78 Kayıt Bulundu.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Sâbit b. Eslem arasında inkıta vardır.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abbâd b. Ebu Ali arasında inkıta vardır.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Amr, ona İkrime, ona d İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık" ayetindeki rüya, Rasulullah'ın (sav) Beytu'l-Makdis'e doğru geceleyin yürütüldüğü İsra gecesinde, kendisine uyanıkken gösterilendir. İbn Abbâs der ki: Kur'an'da lanetlenen ağaç zakkum ağacıdır.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Rasulullah şöyle buyurdu: "Kureyş beni yalanladığında, Hicr'de ayağa kalktım, ardından Allah, Beytü'l-Makdisi gözümün önüne getirdi ve ben de Mescid-i Aksâ'ya bakarak, onun özelliklerini Kureyşlilere haber vermeye başladım." Bize Yakûb b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona da amcası İbn Şihâb bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve rivayetine "(Mirac Gecesi) Beytü'l-makdis'e götürüldüğüm zaman Kureyş eni yalandığında" ifadesini eklemiştir. "Kâsıfen", 'her şeyi kırıp geçiren bir rüzgâr' demektir.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Rasulullah şöyle buyurdu: "Kureyş beni yalanladığında, Hicr'de ayağa kalktım, ardından Allah, Beytü'l-Makdisi gözümün önüne getirdi ve ben de Mescid-i Aksâ'ya bakarak, onun özelliklerini Kureyşlilere haber vermeye başladım." Bize Yakûb b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona da amcası İbn Şihâb bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve rivayetine "(Mirac Gecesi) Beytü'l-makdis'e götürüldüğüm zaman Kureyş beni yalandığında" ifadesini eklemiştir. "Kâsıfen", 'her şeyi kırıp geçiren bir rüzgâr' demektir.