Giriş

Bize Muhammed b. Ebî Ömer, ona Süfyân, ona Süheyl b. Ebî Sâlih, ona babası, ona da Ebû Hureyre'nin (ra.) rivâyet ettiğine göre, ashâb-ı kirâm;
"Ey Allah’ın rasûlü, kıyamet gününde rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. Hz. Peygamber;
"- Bulutsuz bir günde ve öğle vaktinde güneşi görmekte zorlanır mısınız?" diye sordu.
“- Hayır!” dediler. Tekrar;
“Bulutsuz ve dolunaylı bir gecede ayı görmekte zorlanır mısınız?” diye sordu. Yine;
“- Hayır!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi:
“- Hayatım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, (o gün) Rabbinizi görmek konusunda çekeceğiniz zorluk, ancak (bugün) ay ve güneşi görmek konusunda çektiğiniz zorluk kadar olacaktır. Rabbi gelen kuluna;
“- Ey falan! Sana ikrâm etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana eş vermedim mi? Atları, develeri sana müsahhar kılmadım mı? Reis olmana ve bu vesile ile ganimetin dörtte birini almana imkân vermedim mi?” diyecek. İnsan da;
“- Evet ya Rabbi!” diyecek. O zaman Allah;
“- Bana kavuşacağını düşündün mü?” diyecek. İnsan da;
“- Hayır!” diyecek. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen (dünyada) beni unuttuğun gibi bugün ben de seni unutuyorum” buyuracak.
Sonra ikinci bir kul gelir. Allah ona da;
“- Ey falan! Sana ikrâm etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana eş vermedim mi? Atları, develeri sana müsahhar kılmadım mı? Reis olmana ve bu vesile ile ganimetin dörtte birini almana imkân vermedim mi?” diyecek. İnsan da;
“- Evet ya Rabbi!” diyecek. O zaman Allah;
“- Bana kavuşacağını düşündün mü?” diyecek. İnsan da;
“- Hayır!” diyecek. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen (dünyada) beni unuttuğun gibi bugün ben de seni unutuyorum” buyuracak.
Sonra üçüncü kul gelir, Allah ona da aynı şeyleri söyler. O kul da;
“- Ey Rabbim! Sana, Kitabına ve Peygamberlerine iman ettim. Namaz kıldım, oruç tuttum ve sadaka verdim” der ve elinden geldiği kadar hayırla senâda bulunur. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen şuraya buyur!” der. Sonra ona;
“- Şimdi senin aleyhine bir şahit göndereceğiz” denilir.
Bunun üzerine insan kendi kendine; ‘acaba aleyhime şahitlik yapacak olan kimdir?’ diye düşünmeye başlar. Sonra hemen ağzı mühürlenir, uyluğuna, etine ve kemiğine;
“- Konuşun!” denir. O zaman uyluğu, eti ve kemiği bütün yaptıklarını anlatır. Bu, ona mazeret dileme imkânı bırakmamak içindir. Bu adam, Allah’ın gazabına uğrayacak olan bir münafıktır.”


    Öneri Formu
36 M007438 Müslim, Zühd ve Rekâik, 16