90 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				 Giriş
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bize Evzâî, ona Zührî, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Uhud’da öldürülenler için 'Bunların hangisi Kur’ân’ı daha çok öğrenmiştir?' diye soruyor, ona bir kişi gösterildiğinde hemen kabrine varıp onu kabre diğer arkadaşından önce yerleştiriyordu. Câbir 'Babam ve amcam (o gün) bir tek çizgili aba ile kefenlendiler' demiştir." [Süleyman b. Kesir 'Bana bu hadisi Zührî, ona da Câbir’i (ra) dinlemiş olan birisi rivayet etmiştir' dedi.]
Açıklama: Muhammed b. Şihab ez-Zührî ile İbn Abbas arasında inkita vardır.
Bize Kuteybe b. Said, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir b. Abdulhamid, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas; "dilini onu ezberlemek için hareket ettirme" ayeti hakkında şöyle rivayet etmiştir: "Cebrail kendisine vahiy getirdiğinde, Hz. Peygamber (sav) dilini ve dudaklarını (aceleyle) hareket ettirirdi. Vahiy ona ağır gelir, bu durum, onun halinden anlaşılırdı. Bu yüzden Aziz ve Celil Allah 'Onu acele ile okumak (almak) için dilini kıpırdatma. Onu (kalbinde) toplamak da, okutmak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/16-17] (Yani) Biz onu senin kalbinde toplarız, sen de onu okursun. Bu sebeple 'Biz onu sana okuduğumuzda, sen okunuşuna uy.' [Kıyame, 75/18] Yani indirdiğimizde onu dinle 'Sonra onu açıklamak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/19] Yani, onu senin dilin ile açıklarız ayetlerini indirdi. (Bundan sonra) Cebrail kendisine geldiğinde Hz. Peygamber (sav) susar (ve vahyi dinler), gittiğinde ise Allah'ın kendisine vaat ettiği üzere onu okurdu."
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avâne, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhüma)" dilini onu ezberlemek için hareket ettirme" ayeti hakkında şöyle demiştir: "Vahyin inişi Hz. Peygamber'e (sav) ağır geliyor ve vahiy inerken dudaklarını oynatıp duruyordu. Ravi (Said b. Cübeyr) der ki: İbn Abbas bana 'ben de dudaklarımı tıpkı Hz. Peygamber'in oynattığı gibi oynatıyorum' dedi. Ravi (Musa b. Ebu Aişe) der ki: Said b. Cübeyr bana 'Ben de İbn Abbas'ın dudaklarını oynattığı gibi oynatıyorum' dedi. Bunun üzerine Allah şu ayetleri indirdi. 'Onu acele ile okumak (almak) için dilini kıpırdatma. Onu (kalbinde) toplamak da, okutmak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/16-17] İbn Abbas der ki: Yani Kur'ân'ı senin kalbinde toplamak ve senin onu okuman bize aittir. 'O halde onu sana okuduğumuzda, sen okunuşunu takip et.' [Kıyame, 75/18] Yani sessizce dinle. 'Sonra onu açıklamak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/19] Bundan sonra Cebrail Hz. Peygamber'in yanından ayrıldıktan sonra o nasıl okutmuşsa Hz. Peygamber (sav) de öyle okudu."
Bize İbn Nümeyr, ona babası ve Ebu Muaviye; (T) Bize Yahya b. Yahya –lafız ona aittir- ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona da Şakîk, ona da Abdullah şöyle söylemiştir: Bu mushafları –bazen de Kur'an'ı demiştir- iyi belleyin. Şüphesiz ki o, onu ezberlemiş olanların zihninden develerin yularlarından kurtulmalarından daha hızlı uzaklaşır. Ayrıca onun söylediğine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz şu şu ayeti unuttum demesin, aksine o kendisine unutturulmuştur."
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc, ona Abde b. Ebu Lübabe, ona Şakîk b. Seleme, ona da İbn Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) buyurmuştur: "Kişinin şu, şu sureyi yahut şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine o kendisine utturulmuştur."
Bize Muhammed b. Ma'mer, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Humeyd b. Hilal, ona Sa'd b. Hişam b. Âmir, ona da babası şöyle rivayet etmiştir: "Uhud gününde Müslümanlardan pek çok kişi şehit olmuş ve pek çok kimse de yaralanmıştı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Mezarları kazın ve geniş tutun. Kabre iki hatta üç kişiyi birlikte defnedin. İçlerinden Kur'an'ı daha iyi bilenleri de ön tarafa koyun' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İshak b. Yusuf, ona Süfyan, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Hişam b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: "Uhud gününde Rasulullah’a (sav) ricada bulunarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Her bir şehit için bir mezar kazmak bize ağır gelecek' dedik. Rasulullah (sav) da bunun üzerine 'Siz mezarları derin ve güzelce kazın. Tek bir kabre iki ya da üç kişiyi birlikte defnedin' buyurdu. Ashâb 'Peki ey Allah’ın Rasulü! Hangisini kabirde öne koyalım?' deyince, 'Kur'an’ı daha çok bilenleri' buyurdu. Hişam 'Babam aynı kabirdeki üç kişinin üçüncüsü idi' diye ilave etmiştir."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Süleyman b. Muğîre, ona Humeyd b. Hilal, ona da Hişâm b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: "Ensâr, Uhud gününde Rasulullah'a (sav) gelerek 'Biz (bu savaşta) yara aldık ve çok meşakkat çektik. Bize (kabirleri kazma konusunda) ne buyurursun? dediklerinde, Hz. Peygamber (sav) '(Kabirleri) kazın ve geniş tutun. Aynı kabre iki hatta üç kişiyi defnedin' buyurdu. Hangilerini (kıble yönünde) öne geçirelim? diye sorulunca 'Kur'an'ı daha çok bilenlerini' buyurdu." [(Hişâm) 'O gün babam Âmir de iki kişi ya da bir kişi ile defnedilmişti' dedi.]
Bize Musa b. İsmail, ona Cerîr, ona Humeyd b. Hilal, ona da Sa'd b. Hişâm b. Âmir bu hadisi rivayet etmiştir.