Giriş

İşte o ülkeler... Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler.


    Öneri Formu
54702 KK7/101 A'râf, 7, 101

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti.


    Öneri Formu
53821 KK6/10 En'âm, 6, 10

Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.


    Öneri Formu
53883 KK6/34 En'âm, 6, 34

Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.


    Öneri Formu
53900 KK6/42 En'âm, 6, 42

Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da (üstün meziyetler verdik). Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik.


    Öneri Formu
54138 KK6/87 En'âm, 6, 87

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.


    Öneri Formu
54140 KK6/89 En'âm, 6, 89

İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.


    Öneri Formu
54141 KK6/90 En'âm, 6, 90


    Öneri Formu
56397 KK26/69 Şu'arâ, 26, 69


    Öneri Formu
56503 KK26/105 Şu'arâ, 26, 105


    Öneri Formu
202239 AN197 İbn Hayyân el-İsfehânî, Ahlâku'n-Nebî ve Âdâbih, I, 515