir bir komşunun kendisine verilen sadakayı sana hediye etmesi veya sana davet vermesi hâli müstesna." [Ebû Davud dedi ki: Firâs ile İbn Ebu Leyla Atiyye'den o da Ebu Said'den o da Peygamber'den (sav) benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
10899 D001637 Ebu Davud, Zekat, 25

Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî, ona Şube, ona Katade, ona el-Hasan, ona da Semüra (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir eve komşu olan, komşusunun evine ve arazisine herkesten fazla hak sahibidir."


    Öneri Formu
22650 D003517 Ebu Davud, Büyu' (icare), 73

Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas, ona Mansur, ona da eş-Şa'bî, Bera b. Azib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Kurban Bayramı günü namazdan sonra, bize bir hutbe irad ederek: "Kim bizim namazımızı kılar ve kurbanımızı keserse, sünnete uygun bir amel işlemiş olur. Kim de kurbanı namazdan önce keserse, o et koyunu olur" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bürde b. Niyar kalktı ve Ey Allah'ın Rasulü, vallahi ben bugünün yeme-içme günü olduğunu düşünerek Kurbanımı namaza çıkmadan önce kestim ve etinden de hemen yedim, aileme ve komşularıma da yedirdim dedi. Rasulullah (sav), "o eti için kesilen bir koyundur" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bürde tekrar kalktı ve bende bir yaşını doldurmamış (fakat semiz olması ve etinin lezizliği bakımından iki et koyunundan) daha iyi bir oğlak var, onu kessem, kurban olarak bana yeter mi? diye sordu. "Evet yeter, ama bu senden başka biri için asla yeterli olamaz" buyurdu.


    Öneri Formu
17288 D002800 Ebu Davud, Dahaya, 4, 5

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Hüşeym, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Satışa konu olan mülkün) yolları bir olduğu takdirde, komşu komşunun şuf'asına herkesten fazla hak sahibidir; komşu taşrada (gâib) olsa dahi beklenir."


    Öneri Formu
22651 D003518 Ebu Davud, Büyu' (icare), 73

Bize Ömer b. Hafs b. Ğiyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona el-A'meş, ona Şekîk, ona da Huzeyfe şöyle dedi: "Bizler Hz. Ömer'in yanında oturuyorduk. Bir ara Ömer, "Hz. Peygamber'in (sav) fitne hakkındaki sözlerini hanginiz ezberin­de tutuyor?" diye sordu. Huzeyfe hemen, 'İnsanın âilesi, malı, evlâdı ve komşusu yüzünden uğrayacağı fit­nelere namaz, sadaka, iyiliği emretme ve kötülüğe mani olma amelleri keffâret eder' hadisini rivâyet etti. Hz. Ömer, "Benim sana bunları sormuyorum. Ben, deniz dalgaları gibi dalgalanacak olan fitneleri soruyorum" dedi. Bunun üzerine Huzeyfe, "O fitnelerden sana bir zarar gelmez, ey mü'minlerin emîri. Çünkü seninle o fitneler arasında kilitli bir kapı var­dır" dedi. Hz. Ömer, "O kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" diye sordu. Huzeyfe cevaben, "Aksine kırılacak" dedi. O zaman Hz. Ömer, "Öyleyse o kapı ebediyen kapanmayacak" dedi. Huzeyfe, "Evet" dedim. Şekîk dedi ki: Biz Huzeyfe'ye, "Hz. Ömer kapıdan maksadın kim olduğunu biliyor muydu?" diye sorduk. Huzeyfe, "Evet, yarından evvel bu gecenin bulunduğunu bilmekte olduğum gi­bi (biliyordu). Çünkü ben ona içinde yalan yanlış hiçbir şey bulunmayan bir hadîs rivâyet et­tim" dedi. Şekîk ibn Seleme: Huzeyfe'ye, "O kapıdan maksat kimdir?" diye sormaya cesaret edemezdik de, bunu ona sormasını Mesrûk'dan rica ettik. Mesrûk da Huzeyfe'ye, "O kapıdan maksat kimdir" diye sordu. Huzeyfe cevaben, "Ömer'dir" dedi.


    Öneri Formu
27776 B007096 Buhari, Fiten, 17


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Vehb arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278029 B000089-2 Buhari, İlim, 27