حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا شعبة قال أخبرني محمد بن عبد الجبار قال سمعت محمد بن كعب أنه سمع أبا هريرة يحدث عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إن الرحم شجنة من الرحمن تقول يا رب إني ظلمت يا رب إني قطعت يا رب إني إني فيجيبها ألا ترضين أن أقطع من قطعك وأصل من وصلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163372, EM000065
Hadis:
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا شعبة قال أخبرني محمد بن عبد الجبار قال سمعت محمد بن كعب أنه سمع أبا هريرة يحدث عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إن الرحم شجنة من الرحمن تقول يا رب إني ظلمت يا رب إني قطعت يا رب إني إني فيجيبها ألا ترضين أن أقطع من قطعك وأصل من وصلك
Tercemesi:
Bize Haccac b. Minhal, ona Şube (b. Haccac), ona Muhammed b. Abdülcebbar, ona Muhammed b. Ka'b, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Rahim, Allah'ın Rahman isminden bir parçadır. O şöyle der: Ey Rabbim! Bana çok zulmedildi. Ey Rabbim! Benimle irtibat koparıldı. Ey Rabbim! Ben (şöyle oldum), ben (şöyle oldum). Allah rahime yalvarışına icabet edip seninle bağı koparanla benim de bağı koparmam, seninle bağını devam ettirenle benim de bağımı devam ettirmemden razı olmazmısın? buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 65, /106
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hamza Muhammed b. Ka'b el-Kurazi (Muhammed b. Ka'b b. Süleym b. Esed b. Amr)
3. Muhammed b. Abdülcebbar el-Ensari (Muhammed b. Abdülcebbar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın isimleri, Esmâ-i Hüsnâ
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عقيل عن بن شهاب أخبرني محمد بن جبير بن مطعم أن جبير بن مطعم أخبره أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : لا يدخل الجنة قاطع رحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163370, EM000064
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عقيل عن بن شهاب أخبرني محمد بن جبير بن مطعم أن جبير بن مطعم أخبره أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : لا يدخل الجنة قاطع رحم
Tercemesi:
— Cübeyr İbni Mut'ım'den haber verildiğine göre, Cübeyr Resûlül-lah (Saüallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işitti:
«— Sılâ-i rahmi terk eden cennete girmez.»[128]
Daha önceki hadîs-i şerifte sılâ-İ rahmin terki halinde rahmet ve bereketin kalkacağı beyan edildiği halde, burada «Cennete giremez» ifadesiyle ağır bir ihbarda bulunuluyor. İşin ehemmiyetine binaen ya bu günâhı işlememeğe tembih ve ondan alıkoymaya işaret vardır, ya da îman bakımından Müslümanlarla ilgiyi keserek îmansız göçenler murad edilmiştir ki, bunlar cennete giremezler.
Cübeyr İbni Mut' im :
Kureyş'in ulularından ve âlimlerinden otan Cübeyr, Bedir esirleri arasında Peygamber Efendimizle karşılaştığı sırada, Hazretî Peygamber «Tûr» sûresini okuyordu. Cübeyr diyor ki :
«— Kalbime giren İlk îman bu olmuştur.» Hudeybiye ve Fetih yılları arasında İslâm'a girdiği nakledilmektedir. Hz. Muaviye'nin hilâfeti zamanında Medînede hicrî 59 târihinde vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[129]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 64, /106
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, uzaklaştıran bazı davranışlar
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا بن أبى ذئب قال حدثنا سعيد بن سمعان قال : سمعت أبا هريرة يتعوذ من إمارة الصبيان والسفهاء فقال سعيد بن سمعان فاخبرني بن حسنة الجهني أنه قال لأبى هريرة ما آية ذلك قال أن تقطع الأرحام ويطاع المغوى ويعصى المرشد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163375, EM000066
Hadis:
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا بن أبى ذئب قال حدثنا سعيد بن سمعان قال : سمعت أبا هريرة يتعوذ من إمارة الصبيان والسفهاء فقال سعيد بن سمعان فاخبرني بن حسنة الجهني أنه قال لأبى هريرة ما آية ذلك قال أن تقطع الأرحام ويطاع المغوى ويعصى المرشد
Tercemesi:
— (22-s) Saîd îbni Sem'an dedi ki:
«— Çocukların ve sefihlerin başa çıkmasından (onların kumandan olmasından), Ebû Hüreyre'nin Allah'a sığındığını işittim.» Saîd İbni Sem'an yine şöyle dedi:
— İbni Hasene El-Cühenî, Ebû Hüreyre'ye şunu sorduğunu bana anlattı :
«— Bunun (çocukların ve sefihlerin başa çıkmasının) alâmeti nedir?»
Ebû Hüreyre cevab verdi:
«— (Bunun alâmetleri), sılâ-i rahimlerin terk edilmesi, azgına itaat edilir olması ve ^mürşide (ilim ve hak yol öğretene) işyarı olmamasıdır.»[132]
Buradaki lâfızlar her ne kadar Ebû Hüreyre 'den naklediliyor-sa da, başka muhaddislerce Ebû Hüreyre 'den Hazret! Peygamber e kadar yükseltiliyor ve merfu hadîs oluyor.
. Çocukları başa çıkarmak demek, onların dediğini yapmak ve onlara İtaat eylemektir ki, bu takdirde insanlar bilhassa din işlerinde helak olmuşlar demektir. Sefihlere itaat da yine böyledir. Sefih, hafif akıllıya, aklı noksan olana denir. Bu gibilere itaatin doğuracağı zararlar aşikârdır. Zamanımızda da çocuklara ve sefihlere yapılan itaatin cemiyete, şahıslara getirmiş olduğu zararlar birer vakıa olarak gözükmektedir.
Bu felâketi doğuran sebepleri de Ebû Hüreyre üç maddede toplamıştır:
1— Sılâ-i rahmin terk edilmesi. Akrabalık bağlarını kesmek, büyüklere hürmet ve itaati terk etmek olur. Hürmet terk edilince de çocuk başa çıkar.
2— Azgına itaat olunmak. Hududu aşan, düzen ve nizam tanımayan azgına itaat edildiği takdirde, bunlara müsamaha gösterilince, İlk yardımcıları ve organları çocuklar ve sefihler olacaktır ki, burada da çocukların ve sefihlerin başa çıkması vardır.
3— Hak ve hakikati öğreten mürşide isyan etmek. İlmin değerini an-lamayıp ilim ve hak yol öğretene isyan etmek, bâtıla ve sapıklığa yardım etmek demektir. Bunu ayırt edemeyenler de çocuklarla hafif akıllılar olur ve bunlar ön bulmuş olurlar. Böylece bu üç sebep tahakkuk ettiği zaman, cemiyetin bünyesi tahrip edilmiş ve helaki için zemin hazırlanmış olduğu gerçeği meydana çıkar.
Eserin raviİerinden S a î d i b n. 4 S e m ' a n , tâbİİ olup, mevsuktur.[133]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 66, /106
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Sem'ân el-Ensarî (Said b. Sem'ân)
3. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Yönetici, iyisi-kötüsü
Yönetim, Yöneticilik
Yönetim, yöneticilikte ehliyet
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن قال سمعت أبى يحدث عن أبى بكرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما من ذنب أحرى أن يعجل الله لصاحبه العقوبة في الدنيا مع ما يدخر له في الآخرة من قطيعة الرحم والبغى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163378, EM000067
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة قال حدثنا عيينة بن عبد الرحمن قال سمعت أبى يحدث عن أبى بكرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما من ذنب أحرى أن يعجل الله لصاحبه العقوبة في الدنيا مع ما يدخر له في الآخرة من قطيعة الرحم والبغى
Tercemesi:
— Ebû Bekre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallalkthü Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«— Sılâ-i rahmi terk etme ile azgınlık günâhını işleyenin —âhirette ona hazırlanan azabla beraber— dünyada Allah'ın acele olarak cezasını vermeğe bunlardan daha lâyık bir günah yoktur.»[134]
Hadîs-i şerifte geçen «Bağy» kelimesi azgınlık lâfzı ile terceme edilmiştir. Azgınlık yapmak, azgın olmak, Allah'ın emir ve yasaklan dışına çıkarak mahlûkatma zulüm etmek manâsına gelir. Diğer bazı hadîslerde, zulüm günâhından daha çabuk dünyada cezası veriİen bir günâh yoktur, mealinde ifade bulunduğundan buradaki anlamla uygunluk meydana gelmektedir. Ancak burada sılâ-i rahmi terk etme cezası da zulme ilâve edilmiş oluyor.[135]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 67, /107
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Zulüm / Zalim, zulmetmek
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن الأعمش والحسن بن عمرو وفطر عن مجاهد عن عبد الله بن عمرو وقال سفيان لم يرفعه الأعمش إلى النبي صلى الله عليه وسلم ورفعه الحسن وفطر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس الواصل بالمكافىء ولكن الواصل الذي إذا قطعت رحمه وصلها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163388, EM000068
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن الأعمش والحسن بن عمرو وفطر عن مجاهد عن عبد الله بن عمرو وقال سفيان لم يرفعه الأعمش إلى النبي صلى الله عليه وسلم ورفعه الحسن وفطر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس الواصل بالمكافىء ولكن الواصل الذي إذا قطعت رحمه وصلها
Tercemesi:
— Abdullah İbni Amr'dan, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«— Yapılan sılaya, aynı ile mukabelede bulunan, sılâ-i rahim eden değildir. Fakaf sıla yapan (vasıl) o kimsedir ki, akrabalık bağları kesildiği zaman, rahim sılasını yerine getirmiştir.»[136]
Bir kimsenin, kendisine yapılan iyiliğe veya harekete aynı şekilde karşılıkta bulunmasına «mükâfat» denir. Bu karşılığı yapan şahsa da «Mükâfî» adı verilir. O halde yapılan iyiliğe aynı ile mukabelede bulunan, vazifesini yapmış, mükâfatta bulunmuş demektir. Bu tabiî bir haldir. Bunun için önemi büyük değildir. Fakat sılâ-i rahmi terk eden ve böylece akrabalık haklarını gözetmeyen kimseye iyilik ve İhsanda bulunmak, sılâ-i rahmi yerine getirmek, işte vuslat budur. Böyle hareket edene de «Vasıl» denir. Bunun sevabı da büyük olur.
Bu mevzuda üç derece vardır: Vasıl, Mükâfî, Katı' (ilgi kesen). İyilik ve ihsanda üstün bulunan ve aşağı duruma düşmeyen kimse, «Vasıl»dır. İkinci derecede olan, kendisine yapılan iyiliğin ziyadesiz karşılığında bulunan kimsedir ki, bu da «Münâfî»dir. Kendisi daima iyilik işinde aşağı durumda olup, emsal iyiliği yapmayan kimsedir. Buna da «Katı'» denir. Bu üçüncü derece makbul olmayan ve kerih olan kısımdır. Birinci derece ise, en makbul ve üstün derecedir. Asıl vuslat budur.[137]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 68, /107
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Fıtr b. Halife el-Mahzumi (Fıtr b. Halife)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
حدثنا أحمد بن يعقوب قال أخبرنا إسحاق بن سعيد بن عمرو أنه سمع أباه يحدث عن بن عباس أنه قال : احفظوا انسابكم تصلوا أرحامكم فإنه لا بعد بالرحم إذا قربت وإن كانت بعيدة ولا قرب بها إذا بعدت وإن كانت قريبة وكل رحم أتيه يوم القيامة أمام صاحبها تشهد له بصلة إن كان وصلها وعليه بقطيعة إن كان قطعها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163400, EM000073
Hadis:
حدثنا أحمد بن يعقوب قال أخبرنا إسحاق بن سعيد بن عمرو أنه سمع أباه يحدث عن بن عباس أنه قال : احفظوا انسابكم تصلوا أرحامكم فإنه لا بعد بالرحم إذا قربت وإن كانت بعيدة ولا قرب بها إذا بعدت وإن كانت قريبة وكل رحم أتيه يوم القيامة أمام صاحبها تشهد له بصلة إن كان وصلها وعليه بقطيعة إن كان قطعها
Tercemesi:
— (24-s) İbni Abbas'dan anlatıldığına göre, İbni Abbas şöyle demiştir:
«— Akraba ve yakınlarınızı hatırınızda tutun ki, rahim sılası yapasınız.Zira rahimîn uzağı yoktur; -akrabalık uzak olsa bile- sıla yapılınca. Ekilimin de yakını yoktur -akrabalık yakın olsa bile- sıla terk edilince... Her akrabalık bağı (rahim), kıyamet günü sahibinin önüne gelir de lehine şahidlik eder, eğer silâ-i rahim etmişse. Aleyhine de ilgiyi kesmekle şahidlik eder, eğer sılâ-i rahmi terk etmiş ise...»[146]
İbni Abbas hazretlerinin soydaş ve yakınları ezberleyip onlara iyilik ve yardımda bulunmayı emretmesi, daha önce Hazreti Ömer 'den nakledilen manâya uygun düşmekte ve sıla yapmak için akraba ve taal-lükatı bilmenin lüzumuna işaret Duyurulmaktadır.[147]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 73, /111
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Said b. Amr el-Ümevi (Said b. Amr b. Said b. As b. Said)
3. İshak b. Said el-Kuraşi (İshak b. Said b. Amr b. Said b. As)
4. Ebu Yakub Ahmed b. Yakub el-Mesudi (Ahmed b. Yakub)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Kıyamet, ahvali
حدثنا مالك بن إسماعيل قال حدثنا عيسى بن عبد الرحمن عن طلحة عن عبد الرحمن بن عوسجة عن البراء قال جاء أعرابى فقال : يا نبي الله علمني عملا يدخلنى الجنة قال لئن كنت أقصرت الخطبة لقد أعرضت المسألة أعتق النسمة وفك الرقبة قال أو ليستا واحدا قال لا عتق النسمة أن تعتق النسمة وفك الرقبة ان تعين على الرقبة والمنيحة الرغوب والفيء على ذي الرحم فإن لم تطق ذلك فأمر بالمعروف وإنه عن المنكر فإن لم تطق ذلك فكف لسانك إلا من خير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163392, EM000069
Hadis:
حدثنا مالك بن إسماعيل قال حدثنا عيسى بن عبد الرحمن عن طلحة عن عبد الرحمن بن عوسجة عن البراء قال جاء أعرابى فقال : يا نبي الله علمني عملا يدخلنى الجنة قال لئن كنت أقصرت الخطبة لقد أعرضت المسألة أعتق النسمة وفك الرقبة قال أو ليستا واحدا قال لا عتق النسمة أن تعتق النسمة وفك الرقبة ان تعين على الرقبة والمنيحة الرغوب والفيء على ذي الرحم فإن لم تطق ذلك فأمر بالمعروف وإنه عن المنكر فإن لم تطق ذلك فكف لسانك إلا من خير
Tercemesi:
— Berâ'dan rivayet edildiğine göre, şöyle dedi : Bir A'rabî (Bedevi, Peygamber'e) geldi de:
«— Ey Allah'ın Peygamber'i, beni Cennet'e koyacak bir amel bana öğret,» dedi. Peygamber buyurdu:
Sözü kısa yapmış isen de, meseleyi (mana bakımından) genişletmiş oldun. İnsanı azad et. Rakabeyi fek et»
A'rabî dedi ki:
«— Bunlar (rakabeyi fek etmek ve insanı azad etmek her ikisi) bir değil midir?» Hazreti Peygamber:
«— Hayır, insanı azad etmek, (kendi kölen olan) adamı azad etmendir. Rakabeyi fek etmek de, (başkasına ait) köleye, (hürriyete kavuşması için, borçtan kurtulması için) yardım etmendir. Bir de sağılır sütlü koyunu (başkasına istifadesi için ariyet) vermek ve (zalim) akrabaya iyilik etmek.
Eğer bunları yapmiya gücün yetmezse, iyilikle emret ve kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse, dilini tut; ancak hayırlı söz söyle.»[138]
A'rabî, Peygamber (Aleyhissaİâtü vesselam) Efendimize, cennete girmesine vesile olacak yalnız bir soru sormuş ve karşılığında altı maddelik bir cevap almıştır. Bunun için, soru kısa fakat mesele geniş buyurulmuştur. Sıra İle anlatılan ve cennete girmeye sebep olan bu amelleri inceleyelim :
1— Köle azad etmek : Allah Tealâ'ntn rızasına uygun olan her söz ve hareket bir İbâdet sayılır. İnsanları köle yapmak ve köleleştirmek bir ibâdet değildir. Fakat köle olanları hürriyete kavuşturmak ve onları da hür insan haklarına kavuşturmuş olmak dinin emri olduğundan bîr İbadettir. Bir nevi insanın hayatına sebep olmak ve onu manevî bağlardan kurtarmaktır. Bir insanın yok olmasına sebep olmak ne kadar büyük günâh ise, onu maddî ve manevî yönden kurtarmak da o kadar büyük sevabdır. Bu önemine binaendİr ki, cennete götürecek amellerin birincisi olarak sayılmıştır. O halde insan, kendi kölesini köle olarak saklamayip, onu azad etmelidir. Bu amelde büyük sevab ve mükâfat vardır.
2— Rakabeyi çözmek : Başkasına ait olan bir kölenin kurtulmasına yardım etmek, borçlu köle İse onun borcunu ödeyerek hürriyetini sağlamak veya bir cinayetten dolayı diyet borcu varsa onu karşılamak yine büyük sevab taşıdığından ikinci derecede anılmıştır. İnsanlar arasında en muztar durumda olanlar köleler olduğu için, bunların kurtuluşuna koşmak Allah'ın rızasını kazanmak demektir. Allah'ın rızasını kazanan kimse de cennete girer.
3— Sağılır koyun veya deveyi ariyet vermek : Besinler İçinde sütün taşıdığı önem çok büyük olduğundan, insanların yaşamasına ve gdalanmasına vesile olan bu besinin üreticisi olan hayvanı Allah rızası için muhtaç bir kimseye vermek ve onun geçimini sağlamak İyiliklerin en büyüğü ye-rîne geçer.
4— Akrabayı korumak: Buharı hazretleri, zalim olan akrabaya iyilik etmenin fazileti bölümünde bu hadîs-i şerîfi getirdiği halde, metinde zalim kelimesi anılmamışhr. Diğer hadîs âlimleri zalim kelimesini ilâve etmektedirler. Böylece, zalim olan akrabaya iyilik etmek cennete götüren amellerden sayılmış oluyor.
5— İyilikle emretmek ve kötülükten alıkoymak : Yukarda dört maddede zikredilen amelleri işlemeye gücü yetmeyen, başkasına iyi işler tavsiye etmeli, kötü iş ve hareketlerde bulunanları bu hallerinden vaz geçirmeğe çalışmalı, fenalıkları önlemelidir, önce insan sahip olduğu güç ve kuvveti ile fenalıkları önlemelidir. Buna imkân bulamayan söz ve nasihatla işe başlamalı. Bunu da yapamayan kimse, hiç olmazsa kalbi ile benimsememeli ve gördüğü fenalığa buğz etmelidir.
6— Yalnız hayırlı söz söylemek : İyilikle emredip fenalıklardan alıkoymaya gücü yetmeyen kimse susmalıdır, başka bir hadîs-i şerifte buyu-rulduğu üzre kalbi ile kötü işlere buğz etmeli, yani rıza göstermemelidir. Konuşacağı zaman, ancak hayır yerine geçecek söz söylemelidir.
Ravî B e r a ' kimdir? :
Bu hadîs-i şerîfin ravisi bulunan B e r â ' ashab-ı kiramdan olup, Ensarî'dir. Babasının adı Â z i b 'dir. O da ashabdandır. B e r â ' şöyle anlatır:
«Benî ve İbni Ömer'i Resûlüllah (Saltallahü Aleyhi ve Sellem) Bedir savaşında küçük görmüş ve bizi savaşa kabul etmeyerek geri çevirmişti. Bu savaşta bulunamamıştır.»
Bundan sonra Uhud savaşında ve diğer savaşlarda bulunmuştur. Bİr rivayette Hazreti Peygamberle on dört ve bir rivayette de on beş savaşta hazır bulunmuştur. Ayrıca Cemel, Sıffîn vak'alarında ve Haricîlerle olan savaşlarda bulunmuştur.
Nihayet Küfeye giderek orada bir ev edindi. 72 hicrî tarihte vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[139]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 69, /108
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Abdurrahman b. Avsece el-Hemdânî en-Nehdî (Abdurrahman b. Avsece)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. İsa b. Abdurrahman es-Sülemi (İsa b. Abdurrahman)
5. Ebu Gassan Malik b. İsmail en-Nehdi (Malik b. İsmail b. Ziyad b. Dirhem)
Konular:
Ahlak, hayır söylemek ya da susmak
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, faziletlileri
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Soru, bedevilerin soruları, Rasulullah'a
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy
حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال أخبرني عروة بن الزبير أن حكيم بن حزام أخبره : أنه قال للنبي صلى الله عليه وسلم أرأيت أمورا كنت أتحنث بها في الجاهلية من صلة وعتاقة وصدقة فهل لي فيها أجر قال حكيم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أسلمت على ما سلف من خير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163395, EM000070
Hadis:
حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال أخبرني عروة بن الزبير أن حكيم بن حزام أخبره : أنه قال للنبي صلى الله عليه وسلم أرأيت أمورا كنت أتحنث بها في الجاهلية من صلة وعتاقة وصدقة فهل لي فيها أجر قال حكيم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أسلمت على ما سلف من خير
Tercemesi:
— Hakîm îbni Hizam haber verdiğine göre, Peygamber (Sallatlakü Aleyhi ve SeUem)'e şöyle demiştir:
«— Cahiliyyet zamanında (İslâmdan önce) ibadet diye sıla, azad etme ve sadaka gibi işlediğim amellere ne buyurursunuz, bunlarda bana mükâfat var mı?»
Hakîm dedi ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Hayır olarak işlemiş olduğun geçen amellerinle müslüman oldun.»[140]
Bu hadîs-i şerifin delâlet ettiği hükme göre, küfür halinde iken yapılan hayır ve hasenat, güzel işler, İslâm'ı kabulden sonra kıymet kazanır. Aynen sevab olur ve mükâfat alır. Nitekim mümin de tevbe edip halini düzeltince günahları hasenata çevrilir. Devamlı olarak bir hayır isinde bulunan kimse de hastalık gibi bir engelle o iyiliği yapamaz hale gelirse, Allah yine1 onun mükâfatını yapmış gibi verir.
Bu hadîs-i şerif, küfür halinde bulunan kimsenin amelinin makbul olabileceğine asla detil olmaz. İslâm'ı kabul etmek şartı ile makbul olur ve İslâm'dan önceki günahları bağışlanır.
Hakîm ibni Htzam kimdir? :
Hazreti Hatice validemizin kardeşi oğlu olan Hakîm, Fil vak'asından on üç yıl önce doğmuştur. Zübeyr ibni Avvam'ın da amcası oğludur. Kureyşin eşrafından olup, hem cahiliyyet, hem de İslâm devirlerinde cömert, iyilik ve hayırsever idi.
Bedir savaşında kâfirler safında bulundu ve kurtulanlardan biri oldu. Sonra Mekke'nin fethinde İslâm'ı kabul etti. Huneyn savaşında bulundu ve ganime! erinden kendisine yüz deve verildi. Bi'şeften önce ve sonra HazreH Peygamber'e sevgi ve saygısı vardı.
Kuroyş'in toplanıp meşveret ettikleri «Daru'n-Nedve» adındaki ev kendi mülkiyetinde iken, yüzbin dirhem karşılığında onu Hz. Muaviye'y° sattığı zaman, İbni Zübeyr ona bu altş-verişînde aldandın diyerek onu kınadı. H a k î m 'İn verdiği cevap şu olmuştu :
«Asıl aldanan M u a v i y e 'drr. Çünkü ben onu, cahiliyyet zamanında bir tulum şarap karşılığında almıştım. Sizi şahid tutuyorum, bu aldığım para Allah yolunda harcanacaktır. Şimdi bakın hangimiz aldanmıştıf.»
Gerçekten paranın hepsini Allah yolunda harcadı ve Cennet'de bir köşk kazanmış oldu. Altmış yıl cahiliyyet devrinde ve altmış yıl da İslâm devrinde yaşayarak yüz yirmi yaşında olduğu halde Muov.iye zamanmda Medine deki evinde hicrî 54 tarihinde vefat etti. Allah ondan razı olsun. Birçok hadîs-i şerîf rivayet etmiştir.[141]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 70, /109
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, müslüman olmadan önceki ameller
Cahiliye
cahiliye, âdetleri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Sahabe, İslama girişleri
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا عبد الواحد بن زياد قال حدثنا وائل بن داود الليثي قال حدثنا عبد الرحمن بن حييب قال قال لي عبد الله بن عمر : ممن أنت قلت من تيم تميم قال من أنفسهم أو من مواليهم قلت من مواليهم قال فهلا قلت من مواليهم إذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163401, EM000074
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا عبد الواحد بن زياد قال حدثنا وائل بن داود الليثي قال حدثنا عبد الرحمن بن حييب قال قال لي عبد الله بن عمر : ممن أنت قلت من تيم تميم قال من أنفسهم أو من مواليهم قلت من مواليهم قال فهلا قلت من مواليهم إذا
Tercemesi:
(25-s) Abdurrahman İbni Hubeyb anlatıp diyor ki:
— Abdullah îbni Ömer bana sordu:,
— Kimlerdensin?»
Ben de:
«— Teym-1 Temîftı kabilesinden,» dedim.
«— Kendilerinden mi, yoksa azadhlarmdan mı?» dedi.
«—Azadlılarından!» dedim.
«— Öyle ise, azadlüanndah deseydin ya! 4edi.»[148]
Bu rivayetten anlaşıldığına göre, bir kabilenin veya bir şahsın azadlısı olan kimse, azad edildiği kabileye veya şahsa soy itibariyle nispet edilmemelidir. Neseb yakınlığı, hiç bir zaman kölelik yolu Üe meydana gelen yakınlık gibi olamaz. Ancak neseb yakınlığı bulunmadığı zaman, veto yolu İle, âzad edenin, azadlıya yakınlığı olur. Neseb bakımından yakını,' 'ûkftt-bası bulunmayan azadlıya, onu hürriyete kavuşturan eski efendisi varis olur.[149]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 74, /112
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Abdurrahman b. Habib el-Hicazî (Abdurrahman b. Habib)
3. Vail b. Davud et-Teymi (Vail b. Davud)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبدة عن عبيد الله عن نافع عن بن عمر رأى عمر حلة سيراء فقال : يا رسول الله لو اشتريت هذه فلبستها يوم الجمعة وللوفود إذا أتوك فقال يا عمر إنما يلبس هذه من لا خلاق له ثم أهدى للنبي صلى الله عليه وسلم منها حلل فأهدى إلى عمر منها حلة فجاء عمر إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله بعثت إلى هذه وقد سمعتك قلت فيها ما قلت قال إني لم أهدها لك لتلبسها إنما أهديتها إليك لتبيعها أو لتكسوها فأهداها عمر لأخ له من أمه مشرك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163397, EM000071
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبدة عن عبيد الله عن نافع عن بن عمر رأى عمر حلة سيراء فقال : يا رسول الله لو اشتريت هذه فلبستها يوم الجمعة وللوفود إذا أتوك فقال يا عمر إنما يلبس هذه من لا خلاق له ثم أهدى للنبي صلى الله عليه وسلم منها حلل فأهدى إلى عمر منها حلة فجاء عمر إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله بعثت إلى هذه وقد سمعتك قلت فيها ما قلت قال إني لم أهدها لك لتلبسها إنما أهديتها إليك لتبيعها أو لتكسوها فأهداها عمر لأخ له من أمه مشرك
Tercemesi:
— îbni Ömer'den (Radiyallahu anh) : Hazreti Ömer (Radiyallahu anh) sarüı-alacah ipekten bir elbise gördü de şöyle dedi:
«— Ey Allah'ın Resulü! Bu elbiseyi satın alaydın da onu, cuma günü ye, elçiler sana geldiğinde giyeydin.»
Allah'ın Peygamberi dedi ki:
«—Ey Ömer! Bunu ancak (âhirette) nasîbi olmıyan giyer.»
Sonra bu cins kumaştan Peygamber'e elbiseler hediye edildi. Peyr gamber ete onla-rdan bir tanesini Hazreti Ö m e r 'e hediye etti. Bunun üzerine Hazreti Ömer (Radiyallahu anh), Resûlüllah (Salîallahü Aleyhi ve.SeÜem)'e gelip de şöyle dedi:
«— Ya Resûlallah! Bunu bana gönderdin, halbuki bunun hakkında dediğini senden işittim.»
Hazreti Peygamber dedi ki:
«— Ben onu giymen için sana hediye etmedim. Yalnız onu sataşın veya başkasına giydiresin diye hediye ettim.» Hazreti Ömer (Radiyallahu anh) de onu müşrik olan anadan kardeşine hediye etti.[142]
Hazretİ Peygamberin bu beyanından üç hüküm çıkmaktadır:
1— İpekli ve cicili-bicili elbiseleri erkek Müslümanlar giymemelidir. Nitekim diğer bir hadîs-i şerifle ipek elbise giymek ve altın takınmak er-kelkere haram kılınmış, hanımlar için mubah sayılmıştır. Altın ve gümüş kaplarda yemek yemek yine yasak edilmiştir.
2— Müslümanlar için kullanılması helâl olmayan giyim eşyasını; Müslüman olmayanlara vermek veya satmak (sınırlı olarak) caizdir.
3— Müslüman olmayan akrabaya iyilik ve rahim sılası yapılır.[143]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 71, /110
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Hediye, Hz. Peygamber'in hediye alması
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Müslüman, peygamber sevgisi
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi