حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا عبد العزيز بن محمد عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إن أوليائي يوم القيامة المتقون وان كان نسب أقرب من نسب فلا يأتيني الناس بالأعمال وتأتون بالدنيا تحملونها على رقابكم فتقولون يا محمد فأقول هكذا وهكذا لا وأعرض في كلا عطفيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165591, EM000897
Hadis:
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا عبد العزيز بن محمد عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إن أوليائي يوم القيامة المتقون وان كان نسب أقرب من نسب فلا يأتيني الناس بالأعمال وتأتون بالدنيا تحملونها على رقابكم فتقولون يا محمد فأقول هكذا وهكذا لا وأعرض في كلا عطفيه
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Soy temizliği bakımından nesebler birbirine yakın olsa hüe, kıyamet günü benim velilerim takva sahibi olanlardır. İnsanlar bana amellerle gelmezler ve siz (çoğunluk olarak) dünyayı omuzlarınızda taşıyarak gelirsiniz de, ya Muhammedi dersiniz (imdat istersiniz). Ben de şöyle ve le: Hayır» derim.» (Peygamber bunu söylerken de) her iki yanma çevirdi.[517]
Bu hodîs-i şeriften de anlaşılıyor ki, insan soyundan gelen şeref ve faziletlerle Allah katında derece alamaz. Allah'ın emirlerine sadakatla uyup, yasaklarından kaçınan ve korunan kimse takva sahibidir, Allah'ın velisİdİr. Allah katında İyi kimseler bunlardır, soyları iyi .olmasa bile...
Metni geçen hadîs İçin başka bir kaynak bulunamadığı gibi, şerhine de raslonamamıştır. Hadts-i şerif iki esasa işaret etmektedir : Birincisi, fazilet ve üstünlüğün takvada oluşu, diğeri de takva sahiplerinin az bulunacağı ve çoğunluğun maddeye ve dünyaya bağlı kalacağı gerçeğidir. Bunun sonucu olarak da insanlar pişmanlık çekecekler ve kurtuluş çaresi arayacaklardır; fakat bu âhİretteki nedamet fayda vermeyecektir.[518]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 897, /694
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Nesep, soya çekmek
Takva, ulaşmanın yolları
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال قال بن عباس : ما تعدون الكرم قد بين الله الكرم فأكرمكم عند الله أتقاكم ما تعدون الحسب أفضلكم حسبا أحسنكم خلقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165593, EM000899
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال قال بن عباس : ما تعدون الكرم قد بين الله الكرم فأكرمكم عند الله أتقاكم ما تعدون الحسب أفضلكم حسبا أحسنكم خلقا
Tercemesi:
— (209-S.) İbni Abbas şöyle demiştir:
«— Kerîm kimi sayıyorsunuz? Allah kerîm olanı beyan edip:
"— Sîzin Allah katında en iyiniz (kerîminiz), takvası en ziyade danınızdır." buyurmuştur. Hasebi ne sayıyorsunuz? Haseb bakımından en üstününüz, ahlâkça en güzel olamnızdır.»[521]
Bilgi için bundan önceki hadîs-i şerife bakılsın. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[522]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 899, /695
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Asabiyet, Irkçılık
Takva, ulaşmanın yolları
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن رجاء قال أخبرنا عكرمة بن عمار عن أبي زميل عن مالك بن مرثد عن أبيه عن أبي ذر يرفعه قال ثم قال بعد ذلك لا أعلمه إلا رفعه قال : إفراغك من دلوك في دلو أخيك صدقة وأمرك بالمعروف ونهيك عن المنكر صدقة وتبسمك في وجه أخيك صدقة وإماطتك الحجر والشوك والعظم عن طريق الناس لك صدقة وهدايتك الرجل في أرض الضالة صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165585, EM000891
Hadis:
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن رجاء قال أخبرنا عكرمة بن عمار عن أبي زميل عن مالك بن مرثد عن أبيه عن أبي ذر يرفعه قال ثم قال بعد ذلك لا أعلمه إلا رفعه قال : إفراغك من دلوك في دلو أخيك صدقة وأمرك بالمعروف ونهيك عن المنكر صدقة وتبسمك في وجه أخيك صدقة وإماطتك الحجر والشوك والعظم عن طريق الناس لك صدقة وهدايتك الرجل في أرض الضالة صدقة
Tercemesi:
— Ebü Zer'den (hadîsi Peygambere bağlayarak) şöyle dediği rivayet olunmuştur:
«— Kovandan din kardeşinin kovasına boşaltman bir sadakadır. İyilikle emretmen ve kötülükten alıkoyman bir sadakaidır. Kardeşinin yüzüne karşı güler yüzlü olmam bir sadakadır. İnsanların yolundan taş, diken ve kemik gibi (engel teşkil eden) şeyleri gidermen senin için bir sadakadır (sevabdır). Bir de yolu belli olmayan bir yerde insanlara yol göstermen bir sadakadır.»[505]
1— Su kovasından veya içinde faydalanılabilecek madde bulunan herhangi bir kabdan komşuya, din kardeşine, düşkün bir muhiaca verilecek olan şeylerin hepsi iyiliktir, İyiliğin karşılığı da mükâfattır, sevabtır. Burada sevap, sadaka İle tâbir edilmiştir. Esasen sadaka fakirlere yapılan yardıma verilen İsimdir; sevap mânâsına da gelir.
2— Dinin gayesi cemiyete bütün iyilikleri ve güzel ahlâkı getirmek ve hoş olmayan bütün kötü hal ve hareketlerden cemiyeti temizlemektir kİ, her mümin bu gaye ile çalışmak sorumluluğu altındadır. Herkesin güç ve imkânlarına göre bu görevi yerine getirmesi farzdır. Feriler bu vazifeyi elbirlikle yerine getirme yolunda bulunurlarsa fenalıklar önlenir, yerlerine güzel huylar gelir ve cemiyette huzurla sükûn hüküm sürer. Fakat bu vazifeler yerine getirilmezse, herkes neme lâzım diye kenara çekilirse her tarafı musibet ve kötülükler kaplar. Beşeriyetin faydasına olan işlerin başarılması yolunda yapılan gayretlere karşı Allah Tealâ insanlara ayrıca manevî mükâfat da vermektedir ve böylece bizi daima hayırlı işlere teşvik etmektedir.
3— İnsan, din kardeşine yardım edebilecek bir güç veya imkâna sahip değilse, ona karşı tatlı ve güler yüzlü davranmalıdır. İyiliğin en küçüğü olan bu hareket karşılığında da sevab vardır, sadaka yerine geçer. Tatlı ve güler yüzlü bulunmak, karşı tarafın keder ve üzüntüsünü gidereceği için bu yönden ona bir yardım edilmiş ve gönlü alınmış olur. Kardeşlik sevgisi çoğalır.
4— Yollar üzerine düşüp de insanlara, hayvanlara ve vasıtalara engel teşkil edecek, gidiş-gelişi güçleştirecek her şeyi kaldırmak ve gidermek bir iyiliktir. Her iyilikte sevap bulunduğundan bu İşleri yapmakta da sevap
5— Çöl ve sahra gibi yolu belli olmayan arazilerde veya sis sebebiyle yol tayin edilemeyen yerlerde insanlara rehberlik etmek ve onları diledikleri yerlere iletmek bir iyiliktir. Müşkül durumda kalan ve bir kurtuluş çaresi arayan kimselere bundan daha önemli bir yardım olamaz. Bu iyiliğin karşılığında da sevab vardır. Zaten bu bölüm de, bu mevzu ile ilgilidir. Bundan önceki hadîs-i şerife bakılsın.[506]
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
تَبَسُّمُكَ فِى وَجْهِ أَخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 891, /690
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Malik Mersed b. Abdullah ez-Zimmanî (Mersed b. Abdullah)
3. Malik b. Mersed ez-Zimmâni (Malik b. Mersed b. Abdullah)
4. Ebu Zümeyl Simak b. Velid el-Hanefî (Simak b. Velid)
5. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
6. Ebu Ömer Abdullah b. Racâ el-Ğudânî (Abdullah b. Racâ b. Ömer)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حدثنا إسماعيل بن أبان قال حدثنا عبد الحميد بن بهرام قال شهر بن حوشب حدثني بن عباس قال : بينما النبي صلى الله عليه وسلم بفناء بيته بمكة جالس إذ مر به عثمان بن مظعون فكشر إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ألا تجلس قال بلى فجلس النبي صلى الله عليه وسلم مستقبله فبينما هو يحدثه إذ شخص النبي صلى الله عليه وسلم ببصره إلى السماء فقال أتاني رسول الله صلى الله عليه وسلم آنفا وأنت جالس قال فما قال لك قال إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون قال عثمان فذلك حين استقر الإيمان في قلبي وأحببت محمدا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165587, EM000893
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبان قال حدثنا عبد الحميد بن بهرام قال شهر بن حوشب حدثني بن عباس قال : بينما النبي صلى الله عليه وسلم بفناء بيته بمكة جالس إذ مر به عثمان بن مظعون فكشر إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ألا تجلس قال بلى فجلس النبي صلى الله عليه وسلم مستقبله فبينما هو يحدثه إذ شخص النبي صلى الله عليه وسلم ببصره إلى السماء فقال أتاني رسول الله صلى الله عليه وسلم آنفا وأنت جالس قال فما قال لك قال إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون قال عثمان فذلك حين استقر الإيمان في قلبي وأحببت محمدا
Tercemesi:
— îbni Abbas anlatarak şöyle demiştir: Peygamber Aleyhi ve Seltem) Mekke'de evinin etrafında otururken, o sırada Osman ibni Maz'un ona uğrayıp dişleri gözükecek kadar Peygamber Aleyhi vt Seîlem) 'e tebessüm etti, Peygamber (Sallailâhü Aleyhi ve ona şöyle buyurdu:
«— Oturmaz imsm?» Osman :
— Evet, dedi. Peygamber (Saîksîlahü Akyhi ve Seîîem) onun karşısında oturdu. Peygamber onunla konuşurken birden Peygamber OSaU
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 893, /691
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Namaz, namaz fahşa/çirkin işlerden kişiyi uzaklaştırır
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, İslama girişleri
Siyer, hicret, öncesinde Mekke ve hatıralar
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبي الزناد عن عمرو بن أبي عمرو عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لعن الله من كمه أعمى عن السبيل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165586, EM000892
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبي الزناد عن عمرو بن أبي عمرو عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لعن الله من كمه أعمى عن السبيل
Tercemesi:
— îbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, Resûlüllab A leyhi ve Selfam) şöyle buyurdu ;
«— Âmâyı (körü) yoldan saptırana Allah lanet etsiö.»[507]
Her iyiliğin bir sevabı olduğu gibi, buna karşı olarak her kötülüğün de bir günahı vardır. Yolunu seçemeyen bir körü yoldan saptırmak, ona bir eziyettir ve kötülüktür. Böyle bir kötülüğü işleyenin cezası da lanettir, Allah Tealâ'nın rahmetinden uzak kalmaktır, azaba uğramaktır. Aksine olarak körün elinden tutup ona yol göstermek ve yardım etmek sevabdır, mükâfatı büyüktür.
(Bu hadîs-İ şerifi hudûd bölümünde İbni Hibban ve Hâkim tahriç etmişlerdir. Fadlu'llah : C. II, s. 338, dip not).[508]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 892, /690
Senetler:
()
Konular:
Engelliler, ilişkiler
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda
حدثنا عبد الله بن أبي الأسود قال حدثنا محمد بن عبيد الطنافسي قال حدثنا محمد بن عبد العزيز عن أبي بكر بن عبيد الله بن أنس عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من عال جاريتين حتى تدركا دخلت أنا وهو في الجنة كهاتين وأشار محمد بن عبد العزيز بالسبابة والوسطى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165588, EM000894
Hadis:
حدثنا عبد الله بن أبي الأسود قال حدثنا محمد بن عبيد الطنافسي قال حدثنا محمد بن عبد العزيز عن أبي بكر بن عبيد الله بن أنس عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من عال جاريتين حتى تدركا دخلت أنا وهو في الجنة كهاتين وأشار محمد بن عبد العزيز بالسبابة والوسطى
Tercemesi:
— Enes'den, Peygamber (SalUsîlahü Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
— Erginlik çağma kadar iki kızı barındırıp geçindiren (onlara zulüm etmiyerek iyi bakan) kimse var ya, ben ve o Cennette şu iki (parmağın yakınlığı) gibiyiz.» Rayilerden Muhammed ibni Abdülâziz, işaret ve orta parmağı göstermiştir.[511]
Aslında bu hadîs-i şerîf kız çocuklara bakmak ve onlara güzel mua-melş ederek terbiyelerini sağlamak konusu İle ilgilidir. Ancak bu ahlâkî görev yerine getirilmez de çocuklara kötü muamele ve zulüm edilirse bağy = azgınlık kısmına gireceği için aksi yönden İlgili bulunmaktadır ki, bunun da cezası ve günahı büyüktür. Zulmün cezasını insan âhirete göçmezden önce dünyada çeker. Bundan sonraki. hadîs-i şerif de bu hükmü açıklamaktadır.[512]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 894, /692
Senetler:
()
Konular:
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Çocuk, Kız Çocuğu, kızın değeri
Hitabet, beden dili
Hz. Peygamber, yüz halleri/beden dili
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165589, EM000895
Hadis:
وبابان يعجلان في الدنيا البغي وقطيعة الرحم
Tercemesi:
— «İki günah kapısı vardır ki, bunları işliyenlerin cezası dünyada peşin olarak verilir:
— Biri zulüm = bağy, diğeri ide akrabalık bağlarını kesmektir.»[513]
Akrabalık bağlarını kesmenin cezası hakkında birinci cildin 6Â-67 sayılı hadîs-i şerifleri açıklamalarında gereken bilgi verilmişti. Zulüm ve taşkınlık günahının da cezası bundan farklı bulunmadığından bir arada anılmışlardır. Zaten' akrabalık bağlarını kesmede de, haklara riayetsizlik ve zulüm mevcuttur. Zulmün cezası ise, dünyadan göçmeden önce verilir, geciktirilmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 895, /693
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Zulüm / Zalim, zulmetmek
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
حدثنا شهاب بن معمر العوفي قال حدثنا حماد بن سلمة عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إن الكريم بن الكريم بن الكريم بن الكريم يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن إبراهيم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165590, EM000896
Hadis:
حدثنا شهاب بن معمر العوفي قال حدثنا حماد بن سلمة عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إن الكريم بن الكريم بن الكريم بن الكريم يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن إبراهيم
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den, Peygamber (Salİallahü Akyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
— Kerim oğlu kerîmin oğlu Kerim oğlu kerim, İbrahim «ğlu İshalftn oğlu Yakub oğlu Yûsuf'dur»[515]
Haseb, insanın baba tarafından gelen soyuna ait faziletlerle iyilik eserleridir. Kerem ise, hayır, şeref ve faziletlerin hepsini toplayan isimdir. Peygamber (SallaVMil Aleyki ve Sellem) bu mânâları değiştirerek haseb maldır; kendine mal verilene hasîb denir, buyurmuştur. Kerîm = kerem sahibi de, Allah katında takva sahibi olandır buyurarak Hz. Yûsuf'un peygamberler soyundan gelmesi itibariyle kerîm olduğuna İşaret etmişlerdir. Fazileti soydaki şereflerde değil, takvada aramak gerekir. Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre :
— Müminin keremi dindir, mürüvveti aklıdır, hasebi de ahlâkıdır, demiştir.[516]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 896, /693
Senetler:
()
Konular:
Peygamberler, Hz. Yusuf
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا يحيى بن سعيد قال حدثنا عبد الملك قال حدثنا عطاء عن بن عباس قال : لا أرى أحدا يعمل بهذه الآية يا أيها الناس إنا خلقناكم من ذكر وأنثى وجعلناكم شعوبا وقبائل لتعارفوا إن أكرمكم عند الله أتقاكم فيقول الرجل للرجل أنا أكرم منك فليس أحد أكرم من أحد إلا بتقوى الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165592, EM000898
Hadis:
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا يحيى بن سعيد قال حدثنا عبد الملك قال حدثنا عطاء عن بن عباس قال : لا أرى أحدا يعمل بهذه الآية يا أيها الناس إنا خلقناكم من ذكر وأنثى وجعلناكم شعوبا وقبائل لتعارفوا إن أكرمكم عند الله أتقاكم فيقول الرجل للرجل أنا أكرم منك فليس أحد أكرم من أحد إلا بتقوى الله
Tercemesi:
— (208-s.) İbni Abbas'dan rivayet, edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Şu âyet ile amel eden bir kimseyi göremiyorum:
— Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havva'dan) yarattık. Hem ide sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıya-sanız (bağlı olduğunuz kabileyi söyliyerek tanırlasınız). Biliniz ki, Allah k 3 kii d a en iyiniz, takvası en çoök olanınızdır, (üstünlük ve fazilet, soy ve neseble değildir.) (Hücurat, 13)
— însan insana: Ben senden daha iyiyim, diyor. Halbuki insan Al-lah'dan korkmakla (takva sahibi olmakla) ancak başkasından daha iyi olur.[519]
Cenab-ı Hak bu âyet-i kerîmesinde, bütün İnsanların bir anadan ve bir babadan (Hz. Âdem ile Havva'dan} yaratılmış olduklarını ve bu itibarla soy yönünden, mal ve mevki bakımından birbirlerinden üstün olamayacaklarını ve bu hasletlerle övünmenin yersiz bulunduğunu beyan buyurarak üstünlük ve faziletin ancak Allah'dan korkmada (takvada) olduğunu bildirmektedir.
Soy ve kabilelere ayrılmak, yalnız insanların birbirlerine olan yakınlıklarını bilmek ve birbirlerini tanımak imkânını elde etmek İçindir. Allah, bu hikmete binaen insanları soy ve kabilelere ayırarak yaratmıştır. Birbirlerine karşı soyca öğünmek için değil...
Bu âyet-i kerîmeyi açıklayan Peygamber (Saltallahü Aleyhi veSeîlern) 'İn hadîs-i şeriflerini Taberî rivayet ederek şöyle anlatıyor:
Peygamber, kurban kesme günleri içinde Mina'da bir deve üzerinde hitabede bulunarak şöyle buyurmuştur:
«— Ey insanlar! Dikkat edin, sizin Rabbiniz birdir, babanız da birdir (Âdem'dir). Dikkat edin, hiç bir Arabm, hiç bir yabancı üzerine, hiç bir yabancının Arab üzerine, siyahın kırmızı (renkli) üzerine, kırmızının siyah üzerine üstünlüğü yoktur. Fazilet ve üstünlük ancak takva iledir. Dikkat edin, tebliğ ettim mi?»
Ashab (Rıdvanullahi Aleyhim Ecmaîn) :
— Evet, dediler.
Peygamber (Satlallahü Aleyhi ve Sellem) :
— O halde, burada bulunanlar, bulunmıyanlarn tebliğ etsin, buyurdu.
Ebû Malik El-Eş'arî 'den Peygamber (Sattallahü Aleyhi ve Sellem)"\n şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir :
«— Allah Tealâ soyunuza ve nesebinize bakmaz; bedenlerinize ve mallarınıza da bakmaz; ancak kalblerinize bakar. Kimin salih (dürüst) bir kalbi varsa, Allah ona merhamet eder. Siz Âdem'in ancak evlâdları-sınız ve Allah katında en sevgiliniz, en ziyade takva sahibi olanımzdır.»
Artık bu deliller ortada varken hiç bir mümin, soyundaki şereflerle, mal ve mülk çokluğu ile kardeşine üstünlük davasında bulunamaz. Tevazu yolunu tutar ve takvayı kendine esas kabul eder. Soy ve neseble öğünmeler cahiliyet devrinin kötü âdetlerindendir ki, bunu İslâm dini kaldırmıştır. Maalesef medeniyet asrı diye övünülen bu asrımızda, halâ İslâm'ın getirdiği bu ulvî mertebeye ulaşamayıp, ırk ayırımını millî bir dava sayan güçlü milletler vardır ve 1400 yıl öncesi cahiliyet âdetini benimsemişlerdir. Sözde insanlık haklarını savunanlar, insanlığa en büyük İhaneti yapmaktadırlar. Aya çıkmak ve ayı fethetmek Allah katında bir fazilet değil; fazilet Allah'ı bilip emrettiği şekilde insanlara hak ve hürriyetlerini vermektir.[520]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 898, /694
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Bekir Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî (Abdurrahman b. Mübarek b. Abdullah)
Konular:
Asabiyet, Irkçılık
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
Kur'an, Ayet Yorumu
Takva, ulaşmanın yolları
حدثنا عبد الله قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن عمرة عن عائشة رضي الله عنها قالت سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : الأرواح جنود مجندة فما تعارف منها ائتلف وما تناكر منها اختلف
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا يحيى بن أيوب عن يحيى بن سعيد عن عمرة بنت عبد الرحمن عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165594, EM000900
Hadis:
حدثنا عبد الله قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن عمرة عن عائشة رضي الله عنها قالت سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : الأرواح جنود مجندة فما تعارف منها ائتلف وما تناكر منها اختلف
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال حدثنا يحيى بن أيوب عن يحيى بن سعيد عن عمرة بنت عبد الرحمن عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Tercemesi:
— Hazreti Âişe (Radiyalîahü anha) 'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (SallaltâkÜA leyhi ve Sellem) 'in. şöyle buyurduğunu işittim:
«— Ruhlar birlik birlik (ezelde yaratılmış) askerlerdir. Bunlardan sıfait ve ahlâkça birbirine uygun düşenler (dünyada) anlaşır ve birleşirler. Bunlardan birbirine uygun düşmeyenler ayrılır ve uzaklaşırlar.»
(...) Başka bir rivayet silsilesi ile yine Hz. Âişe'den bu hadîs-i şerifin aynı, Peygamber (SüiiotUihü A teyhi ve Sellem} 'e izafeten nakledilmiştir.[523]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 900, /695
Senetler:
()
Konular:
Kültürel Hayat, hadislerden kültürümüze
Ruh
Tanışma, ruhların tanışıp kaynaşmaları