173 Kayıt Bulundu.
Bize Suveyd b. Nasr, ona Abdullah b. el-Mübarek, ona el-Mesudî, ona Ali b. el-Akmer, ona da Ebu’l-Ahvas’ın rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: Yarın Allah azze ve cellenin huzuruna Müslüman olarak varmak isteyen bir kimse, şu beş vakit namazı, namaz için ezan okunan yerde (yani mescitte) kılmaya devam etsin. Şüphesiz ki, Allah azze ve celle Nebi’sine (sav) hidayet sünnetleri (Sünen-i hüdâ) vermiştir. Bu namazlar da hidayet sünnetlerindendir. Ben öyle zannediyorum ki, sizlerin her birinizin evinde namaz kıldığı bir mescidi (namaz kılacak bir yeri) mutlaka vardır. Eğer namazlarınızı evlerinizde kılar ve mescitlerinizi terk edecek olursanız, Nebinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Nebi’nizin (sav) sünnetini terk ettiğinizde ise, doğru yoldan şaşarsınız. Müslüman bir kul abdest alır, bu abdestinin güzel olmasına özen gösterirse, sonra da namaza yürüyerek giderse, Allah azze ve celle onun attığı her bir adım için bir iyilik sevabı yazar, onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler. Ben (namaza giderken) kısa adımlar ile yürümeye çalıştığımızı hatırlarım. Yine aramızda ancak nifakı açıkça bilinen bir münafığın cemaatten geri kaldığını (cemaate katılmadığını) bilirim. Hatta ben bir kişinin iki kişi arasında arasında yürütülmek suretiyle bile olsa (mescide getirilip) nihayet saftaki yerini aldığını görmüşümdür.
Bize Müsedded, ona Ebu Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İnsanın cemaatle kıldığı namaz, evinde ve dükkânında kıldığı namazdan 25 derece daha faziletlidir. Sizden biri layıkıyla abdest alıp sadece namaz kılmak niyetiyle mescide geldiğinde, mescide girene dek attığı her adım ile Allah onu bir derece yükseltir ve (yine) attığı her adım ile onun bir günahını siler. Mescide girdiğinde ise, namaz onu alıkoyduğu müddetçe namazda gibidir. Namaz kıldığı yerde oturmaya devam ettiği ve abdest bozmadığı müddetçe melekler, 'Allah'ım, onu affet! Allah'ım, ona merhamet eyle!' diye dua ederler."
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyüb: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman ona koşarak gelmeyin, ona sükunetle gelin, yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvâhid, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde veya iş yerinde (tek başına) kıldığı namazın sevabından yirmi beş kat daha fazladır. Çünkü o kimse güzelce abdest alıp yalnızca namaz kılmak amacıyla evinden çıkarsa mescide giderken attığı her bir adım sayesinde bir sevap kazanır ve bir günahı silinir. Namaza başladığında mescidden ayrılmadığı sürece melekler onun için 'Allahım bu kuluna yardımını lütfeyle, ona merhametinle muamele eyle.' diye dua ederler. Ayrıca sizden biriniz mescidde namaz kılmayı beklediği sürece namazdaymış gibi değerlendirilir."
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona Mu'temir, ona Kehmes, ona da Ebu Nadr, Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Selimeoğulları Mescidin yakınlarına taşınmak istediler, o sırada çevredeki arsalar boştu. Bu haber Nebi'ye (sav) ulaşınca: "Ey Selimeoğulları, Mahallenizde oturmaya devam edin ki (gidiş-gelişiniz sırasındaki) izleriniz yazılsın" buyurdu. Bunun üzerine onlar da: 'Taşınmamız iyi olmayacaktı (iyi ki taşınmamışız.' dediler.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona İbn Ebu Zi'b, ona Esved b. Alâ b. Câriye es-Sekafî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir kişi evinden mescidine gitmek üzere çıktığında, attığı her adımın biri bir sevap olarak yazılır, diğer (adımı) ise bir günahı siler."
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona İbn Tahla (el-Medenî), ona Muhsın b. Ali el-Fihrî, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır, bunu da güzelce yaparsa, sonra da mescide gitme niyetiyle yola çıkar ve orada insanları namaz kılar halde bulursa, Allah ona da namaz kılanların sevabı kadar sevap yazar. Üstelik bu, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksiltmez."
Bize Süleyman b. Davud, ona (Abdullah) İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Hukeym b. Abdullah el-Kuraşî, ona Nafi b. Cübeyr ve Abdullah b. Ebu Seleme, onlara Muaz b. Abdurrahman, ona Osman b. Affan'ın azatlısı Humran, ona da Osman b. Affan'ın rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim namaz için abdest alır, bunu da (şartlarına ve adaplarına özen göstererek) tastamam yaparsa, sonra farz olan vakit namazını kılmak üzere mescide gider ve insanlarla -veya cemaatle yahut mescitte [ravi hadisin lafzında şüpheye düşmüş, bu üç lafzın hangisi olduğundan emin olamamıştır]- birlikte bu namazı kılarsa Allah onun günahlarını bağışlar."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyub: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman safa koşarak gelmeyin, sükunetle gelin; yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediğiniz kısmını tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyub: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman safa koşarak gelmeyin, sükunetle gelin; yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediğiniz kısmını tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."