4991 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah'a (sav) bir adam geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Bir topluluğu sevdiği halde henüz onlara kavuşamamış bir adam hakkında ne dersiniz?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişi sevdiği ile beraberdir." Bu hadisi Ameş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah, ona Rasulullah'dan (sav) rivayet etmekte Cerîr b. Hâzım, Süleyman b. Karn ve Ebu Avâne mutabaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Cerîr b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah'a (sav) bir adam geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Bir topluluğu sevdiği halde henüz onlara kavuşamamış bir adam hakkında ne dersiniz?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişi sevdiği ile beraberdir." Bu hadisi Ameş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah, ona Rasulullah'dan (sav) rivayet etmekte Cerîr b. Hâzım, Süleyman b. Karn ve Ebu Avâne mutabaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Karm arasında inkıta vardır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu (Muhammed b. Abdullah), ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı bağışlanır, ancak (günahlarını) açıktan işleyenler bunun dışındadır. Şüphesiz (açıktan günah işlemekten kaynaklı) pervasızlıktan biri de şudur: Bir kimse geceleyin bir günah işler, sonra sabahlar, Allah onun (günahını) örttüğü halde o kalkıp 'ey filan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım' der. Geceleyin Rabbi onu (günahını) örtmüştür, ama o sabahleyin kalkar ve Allah'ın örttüğünü aşikar kılar."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كل أمتي معافى إلاَّ المجاهرين
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Süfyân, ona Mansûr, ona Said b. Ubeyde, ona da Berâ b. Âzib, Nebî'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yatmak istediğinde, önce namaz abdesti gibi abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat ve şöyle de: 'Allah’ım! Canımı sana teslim ettim, işimi sana havale ettim, sırtımı sana dayadım. Rahmetini diler, azabından da korkarım. Senden ancak sana sığınırım. Allah’ım! İndirdiğin Kitabına, gönderdiğin Peygamberine iman ettim.' Eğer o gece ölürsen, fıtrat üzere tertemiz can vermiş olursun. Bu dua da (yatmadan önce) ağzından çıkan son sözlerin olsun." [Berâ, duayı Hz. Peygamber’e (sav) tekrar ettiğini, 'İndirdiğin kitabına iman ettim' kısmından sonra 'gönderdiğin Nebine de iman ettim' dediğini; Hz. Peygamber'in (sav) ise sözünü düzelterek 'Hayır, gönderdiğin Rasülüne" diye düzelttiğini bildirmiştir.]
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Mekkî, ona Mervan b. Muaviye el-Fezârî, ona Yezid b. Keysan, ona Ebu Hazim el-Eşcaî, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav); bugün sizden kim oruç tutmaya niyetlendi diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben dedi. Bugün sizden kim bir cenazeye katıldı diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben cevabını verdi. Bugün sizden kim bir fakiri doyurdu diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben diye cevap verdi. Peki bugün hanginiz bir hastayı ziyaret etti dediğince, Ebu Bekir yine ben cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); bunlar kimde bir araya gelirse, o kişi mutlaka cennete girer" buyurdu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona A’meş, ona İbrahim et-Teymi, ona Haris b. Süveyd, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Humma hastalığının hararetinden çok ızdırap çektiği bir sırada Hz. Peygamber'in huzuruna vardım ve şöyle dedim “(Yâ Rasulallah!) Hummanın hararetinden çok ızdırap çekiyorsunuz. Bu durumda size de iki kat mükafat vardır” dedim. Bana "Evet! Bir Müslümana her hangi bir hastalık gelirse tıpkı yaprakların ağacın dalından kopup (havada) uçuşması gibi Allah da o Müslümandan günahlarını düşürür" buyurdu.
Bize Ebu Velîd Hişâm b. Abdülmelik, ona Şu'be, ona Velîd b. Ayzâr, ona da Ebu Amr eş-Şeybânî, Abdulllah b. Mesud'un evini işaret ederek 'Bana bu evin sahibi şöyle rivayet etmiştir' demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Hangi amel Allah'a daha sevimli gelir?' diye sorduğumda, 'Vaktinde kılınan namaz" buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dediğimde, 'Anne babaya iyilik etmek' dedi. 'Sonra hangisidir?' diye sorduğumda 'Allah yolunda cihat etmektir' cevabını verdi. Bana bunların hepsini söylemiştir. Daha fazlasını sorsaydım, daha fazlasını da söylerdi."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Süfyân, ona A'meş, ona Salim b. Ebu Ca'd , ona Küreyb, ona İbn Abbas, ona da Meymûne (r.anha) şöyle söylemiştir: Nebi (sav) cünüplükten dolayı gusül abdesti alırken ben kendisini perdeledim. Rasulullah (sav) önce ellerini yıkadı, sonra sağ eliyle sol eline su döküp avret mahallini ve oraya değen necaseti yıkadı. Sonra elini duvara veya toprağa sürttü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Ancak ayaklarını yıkamadı. Sonra vücuduna tepeden tırnağa su döktü. Sonra kenara çekilip ayaklarını yıkadı. Bu hadisi A'meş'ten rivayet etmekte Ebu Avâne ile İbn Fudayl Süfyan'a mütâbaat etmiştir. Her ikisinin mütâbaatı perdeleme kelimesinde olmuştur.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Amr b. Şurahbil, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e; "- Ey Allah'ın Rasûlü (sav) en büyük günah hangisidir?" diye sordum. "- Seni Allah yarattığı halde, O'na ortak koşmandır" buyurdu. "- Sonra hangisidir?" dedim. "- Sofrana ortak olacak diye çocuğunu öldürmendir" buyurdu. "- Sonra hangisidir" dedim. "- Komşunun hanımı ile zina etmenizdir" dedi. Cenâb-ı Hak, Rasûlullah'ın (sav) sözünü doğrulamak üzere şu ayeti indirdi: "Onlar Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapmazlar. Haksız yere Allah'ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar, zina etmezler." (Furkan, 25/68).
Bize Ahmed b. İshâk, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Sa'd b. Muâz umre yapmak için Mekke'ye gitmişti ve Ebu Safvân Ümeyye b. Halef'in evinde konuk oldu. Ümeyye de Şam'a giderken Medine'ye uğradı, O da Sa'd'ın evinde kaldı [Yani ikisinin arasında bir dostluk vardı]. Ümeyye, Sa'd'a "Gün yarılandığında ve insanlar kuşluk uykusuna dalıncaya kadar bekle, daha sonr git Kabe'yi tavaf et!" dedi. Ben de o saatte gidip tavaf ettim. [Ümeyye ve] Sa'd, Kabe'yi tavaf ederken Ebu Cehil "Kabe'yi tavaf eden bu kişi de kim?" diye sordu. Sa'd, "Ben Sa'd!" diye cevap verdi. Ebu Cehil, "Ey Sa'd, sen Ka'be'yi emniyetle tavaf ediyorsun. Hâlbuki siz (Medîneliler) Muhammed ile ashâbına yardım ediyorsunuz!" Sa'd da "Evet öyledir!" diye cevap verip çekişmeye başladılar. Bunun üzerinde Ümeyye, Sa'd!a "Ebu'l-Hakem'e [yani Ebu Cehil'e] sesini yükseltme. Çünkü o, Mekke vadisinin reisidir" dedi. Sa'd, Ebu Cehil'e dönerek "Vallahi, benim Kabe'yi tavaf etmemi engellersen ben de senin [Medine'deki] Şam ticaret yolunu keserim!" dedi. Ümeyye, Sa'd'ı tutup "Sesini yükseltme" dedi. Sa'd ona kızdı ve "Yeter, bırak beni. Hz. Muhammed'in (sav) söylediğine göre bu adam (yani Ebu Cehil) seni öldürecek" dedi. Ümeyye "Beni mi öldürecek?" diye sordu. Sa'd "Evet!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Ümeyye, "Muhammed (sav), konuştuğu zaman asla yalan söylemez" dedi ve [korku-endişe içinde] eşinin yanına dönüp "Medineli kardeşimin bana ne dediğini biliyor musun?" diye sordu. Karısı ne dediğini sorunca, "Muhammed'in söylediğine göre Ebu'l-Hakem (Ebu Cehil) beni öldürecekmiş" diye cevap verdi. Kadın "Vallahi, Muhammed (sav) asla yalan söylemez!" dedi. [Bir müddet sonra Bedir günü gelince] Bir tellal gelip seslenip Bedir'e çıktıkları vakit Ümeyye'nin karısı geldi ve "Yesribli kardeşinin [Sa'd'ın] sana söylediğini hatırlıyor musun?" diye sordu. [Sa'd'ın daha öce söylediklerini hatırlayan] Ümeyye, Kureyş ile Bedir'e çıkmak istemedi. Ebu Cehil, ona "Sen Mekke’nin eşrafındansın. En azından sefere katılıp bir iki gün yürü" dedi. O da onlarla gitti ve neticede Allah onu öldürdü.