حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عطاء بن يزيد الليثي عن أبى أيوب الأنصاري أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا يحل لمسلم أن يهجر أخاه فوق ثلاثة أيام يلتقيان فيعرض هذا ويعرض هذا وخيرهما الذي يبدأ بالسلام
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164412, EM000406
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عطاء بن يزيد الليثي عن أبى أيوب الأنصاري أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا يحل لمسلم أن يهجر أخاه فوق ثلاثة أيام يلتقيان فيعرض هذا ويعرض هذا وخيرهما الذي يبدأ بالسلام
Tercemesi:
...Ebu Eyyûb el-Ensârî'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah şöyle buyurdu: Bir Müslümana üç günden fazla kardeşi ile darılıp konuşmaması helal değildir. Karşılaşırlar da biri öteye döner, biri beriye döner. Bunların hayırlısı, selâm ile ilk söze başlayandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 406, /332
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
حدثنا أبو عاصم عن بن عجلان عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : شعبتان لا تتركهما أمتى النياحة والطعن في الأنساب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164401, EM000395
Hadis:
حدثنا أبو عاصم عن بن عجلان عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : شعبتان لا تتركهما أمتى النياحة والطعن في الأنساب
Tercemesi:
— Peygamber (SaîlaUahii A leyhi ve Selîem) 'in şöyle buyurduğu, Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiştir:
«— İki haslet vardır ki, ümmetim onları terk etmiyecektir: Bunlardan biri, ölü arkasında iyiliklerini sayarak yüksek sesle ağlamak; diğeri de neseblere dil uzatmaktır.»[776]
Hadîs-i şerifte anılan her iki hareket, cahiliyet devrinin kötü âdetlerinden olmakla beraber, bunların büsbütün Müslümanlar içinden kalkamayacağı beyan buyurulmaktadır.
ölümü her nefis tadacaktır ve bundan kimse kurtulamayacaktır. Bu gerçeği bilmeyen ve kabul etmeyen yoktur. Böyle olduğu halde, insanlar sanki kendileri ölmeyecek gibi davranır ve ölümü hiç de kendilerine yaklaştırmazlar. Ancak kendilerini devamlı murakabe altında tutanlar ve her an Allah Tealâ'nın kudret ve müşahadesi altında kendilerini görenler, ölümü her zaman hatırlarlar ve ona göre hazırlanmaya çalışırlar. İnsanların çoğu gaflet içinde olup, ölüme kendilerini yakın görmediklerinden, bir yakınları vefat edince feryadı basarlar, bağırır-çağırırlar. Bu gaflet kıyamete kadar devam edeceğinden, insanların da ölü arkasında, onun İyiliklerini anarak feryad etmeleri de devam edecektir.
İnsanlar çeşitli görüşlere sahİptirker; Öyle kİ, birinin ak dediğine diğerinin kara demesi kadar... Bir kısım Müslymanların âlim ve velî diye tanıyıp hürmet ettiklerine, diğer bazı MüeliimaSlar cahil ve zındık diyebiliyor. Hal böyle olunca, başkalarının soyuna ve ırzına dil uzatmalar, ayıplamalar devam eder. Nitekim tarih boyunca bunlara şahit olunmaktadır; ve Peygamberimizin haberleriyle de ümmet içinde bu hal devam edecektir.[777]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 395, /323
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Aclân Mevla Fatıma bt. Utbe (Aclân)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Nesep, nesebin önemi
حدثنا زكريا قال حدثنا الحكم بن المبارك قال حدثنا زياد بن الربيع قال حدثني عباد الرملي قال حدثتني امرأة يقال لها فسيلة قالت سمعت أبى يقول قلت : يا رسول الله أمن العصبية أن يعين الرجل قومه على ظلم قال نعم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164402, EM000396
Hadis:
حدثنا زكريا قال حدثنا الحكم بن المبارك قال حدثنا زياد بن الربيع قال حدثني عباد الرملي قال حدثتني امرأة يقال لها فسيلة قالت سمعت أبى يقول قلت : يا رسول الله أمن العصبية أن يعين الرجل قومه على ظلم قال نعم
Tercemesi:
Zekeriyya, el-Hakem İbnu'l-Mübarek, Ziyad b. er-Rebi' ve Abbad er-Remli tarikiyle Füseyle bt. Vasile'nin şöyle dediğini anlatmıştır: babam'dan Rasulullah'a şöyle bir soru sorduğunu işittim: "Ey Allah'ın Resulü! kişinin kendi kavmine herhangi zulmüne yardımcı olması asabiyet (grupçuluk yapmak) mıdır? Hazreti Peygamber: "Evet!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 396, /324
Senetler:
1. Ebu Eska' Vasile b. el-Eska el-Leysî (Vasile b. Eska' b. Abdüluzza b. Abdülyalil b. Naşib)
2. Füseyle Cemile bt. Vasile el-Leysiyye (Huseyle bt. Vasile bt. el-Eska')
3. Abbad b. Kesir er-Remlî (Abbad b. Kesir b. Kays)
4. Ziyad b. Rabi' el-Yahmudi (Ziyad b. Rabi')
5. Hakem b. Mübarek el-Bahilî (Hakem b. Mübarek)
6. Ebu Yahya Zekeriyya b. Ebu Zekeriyya el-Belhî (Zekeriyya b. Yahya b. Salih b. Süleyman b. Matar)
Konular:
Asabiyet, Irkçılık
Asabiyet, Irkçılık, cahiliye ve İslam döneminde
Zülüm, Zalim, zulüm yapana yardımcı olmak
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن أنس بن مالك أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا تباغضوا ولا تحاسدوا ولا تدابروا وكونوا عباد الله إخوانا ولا يحل لمسلم أن يهجر أخاه فوق ثلاث ليال
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164404, EM000398
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن أنس بن مالك أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا تباغضوا ولا تحاسدوا ولا تدابروا وكونوا عباد الله إخوانا ولا يحل لمسلم أن يهجر أخاه فوق ثلاث ليال
Tercemesi:
— Enes îbni Malik'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah şöyle buyurdu:
— Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, birbirinize hased etmeyin, birbirinize darıhp arka çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümana, üç günden ziyade kardeşiyle küs kalması helâl olmaz.»[783]
Bu hadîs-i şerifte şu beş hususa işaret edilmekte ve hükümlerin yerine getirilmesi istenmektedir:
1— Sevmek ve sevmeyip kin beslemek insanlarda yaratılmış tabiî hasletlerdir. Bunları doğuran sebepler vardır. İnsanlar arasında sevgi ve bağlılık esas olduğuna göre, bu sevgiyi bozacak her türlü hareketten sakınmak gerekir. Müslümanlar birbirlerine kin beslememeleri için, daha önceden kin ve düşmanlığı, hiddet ve kırgınlığı meydana getirebilecek olan söz ve hareketlerden kaçınmaları icab eder. Bunun için Müslümanlar kendi aralarında edeble, ölçü ve hesapla hareket etmelidirler. Birbirini kırıcı davranışlardan kaçınmalıdırlar. Bunlar gözetildiği takdirde, karşılıklı sevgi meydana gelir ve kinleşmek ortadan kalkar.
2— Hased, bîr kimsenin başkasında bulunan nimetin yok olmasını arzu etmesine denir. Bİr adamın haklı olarak elinde bulundurduğu nimetin ortadan kalkmasını dilemekten ibaret kötü bir huy olan bu hasedden Müslümanlar yasaklanmışlardır. Çünkü Müslüman, kendisine lâyık gördüğü bir şeyi Müslüman kardeşine de lâyık görür. Kendine hoş görmediğini de başkasına hoş görmez.
Hased, ister niyet olarak taşınsın ve ister hasedin gayesine ulaşmak için çalışılsın, her iki halde de günah ise de, hased uğrunda çalışmak daha zararlı ve günah bir iş olur. Ancak bir kimsenin niyyetinden hased geçer de, o adamın takvası kendini bu kötü halden alıkorsa, bu günah olmaz. Fa!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 398, /327
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Hased, Kıskançlık
Kardeşlik, insanlar arasında kardeşliğe teşvik,
Kin tutmak, Kindarlık
حدثنا يحيى بن سليمان قال حدثني بن وهب قال أخبرني عمرو عن يزيد بن أبي حبيب عن سنان بن سعد عن أنس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : ما تواد اثنان في الله جل وعز أو في الإسلام فيفرق بينهما أول ذنب يحدثه أحدهما
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164407, EM000401
Hadis:
حدثنا يحيى بن سليمان قال حدثني بن وهب قال أخبرني عمرو عن يزيد بن أبي حبيب عن سنان بن سعد عن أنس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : ما تواد اثنان في الله جل وعز أو في الإسلام فيفرق بينهما أول ذنب يحدثه أحدهما
Tercemesi:
— Eries'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Salİaîlahü Aleyhi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 401, /329
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا حيوة قال حدثني أبو عثمان الوليد بن أبى الوليد المدني أن عمران بن أبى أنس حدثه عن أبى خراش الأسلمى أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من هجر أخاه سنة فهو بسفك دمه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164410, EM000404
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا حيوة قال حدثني أبو عثمان الوليد بن أبى الوليد المدني أن عمران بن أبى أنس حدثه عن أبى خراش الأسلمى أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من هجر أخاه سنة فهو بسفك دمه
Tercemesi:
— E&y Hy:aş EliEslemî*.. Re^ülla^5£^teWL^taj*t vs» &//emf; 'in joyle buyurduğunu işitnjİştir:
— Kardeşi ile îjir yit konuşmayan, onuij kamm akıtmış (onu öldürmüş) gibidir.>>[793]
Bir yıl kadar uzun müddet ısrar ederek kardeşi, ile ko.nuşmpyan.-ye ona dargın kalan kimsenin işlediği günah, o muinin karatesini lalıç ile öldürmesi hükmündedir. Jslâm.kardeşlerinin ne kadar _büyük, önem taşıdığı bu ağır hükümle açıklanmış bulunuyor. Dargınlığın ne kadar büypk bir zararı ve mes'uliyeti olduğu,meydana çıkıyor. Bu hadîs-i şeriften mecaz manası da aİınabîtîr:
"Kıhç/iki kimseden birini'yok etrriekfe aralarını âyırçfı'ği glbı/^yrİ kal-mök'tîa 'hhç ğibî iki kimsenin1 arasını ayırır ve münasebetfenni keser. Bunlar birbirlerine kiyasla yok hükmünde oluclar. Buna sebebiyef'ver'.enler de şüphesiz günahkâr olurlar.[794]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 404, /331
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
حدثنا بن أبى مريم قال أخبرنا يحيى بن أيوب قال حدثني الوليد بن أبى الوليد المدني أن عمران بن أبى أنس حدثه أن رجلا من اسلم من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم حدثه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : هجرة المؤمن سنة كدمه وفي المجلس محمد بن المنكدر وعبد الله بن أبى عتاب فقالا قد سمعنا هذا عنه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164411, EM000405
Hadis:
حدثنا بن أبى مريم قال أخبرنا يحيى بن أيوب قال حدثني الوليد بن أبى الوليد المدني أن عمران بن أبى أنس حدثه أن رجلا من اسلم من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم حدثه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : هجرة المؤمن سنة كدمه وفي المجلس محمد بن المنكدر وعبد الله بن أبى عتاب فقالا قد سمعنا هذا عنه
Tercemesi:
— îmran ibni Ebi Enes anlatmıştır ki, Eşlem kabilesinden, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seîlemyin .ashabından bir adam Peygamber (Saîlallahü Aleyhi veSelferrirden kendisine rivayet edip,' şöyle demiştir: «— Mümin kardeşle bir yıl konuşmayip dargın kalmak, onu öldürmek gibidir.[795]
Ulıammed;ibn 'lrMünkedir ve Abdullah ribni:febi Attab meclislerinde şöyle demişlerdir: Biz de bu hadîsi îmran'dan duyduk.[796]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 405, /332
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
- حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عبد الرحمن بن خالد عن بن شهاب عن عوف بن الحارث بن الطفيل وهو بن أخى عائشة لأمها أن عائشة رضي الله عنها حدثت : أن عبد الله بن الزبير قال في بيع أو عطاء أعطته عائشة والله لتنتهين عائشة أو لأحجرن عليها فقالت أهو قال هذا قالوا نعم قالت عائشة فهو لله نذر أن لا أكلم بن الزبير كلمة أبدا فاستشفع بن الزبير بالمهاجرين حين طالت هجرتها إياه فقالت والله لا أشفع فيه أحدا أبدا ولا احنث نذرى الذي نذرت أبدا فلما طال ذلك على بن الزبير كلم المسور بن مخرمة وعبد الرحمن بن الأسود بن يغوث وهما من بنى زهرة فقال لهما أنشد كما الله إلا دخلتما على عائشة فإنها لا يحل لها أن تنذر قطيعتى فأقبل به المسور وعبد الرحمن مشتملين عليه بأرديتهما حتى استأذنا على عائشة فقالا السلام على النبي ورحمة الله وبركاته أندخل فقالت عائشة ادخلوا قالا كلنا يا أم المؤمنين قالت نعم ادخلوا كلكم ولا تعلم عائشة أن معهما بن الزبير فلما دخلوا دخل بن الزبير في الحجاب واعتنق عائشة وطفق يناشدها يبكى وطفق المسور وعبد الرحمن يناشدان عائشة إلا كلمته وقبلت منه ويقولان قد علمت أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى عما قد علمت من الهجرة وأنه لا يحل لمسلم أن يهجر اخاه فوق ثلاث ليال قال فلما أكثروا التذكير والتحريج طفقت تذكرهم وتبكى وتقول إني قد نذرت والنذر شديد فلم يزالا بها حتى كلمت بن الزبير ثم أعتقت في نذرها أربعين رقبة ثم كانت تذكر نذرها بعد ما أعتقت أربعين رقبة فتبكى حتى تبل دموعها خمارها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164403, EM000397
Hadis:
- حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عبد الرحمن بن خالد عن بن شهاب عن عوف بن الحارث بن الطفيل وهو بن أخى عائشة لأمها أن عائشة رضي الله عنها حدثت : أن عبد الله بن الزبير قال في بيع أو عطاء أعطته عائشة والله لتنتهين عائشة أو لأحجرن عليها فقالت أهو قال هذا قالوا نعم قالت عائشة فهو لله نذر أن لا أكلم بن الزبير كلمة أبدا فاستشفع بن الزبير بالمهاجرين حين طالت هجرتها إياه فقالت والله لا أشفع فيه أحدا أبدا ولا احنث نذرى الذي نذرت أبدا فلما طال ذلك على بن الزبير كلم المسور بن مخرمة وعبد الرحمن بن الأسود بن يغوث وهما من بنى زهرة فقال لهما أنشد كما الله إلا دخلتما على عائشة فإنها لا يحل لها أن تنذر قطيعتى فأقبل به المسور وعبد الرحمن مشتملين عليه بأرديتهما حتى استأذنا على عائشة فقالا السلام على النبي ورحمة الله وبركاته أندخل فقالت عائشة ادخلوا قالا كلنا يا أم المؤمنين قالت نعم ادخلوا كلكم ولا تعلم عائشة أن معهما بن الزبير فلما دخلوا دخل بن الزبير في الحجاب واعتنق عائشة وطفق يناشدها يبكى وطفق المسور وعبد الرحمن يناشدان عائشة إلا كلمته وقبلت منه ويقولان قد علمت أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى عما قد علمت من الهجرة وأنه لا يحل لمسلم أن يهجر اخاه فوق ثلاث ليال قال فلما أكثروا التذكير والتحريج طفقت تذكرهم وتبكى وتقول إني قد نذرت والنذر شديد فلم يزالا بها حتى كلمت بن الزبير ثم أعتقت في نذرها أربعين رقبة ثم كانت تذكر نذرها بعد ما أعتقت أربعين رقبة فتبكى حتى تبل دموعها خمارها
Tercemesi:
— Hazreti Âişe'nin anadan kardeşinin oğlu olan Avf ibni'1-Ha-ris'den rivayet ediliyor:
— Âİge (Radiyailahü ar.ha) 'ya haber verildi ki, Abdullah ibni Zübeyr. Hazreti Âişe'nin bir satışına — yahut bir bağışına — «Allah'a yemin ederim ya Âişe bundan vazgeçer yahut onun tasarrufuna engel olurum.» dedi, Hazreti Âişe :
« Bu sözü o mu söyledi?» dedi. Ashab: «— Evet!» dediler. Hazreti Âişe dedi ki:
«—Onun bu hareketinden dolayı Allah için büyük adak olsun; ebe-diyyen İbni Zübeyir'le kelime konuşmayacağım.»
üzerine Hazreti Âişe'nin İbni Zübeyr'e dargınlığı uzayınca, îbni Zübeyr (dargınlığı gidermek için) Muhacirlerle (Medine'ye hicret etmiş olan ashabla) şefaat diledi. Hazreti Âişe:
«— Vallahi bunun hakkında asla kimseyi şefaatçi kabul etmem ve ebedî şekilde adamış olduğum adağımı da bozmam.» dedi.
Bu olay Hazreti îbni Zübeyr üzerine uzayıp devam edince, îbni Zübeyr, (Hazreti Âişe'nin ana tarafından akrabaları olan) Benî Zühre kabilesinde Misver ibni Mahreme ve Abdurrahman ibni'l-Esved ibni Yeğu^ ile konuşup, bu ikisine şöyle dedi:
«— Allah aşkına! Muhakkak Hazreti Âişe'nin evine gireceksiniz; çünkü onun bana dargınlığına adağı, kendisine helâl olmaz.» Bunun üzerine Misver ve Abdurrahman, hırkalarını İbni Zübeyr'e sararak İbni Zübeyr'le (Hazreti Âişe'nin evine doğru) yöneldiler. Nihayet Hazreti Âişe'den izin isteyip şöyle dediler:
«— Selâm üzerine olsun; Allah'ın rahmeti ve bereketleri de... Girelim mi?» Hazreti Âişe:
«— Giriniz!» dedi. Onlar dediler ki:
«— Hepimiz mi girelim, ey müminlerin annesi?» Hazreti Âişe:
«— Evet, hepiniz giriniz!» dedi. Hazret Âişe, beraberlerinde İbni Zü-beyr'in bulunduğunu bilmiyordu. İçeri girdiklerinde, İbni Zübeyr hareme girip (teyzesi) Âişe'yi kucakladı ve ağlayarak ondan Allah aşkına barış dilemeğe koyuldu. Misver ile Abdurrahman da Hazreti Âişe'den Allah aşkına îbni Zübeyr ile konuşmasını ve itirazını kabul etmesini dilemeye başladılar. Bunlar şöyle diyorlardı:
«— Gerçekten sen biliyorsun, Peygamber (Saflallahü Aleyhi ve Sellem) dargınlıktan neyi yasakladığını ve bir müslümana, üç günden ziyade kardeşine dargın kalmasının helâl olmadığını...»
Ravi şöyle demiştir :
«— Misver ile Abdurrahman vakta ki, uj armayı çok yapıp işin günah olduğu üzerinde durdular, Hazreti Âişe, onlara adağını hatırlatmaya başladı ve ağlayarak şöyle diyordu:
«— Ben adak yaptım; adak ağırdır.» Onlar Hazreti Âişe'ye İsrara devam edince, İbni Zübeyr ile konuştu; sonra adağından ötürü kırk köle azad etti. Kırk köleyi azad ettikten sonra, geçmiş olayı hatırlar ve ağlardı, o kadar ki, göz yaşları baş örtüsünü ıslatırdı.»[781]
Hazreti Âişe ile Hazreti Abdullah İbni Zübeyr arasında geçen hâdisenin ebedî bir dargınlığa götürecek kadar büyümesi şu sebeple izah edilebilir:
Abdullah İbni Zübeyr, Hz. Âişe'nin yeğenidir. Yani, kız kardeşi Hz. Esmâ'nın oğlu ve Hz. Ebu Bekir'in torunudur. Hz. A i ş e 'nin, Peygamber'den ve babası Ebu Bekir 'den sonra en çok sevdiği kimse yeğeni Abdullah Ibni Zübeyr İdi. Bu kadar sevilen bir kimseden edebe aykırı düşecek bir hareket beklenemezdi. Hz. Âişe -nİn cömertliği 280 sayılı hadîsle beyan edildiği gibi, ele geçirdiği şeyleri biriktirip İhtiyaç sahiplerine dağıtmaktan ibaretti, öyle ki kendisine bir şey ayırmadığı olurdu. İşte böyle aşırı derecede bağtşta bulunan teyzesinin hareketini Abdullah İbni Zübeyr kendince uygun bulmadığından ona yakışacak sözde bulunmamış ve ağır konuşunuş : «Ya bu bağıştan vazgeçer, yoksa onun tasarrufuna engel olurum.» diye söz sarf etmişti.
Bir rivayette de, Hz. Âişe, kendine ait olan bir yeri satmıştı, Hz. Abdullah buna razı olmayıp, bu sözü kullanmıştı. İşte A b d u 11 a h 'in bu sözünü duyan Hz. Âişe haklı olarak hiddetlenmiş ve tam bu hiddeti üzerine büyük bir adakta bulunmuş. Hadîs-i şerifin başında adağın cinsi açıklanmamakla beraber, sonunda kırk köle azad etmesiyle keffaret ödediği bu adağın önemini göstermektedir.
Abdullah ibni Zübeyr'in haksız davranışından dolayı onu te'dib için Hz. Âişe büyük yeminde bulunmuştu. Üç günden ziyade bir Müslümanın din kardeşine dargın kalmasının helâl olmadığını Hz. Âişe biliyordu. Sonunda şefaatçilerin İsrarları üzerine yeğeni ile konuşmuş ve hemen arkasından, yeminini bozduğundan keffaret olarak kırk kölo azad etmişti. Buna rağmen yeminin ağırlığını hatırladıkça ağlar, Allah Tealâ'dan merhamet dilerdi.
Hayırlı bir işi engelleyen yeminleri bozmak, yerine göre vacİb, müs-tahab ve mubah olur. Anlaşılıyor kî, Hz. Âişe'yi yeminini bozmaktan kaçındıran husus, adağının ağır oluşu İdi.
Bir taraftan barış için devamlı İsrar, diğer taraftan adak ve yemine sadakat, her ikisinin samimî ve yüksek hislere sahip bulunuşlarının ifadesidir. Allah her ikisinden razı olsun.[782]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 397, /324
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
3. Avf b. Haris el-Ezdi (Avf b. Haris b. Tufeyl b. Sehbere)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Abdurrahman b. Halid el-Fehmi (Abdurrahman b. Halid b. Müsafir)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Adak, gücünün yetmeyeceği şeyi adamak
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Toplumsal Barış, kavgalı ve küskünleri barıştırmak, barışmak
Toplumsal barış, problemi insanları bir noktada buluşturarak çözmek
حدثنا موسى قال حدثنا وهيب قال حدثنا سهيل عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تباغضوا ولا تنافسوا وكونوا عباد الله إخوانا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164406, EM000400
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا وهيب قال حدثنا سهيل عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تباغضوا ولا تنافسوا وكونوا عباد الله إخوانا
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«— Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, dünya menfaatine rağbet edip de aranızda fesad çıkarmayın; ey Allah'ın kulları kardeş olunuz.»[786]
Manevî değer ve rabıtaları unutup maddeye kıymet vermelc ve maddeyi her şeyin üstünde tutacak kadar dünyaya sarılmak, felâket sebeplerinin baldır. Bir çlefa madde, manevî değerlerin üstünde tutulunca, şahsî menfaatleri, koruma ve egoizm hastalığı baş gösterir. Merhamet duyguları silinir, vurgunculuk ve istifçilik zihniyeti hakim oiur. Fırsatı ele geçiren, zavallıyı ve zayıfı ezebüen ve bunları sömürmeye gücü yeten sözde kahramanlar türer. Sınıf ayrılıkları ve zümre saltanatları baş gösterir. Nihayet cemiyet/İçinde meydana gelen birbirinden çok uzak s;hıf farklarının madde mücadelesi doğar. İhtilâller birbirini kovalar ve kuvveti eline geçiren mad-de,gücü ile cemiyet ferdlerini robot makineler haline getirir. Âhiret hayah ve hesabı unutulur ve unutturulur; dünyanın geçici zevkleri ebedîleştfrilir. Bunun sonucu da ebedî hüsran ve boşuna nedamet olur. Böyle b;r felâketten kurtulmak, Hz. Peygamberin hikmetli sözlerine eğilmek ve onlara topluca sanlmdkla ancak mömkün olur. Cenab-ı Hak bu gibi felâketlere gö-töre.n- sebepleri giderme hususunda kalblerirhize anlayış ve hakka yörteiiş ihsan buyursun.[787]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 400, /328
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kardeşlik, insanlar arasında kardeşliğe teşvik,
Kin tutmak, Kindarlık
Tartışma
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا عبدة عن هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : انى لأعرف غضبك ورضاك قالت قلت وكيف تعرف ذلك يا رسول الله قال انك إذا كنت راضية قلت بلى ورب محمد وإذا كنت ساخطة قلت لا ورب إبراهيم قالت قلت أجل لست أهاجر إلا اسمك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164409, EM000403
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا عبدة عن هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : انى لأعرف غضبك ورضاك قالت قلت وكيف تعرف ذلك يا رسول الله قال انك إذا كنت راضية قلت بلى ورب محمد وإذا كنت ساخطة قلت لا ورب إبراهيم قالت قلت أجل لست أهاجر إلا اسمك
Tercemesi:
— Hazreti Âişe'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlemfm. şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
— (Ey Âişe!) Senin öfke ve rıza halini ben bilirim.»
Âişe demiştir ki, ben ona:
«— Bunu nasıl bilirsin, ya Resûlüllah?» dedim. Hazreti Peygamber:
— Sen memnun ve razı olduğun «aman şöyle dersin: Evet, Muham-med'in Rabbİ hakkı için. Öfkeli olduğun zaman da şöyle dersin: Hayır, İbrahim'in Rabbi hakkı için.» dedi. Hazreti Âişe demiştir ki, ben de: «Evet!» dedim. Ben (öfkeli halimde) ancak ismini söylemem.[791]
Hz. A i ş e 'nin ahlâk ve ilim üstünlüğü çok yüksek olmakla beraber kadınlara has olan bazı, kıskançlıklar İcabı öfkelenip dargınlık alâmetleri gösterdiği diğer hadîs-i şeriflerde de beyan edilmektedir. Kadınların tabiî hallerinden sayılan bu hareketine karşı Resûlüllah Efendimiz ya sükût ederler, ya da hoş bir mukabele ile teskinde bulunurlardı. Bu da müminlere bir edeb dersidif.[792]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 403, /330
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri