1862 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Sonra ümmetimden bazı kişiler getirilip sağ ve sol tarafa alınırlar. Ben “onlar benim ashabımdır” derim. Bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)" Muhammed b. Yusuf der ki: Ebu Abdullah'tan aktarıldığına göre Kabîsa “Onlar Ebu Bekir zamanında dinden dönen mürtetlerdir. Ebu Bekir onlarla harp etti” demiştir .
Bize Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Safâ Tepe'sine çıktı ve "Yâ sabâhâh! Yâ sabâhâh! (uyanın ey Kureyş)" diye seslendi. Kureyşliler onun yanına toplandı ve O'na “ne oldu, neyin var?” dediler. Hz. Peygamber (sav) onlara "Ben size düşman size sabah yada akşam baskın yapacak diye haber versem, bana inanır mısınız?" buyurdu. Onlar da “evet” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Öyleyse ben şiddetli bir azabın öncesinde sizleri uyaran kişiyim" buyurdu. Ebu Leheb “bizi buraya bunun için mi topladın, yazık sana!” dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah Tebbet Suresi'ni indirdi: "Ebu Leheb’in iki eli kurusun! Zâten kurudu ve kendisi helâk olup gitti. Ne malı bir fayda verdi ona, ne de kazandıkları. Yakında o, yanıp kavrulmak üzere alevli bir ateşe girecek. Karısı da beraber girecek. Hem de o ateşe odun taşıyıcı olarak. Boynunda sağlam bükülmüş bir ip olduğu halde."