Öneri Formu
Hadis Id, No:
27811, D003904
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حَكِيمٍ الأَثْرَمِ عَنْ أَبِى تَمِيمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ أَتَى كَاهِنًا."
قَالَ مُوسَى فِى حَدِيثِهِ "فَصَدَّقَهُ بِمَا يَقُولُ." ثُمَّ اتَّفَقَا "أَوْ أَتَى امْرَأَةً."
قَالَ مُسَدَّدٌ "امْرَأَتَهُ حَائِضًا أَوْ أَتَى امْرَأَةً."
قَالَ مُسَدَّدٌ "امْرَأَتَهُ فِى دُبُرِهَا فَقَدْ بَرِئَ مِمَّا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى مُحَمَّدٍ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme); (T)
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattan), ona Hammad b. Seleme, ona Hakîm el-Esrem, ona Ebu Temime, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim kâhine giderse" (Ravi) Musa (b. İsmail) hadisinde "dediğini de tasdik ederse" diye eklemiştir. (Hadisin devamında Musa b. İsmail ve Müsedded b. Müserhed birlikte aynı rivayet üzerinde ittifak etmişlerdir. "Kim bir kadına giderse" Müsedded ise "hayızlı eşine veya bir kadına giderse" demiştir. Müsedded devamında şöyle rivayet etmiştir. "Eşine dübüründen yaklaşırsa Allah'ın Muhammed'e indirdiğinin dışında hareket etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tıb 21, /893
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Temime Tarif b. Mücalid el-Hüceymî (Tarif b. Mücalid)
3. Hakim el-Basri (Hakim)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Cinsel Hayat, cinsel ilişki, dübürden
Cinsel Hayat, hayızlı kadınla ilişki, yatma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27821, D003909
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنِ الْحَجَّاجِ الصَّوَّافِ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىِّ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمِنَّا رِجَالٌ يَخُطُّونَ. قَالَ
"كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), Yahya (b. Said el-Kattan) ona Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona da Muaviye b. Hakem es-Sülemi, Hz. Peygamber'e (sav) Ey Allah'ın Rasulü! İçimizden bazı adamlar (kehanette bulunmak için) yerlere çizgi çekiyorlar, dedim. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu:
"Önceki peygamberlerden biri bu çizgilerden çekerdi, kimin hattı onun hattına uygun düşerse isabet etmiş olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tıb 23, /894
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275797, D003904-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حَكِيمٍ الأَثْرَمِ عَنْ أَبِى تَمِيمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ أَتَى كَاهِنًا."
قَالَ مُوسَى فِى حَدِيثِهِ "فَصَدَّقَهُ بِمَا يَقُولُ." ثُمَّ اتَّفَقَا "أَوْ أَتَى امْرَأَةً."
قَالَ مُسَدَّدٌ "امْرَأَتَهُ حَائِضًا أَوْ أَتَى امْرَأَةً."
قَالَ مُسَدَّدٌ "امْرَأَتَهُ فِى دُبُرِهَا فَقَدْ بَرِئَ مِمَّا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى مُحَمَّدٍ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme); (T)
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattan), ona Hammad b. Seleme, ona Hakîm el-Esrem, ona Ebu Temime, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim kâhine giderse" (Ravi) Musa (b. İsmail) hadisinde "dediğini de tasdik ederse" diye eklemiştir. (Hadisin devamında Musa b. İsmail ve Müsedded b. Müserhed birlikte aynı rivayet üzerinde ittifak etmişlerdir. "Kim bir kadına giderse" Müsedded ise "hayızlı eşine veya bir kadına giderse" demiştir. Müsedded devamında şöyle rivayet etmiştir. "Eşine dübüründen yaklaşırsa Allah'ın Muhammed'e indirdiğinin dışında hareket etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tıb 21, /893
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Temime Tarif b. Mücalid el-Hüceymî (Tarif b. Mücalid)
3. Hakim el-Basri (Hakim)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Cinsel Hayat, cinsel ilişki, dübürden
Cinsel Hayat, hayızlı kadınla ilişki, yatma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3640, M001006
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ مَا قَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْجِنِّ وَمَا رَآهُمُ انْطَلَقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى طَائِفَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ عَامِدِينَ إِلَى سُوقِ عُكَاظٍ وَقَدْ حِيلَ بَيْنَ الشَّيَاطِينِ وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ وَأُرْسِلَتْ عَلَيْهِمُ الشُّهُبُ فَرَجَعَتِ الشَّيَاطِينُ إِلَى قَوْمِهِمْ فَقَالُوا مَا لَكُمْ قَالُوا حِيلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ وَأُرْسِلَتْ عَلَيْنَا الشُّهُبُ. قَالُوا مَا ذَاكَ إِلاَّ مِنْ شَىْءٍ حَدَثَ فَاضْرِبُوا مَشَارِقَ الأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا فَانْظُرُوا مَا هَذَا الَّذِى حَالَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ. فَانْطَلَقُوا يَضْرِبُونَ مَشَارِقَ الأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا فَمَرَّ النَّفَرُ الَّذِينَ أَخَذُوا نَحْوَ تِهَامَةَ - وَهُوَ بِنَخْلٍ - عَامِدِينَ إِلَى سُوقِ عُكَاظٍ وَهُوَ يُصَلِّى بِأَصْحَابِهِ صَلاَةَ الْفَجْرِ فَلَمَّا سَمِعُوا الْقُرْآنَ اسْتَمَعُوا لَهُ وَقَالُوا هَذَا الَّذِى حَالَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ. فَرَجَعُوا إِلَى قَوْمِهِمْ فَقَالُوا يَا قَوْمَنَا "(إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا* يَهْدِى إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا)" فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى نَبِيِّهِ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم "(قُلْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ.)"
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) cinlere Kur'an okumadığı gibi onları görmedi de. Rasulullah (sav), ashabından birkaç kişi ile Ukâz panayırına gitmek üzere yola çıktı. Şeytanların semadan haber almalarına da engel olunmuş idi. Üzerlerine gökten alevli ateşler de gönderilmişti. Şeytanlar kavimlerinin yanına döndüklerinde neyiniz var? dediler. Onlar semadan haber almamıza engel olundu ve üzerlerimize gökten alevli ateş gönderildi dediler. Onlar; bu olsa olsa daha önce görülmedik bir şey dolayısıyla olmuştur. Haydi, yeryüzünün doğularına batılarına gidiniz, semadan haber almamıza engel olan bu şeyin ne olduğuna bir bakınız dediler. Onlar da yeryüzünün doğularına, batılarına dağıldılar. Tihâme tarafına giden topluluk, Ukâz panayırına doğru gitmekte iken Nahl'da bulunan ve ashabına sabah namazını kıldırmakta olan Rasulullah'ın (sav) yanından geçtiler. Kur'an'ı işitince ona kulak verdiler ve işte, bizim semadan haber almamıza engel olan budur dediler. Kavimlerinin yanına geri dönerek; kavmimiz, "gerçekten biz hayrete düşüren bir Kur'an dinledik, o doğruya götürüyor, bundan ötürü ona iman ettik, Rabbimize hiçbir kimseyi ortak tutmayacağız." (Cin 72/1-2) dediler. Aziz ve Celil Allah da Nebisi Muhammed’e (sav); "de ki: bana şu vahyolundu: Cinlerden bir topluluk beni dinlediler" (Cin 72/1) buyruğunu indirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1006, /186
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Bişr Cafer b. Ebu Vahşiyye el-Yeşkuri (Cafer b. İyas)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Şeyban b. Ebu Şeybe el-Habati (Şeyban b. Ferruh)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, gaybdan haber verme
Cin, Cinler
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
KTB, CİNLER
KTB, NAMAZ,
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Panayır, cahiliye ve İslami dönemde panayır ve fuarlar
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى نُعْمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَعَثَ عَلِىٌّ - رضى الله عنه - وَهُوَ بِالْيَمَنِ بِذَهَبَةٍ فِى تُرْبَتِهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَسَمَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَرْبَعَةِ نَفَرٍ الأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ الْحَنْظَلِىُّ وَعُيَيْنَةُ بْنُ بَدْرٍ الْفَزَارِىُّ وَعَلْقَمَةُ بْنُ عُلاَثَةَ الْعَامِرِىُّ ثُمَّ أَحَدُ بَنِى كِلاَبٍ وَزَيْدُ الْخَيْرِ الطَّائِىُّ ثُمَّ أَحَدُ بَنِى نَبْهَانَ - قَالَ - فَغَضِبَتْ قُرَيْشٌ فَقَالُوا أَتُعْطِى صَنَادِيدَ نَجْدٍ وَتَدَعُنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى إِنَّمَا فَعَلْتُ ذَلِكَ لأَتَأَلَّفَهُمْ" فَجَاءَ رَجُلٌ كَثُّ اللِّحْيَةِ مُشْرِفُ الْوَجْنَتَيْنِ غَائِرُ الْعَيْنَيْنِ نَاتِئُ الْجَبِينِ مَحْلُوقُ الرَّأْسِ فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ يَا مُحَمَّدُ. - قَالَ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ إِنْ عَصَيْتُهُ أَيَأْمَنُنِى عَلَى أَهْلِ الأَرْضِ وَلاَ تَأْمَنُونِى" قَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ الرَّجُلُ فَاسْتَأْذَنَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فِى قَتْلِهِ - يُرَوْنَ أَنَّهُ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمًا يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ يَقْتُلُونَ أَهْلَ الإِسْلاَمِ وَيَدَعُونَ أَهْلَ الأَوْثَانِ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ عَادٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4284, M002451
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى نُعْمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَعَثَ عَلِىٌّ - رضى الله عنه - وَهُوَ بِالْيَمَنِ بِذَهَبَةٍ فِى تُرْبَتِهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَسَمَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَرْبَعَةِ نَفَرٍ الأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ الْحَنْظَلِىُّ وَعُيَيْنَةُ بْنُ بَدْرٍ الْفَزَارِىُّ وَعَلْقَمَةُ بْنُ عُلاَثَةَ الْعَامِرِىُّ ثُمَّ أَحَدُ بَنِى كِلاَبٍ وَزَيْدُ الْخَيْرِ الطَّائِىُّ ثُمَّ أَحَدُ بَنِى نَبْهَانَ - قَالَ - فَغَضِبَتْ قُرَيْشٌ فَقَالُوا أَتُعْطِى صَنَادِيدَ نَجْدٍ وَتَدَعُنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى إِنَّمَا فَعَلْتُ ذَلِكَ لأَتَأَلَّفَهُمْ" فَجَاءَ رَجُلٌ كَثُّ اللِّحْيَةِ مُشْرِفُ الْوَجْنَتَيْنِ غَائِرُ الْعَيْنَيْنِ نَاتِئُ الْجَبِينِ مَحْلُوقُ الرَّأْسِ فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ يَا مُحَمَّدُ. - قَالَ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ إِنْ عَصَيْتُهُ أَيَأْمَنُنِى عَلَى أَهْلِ الأَرْضِ وَلاَ تَأْمَنُونِى" قَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ الرَّجُلُ فَاسْتَأْذَنَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فِى قَتْلِهِ - يُرَوْنَ أَنَّهُ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمًا يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ يَقْتُلُونَ أَهْلَ الإِسْلاَمِ وَيَدَعُونَ أَهْلَ الأَوْثَانِ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ عَادٍ."
Tercemesi:
Bize Hennâd es-Serrî, ona Ebu Ahvas, ona Said b. Mesruk, ona Abdurrahman b. Ebu Nu'm, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Ali (ra) Yemen'de iken, toprağından ayrıştırılmamış bir miktar altını Rasulullah'a (sav) gönderdi. Rasulullah da (sav) onu, el-Akra' b. Habis el-Hanzalî, Uyeyne b. Bedr el-Fezârî, Alkame b. Ulâse el-Âmirî – sonradan da Kilâb oğullarından birisi- ve– sonra Nebhân oğullarından birisi sayılan- Zeyd el-Hayr et-Tâî adındaki dört kişi arasında paylaştırdı. (Ebu Said) dedi ki: Kureyşliler buna öfkelendi ve sen Necid'in büyüklerine verip bizi mi bırakıyorsun? dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "şüphesiz ben bunu, onları (kalplerini İslâm'a) ısındırmak için yaptım" buyurdu. Arkasından gür sakallı, elmacık kemikleri çıkık, gözleri çukur, alnı yüksek ve başı tıraşlı bir adam gelerek; Allah'tan kork, ey Muhammed dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Ben Allah'a isyan edecek olursam ona kim itaat edecek ki? (Allah) yeryüzündekiler için bana güvendiği halde, siz mi bana güvenmiyorsunuz" buyurdu. Daha sonra adam arkasını dönüp gitti. Orada bulunanlardan birisi – ki onun Halid b. el-Velid olduğu kanaatindedir- onu öldürmek için izin isteyince, Rasulullah (sav); "bu adamın sülâlesinden okudukları Kur'an a gırtlaklarından aşağı inmeyen bir topluluk gelecek. Bunlar, Müslümanları öldürürken putperestlere ilişmeyecekler, okun ağı delip geçtiği gibi İslam’dan çıkacaklar. Ben bunlara yetişecek olsam, şüphesiz kendilerini ‘Âd kavminin helâk edildiği gibi öldüreceğim" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2451, /411
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
HZ.PEYGAMBER'İN SAYGINLIĞI
Kur'an, okumak ve yaşamak
Münafık, Nifak / Münafık
Strateji, Müellefe-i Kulub
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4288, M002452
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى نُعْمٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ يَقُولُ بَعَثَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْيَمَنِ بِذَهَبَةٍ فِى أَدِيمٍ مَقْرُوظٍ لَمْ تُحَصَّلْ مِنْ تُرَابِهَا - قَالَ - فَقَسَمَهَا بَيْنَ أَرْبَعَةِ نَفَرٍ بَيْنَ عُيَيْنَةَ بْنِ حِصْنٍ وَالأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ وَزَيْدِ الْخَيْلِ وَالرَّابِعُ إِمَّا عَلْقَمَةُ بْنُ عُلاَثَةَ وَإِمَّا عَامِرُ بْنُ الطُّفَيْلِ فَقَالَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِهِ كُنَّا نَحْنُ أَحَقَّ بِهَذَا مِنْ هَؤُلاَءِ - قَالَ - فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ
"أَلاَ تَأْمَنُونِى وَأَنَا أَمِينُ مَنْ فِى السَّمَاءِ يَأْتِينِى خَبَرُ السَّمَاءِ صَبَاحًا وَمَسَاءً." قَالَ فَقَامَ رَجُلٌ غَائِرُ الْعَيْنَيْنِ مُشْرِفُ الْوَجْنَتَيْنِ نَاشِزُ الْجَبْهَةِ كَثُّ اللِّحْيَةِ مَحْلُوقُ الرَّأْسِ مُشَمَّرُ الإِزَارِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اتَّقِ اللَّهَ. فَقَالَ
"وَيْلَكَ أَوَلَسْتُ أَحَقَّ أَهْلِ الأَرْضِ أَنْ يَتَّقِىَ اللَّهَ." قَالَ ثُمَّ وَلَّى الرَّجُلُ فَقَالَ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ فَقَالَ
"لاَ لَعَلَّهُ أَنْ يَكُونَ يُصَلِّى." قَالَ خَالِدٌ وَكَمْ مِنْ مُصَلٍّ يَقُولُ بِلِسَانِهِ مَا لَيْسَ فِى قَلْبِهِ." فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لَمْ أُومَرْ أَنْ أَنْقُبَ عَنْ قُلُوبِ النَّاسِ وَلاَ أَشُقَّ بُطُونَهُمْ." قَالَ ثُمَّ نَظَرَ إِلَيْهِ وَهُوَ مُقَفٍّ فَقَالَ
"إِنَّهُ يَخْرُجُ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمٌ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ رَطْبًا لاَ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ" - قَالَ أَظُنُّهُ قَالَ - "لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ ثَمُودَ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said (b. Cemil b. Tarif), ona Abdülvahid (b. Ziyad), ona Umare b. Ka'ka' (b. Şübrüme), ona Abdurrahman b. Ebu Nu'm, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Ali b. Ebu Talib, Rasulullah'a (sav) tabaklanmış bir deri içerisinde henüz toprağından ayıklanmamış bir altın parçası göndermişti. Ebu Said sözünü şöyle sürdürdü: Rasulullah (sav) bu altın parçasını Uyeyne b. Hısn, Akra' b. Habis, Zeyd el-Hayl, Alkame b. Ulâse veya Amir b. Dufeyl olmak üzere dört kişiye paylaştırdı. Rasulullah'ın (sav) ashabından birisi; biz bu altını almaya onlardan daha fazla hak sahibiyiz dedi. Ebu Said olayı şöyle aktarmaya devam etti: Rasulullah (sav) o kişinin böyle dediğini öğrendi ve şöyle buyurdu:
"Sabah akşam bana gökyüzünden haber gelmekte ve (gökyüzünü ilahı olan Allah) bana güvenmekte iken siz bana güvenmiyor musunuz?" buyurdu. Bu esnada gözleri çukur, şakakları şişkin, alnı yüksek, sakalları sık, başı tıraşlı, izarını (bacaklarından yukarıya doğru) çekmiş bir adam kaktı ve ey Allah'ın Rasulü! Allah'tan kork! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "yazık sana! Yeryüzünde Allah'tan en çok korkan kimse ben değil miyim?" buyurdu. Sonra adam dönüp gitti. Halid b. Velid; ya Rasulallah! (İzin ver) bu adamın boynunu şuracıkta vuruvereyim! dedi. Rasulullah (sav); "hayır. Belki o namaz kılan birisidir" buyurdu. Halid; namaz kıldığı halde özüyle sözü bir olmayan nice insanlar var dedi. Rasulullah (sav); "Ben insanların kalplerindekini araştırmak ve iç dünyalarını keşfetmekle emrolunmadım" buyurdu. Ebu Said dedi ki: Sonra Rasulullah (sav), arkasını dönmüş gitmekte olan adama baktı ve şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ki bu adamın soyundan sürekli Kur'an okuyan, ancak okuduğu Kur'an boğazından aşağı geçmeyen insanlar çıkacak. Onlar okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi dinden çıkacaklar." -Ebu Said dedi ki herhalde Rasulullah (sav) şunu da söylemişti: - "Eğer ben onlarla karşılaşırsam Semud kavminin öldürüldüğü gibi onları öldüreceğim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2452, /412
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Abid Ebu Hakem Abdurrahman b. Ebu Ne'um el-Beceli (Abdurrahman b. Ebu Ne'um)
3. Umare b. Ka'ka' ed-Dabbî (Umare b. Ka'ka' b. Şübrüme)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Amel, İman-amel bütünlüğü
Bilgi, gayb bilgisi
Din, din eksikliği
KTB, İMAN
Kur'an, okumak ve yaşamak
Mal, mal - mülk hırsı
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4289, M002453
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ بِهَذَا الإِسْنَادِ قَالَ وَعَلْقَمَةُ بْنُ عُلاَثَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ عَامِرَ بْنَ الطُّفَيْلِ وَقَالَ نَاتِئُ الْجَبْهَةِ وَلَمْ يَقُلْ نَاشِزُ. وَزَادَ فَقَامَ إِلَيْهِ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ قَالَ
"لاَ." قَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ فَقَامَ إِلَيْهِ خَالِدٌ سَيْفُ اللَّهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ قَالَ
"لاَ." فَقَالَ
"إِنَّهُ سَيَخْرُجُ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمٌ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ لَيِّنًا رَطْبًا" - وَقَالَ قَالَ عُمَارَةُ حَسِبْتُهُ قَالَ
"لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ ثَمُودَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Umare b. el-Ka'ka' bu isnad ile şöyle dediğini rivayet etti: Ayrıca Alkame b. Ulase de bu rivayeti zikretmekle birlikte Amir b. et-Tufayl'in adını zikretmeyerek alnının dışarı doğru çıkık olduğunu anlatırken: Nâtiü’l-cebhe demiş, Nâşizu… dememiştir. Ayrıca şu ibareleri de eklemiştir: Ömer b. el-Hattab (ra) hemen onun yanına doğru kalktı ve: Ey Allah'ın Rasulü! Bunun boynunu vurmayayım mı deyince, Rasulullah (sav); "hayır" buyurdu. Sonra arkasını dönüp gidince, Allah'ın kılıcı Hâlid, o adama kalktı ve ey Allah'ın Rasulü! Bunun boynunu vurmayayım mı? dedi. Rasulullah (sav); hayır" buyurdu ve şunları ekledi:
"Şüphesiz bu adamın soyundan Allah’ın Kitabını yumuşak ve nemli (tazeliği ile) okuyacak bir topluluk gelecektir." (Ayrıca Cerir) dedi ki: Umare dedi ki: Zannederim O; "eğer onlara yetişecek olursam, Semud kavminin tepelendikleri gibi mutlaka onları öldüreceğim" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2453, /412
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
Kur'an, okumak ve yaşamak
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4290, M002454
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ بَيْنَ أَرْبَعَةِ نَفَرٍ زَيْدُ الْخَيْرِ وَالأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ وَعُيَيْنَةُ بْنُ حِصْنٍ وَعَلْقَمَةُ بْنُ عُلاَثَةَ أَوْ عَامِرُ بْنُ الطُّفَيْلِ. وَقَالَ نَاشِزُ الْجَبْهَةِ. كَرِوَايَةِ عَبْدِ الْوَاحِدِ. وَقَالَ إِنَّهُ سَيَخْرُجُ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمٌ وَلَمْ يَذْكُرْ
"لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ ثَمُودَ."
Tercemesi:
Bize İbn Numeyr, ona İbn Fudayl, ona Umare b. el-Ka'ka bu isnad ile hadisi rivayet etti ve Zeydü'l-Hayr, el-Akra' b. Habis, Uyeyne b. Hısn ve Alkame b. Ulase ya da Amir b. et-Tufayl olmak üzere dört kişi arasında (paylaştırdı) dedi. Bir de Abdülvahid'in rivayeti gibi: nâşizu'l-cebhe: alnı dışarı doğru çıkık dedi. Ayrıca; bu adamın sülalesinden bir kavim çıkacak demekle birlikte "and olsun kendilerine yetişirsem, mutlaka onları Semud kavminin tepelendiği gibi öldürürdüm" ibaresini de zikretmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2454, /412
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى يَعْقُوبَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْكَرْمَانِىُّ حَدَّثَنَا حَسَّانُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ أَنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « رَأَيْتُ جَهَنَّمَ يَحْطِمُ بَعْضُهَا بَعْضًا ، وَرَأَيْتُ عَمْرًا يَجُرُّ قُصْبَهُ ، وَهْوَ أَوَّلُ مَنْ سَيَّبَ السَّوَائِبَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31741, B004624
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى يَعْقُوبَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْكَرْمَانِىُّ حَدَّثَنَا حَسَّانُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ أَنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « رَأَيْتُ جَهَنَّمَ يَحْطِمُ بَعْضُهَا بَعْضًا ، وَرَأَيْتُ عَمْرًا يَجُرُّ قُصْبَهُ ، وَهْوَ أَوَّلُ مَنْ سَيَّبَ السَّوَائِبَ » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Ebu Yakub Abdullah el-Kermânî, ona Hasan b. İbrahim, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Urve’nin rivayet ettiğine göre Âişe (r.anhâ) dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Ben cehennemi gördüm, onun bazısı bazısını parçalayıp yiyordu. Amr’ı da (b. Luhay’ı) kendi bağırsaklarını sürükler halde gördüm. Çünkü o, (putlar adına), develeri serbest olarak ilk salıveren kişidir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 13, 2/181
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Hassan b. İbrahim el-Anezi (Hassan b. İbrahim b. Abdullah)
6. Muhammed b. Ebu Yakub el-Kirmani (Muhammed b. İshak b. Mansur)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Namaz, Kusûf namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32761, B004778
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ أَبَاهُ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَفَاتِيحُ الْغَيْبِ خَمْسٌ » ثُمَّ قَرَأَ ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ ) .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Ömer b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma), Hz. Peygamber'in (sav) gaybın anahtarları beştir dediğini ve sonra da 'Kıyamet vaktinin bilgisi onun yanındadır' (Lokman 31/34) ayetini okuduğunu nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/242
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Muhammed b. Zeyd el-Kuraşî (Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Hafs Ömer b. Muhammed el-Umeri (Ömer b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ali b. Vehb el-Hemdanî (Ali b. Vehb)
5. Yahya b. Süleyman el-Cûfî (Yahya b. Süleyman b. Said)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
Kıyamet, zamanı