حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن عمران بن مسلم أبى بكر قال حدثني عطاء بن أبى رباح قال قال لي بن عباس : ألا أريك امرأة من أهل الجنة قلت بلى قال هذه المرأة السوداء أتت النبي صلى الله عليه وسلم فقالت إني أصرع وإني أتكشف فادع الله لي قال إن شئت صبرت ولك الجنة وإن شئت دعوت الله أن يعافيك فقالت أصبر فقالت إني أتكشف فادع الله لي أن لا أتكشف فدعا لها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164714, EM000505
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن عمران بن مسلم أبى بكر قال حدثني عطاء بن أبى رباح قال قال لي بن عباس : ألا أريك امرأة من أهل الجنة قلت بلى قال هذه المرأة السوداء أتت النبي صلى الله عليه وسلم فقالت إني أصرع وإني أتكشف فادع الله لي قال إن شئت صبرت ولك الجنة وإن شئت دعوت الله أن يعافيك فقالت أصبر فقالت إني أتكشف فادع الله لي أن لا أتكشف فدعا لها
Tercemesi:
— Ata İbni Ebi Rebah anlatarak demiştir ki:
— İbni Abbas bana şöyle dedi:
«— Cennet ehlinden sana bir kadın göstereyim mi?» Ben:
— Evet, dedim. O şöyle buyurdu;
«— Şu siyah kadındır. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gelip dedi ki:
— Ben sar'alamyorum (düşüp bayılıyorum), böylece (kendime hâkim olamayıp) açılıyorum; benim için Allah'a duâ et.» Hazreti Peygamber ona:
«— İstersen sabret, cennet senindir. İstersen, sana afiyet versin diye Allah'a duâ edeyim.» buyurdu. Kadıncağız:
— Sabrederim, dedi. sonra: Ben açılıyorum, (avret yerlerim gözükür diye korkuyorum), benim için Allah'a duâ et açılmayayım, dedi. Peygamber de ona duâ etti.[983]
Tedavi, hiç bir zaman tevekküle aykırı değildir; çünkü Hz. Peygamber tedavi yollarına baş vurmuş ve tedavi olunmayı emretmiştir. Hastalıklardan* tedavi hususunda mevcut delillerden şu neticeler çıkarılmaktadır:
1— Bir hastalığa müptelâ olanın bizzat kurtulmak için kendine dua etmesi makbul harekettir.
2— Hastanın talebi olmaksızın, başkasının ona dua etmesi de yerinde bir harekettir; ancak şifa, hasta hakkında hayırlı görülrnüyorsa dua edilmemelidir.
3— Başkasından dünya işleri İçin dua istemek makbul bir hareket değildir; çünkü bunda insanlara karşı zillete katlanma var>
4— Tedavi İçin tabİblere müracaat etmek ve İlâç kullanmak meşrudur. Bir kimse Peygamber'in sünnetine uymak ve Allah'ın izni bulunmak ntyeîî ile tedavi çarelerine baş vurursa, bu İbadet sayılır. Tevekküle de aykırı düşmez; yemek-içmek ve giymek için esbaba mübaşeret tevekküle aykırı olmadığı gibi...[984]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 505, /403
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Dua, hastalar için dua etmek
Hastalık, Hz. Peygamber döneminde
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا مخلد عن بن جريج قال أخبرني عطاء أنه رأى أم زفر تلك المرأة طويلة سوداء على سلم الكعبة قال وأخبرني عبد الله بن أبى مليكة أن القاسم أخبره أن عائشة أخبرته أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يقول : ما أصاب المؤمن من شوكة فما فوقها فهو كفارة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164718, EM000506
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا مخلد عن بن جريج قال أخبرني عطاء أنه رأى أم زفر تلك المرأة طويلة سوداء على سلم الكعبة قال وأخبرني عبد الله بن أبى مليكة أن القاسم أخبره أن عائشة أخبرته أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يقول : ما أصاب المؤمن من شوكة فما فوقها فهو كفارة
Tercemesi:
— (121-s.) Ata anlattığına göre, kendisi o sar'alı kadın olan Ümmü Züfer'i Kabe'nin merdivenlerinde uzun boylu siyah bir kadın olarak gördü.
İbni Cüreyc demiştir ki:
— Abdullah İbni Ebi Müleyke bana haber verdiğine göre, Kasım kendisine, Hazreti Âişe'nin şöyle haber verdiğini nakletmiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
— Mümine diken ve daha İüyük musîtet isabet ederse, o keffarettir.» buyurdu.[985]
Bu bölüm, hastanın sağlık halinde İşlediği amellerin sevabına, aynen onları işliyormuş gibi kavuşacağına ait olduğu halde, keffaretle ilgili olan bu haclîs-i şerîf bu bölümde gösterilmiştir. Mevzu bakımından aralarında bir münasebet yoktur. Daha önceki hadîslerde geçtiği gibi, musibetlere uğrayan müminler İçin büyük müjde ifade etmektedir. Esasen istisnasız her Müslüman için bir sevinç ve müjde habercisidir; çünkü eziyete ve meşakkata duçar olmayan insan yok gibidir. Hadîslerin zahir manasına bakılırsa, musibetlerin bütün günahlara keffaret olabileceğini ifade etmektedirler. Fakat sarihlerin çoğu, keffaretin küçük günahlara qit olduğunu beyan ediyorlar. Daha doğrusu, musibetlerin büyüklüğüne, insanların sabır ve ihlâsına göre, büyük ve küçük günahlara keffaret olurlar. Kul hakları bunun dışında kalır. Bunları Ödemek veya hak sahipleri İİe heiâllaşmak İcab eder.
Gelen musibetler sabırla karşılanınca, hem keffaret olurlar hem de derece yükselmesine vesile teşkil ederler. Sabır bulunmadığı takdirde, herkesin hal ve tutumuna göre birbirinden farklı sevab ve keffareîler kazanılır.[986]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 506, /404
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا بشر قال حدثنا عبد الله قال حدثنا عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد الله بن موهب قال حدثني عمى عبيد الله بن عبد الله بن موهب قال سمعت أبا هريرة يقول قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما من مسلم يشاك شوكة في الدنيا يحتسبها إلا قضى بها من خطاياه يوم القيامة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164720, EM000507
Hadis:
حدثنا بشر قال حدثنا عبد الله قال حدثنا عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد الله بن موهب قال حدثني عمى عبيد الله بن عبد الله بن موهب قال سمعت أبا هريرة يقول قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما من مسلم يشاك شوكة في الدنيا يحتسبها إلا قضى بها من خطاياه يوم القيامة
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'nin şöyle dediği işitilmiştir : — Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu:
«— Dünyada kendisine bir diken isabet edip de, ondan sevap uman hiç bir müslüman yoktur ki, o diken sebebiyle kıyamette günahlarından bağışlanmasın.»[987]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 507, /405
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثني أبو سفيان عن جابر قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما من مؤمن ولا مؤمنة ولا مسلم ولا مسلمة يمرض مرضا إلا قضى الله به عنه من خطاياه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164722, EM000508
Hadis:
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثني أبو سفيان عن جابر قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما من مؤمن ولا مؤمنة ولا مسلم ولا مسلمة يمرض مرضا إلا قضى الله به عنه من خطاياه
Tercemesi:
— Cabir demiştir ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işit-
«— Herhangi bir mümin erkek ile mümin bir kadın ve müslüman bir erkekle müslüman bir kadın, bîr hastalığa yakalanırsa, muhakkak Allah o hastalık sebebiyle onu günahlarından kurtarır.»[988]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 508, /405
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا زكريا قال حدثنا أبو أسامة عن هشام عن أبيه قال : دخلت أنا وعبد الله بن الزبير على أسماء قبل قتل عبد الله بعشر ليال وأسماء وجعة فقال لها عبد الله كيف تجدينك قالت وجعة قال إني في الموت فقالت لعلك تشتهى موتى فلذلك تتمناه فلا تفعل فوالله ما أشتهى أن أموت حتى يأتى على أحد طرفيك أو تقتل فاحتسبك وإما أن تظفر فتقر عيني فاياك أن تعرض عليك خطة فلا توافقك فتقبلها كراهية الموت وانما عنى بن الزبير ليقتل فيحزنها ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164724, EM000509
Hadis:
حدثنا زكريا قال حدثنا أبو أسامة عن هشام عن أبيه قال : دخلت أنا وعبد الله بن الزبير على أسماء قبل قتل عبد الله بعشر ليال وأسماء وجعة فقال لها عبد الله كيف تجدينك قالت وجعة قال إني في الموت فقالت لعلك تشتهى موتى فلذلك تتمناه فلا تفعل فوالله ما أشتهى أن أموت حتى يأتى على أحد طرفيك أو تقتل فاحتسبك وإما أن تظفر فتقر عيني فاياك أن تعرض عليك خطة فلا توافقك فتقبلها كراهية الموت وانما عنى بن الزبير ليقتل فيحزنها ذلك
Tercemesi:
— (122-s.) Hişam babasından rivayet ettiğine göre, babası şöyle anlatmıştır:
— Ben ve Abdullah îbni Zübeyr, (hasta olan Abdullah îbni Zübeyr'in annesi) Esmâ'nın ziyaretine gittik; bu gidişimiz Abdullah İbni Zübeyr'in şehid edilişinden on gün önce idi. Esma ağrılı idi. Abdullah ona:
— Kendini nasıl buluyorsun? dedi. O: «— Ağrılı (buluyorum)!» dedi. Abdullah:
— (Düşmanlarımın beni çembere almasından anlıyorum ki,) ben ölüme gidiyorum, dedi. Bunun üzerine annesi:
— Herhalde sen benim ölümümü istiyorsun da, bundan ötürü ölümü temenni ediyorsun; böyle etme, Allah'a yemin ederim ki, senin iki halinden birine ait haber bana gelmedikçe ölmemi arzu etmem: Ya öldürülürsün de, senin acına katlanarak sevabı kazanırım, yahut muzaffer olursun da gözüm aydın olur. Sana uygun düşmeyecek bir işin sana arzedilip de onu, ölüm korkusu ile kabul etmekten sakın, (şerefle ölmek, düşman eline geçip eziyet çekmekten çok daha iyidir).
Abdullah Îbni Zübeyr, (Annesine, ben ölüme gidiyorum diye hitap etmesinden) Öldürülüşünden annesinin kederleneceğini sanmıştı.[989]
Abdullah ibni Zübeyr'in başından geçenleri öğrenmek lan 244 sayılı hadîs-i şerifin açıklamasındaki ha! tercemesine bakılsın. Burada bahis konusu olan, hastanın «Ağrım var» demesi, şikâyet olmayacağı hususudur.
Hasta, dua, tedavî, ilâç ve danışma gibi İhtiyaçlar dolayısı ile hastalığını, ağrı ve şiddetini bildirirse, şikâyet kısm-na girmez. Hasta durumunu gizlemeyerek, sayılan ihtiyaçlar için, açıklamalıdır. Buna hali açıklama denir, şikâyet denmez. Yasak olan şikâyet, kendisini hastalığa müptelâ kılana karşı çıkmak ve ona itiraz etmektir.[990]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 509, /406
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Ölüm, temenni etmemek
حدثنا الحسن بن واقع قال حدثنا ضمرة عن إبراهيم بن أبى عبلة قال : مرضت امرأتي فكنت أجيء إلى أم الدرداء فتقول لي كيف أهلك فأقول لها مرضى فتدعو لي بطعام فآكل ثم عدت ففعلت ذلك فجئتها مرة فقالت كيف قلت قد تماثلوا فقالت إنما كنت أدعو لك بطعام إذ كنت تخبرنا عن أهلك أنهم مرضى فأما إذ تماثلوا فلا ندعو لك بشيء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164737, EM000513
Hadis:
حدثنا الحسن بن واقع قال حدثنا ضمرة عن إبراهيم بن أبى عبلة قال : مرضت امرأتي فكنت أجيء إلى أم الدرداء فتقول لي كيف أهلك فأقول لها مرضى فتدعو لي بطعام فآكل ثم عدت ففعلت ذلك فجئتها مرة فقالت كيف قلت قد تماثلوا فقالت إنما كنت أدعو لك بطعام إذ كنت تخبرنا عن أهلك أنهم مرضى فأما إذ تماثلوا فلا ندعو لك بشيء
Tercemesi:
— (123-s.) İbrahim İbni Able'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Karım hasta oldu; bundan dolayı Ümmü'd-Derdâ'ya gidiyordum. O bana soruyordu:
— Ailen nasıl? Ben de:
— Hastadırlar, diyordum. Bana yemek ısmarlıyor, ben de yiyordum. Sonra dönüyordum, kadıncağız yine böyle yapıyordu. Bir defa ona gittiğimde dedi ki:
— Nasıllar? Ben:
— îyiye döndüler, dedim. O, bunun üzerine şöyle dedi:
— Sen, bize ailenin hastalığını haber verdikçe, ben sana yemek ısmarlıyordum. Şimdi ise, iyiye döndüler, artık sana bir şey ısmarlamayız.»[997]
Bu bölüme bir isim konmamıştır. İhtiva ettiği mana bakımından «Hastası olana yardım etmek» konusu adı verilebilir. Evinde ailesi ve çoluk çocuğu hasfa bulunanların zor durumları olur. Çok kere yemek yemeye İmkân ve fırsat bulamazlar. Böylf hallerde komşuların onlara yardfm etmesi ve onları yedirmesi komşuluk hakkıdır. Hastalar iyileştikten sonra da böyle bîr yedirme işine hacet kalmaz.[998]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 513, /411
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ümmü Derda es-Suğra Hüceyme bt. Huyeyy el-Evsâbiyye (Hüceyme bt. Huyeyy)
Konular:
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
حدثنا معلى قال حدثنا عبد العزيز بن المختار قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس : أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل على أعرابى يعوده قال وكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا دخل على مريض يعوده قال لا بأس طهور إن شاء الله قال ذاك طهور كلا بل هي حمى تفور أو تثور على شيخ كبير تزيره القبور قال النبي صلى الله عليه وسلم فنعم إذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164766, EM000526
Hadis:
حدثنا معلى قال حدثنا عبد العزيز بن المختار قال حدثنا خالد عن عكرمة عن بن عباس : أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل على أعرابى يعوده قال وكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا دخل على مريض يعوده قال لا بأس طهور إن شاء الله قال ذاك طهور كلا بل هي حمى تفور أو تثور على شيخ كبير تزيره القبور قال النبي صلى الله عليه وسلم فنعم إذا
Tercemesi:
— İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) , hasta bir Bedevi'nin ziyaretine girdi. İbni Abbas demiştir ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir hastayı ziyaret için yanma vardığı zaman:
«— Beis yoktur; (günahları) temizleyici olur İnşa Allah!» derdi, Be-devî (Buna cevap olarak) şunu söyledi:
— (Bu hastalık) temizleyici! Hayır aksine yaşlı bir ihtiyar üzerinde kaynayan (yahut alevlenen) bir Hummadır; onu mezarlar ziyaret ediyor... Peygamber:
«— (Benim öğüdümü kabul etmeyince, senin için temizleyici değildir.) Bu takdirde evet.» buyurdu.[1024]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 526, /423
Senetler:
()
Konular:
Bedevi, bedevilik
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
حدثنا عبد الله بن صالح وبن يوسف قالا حدثنا الليث قال حدثني يزيد بن الهاد عن عمرو مولى المطلب عن أنس قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول قال الله عز وجل : إذا ابتليته بحبيبتيه يريد عينيه ثم صبر عوضته الجنة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164774, EM000534
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح وبن يوسف قالا حدثنا الليث قال حدثني يزيد بن الهاد عن عمرو مولى المطلب عن أنس قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول قال الله عز وجل : إذا ابتليته بحبيبتيه يريد عينيه ثم صبر عوضته الجنة
Tercemesi:
— Enes'den, şöyle dediği rivayet edilmiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim :
«— Allah (Azze ve Celle) buyurdu : (Kulumu) iki sevgiliyle (gözlerini murad ediyor) müptelâ ettiğim zaman (gözlerinin nurunu aldığım zaman) sonra sabrederse, ona Cennet'i karşılık olarak veririm.»[1039]
İnsan azalarının en hassas ve sevimli azalan gözler olduğu İçin «iki sevgili» diye tâbir edilmiştir. Bu hadîs, kudsî hadîstir. Buna dair bilgi (490) sayılı hadîs münasebetiyle verilmişti.
önemi büyük olan bu azaların alınması karşılığında, Allah mümin kullarına Cenneti va'd buyuruyor; sabırlı olmak şartiyle...[1040]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 534, /428
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر سمع جابر بن عبد الله يقول : مرضت مرضا فأتاني النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى وأبو بكر وهما ماشيان فوجداني أغمى علي فتوضأ النبي صلى الله عليه وسلم ثم صب وضوءه على فأفقت فإذا النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله كيف أصنع في مالي اقض في مالي فلم يجبنى بشيء حتى نزلت آية الميراث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164732, EM000511
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر سمع جابر بن عبد الله يقول : مرضت مرضا فأتاني النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى وأبو بكر وهما ماشيان فوجداني أغمى علي فتوضأ النبي صلى الله عليه وسلم ثم صب وضوءه على فأفقت فإذا النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله كيف أصنع في مالي اقض في مالي فلم يجبنى بشيء حتى نزلت آية الميراث
Tercemesi:
— Cabir İbni Abdullah'ın şöyle anlattığı işitilmiştir: «— Bir hastalığa yakalandım da Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Seîîem) Ebû Bekir ile—ikisi de yaya olarak— beni ziyarete geldi. Beni baygın halde buldular. Peygamber (Saliallahü A leyhi ve Seîlem) abdest aldı; sonra abdest suyunu üzerime döktü, ben de ayıldım. Baktım ki, Peygamber (Saliallahü A leyhi ve Seüem). Dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü, malım hakkında nasıl hareket edeyim, malım hakkında hüküm ver? Peygamber bana cevap vermedi, tâ ki, miras âyeti nazil oldu.[993]
Baygın halde olan hastalar, şuurlarını kaybetmiş oldukları halde onları ziyaret etmek, diğer aklı başındaki hastaları ziyaret etmek gibi sünnettir ve sevabdır. Baygın hastanın gönlünü memnun etmek, bahis konusu olmamakla beraber, hasta için bazı tavsiyelerde bulunmak ve yakınlarını teselli edip, gönüllerini almak bakımından faydalıdır. Böyle hastalar için istişare edilir, tabip tavsiye edilir, duada bulunulur. Soğuk suyun baygınları uyardığı da bir gerçektir. Buna Peygamber'in duası da katılarak hasta üzerine dökülünce, Allah hastaya şifa vermişti.[994]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 511, /408
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Yargı, miras Hukuku
حدثنا أحمد بن يعقوب قال حدثنا إسحاق بن سعيد بن عمرو بن سعيد عن أبيه قال دخل الحجاج على بن عمر وأنا عنده فقال كيف هو قال صالح قال من أصابك قال : أصابنى من أمر بحمل السلاح في يوم لا يحل فيه حمله يعنى الحجاج
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164768, EM000528
Hadis:
حدثنا أحمد بن يعقوب قال حدثنا إسحاق بن سعيد بن عمرو بن سعيد عن أبيه قال دخل الحجاج على بن عمر وأنا عنده فقال كيف هو قال صالح قال من أصابك قال : أصابنى من أمر بحمل السلاح في يوم لا يحل فيه حمله يعنى الحجاج
Tercemesi:
Saîd Ibni Amr anlatarak demiştir ki; Haccac, (yaralı bulunan) İbni Ömer'in yanma vardı, ben de yanında idim. Haccac :
Nasılsın? dedi. O:
— îyiyim, dedi. Haccac:
— Seni kim süngüledi? dedi. O şöyle cevap verdi;
— Silâh taşımak helâl olmayan bir günde, silâh taşımayı emreden kimse beni süngüledi. îbni Ömer bu sözü ile Haccac'ı kasdediyordu.[1027]
Haccac'in babası Yûsuf olup, Sakaf kabilesindendir. Hicretin 41. yılında Taîfde doğmuştur. Emevî devletinin meşhur kumandanlarından biri olmuş ve zulmü ile ün salmıştı. Emevî halifelerinden Abdülmelik Ibni Mervan'ın maiyetinde bir müddet bulunduktan sonra Hicaz'da hilâfet İlân eden Abdullah Ibnİ Zübeyr'iele geçirmek ve taraftarlarını dağıtmak İçin vazifelendirilmişti. Haccac bu maksatla Mekke'yi kuşatmış ve Abdullah îbni Zöbeyr'i zalimane bir şekilde şehid etmişti. Bundan üç ay sonra (Abdullah Ibni Ömer'in öldürülmesi için zehirli bir süngü hazırlatıp onu ayağından vurdurmuştu. İşte bu yaranın tesirinden Ibni Dm er hasta İken, Haccac ziyaretine gidip :
«— Seni kim süngüledi?» diye sorunca, 1 b n İ Ömer ima yolu ile faili hatırlatmıştı. Hâdise hac mevsimine tesadüf ettiğinden, bu mevsimde silâh kullanmanın haram olduğunu da hatırlatmış oldu. Sonunda bu zehirli yaranın tesiriyle Hicretin 73. yılında 84 yaşında iken, Ibni Ömer Mekke'de vefat etti. Allah ondan razı olsun. Hal tercemesi için kitabın başında 2 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin.
Haccac'm Ibnİ Ömer'i öldürtmesinin sebebi şu : Emevî halifesi Abdülmelik, Ibnİ Ömer'e muhalefet etmesin diye H a c c a c 'a bir mektup göndermiş. Bu emir Haccac'a geldiğinden başkasına öldürtmüş olduğu rivayet edilmektedir. Nihayet Haccac Hicretin 95. yılında 54 yaşında olduğu halde feci bir hastalığa tutularak ölmüştür. S a î d i b -ni Cübeyr gibi tabiîn âlimlerinin en büyüğünü de haksız yereöldürmüş; fakat onu öldürdükten sonra aklî muvazenesi bozulmuştu. Her gece Saîd İbni Cübeyr onun rüyasına girer ve :
«— Ey Allah'ın düşmanı!» dîye kendisine hitap ederdi, şeklinde rivayet vardır. Bu hâdiseden sonra çok yaşamamıştı. Yüz yirmi bin kişiyi öldürdüğü ve ölümünde elli bin kişinin hapiste olduğu söylenir.
Burada mazlum olduğu halde hasta Ibni Ömer, kendisini ziyarete gelen Haccac'a nazikâne cevap vermiştir. Bununla beraber suçlu ve caninin kim olduğunu da ona bildirmiş oldu.[1028]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 528, /424
Senetler:
()
Konular:
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)