Öneri Formu
Hadis Id, No:
21254, T003571
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُعَاذٍ الْعَقَدِىُّ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ وَاقِدٍ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « سَلُوا اللَّهَ مِنْ فَضْلِهِ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحِبُّ أَنْ يُسْأَلَ وَأَفْضَلُ الْعِبَادَةِ انْتِظَارُ الْفَرَجِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَكَذَا رَوَى حَمَّادُ بْنُ وَاقِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ وَقَدْ خُولِفَ فِى رِوَايَتِهِ . وَحَمَّادُ بْنُ وَاقِدٍ هَذَا هُوَ الصَّفَّارُ لَيْسَ بِالْحَافِظِ وَهُوَ عِنْدَنَا شَيْخٌ بَصْرِىٌّ . وَرَوَى أَبُو نُعَيْمٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ رَجُلٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلٌ وَحَدِيثُ أَبِى نُعَيْمٍ أَشْبَهُ أَنْ يَكُونَ أَصَحَّ .
Tercemesi:
Bize Bişr b. Muaz el-Akadî el-Basrî, ona Hammad b. Vâkıd, ona İsrail [b. Yunus], ona Ebu İshak [Amr b. Abdullah], ona Ebu Ahves [Avf b. Malik], ona da Abdullah [b. Mesud]'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın fazlından isteyiniz. Çünkü Allah kendisinden istenmesini sever. İbadetlerin en faziletlisi (sürekli şikayet etmeyi terk edip sabrederek, musibetten) kurtulmayı beklemektir."
Ebu İsa [Tirmizî] dedi ki: 'Hammad b. Vâkıd hadisi bu şekilde rivayet etmiş fakat onun bu rivayetine muhalefet edilmiştir. Hammad b. Vakıd; Saffâr denilen kişidir ve hafız değildir. Bize göre Basralı bir ihtiyardır. Bu hadisi, Ebu Nuaym'a İsrail, ona Hakîm b. Cübeyr, ona da bir adam Rasulullah'tan mürsel olarak nakletmiştir ve Ebu Nuaym rivayeti sanki daha sahihtir.'
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الْعِبَادَةِ انْتِظَارُ الْفَرَجِ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 115, 5/565
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ahves Avf b. Malik el-Cüşemi (Avf b. Malik b. Nadle)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Hammad b. Vakid es-Saffar (Hammad b. Vakid)
6. Bişr b. Muaz el-Akdi (Bişr b. Muaz)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Dua, en üstünü
Dua, faziletlisi
İstiaze, Allah'a sığınmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18551, T003081
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ الْيَمَامِىُّ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو زُمَيْلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ نَظَرَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمُشْرِكِينَ وَهُمْ أَلْفٌ وَأَصْحَابُهُ ثَلاَثُمِائَةٍ وَبِضْعَةَ عَشَرَ رَجُلاً فَاسْتَقْبَلَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقِبْلَةَ ثُمَّ مَدَّ يَدَيْهِ وَجَعَلَ يَهْتِفُ بِرَبِّهِ « اللَّهُمَّ أَنْجِزْ لِى مَا وَعَدْتَنِى اللَّهُمَّ آتِنِى مَا وَعَدْتَنِى اللَّهُمَّ إِنْ تُهْلِكْ هَذِهِ الْعِصَابَةَ مِنْ أَهْلِ الإِسْلاَمِ لاَ تُعْبَدُ فِى الأَرْضِ » . فَمَا زَالَ يَهْتِفُ بِرَبِّهِ مَادًّا يَدَيْهِ مُسْتَقْبِلَ الْقِبْلَةِ حَتَّى سَقَطَ رِدَاؤُهُ مِنْ مَنْكِبَيْهِ فَأَتَاهُ أَبُو بَكْرٍ فَأَخَذَ رِدَاءَهُ فَأَلْقَاهُ عَلَى مَنْكِبَيْهِ ثُمَّ الْتَزَمَهُ مِنْ وَرَائِهِ فَقَالَ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ كَفَاكَ مُنَاشَدَتُكَ رَبَّكَ فَإِنَّهُ سَيُنْجِزُ لَكَ مَا وَعَدَكَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّى مُمِدُّكُمْ بِأَلْفٍ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ مُرْدِفِينَ ) فَأَمَدَّهُمُ اللَّهُ بِالْمَلاَئِكَةِ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عُمَرَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عِكْرِمَةَ بْنِ عَمَّارٍ عَنْ أَبِى زُمَيْلٍ وَأَبُو زُمَيْلٍ اسْمُهُ سِمَاكٌ الْحَنَفِىُّ وَإِنَّمَا كَانَ هَذَا يَوْمَ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ömer b. Yunus el-Yemâmî, ona İkrime b. Ammâr, ona Ebu Zümeyl, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ömer b. Hattâb şöyle rivayet etmiştir:
Allah'ın Nebî'si (sav) müşriklere baktı da onlar bin kişi, ashabı ise üç yüz on küsür kişi! Allah'ın Nebî'si (sav) kıbleye yöneldi, ardından ellerini kaldırdı ve "Allah'ım! Bana vaad ettiğini yerine getir! Allah'ım! Bana vaad ettiğini ver! Allah'ım! Bu Ehl-i İslâm olan bu topluluğu helak edersen yeryüzünde sana ibadet edilmeyecek!" diyerek rabbine yakarmaya başladı. Omuzlarından elbisesi düşene dek ellerini kaldırmış ve kıbleye yönelmiş vaziyette rabbine yakarmaya devam etti. Ebu Bekir [hemen] gelip elbisesine aldı [ve] onu omuzlarına koyuverdi. Akabinde arkasından peygambere sarılıp "Ey Allah'ın Nebî'si! Rabbine yakarman yeter! O, sana vaad ettiğini yerine getirecektir" dedi. [Bunun üzerine] Allah, "Hani siz rabbinizden yardım istiyordunuz da O, 'Sizi nişanlı bin melekle destekleyeceğim' diyordu" ayetini indirdi. [Neticede] Allah, onları meleklerle destekledi.
[Tirmizî şöyle] demiştir: Bu, hasen-sahih-garib bir hadistir. Onu sadece Ömer'in, İkrime'den, onun da Ebu Zümeyl'den nakletmesi ile bilmekteyiz. Ebu Zümeyl'in adı Simâl el-Hanefî'dir. Bu [olay], Bedir günü gerçekleşmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 8, 5/269
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Zümeyl Simak b. Velid el-Hanefî (Simak b. Velid)
4. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
5. Ebu Hafs Ömer b. Yunus el-Hanefî (Ömer b. Yunus b. Kasım)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Dua, dua ederken kıbleye yönelmek
Dua, Hz. Peygamber'in ümmeti için duası
KTB, DUA
KTB, KIBLE
Siyer, Bedir Savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31901, B004637
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ قُلْتُ أَنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ ، وَرَفَعَهُ . قَالَ « لاَ أَحَدَ أَغْيَرُ مِنَ اللَّهِ ، فَلِذَلِكَ حَرَّمَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ ، وَلاَ أَحَدَ أَحَبُّ إِلَيْهِ الْمِدْحَةُ مِنَ اللَّهِ ، فَلِذَلِكَ مَدَحَ نَفْسَهُ » .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu‘be, ona Amr b. Murre, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Ben (Amr b. Murre): Bunu Abdullah’tan sen (bizzat) mı dinledin? dedim. O: Evet dedi ve hadisi (Rasulullah’a nisbet ederek) merfu olarak rivayet etti. (Rasulullah –sav-) şöyle buyurdu: “Allah’tan daha kıskanç kimse yoktur, bundan dolayı gizlisiyle, açığıyla bütün hayâsızlıkları haram kılmıştır. Allah’tan daha çok övülmeyi seven kimse de yoktur, bundan dolayı O kendi zatını övmüştür.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/186
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, varlığı ve birliği
KTB, ALLAH TASAVVURU
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
حَدَّثَنَا مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزْوَةَ نَجْدٍ ، فَلَمَّا أَدْرَكَتْهُ الْقَائِلَةُ وَهْوَ فِى وَادٍ كَثِيرِ الْعِضَاهِ ، فَنَزَلَ تَحْتَ شَجَرَةٍ وَاسْتَظَلَّ بِهَا وَعَلَّقَ سَيْفَهُ ، فَتَفَرَّقَ النَّاسُ فِى الشَّجَرِ يَسْتَظِلُّونَ ، وَبَيْنَا نَحْنُ كَذَلِكَ إِذْ دَعَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجِئْنَا ، فَإِذَا أَعْرَابِىٌّ قَاعِدٌ بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَقَالَ « إِنَّ هَذَا أَتَانِى وَأَنَا نَائِمٌ ، فَاخْتَرَطَ سَيْفِى فَاسْتَيْقَظْتُ ، وَهْوَ قَائِمٌ عَلَى رَأْسِى ، مُخْتَرِطٌ صَلْتًا ، قَالَ مَنْ يَمْنَعُكَ مِنِّى قُلْتُ اللَّهُ . فَشَامَهُ ، ثُمَّ قَعَدَ ، فَهْوَ هَذَا » . قَالَ وَلَمْ يُعَاقِبْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31928, B004139
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزْوَةَ نَجْدٍ ، فَلَمَّا أَدْرَكَتْهُ الْقَائِلَةُ وَهْوَ فِى وَادٍ كَثِيرِ الْعِضَاهِ ، فَنَزَلَ تَحْتَ شَجَرَةٍ وَاسْتَظَلَّ بِهَا وَعَلَّقَ سَيْفَهُ ، فَتَفَرَّقَ النَّاسُ فِى الشَّجَرِ يَسْتَظِلُّونَ ، وَبَيْنَا نَحْنُ كَذَلِكَ إِذْ دَعَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجِئْنَا ، فَإِذَا أَعْرَابِىٌّ قَاعِدٌ بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَقَالَ « إِنَّ هَذَا أَتَانِى وَأَنَا نَائِمٌ ، فَاخْتَرَطَ سَيْفِى فَاسْتَيْقَظْتُ ، وَهْوَ قَائِمٌ عَلَى رَأْسِى ، مُخْتَرِطٌ صَلْتًا ، قَالَ مَنْ يَمْنَعُكَ مِنِّى قُلْتُ اللَّهُ . فَشَامَهُ ، ثُمَّ قَعَدَ ، فَهْوَ هَذَا » . قَالَ وَلَمْ يُعَاقِبْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Mahmud, ona Abdürrezzâk, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber Necid gazvesine çıktık. Kendisi dikenli ağaçları bol bir vadide iken öğle vaktine rast geldi. Bir ağaç altına çekildi, altında gölgelendi ve kılıcını [ağacın] üzerine astı. İnsanlar da gölgelenmek için ağaçların altında dağıldılar. Bizler bu hâl üzere iken birden Rasulullah (sav) bizi çağırdı. Bir de baktık ki bedevî[nin biri] önünde oturmakta! Rasulullah (sav), "Ben uyurken bu bana geldi. Kılıcımı aldı. [Derken] uyanıverdim. O da başımın üzerinde dikiliyordu. 'Seni benden kim koruyacak' dedi. Ben, 'Allah' dedim. O da kılıcı bıraktı, ardından oturdu. [İşte] o bu [adamdır]!" buyurdu.
Hz. Peygamber (sav) onu cezalandırmadı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 32, 2/79
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Hz. Peygamber, affediciliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18548, T003080
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : لَمَّا فَرَغَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ بَدْرٍ قِيلَ لَهُ عَلَيْكَ الْعِيرَ لَيْسَ دُونَهَا شَىْءٌ قَالَ: فَنَادَاهُ الْعَبَّاسُ وَهُوَ فِى وَثَاقِهِ لاَ يَصْلُحُ وَقَالَ: لأَنَّ اللَّهَ وَعَدَكَ إِحْدَى الطَّائِفَتَيْنِ وَقَدْ أَعْطَاكَ مَا وَعَدَكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürezzâk, ona İsrail, ona Simâk, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir'den [zaferle çıkınca] kendisine "Kervana yönel! Artık onu [savunacak ordu] yok!" denildi. Abbas, [elleri] bağlı olduğu halde Hz. Peygamber'e (sav) seslenip "Uygun değildir! Çünkü Allah, sana iki gruptan birini vaad etmişti ve sana vaad ettiğini de verdi" dedi.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 8, 5/269
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Yönetim, İstişare / Danışma
حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ يَوْمَ بَدْرٍ « هَذَا جِبْرِيلُ آخِذٌ بِرَأْسِ فَرَسِهِ - عَلَيْهِ أَدَاةُ الْحَرْبِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31142, B003995
Hadis:
حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ يَوْمَ بَدْرٍ « هَذَا جِبْرِيلُ آخِذٌ بِرَأْسِ فَرَسِهِ - عَلَيْهِ أَدَاةُ الْحَرْبِ » .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Musa, ona Abdülvehhâb, ona Hâlid, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra), Hz. Peygamber'in (sav) Bedir günü şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
[İşte] bu Cebrâîl! Atının başını tutmuş, üzerinde savaş silahı (أَدَاةُ) var!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 11, 2/49
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. İbrahim b. Musa et-Temîmî (İbrahim b. Musa b. Yezid b. Zâzân)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
BEDİR GAZVESİ
Siyer, Bedir Savaşı
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ - رضى الله عنه - قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ أُحُدٍ ، وَمَعَهُ رَجُلاَنِ يُقَاتِلاَنِ عَنْهُ ، عَلَيْهِمَا ثِيَابٌ بِيضٌ ، كَأَشَدِّ الْقِتَالِ ، مَا رَأَيْتُهُمَا قَبْلُ وَلاَ بَعْدُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31235, B004054
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ - رضى الله عنه - قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ أُحُدٍ ، وَمَعَهُ رَجُلاَنِ يُقَاتِلاَنِ عَنْهُ ، عَلَيْهِمَا ثِيَابٌ بِيضٌ ، كَأَشَدِّ الْقِتَالِ ، مَا رَأَيْتُهُمَا قَبْلُ وَلاَ بَعْدُ .
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası [Sa'd b. İbrahim], ona [İbrahim'in] dedesi [İbrahim b. Abdurrahman], ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'ı (sav) Uhud günü beraberinde kendisini [müdafaa ederek] savaşan iki adamla gördüm. İkisinin üzerinde beyaz elbise vardı. Şiddetli bir şekilde savaşıyorlardı! Onları ne daha önce ne de sonra gördüm!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 18, 2/62
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Ebu İshak İbrahim b. Abdurrahman ez-Zührî (İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
UHUD GAZVESİ
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ شُعْبَةَ قَالَ حَدَّثَنِى الْحَكَمُ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رَضِىَ الله عنهما - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « نُصِرْتُ بِالصَّبَا وَأُهْلِكَتْ عَادٌ بِالدَّبُورِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31755, B004105
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ شُعْبَةَ قَالَ حَدَّثَنِى الْحَكَمُ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رَضِىَ الله عنهما - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « نُصِرْتُ بِالصَّبَا وَأُهْلِكَتْ عَادٌ بِالدَّبُورِ » .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya b. Said, ona Şube, ona Hakem, ona Mücahid, ona da İbn Abbas (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Sabâ [rüzgarı] ile yardım olundum. Ad [kavmi] ise debûr [rüzgarı] ile helak edildi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 29, 2/73
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Hz. Peygamber, seçilmişliği
Hz. Peygamber, üstünlüğü
Peygamberler, birbirine üstünlükleri?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32123, B004695
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ لَهُ وَهُوَ يَسْأَلُهَا عَنْ قَوْلِ اللَّهِ تَعَالَى ( حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ ) قَالَ قُلْتُ أَكُذِبُوا أَمْ كُذِّبُوا قَالَتْ عَائِشَةُ كُذِّبُوا . قُلْتُ فَقَدِ اسْتَيْقَنُوا أَنَّ قَوْمَهُمْ كَذَّبُوهُمْ فَمَا هُوَ بِالظَّنِّ قَالَتْ أَجَلْ لَعَمْرِى لَقَدِ اسْتَيْقَنُوا بِذَلِكَ . فَقُلْتُ لَهَا وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا قَالَتْ مَعَاذَ اللَّهِ لَمْ تَكُنِ الرُّسُلُ تَظُنُّ ذَلِكَ بِرَبِّهَا . قُلْتُ فَمَا هَذِهِ الآيَةُ . قَالَتْ هُمْ أَتْبَاعُ الرُّسُلِ الَّذِينَ آمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَصَدَّقُوهُمْ ، فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْبَلاَءُ ، وَاسْتَأْخَرَ عَنْهُمُ النَّصْرُ حَتَّى اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ مِمَّنْ كَذَّبَهُمْ مِنْ قَوْمِهِمْ وَظَنَّتِ الرُّسُلُ أَنَّ أَتْبَاعَهُمْ قَدْ كَذَّبُوهُمْ جَاءَهُمْ نَصْرُ اللَّهِ عِنْدَ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Sâlih, ona İbn Şihâb, ona da Urve b. Zübeyr, Aişe'den (ra) naklen şöyle rivayet etmiştir:
Urve, Aişe'ye, "Öyle ki, peygamberler ümitsizliğe kapıldılar" ayetini hakkında sorup "Onlara yalan mı söylendi yoksa yalanlandılar mı?" dedi. Aişe, "Yalanlandılar" dedi. Ben [Urve], "Kavimlerinin kendilerini yalanladıklarını [zaten] kesin olarak biliyorlardı. Bu zan değildir ki!" dedim. [Aişe], "Elbette. Hayatıma yemin olsun ki bunu kesin olarak biliyorlardı" dedi. Ona, "Onlar kendilerine yalan söylendiğini zannetiler" dedim. [Aişe], "Allah'a sığınırım! Peygamberlerin rableri hakkında bunu zannetmeleri olacak şey değildir!" dedi. Ben, "O zaman bu ayet[in anlamı] nedir?" dedim. [Aişe], "Onlar rablerine iman edip onları tasdikleyen peygamberlerin takipçileridirler. Musibet onlara uzun gelmiş, yardım onlara gecikmiş, sonuç olarak da peygamberler, kavimlerinden [olup] kendilerini yalanlayanlardan ümitlerini kesmişlerdir. [Yani] Peygamberler kendi takipçilerinin onları yalanladıklarını zannetmişlerdir. [İşte] bu esnada Allah'ın yardımı gelmiştir" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 6, 2/204
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
İstiaze, Allah'a sığınmak
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Peygamberler, masumiyetleri
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33012, B003389
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ أَنَّهُ سَأَلَ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتِ قَوْلَهُ ( حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِّبُوا ) أَوْ كُذِبُوا . قَالَتْ بَلْ كَذَّبَهُمْ قَوْمُهُمْ . فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَقَدِ اسْتَيْقَنُوا أَنَّ قَوْمَهُمْ كَذَّبُوهُمْ وَمَا هُوَ بِالظَّنِّ . فَقَالَتْ يَا عُرَيَّةُ ، لَقَدِ اسْتَيْقَنُوا بِذَلِكَ . قُلْتُ فَلَعَلَّهَا أَوْ كُذِبُوا . قَالَتْ مَعَاذَ اللَّهِ ، لَمْ تَكُنِ الرُّسُلُ تَظُنُّ ذَلِكَ بِرَبِّهَا وَأَمَّا هَذِهِ الآيَةُ قَالَتْ هُمْ أَتْبَاعُ الرُّسُلِ الَّذِينَ آمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَصَدَّقُوهُمْ ، وَطَالَ عَلَيْهِمُ الْبَلاَءُ ، وَاسْتَأْخَرَ عَنْهُمُ النَّصْرُ حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَتْ مِمَّنْ كَذَّبَهُمْ مِنْ قَوْمِهِمْ ، وَظَنُّوا أَنَّ أَتْبَاعَهُمْ كَذَّبُوهُمْ جَاءَهُمْ نَصْرُ اللَّهِ . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ ( اسْتَيْأَسُوا ) افْتَعَلُوا مِنْ يَئِسْتُ . ( مِنْهُ ) مِنْ يُوسُفَ . ( لاَ تَيْأَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ ) مَعْنَاهُ الرَّجَاءُ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihâb, Urve'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
[Urve], Nebî'nin (sav) hanımı Aişe'ye (ra), "Nihayet peygamberler ümitsizliğe kapıldılar ve yalanlandıklarını zannettiler" ayeti hakkında ne düşündüğünü sordu. [Aişe de], "Bilakis! [Peygamberleri] kavimleri yalanladı" dedi. Ben [Urve], "Vallahi! Kavimlerinin kendilerini yalanladıklarını kesin olarak bilmişlerdi. O zan değildir!" dedim. [Aişe], "Ey Urvecik! Bunu kesin olarak bildiler, [evet]!" dedi. Ben, "Belki de [ayet] 'Yalanlandılar' şeklindedir" dedim. [Aişe], "Allah'a sığınırım! Peygamberler rableri hakkında böyle bir zanda bulunacak değillerdir. Bu ayete gelince onlar, rablerine iman edip onları tasdik eden peygamberlerin takipçileridirler. Musibet onlara uzun gelmiş, zafer onlara gecikmiş, nihayet kavimlerinden onları yalanlayanlar ümitsizliğe düşmüşler ve takipçilerinin onları yalandıklarını zannetmişlerdir. [Sonunda] Allah'ın yardımı onlara gelmiştir" dedi.
Ebu Abdullah [el-Buharî] şöyle demiştir: "İstey'esû", ye'iseü fiilinden iftiâl veznindendir. [İlgili ayetteki] "Minhu", "Yusuf'tan" demektir. "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ayetinin manası ümit etmek demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ehadîsü'l-Enbiya 19, 1/879
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri