367 Kayıt Bulundu.
Bize Haccac b. Minhâl, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, Said b. Müseyyeb, Alkame b. Vakkas ve Ubeydullah b. Abdullah, Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiş ve her bir râvi bana hadisin bir bölümünü aktarmıştır: Peygamber (sav) bir sefere çıkmak istediği zaman eşleri arasında kura çeker ve hangisine kura çıkarsa onunla sefere çıkardı. Yine çıktığı bir sefer için aramızda kura çekti ve kura bana çıktı. Ben de örtü ayetinin (Ahzâb, 59) inmesinden sonra Hz. Peygamber (sav) ile sefere çıktım.
Bize Haccac b. Minhâl, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, Said b. Müseyyeb, Alkame b. Vakkas ve Ubeydullah b. Abdullah, Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiş ve her bir râvi bana hadisin bir bölümünü aktarmıştır: Peygamber (sav) bir sefere çıkmak istediği zaman eşleri arasında kura çeker ve hangisine kura çıkarsa onunla sefere çıkardı. Yine çıktığı bir sefer için aramızda kura çekti ve kura bana çıktı. Ben de örtü ayetinin (Ahzâb, 59) inmesinden sonra Hz. Peygamber (sav) ile sefere çıktım.
Bize Haccac b. Minhâl, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, Said b. Müseyyeb, Alkame b. Vakkas ve Ubeydullah b. Abdullah, Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiş ve her bir râvi bana hadisin bir bölümünü aktarmıştır: Peygamber (sav) bir sefere çıkmak istediği zaman eşleri arasında kura çeker ve hangisine kura çıkarsa onunla sefere çıkardı. Yine çıktığı bir sefer için aramızda kura çekti ve kura bana çıktı. Ben de örtü ayetinin (Ahzâb, 59) inmesinden sonra Hz. Peygamber (sav) ile sefere çıktım.
Bize Yahya b. Yusuf, ona Ebu Bekir, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Altının, gümüşün, saçaklı kadifenin, siyah zencefil kumaşın kulu olan kişilere yazıklar olsun. Kendisine bir şey verilirse razı olur, verilmezse razı olmaz." İsrâîl, Ebu Hasîn'den aktardığı bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) rivayet etmedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cuhâde arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Yusuf, ona Ebu Bekir, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Altının, gümüşün, saçaklı kadifenin, siyah zencefil kumaşın kulu olan kişilere yazıklar olsun. Kendisine bir şey verilirse razı olur, verilmezse razı olmaz." İsrâîl, Ebu Hasîn'den aktardığı bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) rivayet etmedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsrail b. Yunus arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefat ettiğinde zırhı, otuz sâ miktarı arpa karşılığında, bir Yahudi'de rehindi. Ya'lâ der ki: A'meş bize bunun “demirden yapılmış bir zırh” olduğunu rivayet etmiştir. Muallâ der ki: Bize Abdulvâhid, ona da A'meş bu hadisi rivayet etmiş ve “Rasûlullah o Yahudi'ye demirden bir zırhı rehin verdi” demiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ya'la b. Ubeyd arasında inkıta vardır.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez." Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsrail b. Yunus arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Cafer b. Avn, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Kabe'nin gölgesinde namaz kılardı. (O arada) Mekke'nin kırsalında deve kesilmişti. Ebu Cehil ve Kureyş'ten insanlar birilerini gönderip (kesilen devenin) derisini getirttiler ve onu Hz. Peygamber'in (sav) üzerine attılar. Fatıma gelip Nebî'nin üzerinden onu kaldırdı. Hz. Peygamber (sav) de "Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum! Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum! Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum! Ebu Cehil b. Hişâm'ı, Utbe b. Rabî'a'yı, Şeybe b. Rabî'a'yı, Velid b. Utbe'yi, Übey b. Halef'i ve Ukbe b. Ebu Mu'ayt'ı sana havale ediyorum" buyurdu. Onların hepsini Bedir kuyusunda öldürülmüş olarak gördüm. Ebu İshak der ki: Yedinci ismi unuttum. Yusuf b. İshak, Ebu İshak'tan naklen "Ümeyye b. Halef" ifadesini zikretmiştir. Şu'be de "Ümeyye" ya da "Übey" demiştir. Doğrusu "Ümeyye"'dir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yusuf b. İshak arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Ebu Esved, ona Yezîd b. Zuray ve Humeyd b. Esved, ona Habib b. Şehîd, ona İbn Ebu Muleyke şöyle rivayet etmiştir: İbn Zübeyir, İbn Cafer'e (r.anhum) “Hatırlıyor musun, (Mekke'nin fethi günü) ben, sen ve İbn Abbâs, Rasulullah'ı (sav) karşılamıştık?” dedi. ibn Cafer de “evet hatırlıyorum, Rasulullah bizi bineğinin arkasına bindirmişti, seni bırakmıştı” diye cevap verdi.
Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy ve Sehl b. Yusuf, onlara Katâde, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Lıhyân oğulları kabilelerinden bâzı kimseler Hz. Peyamber'e (sav) gelip kendilerinin Müslüman olduklarını söyleyerek kendi kavimlerine karşı Peygamber'den yardım istediler. Peygamber (sav) de onlara Ensâr'dan yetmiş kişi ile yardım gönderdi. Enes der ki: Biz gönderilen o sahabîleri "Kurrâ" olarak isimlendiriyorduk. Onlar gündüzleri odun toplayıp, geceleyin de namaz kılarlardı. O yetmiş sahâbî onlarla birlikte yürüyüp Maûne Kuyusuna ulaştıklarında kabileler bunlara hainlik yaptılar ve bu Kur'an hafızı sahâbîleri öldürdüler. Bu hâdise üzerine Peygamber (sav) bir ay Rı'l, Zekvân, Lıhyânoğulları kabilelerine bedduâ ederek kunût yaptı. Katâde der ki: Enes bize “"Dikkat edin, bizden kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu ve bizleri de razı kıldı" sözlerini Kur'an olarak okuduk. daha sonra bu sözlerin tilâveti kaldırıldı" diye rivayet etmiştir.