حدثنا موسى قال حدثنا الضحاك بن نبراس أبو الحسن عن ثابت : أنه كان مع أنس بالزاوية فوق غرفة له فسمع الأذان فنزل ونزلت فقارب في الخطا فقال كنت مع زيد بن ثابت فمشى بي هذه المشية وقال أتدري لم فعلت بك فإن النبي صلى الله عليه وسلم مشى بي هذه المشية وقال أتدري لم مشيت بك قلت الله ورسوله أعلم قال ليكثر عدد خطانا في طلب الصلاة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164552, EM000458
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا الضحاك بن نبراس أبو الحسن عن ثابت : أنه كان مع أنس بالزاوية فوق غرفة له فسمع الأذان فنزل ونزلت فقارب في الخطا فقال كنت مع زيد بن ثابت فمشى بي هذه المشية وقال أتدري لم فعلت بك فإن النبي صلى الله عليه وسلم مشى بي هذه المشية وقال أتدري لم مشيت بك قلت الله ورسوله أعلم قال ليكثر عدد خطانا في طلب الصلاة
Tercemesi:
— Enes'e ait cumba üzerindeki köşede Enes'le Jberaber bulunan Sabit (ibni Kays ibni Şemmas) şöyle anlatmıştır:
— Enes ezam işitti de evden aşağı indi, ben de indim. Adımları kısa atmaya başladı ve dedi ki, ben Zeyd ibni Sabit ile beraberdim. O, benimle bu şekilde yürüdü ve şöyle dedi:
— Biliyor musun, niçin seninle böyle yürüdüm? Çünkü Peygambei1 (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) benimle bu şekilde yürüdü ve şöyle buyurdu1:
«— Biliyor musun, seninle niçin böyle yürüdüm?» Ben :
— Allah ve onun Resulü daha iyi bilir, dedim. Buyurdu ki:
«— Böyle kısa adımlarla yürümemin sebebi namaza gidişte, adımlarımızın sayısı çok olsun diyedir.»[896]
Bu hadîs-İ şerifte iki meseleye işaret edilmektedir:
1— Evlerin üst veya yan kısımlarında çıkıntı, balkon ve cumba gibi bölme ve ilâvelerin yapılmasında din yönünden bîr engel yoktur. Hazreti Enesin böyle bir yere sahip bulunması işin cevazına delil teşkil etmektedir. Zaten İmam Buharî hazretleri de bu noktaya işaret için bu hadîs-i şe-rîfe özel bir bölüm ayırmıştır.
2— Namaz kılmak için cami veya mescİdlere gfderken fazta adrnı yapmak ve çok mesafe almak, İbadete ayrıca bir fazilet kazandmr. Bundan anlaşılıyor ki, evi uzak mesafede bulunan kimsenin normal adım sayısı ile, evi yakın bulunanın kısa adımları sayısı birbirlerine müsavi olursa, aynı fazileti alırlar. Bununla beraber kolay adımlarla kazanılacak sevab, güçlük ve meşakkatle kazanılacak sevaba ulaşamaz diye yorum da yapılmaktadır.
Bid'at sahibi olmayan mahalle imamım bırakıp daha uzak bir mescide gitmek, fazilet değildir. Yakın mahalle mescidini, Allah'ı zikir ve ibadetle ihya etmek evlâdır. Sünnete bağlı bulunmayan bid'at sahibi yakın manalle imamını bırakıp, wzakta olan takva sahibi İmama uyulursa, bunda bir mahzur yoktur.
Zeyd Ibni Sabit kimdir? :
Zeyd, finscsr'dan olup, künyesi E b u Sa İd 'dır. Hz. Peygamber, Medine'ye şeref verişlerinde Zeyd on bir yaşında bulunuyordu. Kendisi şöyle anlatır:
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemj Medine'ye ilk şeref verdikleri zaman, ben onun huzuruna getirirdim ve benim için :
— Bu Neccar oğullarınddndır, dendi. Peygamber on yedi sûre okudu. Ben de onları ezberleyip Peygamber e karşı okudum. Bu, Peygamber in hoşuna gitti ve bana dedi ki :
«— Yahudi lisanı üzere yazmayı öğren; çünkti ben onlara güvenemiyorum.»
On beş gün geçmemişti ki, ben Yahudice yazmayı öğrendim. Böylece Peygamber'İn mektuplarını onlara yazıyordum ve onların mektuplarını da Peygambere okuyordum.
Diğer bîr rivayete göre Hz. Peygamber, Z e y d 'e Süryanİce öğrenmesini emrettiler; o da on yedi günde öğrenmiş oldu.
Zeyd Ibnİ Sabit, Peygamber'in Vahy kâtibliğİni de yapmıştır. Becjir savaşma katılmak İstemişse de, Peygamber onu küçük gördüğünden bu savaşa katılamadı. Uhud ve ondan sonraki savaşlara katılmıştır. Bir rivayete göre de İlk katıldığı savaş Hendek savaşıdır. Hendek kazılması sırasında Müslümanlarla beraber toprak taşırdı. Peygamber'in :
— Bu ne güzel gençtir.»
Şeklinde iltifatlarına bu çalışması sırasında nail olmuştu.
Hendek savaşı hazırlıklarında çalışırken Zeyd bir ara uykuya dalmış. Ashabdan Ummare ibni Hazm gelip, Zeyd'in haberi olmadan silâhını almış ve saklamış. Bu hadise özerine Hz. Peygamber ister ciddî olsun, ister şakacıktan olsun, hiç bir Müslümanın korkutulmamasını ve eşyasının saklanmamasını emrettiler. Böyle eziyet verici hareketleri yasakladılar.
Tebük savaşında Neccar oğullarının sancağı Ummare ibni H az m 'in elinde idi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu alıp Zeyd ibni Sabit'e verdi. Bunun özerine Ummare:
— Ey Allah'ın Resulü! Benim hakkımda size bir şey mi söylendi de böyle yaptınız?» dedi. Hazreti' Peygamber:
«—Havır, böyle bir şey yoktur. Ancak Kur'ân önde gelir; Zeyd KUr'ân'ı öğrenip alma bakımından senden önde gelir.» buyurdu.
Kür'ân-ı Kerîm'e olan vukuf ve ehlîyet-nden ötürü, Yemame vak'asında hafızların çonu sehid düşmekle halife Hz. E b u Bekir Kur'ân'm zayi o'masmdan korkarak bir araya toplanıp yazılmasını kendisine emretmişti. Zeyd de bu görevi yerine getirmişti. S a ' b î diyor ki, Zeyd in-sonlara iki şeyde üstün gelmişti : Feraiz ilmi İle Kur'ân ilminde... Hazreti Ömer sefere aktıfiı zaman yerine Z e y d 'i bırakırdı. Hz. Peygamber Zeyd icın sövle buyurmuştur:
«— Ümmetimin en İvi feraiz Mleni Zevd ibni S&MtMir.» ibni S a ' d , sah'h b>r isnndla söyle rivavet ediyor: «—Fetva ehli o'an altı kişiden biri Z e v d idi. Onlar su kimselerdir: Ömer, Ali, İbni Mes'ud, Öbeyy, Ebu Musa, Zeyd ibni Sabib Bİr rivayet de şöyledir:
Zeyd Medine'de kaza, fetva, k-raat ve feraizde baş İdi. Hicretin 45 yılında vefat etti. Vefat ettifii zaman Ebu Hureyre dedi ki, bu ümmetin hayırlısı vefat etti. Ola ki Allah Tealâ bunun yerine İbni Abbasi geçirsin. İbni A b b a s hazretleri de ölümünden duyduğu acıvı söyle belirtmiştir:
«— İlmin nasıl göçüp gittiğini bilmek isteyen baksın, işte böyle göçer pMer. Allah'a yemin ederim ki, bugün çok büyük bir ilim gömülmüştür.» Allah hepsinden razı olsun.[897]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 458, /364
Senetler:
1. Ebu Saîd Zeyd b. Sabit el-Ensarî (Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Hasan Dahhak b. Nibras el-Ezdî (Dahhak b. Nibras)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, yürüyüş adabı
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Namaz, cemaatla kılmanın fazileti
حدثنا عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم عن أبى رافع عن سعيد المقبري عن أبيه عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إياكم والشح فإنه أهلك من كان قبلكم سفكوا دماءهم وقطعوا أرحامهم والظلم ظلمات يوم القيامة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164625, EM000470
Hadis:
حدثنا عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم عن أبى رافع عن سعيد المقبري عن أبيه عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إياكم والشح فإنه أهلك من كان قبلكم سفكوا دماءهم وقطعوا أرحامهم والظلم ظلمات يوم القيامة
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre demiştir ki, Resûlüilah (Sallallahü Aleyhi ve Selleri) şöyle buyurdu:
— Cimrilikten sakınınız; çünkü o, sizden öncekileri Iıelâk etmiştir. Kanlarını akıttılar ve akrabalık bağlarını kestüer. Zulüm, kıyamet günü karanlıklardır, (felâket üstüne felâkettir).»[919]
Bu hadîs-i şerifin «Yumuşaklık» bölümü ile İlgisi cimrilikten ötürüdür. Bir kimsede aşırı derecede bahiilik ve cimrilik olursa, o kimse şiddetle menfaatine düşkün bulunur ve menfaati uğruna sert ve haşin davranır. Herkesi küçük bir menfaati için veya az bir zararı için incitir ve kırar. Kaba ve sert hareketi de mevkiini düşürür, onu çirkin ve düşük bir duruma sokar. Hasis ve cimri olmayan kimse ise, geniş yürekli ve tatlı dilli olur. Başkalarını incitmez ve haşin davranmaz.[920]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 470, /374
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Râfi İsmail b. Rafi el-Ensarî (İsmail b. Rafi b. Uveymir)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164539, EM000453
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Tercemesi:
— Habbe îbni Halid ve Sevâ İbni Halid'den rivayet edildiğine göre, her ikisi Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) kendine ait bir duvarı yahut bir binayı onarırken ona geldiler ve yardım ettiler.»[886]
Peygomber Efendimizin kendilerine ait bir duvar veya bir bina onarımı veya İnşası için bizzat meşgul olduklarını ashabı kiramdan iki zat olan ve kardeş bulundukları anlaşılan Habbe ile Sevâ rivayet etmişler ve bu işte Hz. Peygambere yardımcı olduklarını da söylemişlerdir. İhtiyaç ve zaruret halinde bu gibi inşaatların yapılmasında bir sakınca bulunmadığına bu rivayet açık bir delil teşkil etmektedir. Mubah görülmeyen inşaatlar, ihtiyaç dışı olup, konfor ve tezyinata kaçanlardır.[887]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 453, /361
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, ev hayatı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
ثم أتيناه مرة أخرى وهو يبنى حائطا له فقال : إن المسلم يؤجر في كل شيء ينفقه إلا في شيء يجعله في التراب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164543, EM000455
Hadis:
ثم أتيناه مرة أخرى وهو يبنى حائطا له فقال : إن المسلم يؤجر في كل شيء ينفقه إلا في شيء يجعله في التراب
Tercemesi:
— (Devamla) Sonra başka bir defa Peygatnber'e gittik ki, kendine ait bir duvar yapıyordu. O şöyle buyurdu :
«— Müslüman harcadığı her şeyden sevab kazanır; ancak inşaata harcadığı şeyden değil.»[890]
Toprağa, yani bina inşaatına harcanan paralar ve bedenî çalışmalar, hayır İşlerinden olduğu veya ihtiyaç karşılığı yapıldığı takdirde makbuldür, öğönmek için, ihtiyacın üstünde olarak yapılanlar, tezyinat ve lüks kısmına kaçanlar karşılığında hiç bir sevab elde edilemez; aksine böyle yatırımlar vebal olur.[891]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 455, /363
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو السفر عن عبد الله بن عمرو قال : مر النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلح خصا لنا فقال ما هذا قلت أصلح خصنا يا رسول الله فقال الأمر أسرع من ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164545, EM000456
Hadis:
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو السفر عن عبد الله بن عمرو قال : مر النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلح خصا لنا فقال ما هذا قلت أصلح خصنا يا رسول الله فقال الأمر أسرع من ذلك
Tercemesi:
— Abdullah ibni Amr'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Ben, kendimize ait bir barakayı onarırken, Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) uğrayıp şöyle dedi:
<— Bu nedir?» Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Barakamızı onarıyorum. Bunun üzerine Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem/:
— Ecelin gelişi, bunun yıkılmasından daha çabuktur.» buyurdu.[892]
İnsanın ömrü kısa bir müddet olup, ecel ansızın gelir. Nice insanlar vardır ki, inşa etmekte oldukları evlere daha giremeden veya girdikten az bir müddet sonra ölmüşlerdir. Binalar hep geride kalmış, sahipleri göçüp gitmiştir. İşte bu gerçeği hatırlatmak için Hz. Peygamber, Abdullah ibni Amr'o ihtarda bulunmuşlarda. Yoksa başladığı onarım işinden onu alıkoymamışlardır. Başlanılan iş hangi çeşitten olursa olsun, onu yaparken her an ölümün gelebileceği hususunu düşünmek ve ona göre manevî yönden hazırlanmak icab eder. Ölümü ve âhireti unutarak veya düşünmek İstemeyerek yapılacak işler, Allah'ın rızasına uygun düşmez; çünkü bunlarda nefsanî arzuların hakimiyeti bulunur. Her işte ölçülü hareket etmek en se-lâmetli bir yoldur.[893]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 456, /363
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
حدثنا أبو نعيم وقبيصة قالا حدثنا سفيان عن حبيب بن أبى ثابت عن خميل عن نافع بن عبد الحارث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من سعادة المرء المسكن الواسع والجار الصالح والمركب الهنى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164547, EM000457
Hadis:
حدثنا أبو نعيم وقبيصة قالا حدثنا سفيان عن حبيب بن أبى ثابت عن خميل عن نافع بن عبد الحارث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من سعادة المرء المسكن الواسع والجار الصالح والمركب الهنى
Tercemesi:
— Nafi' ibni Abdüİ-Haris, Peygamber (Sailallahü A hyhi.ye Sellem) den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu :
«— Geniş mesken, dürüst komşu ve rahat binek, kişinin saadetindendir.»[894]
Her insan dünyada bir meskene muhtaçtır. Mesken, insanın zarurî ihtiyaçlarının başında gelir. Onun için oturulacak bir eve sahip o!ma!< geçimin yarısını teşkil eder. Bir de oturulan ev, İhtiyaçları karşılıyacak kadar geniş bulunursa, gerçekten saadet olur. Gerek evdekîlerin oturup yatmalarını, gerekse misafirlerin ağırlanmasını karşılayacak şekilde müsait bulunan evler, sahipleri için birer saadet vesilesi olurlar. İç ve dışa karşı mahcubiyet ve sıkıntı duymadan gerekli hizmetler yapmak ve yüz aklığı ile çıkmak büyük bahtiyarlıktır.
İyi ve dürüst komşu da İnsan İçin bir saadet sebebidir. Hiç kimse tek başına yaşayamadığından ve daima en yakın komşusu ite ilgisi bulunacağından, huzur ve selâmetin temini, ancak ahlâkı ve geçimi güzel komşuya sahip olmakla mümkündür. Kötü komşuya sahip olmak huzursuzluğun baş sebebidir. Bu bakımdan, iyi ve dürüst komşu insanın dünya saadetlerinden biridir.
insanoğlunun hayatı evde ve dışarda olmak üzere iki bölüm arz edsr. Evdeki saadet yolları, geniş ve ev iyi komşunun bulunması ile meydana gelir. Dışardaki çalışmalar için de iyi ve rahat, afiyetti bir bineğe sahip olunduğu takdirde yine insan için bunda da saadet vardır. Her asırda ve her bölge için muteber olan binek vasıtaları göz önüne alınırsa, bunlar içinde en kullanışlı ve en rahat olanı, insanın ihtiyaçlarını en güzel bir şekilde karşılayacağından, bu da bir saadet vesilesidir. Allah'ın ve Peygamberin emirlerine uygun hareket etmek şartı ile bu üç imkâna sahip olmak gerçekten dünya saadetidir. Böyle nimetlere kavuşmanın hamd ve şükrünü yapmak kulluk vazifesidir.[895]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 457, /364
Senetler:
1. Nâfi b. Abdülharis (Nâfi' b. Abdülhâris b. Hubâle b. Umeyr b. Haris)
2. Cemil b. Abdurrahman el-Müezzin (Cemil b. Abdurrahman b. Süveyd)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
5. Ebu Amir Kabisa b. Ukbe es-Süvaî (Kabisa b. Ukbe b. Muhammed)
Konular:
Hayvanlar, At, atların fazileti, önemi
Hayvanlar, hayvanlar hakkında övgü ve yergi
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Mesken, Ev, geniş olması
حدثنا عبد الرحمن بن يونس قال حدثنا محمد بن أبى الفديك قال حدثني عبد الله بن أبى يحيى عن بن أبى هند عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تقوم الساعة حتى يبنى الناس بيوتا يشبهونها بالمراجل قال إبراهيم يعنى الثياب المخططة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164592, EM000459
Hadis:
حدثنا عبد الرحمن بن يونس قال حدثنا محمد بن أبى الفديك قال حدثني عبد الله بن أبى يحيى عن بن أبى هند عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تقوم الساعة حتى يبنى الناس بيوتا يشبهونها بالمراجل قال إبراهيم يعنى الثياب المخططة
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu :
«— İnsanlar evler bina edip de, onları kumaşlara benzetmedikçe, kıyamet kopmaz.»
îbrahim demiştir ki:
— Kumaştan maksad, çizgili allı pullu elbisedir.[898]
Anlaşılıyor ki, saadet devrinden sonra bir zaman gelecektir. Bu devirde insanların inşa edecekleri evler gayet süslü ve rengârenk olacak. Binaların durumu çeşitli kumaş desenlerine benziyecektir. Binaların iç veya dış kısmı diye bir ayırma olmadığından her iki kısım İçin de aynı hüküm geçerlidir. Nitekim bugün bilhassa binaların iç kısımları çeşitli motiflerle süslenip bezenmektedir. Manzara, Peygamberin mucizesi olarak ibret gözleri önüne serili bulunmaktadır. Bu ha!, îöks ve israfın, dünyadan ayrılmayacak gibi dünyaya bağlanmanın eseridir. Tezyinatın daha ne kadar inkî-, şaf edeceği şimdiden tahmin edilemez.[899]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 459, /365
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال حدثني أبو بكر بن نافع واسمه أبو بكر مولى زيد بن الخطاب قال سمعت محمد بن أبى بكر بن عمرو بن حزم قالت عمرة قالت عائشة قال النبي صلى الله عليه وسلم : أقيلوا ذوى الهيئات عثراتهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164613, EM000465
Hadis:
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال حدثني أبو بكر بن نافع واسمه أبو بكر مولى زيد بن الخطاب قال سمعت محمد بن أبى بكر بن عمرو بن حزم قالت عمرة قالت عائشة قال النبي صلى الله عليه وسلم : أقيلوا ذوى الهيئات عثراتهم
Tercemesi:
— Hazreti Âişe demiştir ki, Peygamber (Saltaliahü Aleyh! ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— İyiliksever olanların hatalarım bağışlayınız.»[909]
Bundan önceki hadîs-i şeriflerle 332 ve 312 sayılı hadîslere bakılsın.
Bu hadîs-i şerifin yumuşak huylu olmak bölümünde getirilmiş olmasının sebebi, hataların tatlılıkla bağışlanmasını, şiddet gösterilmemesini ifade içindir. Başkasının hakkını çiğnememek ve başkasına zulüm olmamak şartı ile insanlar arasında beşeriyet icabı meydana gelen günah ve hataları örtmek ve arkasına düşmeden terk etmek ve böylece müminlerin şerefini korumak selâmet yoludur. Böyle hareket edilirse, ferdler arasında sevgi ve bağlılık meydana gelir.
iyiliksever olanlar, hata ve günahlarından utanç duyarlar ve pişmanlık çekerler. Bunun için, onları mahcub duruma düşürmeden ve kendilerine ezİ-yet vermeden hatalarını örtmek, onlara büyük bir iyilik olur. Fakat daima kötülük yoiunda bulunanlar bağışlanır ve cezalandırılmazlarsa, daha fazla kötülük etmeye imkân kazanırlar. Böyleco zarar verme bakımından onlara yardım edilmiş olur.[910]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 465, /371
Senetler:
()
Konular:
Teşvik edilenler, insanları affetmek
Yargı, Hadler, herkese uygulanması
Yargı, Hadleri uygulamadaki durum
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير عن قابوس أن أباه حدثه عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : الهدى الصالح والسمت والاقتصاد جزء من سبعين جزءا من النبوة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164621, EM000468
Hadis:
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير عن قابوس أن أباه حدثه عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : الهدى الصالح والسمت والاقتصاد جزء من سبعين جزءا من النبوة
Tercemesi:
— îbni Abbas, Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Seilem) 'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
«— Dürüst gidişat, güzel görünüş ve bütün işlerde itidal Peygamberlik hasletlerinin yetmiş cüz'ünden bir cüzdür.»[915]
Sayıtan üç hasletin bir insanda bulunuşu ile o insanda peygamberlikten bir parça bulunur manası anlaşılmamalıdır. Zira peygamberlik Allah vergisidir, çalışmakla kazanılmaz ve esasen peygamberlik Hz. Muhammed (Aleyhisselâm) 'in gelişi ile sona erdiğinden, ondan sonra peygamberlik veya ondan bir cüz düşünülemez. Hadîs-i şerifin manası şudur:
Dürüst ve doğru gidişat, güzel bir görünüşte olmak ve her işte mutedil bulunmak peygamberlerin güzel hasletleridir. Bu hasletleri kendilerinde bulunduranlar, peygamberlerin izinde ve yolunda olurlar, onlara bağlı kalırlar. Mutedil olmak, taşkınlık etmemek ve sertlik göstermeyip yumuşak hareket etmek manasını taşıdığından, hadîs-i şerif bu bölümde zikredilmiştir.[916]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 468, /373
Senetler:
()
Konular:
Dostluk, Düşmanlık, dostluk ve düşmanlıkta itidal
Sadık Rüya, nübüvvetten bir cüzdür
حدثنا حرمي بن حفص قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا سعيد بن كثير بن عبيد قال حدثني أبي قال : دخلت على عائشة أم المؤمنين رضي الله عنها فقالت أمسك حتى أخيط نقبتى فأمسكت فقلت يا أم المؤمنين لو خرجت فأخبرتهم لعدوه منك بخلا قالت أبصر شانك انه لا جديد لمن لا يلبس الخلق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164627, EM000471
Hadis:
حدثنا حرمي بن حفص قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا سعيد بن كثير بن عبيد قال حدثني أبي قال : دخلت على عائشة أم المؤمنين رضي الله عنها فقالت أمسك حتى أخيط نقبتى فأمسكت فقلت يا أم المؤمنين لو خرجت فأخبرتهم لعدوه منك بخلا قالت أبصر شانك انه لا جديد لمن لا يلبس الخلق
Tercemesi:
— (110-s.) (Hazreti Ebû Bekir'in azadlısı ve Hazreti Âişe'nin sut kardeşi) Kesîr ibni Ubeyd şöyle anlatmıştır:
— Müminlerin annesi Ârşe'ye gittim — Allah ondan razı olsun —, bana dedi ki:
— Elbisemi dikinceye kadar bekle (içeri girme). Ben de bekledim. Sonra:
— Ey müminlerin annesi! Eğer dışarı çıkıp da insanlara (senin eski elbiselerle uğraştığını) söyleyeydim, bunu senden bir cimrilik sayarlardı, dedim. Hazreti Âişe şöyle dedi:
«— Vaziyeti anla! Eskiyi giymeyenin yenisi olmaz.»[921]
Eskİ ve yamalı elbise giymek hakkında Ebu Nuaym, D m -m ü ' I - H u s.a y n 'in şöyleirivayet ettiğini anlatmaktadır: Ummü'l-Husayn elemiştir ki :
— Ben Hz. Âişe'nin evinde idim. O, çeşitli renkteki yamalarla gömleğini yamıyordu. Bu sırada Resûlüİlah (Salîalîahü Aleyhi ve SeUem) içeri girdi ve :
«— Bu yaptığın nedir, ya Âişe?» Dedi. Hazreti Âİşe de :
— Gömleğimi yanvyorum, dedi. Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle buyurdu :
«— Güzel yapıyorsun, bir elbiseyi yamamadıkça bırakma; çünkü eskisi olmayanın yenisi bulunmaz.»
İsrafı önlemek ve daima yeni bir elbise bulundurabilmek için eski elbiseleri temizleyip tamir ederek kullanmak icab eder. Böyle hareket edilmeyince, insanın yenr elbisesi bulunmaz veya geçimde sıkıntıdan kurtulmaz. Temiz olmak şartı ile yamalr elbise giymek İslâm'da ayıp değildir. Şuna ihtiyaç göstermek ve el-avuç açmak ayıptır.
Rivayet edildiğine göre, Hz. A i ş e fazla miktarda bir malı muhtaçlara sadaka olarak verdi. Sonra, baş örtüsünü yumarken görüldü ve ona :
«— Ya Âişe! Sen çok mal sadaka veriyorsun, sonra durup baş örtünü yamıyorsun?» dendi. O şöyle cevap verdi :
«— Ben yeni elbiseyi giydirip kendim eski giyiyorum; eskiyi giymeyen in yeni elbisesi olmaz.»
İktisadın, kolay ve rahat yaşayışın düzeni İşte budur.[922]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 471, /374
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM