حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة قال : لا تقولن قبح الله وجهك ووجه من أشبه وجهك فإن الله عز وجل خلق آدم صلى الله عليه وسلم على صورته
Açıklama: Yüzün önemli bir organ olduğunu teyid eden bu hadîs-i şerifteki, “Allah, Âdem'i kendi suretinde yarattı.” cümlesi üzerinde âlimlerin çeşitli görüş ve tefsirleri olmuştur:
1— Bir kısım âlimler, bunun mânâsını Allah'a bırakmışlar ve bunu söz konusu etmemişlerdir.
2— Bazı âlimler de bunun mânâsını te’vil etmiş ve ‘suret, sıfat mânâsındadır’, demişlerdir. Yani Cenab-ı Hak, Âdem'i, kendi sıfatlarına mazhar kılarak yaratmıştır. Allah Teâlâ’nın, ezelî ve kemâl sıfatları olan kelâm, semi', basar, ilim gibi, Âdem'de de mahlûk ve sonradan meydana gelme kelâm, semi', basar ve ilim sıfatları vardır. Allah insanı yarattığı gibi, insanda bu sıfatları da yaratmıştır. Ancak Allah'ın sıfatları ezelî ve ebedîdir, noksanlıklardan beridir. İnsanların sıfatları ise noksandır, geçicidir, değişkendir ve yok olmaya mahkûmdur.
3— Bir kısım âlimlere göre de, suretin Allah'a izafe edilmesi şeref içindir. Yani insanoğlunun şerefini beyan mânâsını taşır.
4— Bir kısmına göre, suret kelimesine bitişik zamir, Allah'a değil, Âdem'e râcidir. Yani Allah Teâlâ Âdem'i, âdem suretinde yarattı. Âdem yaratıldığı andaki şekil, boy ve biçimini ömrünün sonuna kadar muhafaza etti. Çocuktan büyüme şekli ile yaratılmadı, demektir. Bir de insan, başlangıçta da insan gibi yaratıldı, başka bir hayvandan tekâmül ederek bugünkü şekli almadı mânâsını taşır. Böylece Darwin nazariyesi ret edilmiş oluyor. Ayrıca Allah Âdem'i, insan şeklinde yarattı. Bu suretine başka hiç kimseyi ortak kılmadı. Sureti, kendisine ait bir surettir, denilmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163986, EM000173
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة قال : لا تقولن قبح الله وجهك ووجه من أشبه وجهك فإن الله عز وجل خلق آدم صلى الله عليه وسلم على صورته
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed nakletti. > Dedi ki: Bize İbn Uyeyne > İbn ‘Aclân’dan > o da: Saîd’den > o da: Ebû Hureyre’den nakletti. Ebû Hureyre (radıyallahu anh) şöyle dedi: “Sakın ‘Allah senin yüzünü ve yüzü senin yüzüne benzeyenin yüzünü kara etsin!’, demeyiniz! Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah, Âdem sallallahu aleyhi ve sellem'i kendi suretinde yarattı.”
Açıklama:
Yüzün önemli bir organ olduğunu teyid eden bu hadîs-i şerifteki, “Allah, Âdem'i kendi suretinde yarattı.” cümlesi üzerinde âlimlerin çeşitli görüş ve tefsirleri olmuştur:
1— Bir kısım âlimler, bunun mânâsını Allah'a bırakmışlar ve bunu söz konusu etmemişlerdir.
2— Bazı âlimler de bunun mânâsını te’vil etmiş ve ‘suret, sıfat mânâsındadır’, demişlerdir. Yani Cenab-ı Hak, Âdem'i, kendi sıfatlarına mazhar kılarak yaratmıştır. Allah Teâlâ’nın, ezelî ve kemâl sıfatları olan kelâm, semi', basar, ilim gibi, Âdem'de de mahlûk ve sonradan meydana gelme kelâm, semi', basar ve ilim sıfatları vardır. Allah insanı yarattığı gibi, insanda bu sıfatları da yaratmıştır. Ancak Allah'ın sıfatları ezelî ve ebedîdir, noksanlıklardan beridir. İnsanların sıfatları ise noksandır, geçicidir, değişkendir ve yok olmaya mahkûmdur.
3— Bir kısım âlimlere göre de, suretin Allah'a izafe edilmesi şeref içindir. Yani insanoğlunun şerefini beyan mânâsını taşır.
4— Bir kısmına göre, suret kelimesine bitişik zamir, Allah'a değil, Âdem'e râcidir. Yani Allah Teâlâ Âdem'i, âdem suretinde yarattı. Âdem yaratıldığı andaki şekil, boy ve biçimini ömrünün sonuna kadar muhafaza etti. Çocuktan büyüme şekli ile yaratılmadı, demektir. Bir de insan, başlangıçta da insan gibi yaratıldı, başka bir hayvandan tekâmül ederek bugünkü şekli almadı mânâsını taşır. Böylece Darwin nazariyesi ret edilmiş oluyor. Ayrıca Allah Âdem'i, insan şeklinde yarattı. Bu suretine başka hiç kimseyi ortak kılmadı. Sureti, kendisine ait bir surettir, denilmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 173, /176
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
İnsan, yaratılış özellikleri
KTB, YARATILIŞ
Peygamberler, Hz. Adem'in yaratılışı
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت يزيد بن عبد الله بن قسيط قال : أرسل عبد الله بن عمر غلاما له بذهب أو بورق فصرفه فأنظر بالصرف فرجع إليه فجلده جلدا وجيعا وقال اذهب فخذ الذي لي ولا تصرفه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163982, EM000170
Hadis:
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت يزيد بن عبد الله بن قسيط قال : أرسل عبد الله بن عمر غلاما له بذهب أو بورق فصرفه فأنظر بالصرف فرجع إليه فجلده جلدا وجيعا وقال اذهب فخذ الذي لي ولا تصرفه
Tercemesi:
— (49-s) Yezîd ibni Abdullah'dan işitildiğine göre şöyle anlattı: «Abdullah ibni Ömer, kendi kölesine, bozdursun diye, altın veya gümüş para verip (çarşıya) gönderdi. Köle, paranın karşılığını bir müddet sonra almak üzere parayı bozdurup geri döndü. Bunun üzerine, Abdullah köleyi acıklı bir şekilde döğdü ve (ona) şöyle dedi:[340]
«Git, bana ait olanı getir ve onu değiştirme (bozdurma).»[341]
Altın ve gümüş kendi cinsleri karşılığında satıldıklar! ve bozduruldukları zaman, peşin olarak alınıp verilirler. Veresiye şekline dönünce, bu haram olur. İşte köle, haram bir alış-verİş yaptığına kızan Abdullah ibni D m e r , onu acıtacak şekilde kırbaçla doğmuştur. Terbiye için hizmetçiyi döğmenİn cevazına bir işaret ise de, bundan sonra gelecek olan hadîs-İ şerîfte, köleyi döğmemek veya döğüldüğü takdirde ileri gitmemek icab ettiği beyan buyurulmaktadir.[342]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 170, /175
Senetler:
()
Konular:
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
Köle, üzerinde tasarruf
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن إبراهيم التيمي عن أبيه عن أبى مسعود قال : كنت أضرب غلاما لي فسمعت من خلفى صوتا اعلم أبا مسعود لله أقدر عليك منك عليه فالتفت فإذا هو رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله فهو حر لوجه الله فقال أما إن لو لم تفعل لمستك النار أو للفحتك النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163983, EM000171
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن إبراهيم التيمي عن أبيه عن أبى مسعود قال : كنت أضرب غلاما لي فسمعت من خلفى صوتا اعلم أبا مسعود لله أقدر عليك منك عليه فالتفت فإذا هو رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله فهو حر لوجه الله فقال أما إن لو لم تفعل لمستك النار أو للفحتك النار
Tercemesi:
— Ebû Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Kendi kölemi doğuyordum. Arkamdan şöyle bir «es duydum:
«Ey Ebû Mes'ud! Bil ki, senin köleye güç yetirmenden daha çok, Allah'ın gücü sana yeter.»
Döndüm, bir de ne göreyim O, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemp... Dedim ki:
«Ya Resûlallah! Artık bu köle, Allah rızası için hürdür.»
Bunun üzerine :
«Eğer sen böyle yapmamış olayCin, sana Cehennem ateşi dokunurdu.» Yahut: «Seni ateşin alevi yalardı.» buyurdular.[343]
Anlaşılıyor ki, Ebu Mes'ud (Radiyallahu anh) kızgınlığından ve köleyi döğmekle meşgul olmasından ötürü, yanına kadar yaklaşan Peygamber Efendimizin farkına varamamışlardır. Ebu Mes'ud'un kızgınlığını gidermek ve yaptığı işin çirkin bir İş olduğunu ona bildirmek içinA Allah Tealâ'nın kudretini Peygamber'imİz kendilerine hatırlatmıştır. Yaptığı günâhın keffareti de onu azad etmek olmuştur. Köleyi azad etmemiş olsaydı, günâhtan kurtulamıyacaktı ve azabını çekecekti. Daha önce köle ve hizmetçilerin döğülebileceğîne dair haberler geçmişti. Burçda ire döğmenjn günâh olduğu bildirilmektedir. Her ikisinin arası şöyle telif edilebilir: Lüzumsuz yere ve haddinden fazla döğmek günâhtır. Terbiye İçin kâfi miktar döğmekte beis yoktur.
Ebû Mes'ud kimdir? :
Ismİ U k b e 'dİr. Babasının âdı A m r olup, Ebu Mes'ud E I - B e d r î künyesi İle meşhurdur. Bedirde ikâmet ettiğinden ona, bulunduğu yere nisbeten B e d r î denmiştir. Yoksa Bedir savaşında bulunduğu için bu vasfı almamıştır. Çünkü Bedir savaşında bulunmadığı rivayet edilir. Uhud ve ondan sonraki savaşlarda bulunmuştur. Bir rivayette Hz. A I i 'nİn hilâfeti zamanında ve diğer bir rivayette de Hz. M u a v İ y e devrinde vefat etmiştir. Ensar'dan ve Hazreç kabilesindendi. Allah ondan razı olsun.[344]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 171, /175
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hz. Peygamber, hataları düzeltmesi
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, üzerinde tasarruf
حدثنا حجاج قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تقولوا قبح الله وجهه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163984, EM000172
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تقولوا قبح الله وجهه
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den (Radiycdlahu anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber (Satlallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«Allah, yüzünü kara. etsin, demeyiniz.»[345]
Yüz, insanoğlunun en kıymetli vasıflarını toplıyan bir kısmıdır. Başın en güzel ve önemli bir tarafını teşkil eder. Konuşma, görme, tatma, işitme, koklama, bilme gibi en önemli vasıflar burada toplanmış ve İnsanın güzelliği de burada tecelli etmiştir. Bu bakımdan Cenab-ı Hakkın kudret ve azametine en büyük vasıfta delâlet eden bu kısmı kötülememek ve ona saygı göstermek İcab eder. Bu bakımdan yüz tahkir edilmemelidir.[346]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 172, /176
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
حدثنا عمرو بن عون ومسدد قالا حدثنا أبو عوانة عن فراس عن أبى صالح عن زاذان عن بن عمر قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : من لطم عبده أو ضربه حدا لم يأته فكفارته عتقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163989, EM000177
Hadis:
حدثنا عمرو بن عون ومسدد قالا حدثنا أبو عوانة عن فراس عن أبى صالح عن زاذان عن بن عمر قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : من لطم عبده أو ضربه حدا لم يأته فكفارته عتقة
Tercemesi:
— İbni Ömer'den- (Radiyaîlahu anh) rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallalfahü Aleyhi ve Sellern)'den işittim, diyordu ki: «Kini kölesini tokatlarsa, yahut işlemediği bir suç için onu cezalandırıp döverse, dövenin (işlemiş olduğu günaha karşılık) kcftareti, onu azad etmektir.[355]
Bu hadîs-i şeriften de anlaşılıyor kİ, halcsız yere köleyi dövmek veya ona zujüm etmek günâhtır. Bu günâhı telâfi etmek için de haksız yere dövülen köleyi azad etmek icab eder. Bu azad ediş, bir mecburiyet değilse de, İslâm'ın ulviyetine ye adaletine yakışan ve insan haklarına değer veren bir hareket olur.[356]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 177, /178
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede şiddet
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, Hadler-Cezalar
Yargı, keffaret
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن سفيان قال حدثني سلمة بن كهيل قال حدثني معاوية بن سويد بن مقرن قال : لطمت مولى لنا ففر فدعانى أبى فقال اقتص كنا ولد مقرن سبعة لنا خادم فلطمها أحدنا فذكر ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم فقال مرهم فليعتقوها فقيل للنبي صلى الله عليه وسلم ليس لهم خادم غيرها قال فليستخدموها فإذا استغنوا خلوا سبيلها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163990, EM000178
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن سفيان قال حدثني سلمة بن كهيل قال حدثني معاوية بن سويد بن مقرن قال : لطمت مولى لنا ففر فدعانى أبى فقال اقتص كنا ولد مقرن سبعة لنا خادم فلطمها أحدنا فذكر ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم فقال مرهم فليعتقوها فقيل للنبي صلى الله عليه وسلم ليس لهم خادم غيرها قال فليستخدموها فإذا استغنوا خلوا سبيلها
Tercemesi:
— Muaviye ibni Süveyd dedi ki:
«Bize aid, köleye bir tokat attım. Köle kaçtı. Babam, beni (ve onu) çağırdı. Sonra ,(köleye) dedi ki:
«Kısas yapE» (saaa vurulan tokatm aynını, bu oğluma vur, köle kısas yapmadı, bağışladı).
Biz Mukarrin oğullan yedi kişi idik. Bizim bir kölemiz vardı. Birimiz onu tokatlamıştı. Bu hadise, Peygamber (SallallahüAleyhiveSellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle buyurdu :
«OMukaerin oğullarına enıret, o köleyi (cariyeyi) azad etsinler.»
Peygamber (SallaUahüAle$jıiveSellem)'e dendi ki:
«Onların bu köleden başka bir'hizmetçileri yoktur.»
Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«(öyle ise) Onu hizmette kullansınlar, ona ihtiyaçları kalmayınca onu salıversinler (azad etsinler).»[357]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 178, /178
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, köleye karşılık hüre Kısas
- حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال لي محمد بن المنكدر ما اسمك فقلت شعبة قال حدثني أبو شعبة عن سويد بن مقرن المزني ورأى رجلا لطم غلامه فقال : أما علمت أن الصورة محرمة رأيتني وإني سابع سبعة إخوة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ما لنا إلا خادم فلطمه أحدنا فأمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163991, EM000179
Hadis:
- حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال لي محمد بن المنكدر ما اسمك فقلت شعبة قال حدثني أبو شعبة عن سويد بن مقرن المزني ورأى رجلا لطم غلامه فقال : أما علمت أن الصورة محرمة رأيتني وإني سابع سبعة إخوة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ما لنا إلا خادم فلطمه أحدنا فأمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نعتقه
Tercemesi:
— Şu'be (Radiyallahıı anh) anlatarak şöyle dedi:
Muhammed ibni Münkedir bana sordu ki:
«îsmin nedir?»
Ben:
«Şu'be!» dedim.
O da dedi ki:
«Ebû Şube bana, Süveyd ibni Mukarrin El-Müzenî'den rivayet ederek anlattı. Süveyd, kendi kölesini tokatlıyan bir adam görmesi üzerine (ona) şöyle demişti:
«Bilmiyor musun ki, yüze vurmak haramdır? Biliyorum ki, ben, Re-sûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) zamanında yedi kardeşten yedincisi idim. Bizim yalnız bir kölemiz vardı. Birimiz onu dövmüştü. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), onu azad etmemizi emretti.»[358]
Lâfızları biraz değişik olmakla beraber, daha önce geçen hadîs-i şe-rlflerdeki hadisenin tekrarı ve başka bir yoldan rivayetidir.[359]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 179, /179
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا فراس عن أبى صالح عن زاذان أبى عمر قال كنا عند بن عمر فدعا بغلام له كان ضربه فكشف عن ظهره فقال أيوجعك قال لا فأعتقه ثم رفع عودا من الأرض فقال مالي فيه من الأجر ما يزن هذا العود فقلت يا أبا عبد الرحمن لم تقول هذا قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول أو قال : من ضرب مملوكه حدا لم يأته أو لطم وجهه فكفارته أن يعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163992, EM000180
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا أبو عوانة قال حدثنا فراس عن أبى صالح عن زاذان أبى عمر قال كنا عند بن عمر فدعا بغلام له كان ضربه فكشف عن ظهره فقال أيوجعك قال لا فأعتقه ثم رفع عودا من الأرض فقال مالي فيه من الأجر ما يزن هذا العود فقلت يا أبا عبد الرحمن لم تقول هذا قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول أو قال : من ضرب مملوكه حدا لم يأته أو لطم وجهه فكفارته أن يعتقه
Tercemesi:
Zâzâu Ebû Ömer'den (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
., «Biz, îbni Ömer'in yanında idik. Pövmüş olduğu kölesini çağırdı. Arkasını açarak (köleye) tiedi ki:
«Seni acıtıyor mu?»
Köle:
«Hayır!» dedi.
Bunun üzerine köleyi azad etti. Sonra yerden bir çöp kaldırıp şöyle dedi;
«Benim bu köleyi azad edişimde şu çöp ağırlığı kadar bir sevâb yoÂ-tur.» Ben ona (künyesi ile hitab ederek) dedim ki:
— Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) 'den duydum, dedi veya diyordu ki:
«Yapmadığı lair suçtan dolayı kölesini döven yahut yüzüne tokat atan kimsenin keffareti, onu azad etmesidir.»[360]
Bu rivayet 177 sayılı hadîs-İ şerife uygundur. I b n i Ömer, kölesini terbiye için ve ona bilgi vermek için dövdüğü ve sonradan kölen:n bir kusuru bulunmadığını anladığı cihetle ona zulüm etmiş veya suçundan fazla dövdüğünü anlamış olmakla, günâhına keffaret için kölesini azad et-mişli. Bundan da bir sevâb beklememişti.[361]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 180, /180
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, keffaret
حدثنا محمد بن يوسف وقبيصة قالا حدثنا سفيان عن حبيب بن أبى ثابت عن ميمون بن أبى شبيب عن عمار بن ياسر قال : لا يضرب أحد عبدا له وهو ظالم له إلا اقيد منه يوم القيامة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163993, EM000181
Hadis:
حدثنا محمد بن يوسف وقبيصة قالا حدثنا سفيان عن حبيب بن أبى ثابت عن ميمون بن أبى شبيب عن عمار بن ياسر قال : لا يضرب أحد عبدا له وهو ظالم له إلا اقيد منه يوم القيامة
Tercemesi:
— (50-s) Ammar ibni Yasir'den (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Hiç kimse, haksız olarak, kölesini dövmesin. Eğer (böyle haksızca) döğerse, kıyamet günü dövene kısas yapılır (yani cezaya uğratılır).»[362]
Kıyamet günü herkesin hakkı ödenecek ve ilâhî adale! gerçekleşmiş olacaktır, öyle ki, boynuzsuz koyun için boynuzlu koyuna kısas yapılacak ve bütün haklar ödenmiş olacaktır. Mazlumun zalim üzerinde bir hakkı ol-duğu> dan, bu hak zalimden aynen alınacaktır. Bu gibi haklardan kurtulmak İçin dünyada helâllaşmak icab eder. Helâllik alındıktan sonra, âhi-rette ayrıca bir cezaya mahal kalmaz.
Ammar İbni Yasir kimdir? :
Ashabdan İlk Müslüman olanların otuzuncusudur. İslâm olduklarını ilk açığa vuran yedi kişiden de birisidir. Babası Yasir ve annesi S ü-m e y y e ile birlikte ailece İslâm'ı kabul etmişlerdi. Babası aslen Yemen i i olup, Mekke'yi ikâmet İçin seçmiş vs oğfu Ammar da Mekke'de doğmuştu. İslâm dinini kabul ettiklerinden dolayı ailece pek çok eziyet çekmişlerdir. Hatta annesi müşriklerin zulüm ve işkenceleri tesiriyle şehid olmuştur.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Settem) onlara her tesadüflerinde :
«Ey Yasir ailesi! Sabırlı olsun, sizin va'd olunduğunuz yer Cennet'dir.» buyururdu.
Habeşistan'a hicret edişinde ihtilâf vardır. Fakat Medîne-i Münevvere-ye Hz. Peygamberle hicret etmiştir. Uhud savaşından itibaren bütün savaşlarda bulunmuştur. Medine'ye vardıktan sonra ilk önce bir ibadet yerinin inşa edilmesine lüzum gösteren A m m a r olmuş ve bizzat çalışarak Küba mescidini bina etmiştir.
Müseylemetü'l-Kezzab'a — Yalancı Peygambere karşı Yemame vak'astnda bulunmuş ve muharebe esnasında bir kulağını kaybetmiş olduğu halde, bir kaya parçası üzerine çıkarak Müslümanları savaşa teşfik etmiş ve hücumdan geri kalmamıştı. Uzun boylu, geniş omuzlu ve buğday renkli idi. Hz. Peygamber e yaş bakımından en yakın A m m d r 'in olduğu rivayet edilir.
A m m a r hakkında Peygamber Efendimiz şu hadîs-İ şerifleri buyurmuştur :
Anunar, köprücük kemiklerine kadar imân doludur.»
Ammar, ayak bileklerinden kulak yumuşaklarına kadar imânla doludur.»
«Ammar'a kim düşmanlık ederse, Allah ona düşman olur ve kim Ammar'a kin beslerse, Allah da ons buğzeder.»
Hz. Ömer'in hilâfeti zamanında, halife tarafından Küfe valiliğine tayin edildi. Azlinden sonra Hz. AIİ tarafına geçti. Cemel ve Sıffin savaşlarında Hz. AI i saflarında bulunarak savaştı ve Sıffîn savaşında doksan küsur yaşında olduğu halde şehid edildi. Hz. Ali, şehidlere ynpılan muamele gereğince, Ammar'ı gasİ etmeksİz;n elbiseleri ile gömüp namazını bizzat kıldırdı.
Kendisinden fazla miktarda hadîs-i şerîf rivayet edilmiştir. Allah ondan razı olsun.[363]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 181, /180
Senetler:
()
Konular:
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
حدثنا أبو عمر حفص بن عمر قال حدثنا شعبة قال حدثني أبو جعفر قال سمعت أبا ليلى قال : خرج سلمان فإذا علف دابته يتساقط من الآرى فقال لخادمه لولا أنى أخاف القصاص لأوجعتك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163994, EM000182
Hadis:
حدثنا أبو عمر حفص بن عمر قال حدثنا شعبة قال حدثني أبو جعفر قال سمعت أبا ليلى قال : خرج سلمان فإذا علف دابته يتساقط من الآرى فقال لخادمه لولا أنى أخاف القصاص لأوجعتك
Tercemesi:
51-s) Ebû Leylâ'dan işitildiğine göre şöyle dedi: «Selman, çıkıp gördü ki, ahırda hayvanının yemi, yere düşüp duruyor, (zayi oluyor). Bunun üzerine hizmetçisine:
«Ben, (âhirette) kısastan korkmıyaydım, seni acı bir şekilde döverdim.»[364]
Selman, malının telef olup gitmesinden, boşuna harcanmasından krzdığı için hizmetçisini böyle tehdit etmiştir. Allah korkusunu; düşünerek haddi tecavüz etmemiş, ancak hizmetçiye bir göz dağı vererek yetinmiştir.[365]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 182, /180
Senetler:
()
Konular:
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
Köle, üzerinde tasarruf
Yargı, Kısas
Yargı, köleye karşılık hüre Kısas