70 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Affân, ona Hammâd b. Seleme, ona da Humeyd, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: "Sahabenin en sevdiği kişi Rasulullah (sav) idi. Ama yine de, hoşlanmadığını bildikleri için, onu gördüklerinde ayağa kalkmazlardı". [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis, bu tarikten, hasen-sahih-garip bir hadistir.]
Açıklama: Hadis, ferddir (garip). Hadisin ilk ravisi olan Enes b. Malik sahabi tabakasında tektir. Ondan hadisi aktaran ve kaynaklarda daha fazla ismi geçen ravi Humeyd b. Ebi Humeyd'dir. Bazı kaynaklarda bu tabakada Sabit el-Bünani ismi de yer almaktadır. Bu iki raviden hadisi Hammad b. Seleme almıştır ve kendi tabakasında tektir. Hadisi Hammad b. Seleme'den Afra, Abdurrahman b. Mehdi, Affan, Muhammed b. Müsenna ve Ebu Kamil Muzaffer b. Müdrik almıştır. Tirmizi, hadis hakkında "sahih hasen" hükmü vermiş ve "bu isnadının garip (ferd)" olduğunu belirtmiştir. Bu hadis şöyle yorumlanmıştır: "Üstad Ebu Hamid (el-Gazali) şöyle demiştir: "Eğer taraflar arasında gönül birliği oluşmuşsa birbiri için ayağa kalkmak, birbirinden özür dilemek ve birbirine övgüde bulunmak gibi haklar hafifler. Çünkü her ne kadar bunlar dostluk hukukuna dahil olsa da biraz da yabancılık ve külfet içerirler. Eğer taraflar arasında gönül birliği sağlanmışsa külfet halısı bütünüyle dürülür. Bu durumda muhatabına, sanki kendisi gibi davranır. Çünkü bu görünür edep halleri aslında içteki edebin ve kalp temizliğinin dışa vurumudur. Kalpler zaten temiz ise bu durumda kalptekini gösterme külfetine girilmez. Hasılı birisi için ayağa kalkmak ya da kalkmamak zamana, hale ve kişiye göre değişir" (Tıbi, el-Kaşif an hakaiki's-sünen, X, 3067).
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail -o İbn Cafer'dir-, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sadaka hiçbir malı eksiltmez. Bir kul birisini affettiğinde Allah bu yüzden ancak onun değerini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah onun makamını yükseltir."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Muhammed -b. Ziyâd-, ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Birinize hizmetçisi yemek getirdiği zaman eğer onu yanına oturtup yediremeyecekse (hiç olmazsa) ona bir iki yemelik veya bir iki lokmalık yemek versin. Çünkü yemeği pişirirken sıcaklığa ve zahmete o hizmetçi katlanmıştır."
Bize Kuteybe, ona Ebu Avâne, ona el-A'meş, ona Mücahid, ona da (Abdullah) b. Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah'ın adını vererek sığınma isterse onu koruyunuz, Kim sizden Allah'ın adını vererek istekte bulunursa istediğini veriniz. Kim Allah'ın adını vererek aman dilerse ona aman veriniz. Kim size bir iyilik yaparsa iyiliğinin karşılığını veriniz. Verecek bir şey bulamazsanız karşılığını verdiğinize kanaat getirinceye kadar onun için hayır dua ediniz."
Bize Ebu Ammar b. Hüseyin b. Hureys, onaa Fadl b. Musa, ona Hüseyin, ona Matar, ona Katade, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şıhhir, ona da Benu Müşâci’in kardeşi Iyaz b. Himar şöyle rivayet etti: Allah Rasulü (sav) aramızda bir gün kalkıp bize hitap etti ve şöyle dedi: "Şüphesiz Allah bana emretti ki..." Ardından Hişam'ın Katade'den naklettiği hadisi aktardı ve ona şu sözleri ilave etti: "Şüphesiz Allah bana sizin mütevazı olmanız gerektiğini vahyetti. Ta ki hiç kimse kimseye karşı kibirlenmesin ve hiç kimse kimseye zulmetmesin." Hadisinde şunları da söyledi: "Onlar (cehenneme girecek bir sınıf insan) sizin aranızda gölge gibi (öne çıkmadan) yaşayanlardır. Ne aile ararlar ne mal peşindedirler." Dedim ki: Ey Ebu Abdullah bu olacak mı? Evet, ben onlara cahiliye döneminde erişmiştim. Adam mahallenin davarını güderdi. Kendisine ancak onların cariyeleri verilir, o da onunla birlikte olurdu dedi.
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail –İbn Cafer-, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sadaka malı eksiltmez. Bir kul birisini affettiğinde Allah bu yüzden onun değerini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah onun derecesini yükseltir."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr rivayet ettiler ve şöyle dediler: Bize İsmail –İbn Cafer-, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Sadaka maldan hiçbir şey eksiltmez. Bir kul birisini affettiğinde Allah bu yüzden ancak onun değerini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah onun makamını yükseltir.”
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.