10485 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Kaza'a, ona İbrahim b. Sa'd, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Abdullah b. Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hayırda yapmada insanların en cömerdiydi. En cömert olduğu zaman da Ramazan Ayı idi. Çünkü Ramazan Ayının her gecesi Rasulullah (sav), Cebrail ile buluşur ve Kur'an'ı arz ederdi. Cebrail ile buluştuğu zaman hayır dağıtmakta, kesintisiz esen rüzgârdan daha cömert olurdu.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahma, ona Süfyân, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Ömer (ra) Bedir büyüklerine, Yüce Allah'ın "izâ câe nasrullâhi ve'l-feth" ayetini sordu. Onlar da “bu, şehir ve sarayların fethini (bildirir)” dediler. Ömer “sen ne dersin ey İbn Abbâs?” diye sordu. İbn Abbâs da “Bu, Rasulullah'ın (sav) eceli, yahut Hz. Muhammed'in (sav) vefatına işaret edilmek üzere sunulmuş bir benzetmedir” dedi.
Bize Yusuf b. Musa, ona Ebu Usame, ona A'meş, ona Amr b. Mürre, Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: "En yakın akrabanı" (ve onlardan ihlâsa erdirilen cemâatini) "uyar" (Şuarâ, 214) ayeti inince, Rasulullah (sav) Safâ Tepe'sine çıktı ve "Yâ sabâhâh! (uyanın ey Kureyş, baskın var)" diye seslendi. İnsanlar “Bu kimdir?” diyerek Hz. Peygamber'in yanına toplandılar. Peygamber (sav) onlara "Ne dersiniz? Ben size 'Şu dağın arkasından bir süvari birliği çıkacak' diye haber versem, bana inanır mısınız?" buyurdu. Onlar da “Biz senden bir yalan duymadık” dediler. Peygamber (sav) "Öyleyse ben şiddetli bir azabın öncesinde sizleri uyaran kimseyim" buyurdu. Ebu Leheb “Yazık sana! Bizi buraya bunun için mi topladın!” dedi sonra kalkıp gitti. Bunun üzerine "Tebbet yedâ Ebî Lehebin ve tebb" suresi indi. A'meş o gün bu ayeti "kad tebbe" şeklinde okumuştur
Bize Muhammed b. Ar'are, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb (ra) İbn Abbâs'ı kendi meclisine alır, kendisine yakın oturturdu. Abdurrahman b. Avf, Ömer'e “Bunun yaşında bizim oğullarımız var? (Neden bizim meclisimize alıyorsun?)” dedi. Ömer de “O bilgisi sayesinde burada” dedi, ardından İbn Abbâs'a: "İzâ câe nasru'llâhi ve'l-feth" ayetini sordu. İbn Abbâs da “bu ayet Rasulullah'ın ecelidir. Allah, Hz. Peygamber'e (sav) vefatını bildirmiştir” dedi. Bunun üzerine Ömer “ben de bu ayet hakkında sadece senin bildiğini biliyorum” dedi.
Bana Velîd b. Salih, ona İsa b. Yunus, ona Ömer Saîd b. Ebu Hüseyin el-Mekkî, ona Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb'ın na'şı başında onun için Allah'a dua eden bir topluluk içinde duruyordum. Bu sırada arkamda bir adam dirseğini omuzum üzerine koymuş “Allah sana merhamet etsin. Ben umuyorum ki Allah seni iki dostunla bir araya getirecektir. Çünkü Rasulullah'ın (sav) çok defa "Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle idim", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle yaptım", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şuraya gittim" dediğini işitir dururdum. Bunun için ben, Allah'ın seni muhakkak iki dostunla bir arada bulunduracağını umuyorum” diyordu. bir de baktım, bu kişi Ali b. Ebu Tâlib'di.