وَأُتْبِعُوا فِي هَـذِهِ لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ بِئْسَ الرِّفْدُ الْمَرْفُودُ

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Hûd 11/99, /

فَمَا لَهُ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ

O gün insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Târık 86/10, /

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ

O gün bir takım yüzler zelildir,

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Ğaşiye 88/2, /

إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا

"Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O'nun azabına uğramaktan) korkarız" (derler).

• Kur'an Kur'an-ı Kerim İnsân 76/10, /

فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا

İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim İnsân 76/11, /

وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ

Peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Mürselât 77/11, /

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Mürselât 77/40, /

أَفَأَمِنُوا أَن تَأْتِيَهُمْ غَاشِيَةٌ مِّنْ عَذَابِ اللّهِ أَوْ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ

Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Yûsuf 12/10, /

بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ

Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/46, /

حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِيُّ، ثنا سُفْيَانُ، ثنا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَاطِبٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ: قَالَ الزُّبَيْرُ: لَمَّا نَزَلَتْ {ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ} [الزمر: 31] قَالَ الزُّبَيْرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُكَرَّرُ عَلَيْنَا الْخُصُومَةُ بَعْدَ الَّذِي كَانَ بَيْنَنَا فِي الدُّنْيَا فَقَالَ «نَعَمْ» فَقُلْتُ: إِنَّ الْأَمْرَ إِذًا لَشَدِيدٌ

• Humeydî Müsned-i Humeydî Zübeyr b. Avvâm 60, 1/184