4219 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Gıyâs (T); bize Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, o ikisine (Hafs b. Giyâs ve İshak b. İbrahim'e) Ebu Muaviye (T); bize Amr en-Nâkid, ona Ammâr b. Muhammed (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Fudayl (T) Bu ravilerin hepsine A'meş, ona Ebu Süfyân, ona da Câbir (bu hadisi) rivayet etmiştir. Amr'ın, Ammâr'dan ve Ebu Küreyb'in de Ebu Muaviye'den yaptığı rivayetlerde "Ümmü Mübeşşir'den" eklemesi; İbn Fudayl'in rivayetinde "Zeyd b. Harise'nin eşinden" eklemesi; İshak'ın Ebu Muâviye'den rivayetinin bir kısmında "Ümmü Mübeşşir'den o da Hz.Peygamber'den (sav)" eklemesi vardır, bir kısmında da bu ekleme yoktur. Bu râvilerin hepsi, Atâ, Ebu Zübeyir ve Amr b. Dinar'ın hadisinin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmişlerdir.
Açıklama: İlgili hadisin metni için M003968 numaralı hadise bakınız.
Bize Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Rumh, onlara Leys, ona Ebu Zübeyir, ona Cabir şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) hurmalığında bulunan Ümmü Mübeşşir el-Ensâriyye'nin yanına girerek ona "Bu hurmalığı kim dikti, Müslüman mı, kâfir mi?" diye sordu. Ümmü Mübeşşir ""Müslüman (dikti)" cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulüllah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer bir müslüman bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir insan yahut hayvan veya başka bir şey yerse, bu onun için mutlaka sadaka olur."
Bize Ahmed b. Saîd b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona Zekeriya b. İshak, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) bir bahçede Ümmü Ma'bed'in yanına girdi ve "Ey Ummü Ma'bed, Bu hurmaları kim dikti? Müslüman mı, kâfir mi?" diye sordu. Ümmü Ma'bed "Müslüman (dikti)" diye cevap verdi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer Müslüman bir kimse ağaç diker de, ondan bir insan veya hayvan yahut kuş yerse, bu mutlaka onun için kıyamet gününe kadar bir sadaka olur."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhum) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) muhâbara, muhâkala, muzâbene satışını ve olgunluğu meydana çıkıncaya kadar ağaç üstündeki yaş meyveyi satmayı yasakladı, ve yine araya satışı dışında yaş meyvelerin sadece dînâr ve dirhem ile satılmasını da emretti.
Açıklama: "Muhâbera": tohum kiracıdan olmak kaydıyla çıkacak ürünün belirli bir bölümüne karşılık tarlanın kiraya verilmesidir. "Muhakale": Ekinin henüz başağı kurumadan ya da tarladaki taze ekinin kendi cinsinden belli ölçüdeki kurusu karşılığında götürü usulle satılmasıdır. "Müzâbene": Ağaç üzerindeki olgunlaşmış taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasıdır. Araya: Ağaçtaki taze hurmanın aynı miktardaki kuru hurma karşılığında satılmasıdır. Elinde nakit parası olmayan kimsenin dalında olgunlaşmış taze hurmayı ihtiyaç miktarınca kuru ile karşılığında satın alması caizdir.(daha geniş bilgi için DİA - Diyanet İslam Ansiklopedisi'nde ilgili maddelere bakılabilir.)
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, "eşine arkasından yaklaşarak (ön taraftan) ilişki kuran kimsenin çocuğu şaşı gözlü olur" demişlerdi. Bunun üzerine "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın" ayeti inmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Amr, ona da Câbir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Başımıza komutan olarak tayin edilen Ebu Ubeyde ile birlikte Ceyşü'l-habat gazasına çıktık ve ve şiddetli bir açlık baş gösterdi. Derken, daha önce benzerini görmediğimiz büyüklükte ve Anberin denilen bir balık, ölü olarak deniz kıyısına vurdu. 15 gün boyunca ondan yedik. Ebu Ubeyde onun kemiklerinden birini aldı (kaldırdı) altından bir süvari geçebiliyordu. Bana Ebu Zübeyir'in aktardığına göre Cabir, Ebu Ubeyde'nin "yiyin" dediğini işitmiştir. Medine'ye geldiğimizde bunu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdik. O, "Allah'ın size çıkardığı rızkı yiyin, yanınızda varsa bize de ikram edin" buyurdu. Bazıları o balıktan biraz getirdi, Rasulullah (sav) da onu yedi.