230 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymî, ona İbn Câbir, ona da babası (Cabir b. Atîk) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bazı kıskançlıklar vardır ki Allah onları sever. Bazılarını ise sevmez. Yine Allah böbürlenmenin bir kısmını sever, bir kısmını sevmez. Allah’ın sevdiği kıskançlık, şüpheli şeyler konusunda olandır. Allah’ın sevmediği kıskançlık ise şüpheli olmayan (helal) konudaki kıskançlıktır. Allah’ın sevdiği böbürlenme kişinin savaş sırasında (düşmanın kalbine korku salmak) ve sadaka verirken (teşvik etmek için) bunu yapmasıdır. Allah’ın kızdığı büyüklenme ise kişinin zulümde bu işi yapmasıdır."
Bize Müsedded, ona Bişr b.-Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Said el-Makburî', ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) bu konuda şu sözü de nakletmiştir: "(Yolun haklarından biri de) yol göstermektir."
Bize Hasan b. İsa en-Nîsâbûrî, ona İbn Mübarek, ona Cerîr b. Hazım, ona İshak b. Süveyd, ona da İbn Huceyr el-Adevi'den şöyle rivayet etti: Ömer b. Hattab'ın (ra) bu konuda Hz. Peygamber'den (sav) şöyle naklettiğini duydum: "Yardım isteyenin imdadına koşmanız ve yolunu kaybedene doğru yolu göstermeniz."
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes b. Malik; (T) Bana Ebu Bekir b. Nafi' -lafız ona aittir- ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes b. Malik rivayet ettiğine göre Eslem kabilesinden bir genç Hz. Peygamber'e (sav) gelip; ey Allah'ın Rasulü! Ben savaşmak istiyorum ama savaş için hazırlık yapacak gücüm yok dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Falancaya git! O savaşa gitmek için hazırlık yapmıştı ama sonradan hastalandı." Adam ona gitti ve şöyle dedi: Rasulullah sana selam söylüyor ve savaş için hazırladığın şeyleri bana vermeni istiyor. Hasta adam da ey falan hanım! Savaş için bütün hazırlığımı ona ver, hiç bir şey saklama sakın. Alah için ondan hiçbir şey saklama ki bu nedenle Allah sana bereket verecektir.
Bize Yahya b. Kaza'a, ona Mâlik, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Dul kadınların ve fakirlerin nafakalarım kazanmaya koşan müslüman kimse, Allah yolunda savaşan mücahid gibidir, veya geceyi namazla geçiren, gündüz oruçlu abid bir kimse gibidir."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Salim, ona da Abdullah b. Ömer Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Müslüman müslümanın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz. Her kim (din) kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını yerine getirir. Her kim bir Müslümanın sıkıntısını giderir (ve onu ferahlatır) sa Allah da onun kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir (ve onu ferahlatır.) Her kim bir müslümanın (dünyada bir ayıbını) örterse, Allah da kıyamet günü (mahşer halkı huzurunda onun günahlarını ve ayıplarını) örter."
Bize Ebu Rabî Süleyman b. Dâvûd, ona İsmail b. Zekeriyya, ona Âsım, ona Müverrik el-Iclî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber ile birlikte bir seferde iken bir çoğumuz elbisesi ile gölgelenmekte idi. Oruç tutanlar iş yapmadı, oruç tutmayanlar ise hayvanların sevk ve idaresi ile meşgul olup, hizmet ederek her işe koştular. Bunun üzerine Nebî (sav) "Bugün oruç tutmayanlar sevabı götürdüler" buyurdu.