حدثنا مسلم بن إبراهيم قال حدثنا بن فضالة قال حدثنا بكر بن عبد الله المزني عن أنس بن مالك : جاءت امرأة إلى عائشة رضي الله عنها فأعطتها عائشة ثلاث تمرات فأعطت كل صبي لها تمرة وأمسكت لنفسها تمرة فأكل الصبيان التمرتين ونظرا إلى أمهما فعمدت إلى التمرة فشقتها فأعطت كل صبي نصف تمرة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فأخبرته عائشة فقال "وما يعجبك من ذلك لقد رحمها الله برحمتها صبييها"
Bize Müslim b. İbrahim, ona (Mübarek) b. Fedale, ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona da Enes b. Malik şöyle haber vermiştir: Bir kadın Hz. Aişe'ye geldi. Aişe ona üç hurma verdi. Kadın iki çocuğuna birer hurma verdi ve bir hurmayı da kendisi için yanında tuttu. İki çocuk hurmalarını yediler ve annelerine bakmaya başladılar. Kadın hurmayı eline alarak ikiye böldü ve her iki çocuğuna yarım hurma daha verdi. Hz. Peygamber (sav) geldi ve Hz. Aişe gördüğü durumu ona haber verdi. Hz. Peygamber (sav) Aişe'ye; "bu duruma şaşırıyor musun? Allah o kadını çocuklarına olan merhametinden dolayı bağışladı" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163434, EM000089
Hadis:
حدثنا مسلم بن إبراهيم قال حدثنا بن فضالة قال حدثنا بكر بن عبد الله المزني عن أنس بن مالك : جاءت امرأة إلى عائشة رضي الله عنها فأعطتها عائشة ثلاث تمرات فأعطت كل صبي لها تمرة وأمسكت لنفسها تمرة فأكل الصبيان التمرتين ونظرا إلى أمهما فعمدت إلى التمرة فشقتها فأعطت كل صبي نصف تمرة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فأخبرته عائشة فقال "وما يعجبك من ذلك لقد رحمها الله برحمتها صبييها"
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim, ona (Mübarek) b. Fedale, ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona da Enes b. Malik şöyle haber vermiştir: Bir kadın Hz. Aişe'ye geldi. Aişe ona üç hurma verdi. Kadın iki çocuğuna birer hurma verdi ve bir hurmayı da kendisi için yanında tuttu. İki çocuk hurmalarını yediler ve annelerine bakmaya başladılar. Kadın hurmayı eline alarak ikiye böldü ve her iki çocuğuna yarım hurma daha verdi. Hz. Peygamber (sav) geldi ve Hz. Aişe gördüğü durumu ona haber verdi. Hz. Peygamber (sav) Aişe'ye; "bu duruma şaşırıyor musun? Allah o kadını çocuklarına olan merhametinden dolayı bağışladı" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 89, /122
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Mübarek b. Fedâle el-Kuraşî (Mübarek b. Feâale b. Abdurrahman b. Kenane)
4. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Aile, çocuk sevgisi
Aile, çocuklar arasında adaletli davranmak
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
حدثنا محمد بن العلاء قال حدثنا معاوية بن هشام عن شيبان عن فراس عن عطية عن أبى سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من لا يرحم لا يرحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163448, EM000095
Hadis:
حدثنا محمد بن العلاء قال حدثنا معاوية بن هشام عن شيبان عن فراس عن عطية عن أبى سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من لا يرحم لا يرحم
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Muaviye b. Hişam, ona Şeyban (b. Abdurrahman), ona Firas (b. Yahya), ona Atıyye (b. Sa'd), ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Merhamet etmeyen merhamet edilmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 95, /127
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Hasan Atiyye b. Sa'd el-Avfî (Atiyye b. Sa'd b. Cünade)
3. Ebu Yahya Firas b. Yahya el-Hemdanî (Firas b. Yahya)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Hasan Muaviye b. Hişam el-Esedî el-Kassar (Muaviye b. Hişam)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, çocuk sevgisi
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
وعن عبدة عن أبى خالد عن قيس عن جرير بن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من لا يرحم الناس لا يرحمه الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163508, EM000097
Hadis:
وعن عبدة عن أبى خالد عن قيس عن جرير بن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من لا يرحم الناس لا يرحمه الله
Tercemesi:
Cerîr îbni Abdullah'dan, Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Se'.tem) şöyle dedi:
«— İnsanlara merhamet etmiyene, Allah merhamet etmez.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 97, /128
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Merhamet, insanlara
- حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن هشام عن عروة عن عائشة رضي الله عنها قالت : جاء أعرابى إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال أتقبلون صبيانكم فما نقبلهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم أو أملك لك أن نزع الله من قلبك الرحمة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163435, EM000090
Hadis:
- حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن هشام عن عروة عن عائشة رضي الله عنها قالت : جاء أعرابى إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال أتقبلون صبيانكم فما نقبلهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم أو أملك لك أن نزع الله من قلبك الرحمة
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Hişam (b. Urve), ona Urve (b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle haber vermiştir: Bir bedevi Hz. Peygamber'e (sav) gelerek, siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? Biz onları öpmüyoruz, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah senin kalbinden merhameti çekip aldıysa ben ne yapabilirim ki?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 90, /123
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, çocuk sevgisi
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
cahiliye, âdetleri
Çocuk, hak ve sorumlulukları
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
Soru, bedevilerin soruları, Rasulullah'a
حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال حدثنا أبو سلمة بن عبد الرحمن أن أبا هريرة قال : قبل رسول الله صلى الله عليه وسلم حسن بن على وعنده الأقرع بن حابس التميمي جالس فقال الأقرع إن لي عشرة من الولد ما قبلت منهم أحدا فنظر إليه رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم قال من لا يرحم لا يرحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163437, EM000091
Hadis:
حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال حدثنا أبو سلمة بن عبد الرحمن أن أبا هريرة قال : قبل رسول الله صلى الله عليه وسلم حسن بن على وعنده الأقرع بن حابس التميمي جالس فقال الأقرع إن لي عشرة من الولد ما قبلت منهم أحدا فنظر إليه رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم قال من لا يرحم لا يرحم
Tercemesi:
Bize Ebu Yeman (Hakem b. Nafi'), ona Şuayb (b. Ebu Hamza), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav), torunu Hasan b. Ali'yi öptü ve yanında Akra' b. Hâbis et-Temîmî oturuyordu. Akra', benim on çocuğum var. Ben onlardan hiçbirini öpmedim, dedi. Hz. Peygamber (sav) ona bakıp şöyle buyurdu: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 91, /123
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, çocuk sevgisi
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Merhamet, insanlara
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
حدثنا بن مخلد عن عيسى بن يونس عن الوصافي عن محارب بن دثار عن بن عمر قال : إنما سماهم الله أبرارا لأنهم بروا الأباء والأبناء كما أن لوالدك عليك حقا كذلك لولدك عليك حق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163445, EM000094
Hadis:
حدثنا بن مخلد عن عيسى بن يونس عن الوصافي عن محارب بن دثار عن بن عمر قال : إنما سماهم الله أبرارا لأنهم بروا الأباء والأبناء كما أن لوالدك عليك حقا كذلك لولدك عليك حق
Tercemesi:
Bize (Dahhâk) b. Mahled, ona İsa b. Yunus, ona (Ubeydullah b. Velid) el-Vassâfî, ona Muharib b. Disar, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle haber vermiştir: Allah teala iyileri ebrar olarak isimlendirmiştir. çünkü onlar babalarına da çocuklarına da iyilik yapmışlardır. Babanın senin üzerinde hakkı olduğu gibi çocuğunun da senin üzerinde hakkı vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 94, /126
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Mutarrif Muharib b. Disar es-Sedusî (Muharib b. Disar b. Kerdüs)
3. Ebu İsmail Ubeydullah b. Velid Vassafi (Ubeydullah b. Velid)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, çocuk sevgisi
Çocuk, hak ve sorumlulukları
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Kur'an, Ayet Yorumu
وعن عبدة عن هشام عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : أتى النبي صلى الله عليه وسلم ناس من الأعراب فقال له رجل منهم 'يا رسول الله أتقبلون الصبيان? فوالله ما نقبلهم.' فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "أو أملك أن كان الله عز وجل نزع من قلبك الرحمة."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163509, EM000098
Hadis:
وعن عبدة عن هشام عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : أتى النبي صلى الله عليه وسلم ناس من الأعراب فقال له رجل منهم 'يا رسول الله أتقبلون الصبيان? فوالله ما نقبلهم.' فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "أو أملك أن كان الله عز وجل نزع من قلبك الرحمة."
Tercemesi:
(Yine) bize Abde (b. Süleyman), ona Hişam (b. Urve), ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle haber vermiştir: Bedevilerden bazı adamlar Hz. Peygamber'e (sav) geldiler. İçlerinden biri Ey Allah'ın Rasulü! Siz çocukları öpüyor musunuz? Allah'a yemin olsun ki biz onları öpmüyoruz, dedi. Hz. Peygamber (sav) ona şöyle dedi: "Allah azze ve celle senin kalbinden merhameti çekip aldıysa ben ne yapabilirim ki?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 98, /128
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, çocuk sevgisi
Bedevi, bedevilik
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Merhamet, insanlara
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
Soru, bedevilerin soruları, Rasulullah'a
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : دخلت على النبي صلى الله عليه وسلم يوما وما هو إلا أنا وأمى وأم حرام خالتى إذ دخل علينا فقال لنا ألا أصلى بكم وذاك في غير وقت صلاة فقال رجل من القوم فأين جعل أنسا منه فقال جعله عن يمينه ثم صلى بنا ثم دعا لنا أهل البيت بكل خير من خير الدنيا والآخرة فقالت أمى يا رسول الله خويدمك ادع الله له فدعا لي بكل خير كان في آخر دعائه أن قال اللهم أكثر ماله وولده وبارك له
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163433, EM000088
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : دخلت على النبي صلى الله عليه وسلم يوما وما هو إلا أنا وأمى وأم حرام خالتى إذ دخل علينا فقال لنا ألا أصلى بكم وذاك في غير وقت صلاة فقال رجل من القوم فأين جعل أنسا منه فقال جعله عن يمينه ثم صلى بنا ثم دعا لنا أهل البيت بكل خير من خير الدنيا والآخرة فقالت أمى يا رسول الله خويدمك ادع الله له فدعا لي بكل خير كان في آخر دعائه أن قال اللهم أكثر ماله وولده وبارك له
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Bir gün Peygamber (Salhîlahü Aleyhi ve SeUem)'üı saadethanele-rine gittim. Yalnız ben, annem ve teyzem Ümmü Haram bulunuyorduk. O esnada Hazreti Peygamber bize çıkageldi ve bize»:
«— Size namaz kıldırayım mı?» dedi.
O vakit farz namaz vakti değildi, (Enes'den hâdiseyi rivayet eden Sabit'e, dinleyicilerden biri sordu:
«— Peygamber, Enes'i neresinde durdurdu?»
Sabit:
«— Peygamber onu, sağında durdurdu,» dedi.) Sonra bize namaz kıldırdı. Sonunda bize — Ehl-i Beyt'e^— dünya ve âhiret hayırlarının hepsi ile duâ etti. Annem şöyle dedi:
«— Ya Resûlallah! (Bu oğlum Enes) Senin hizmetçiğindir. Allah'a bunun için dua et.»
Bunun üzerine peygamber benim için her hayır .duayı yaptı..Duasının sonunda şunu demiş oldu:
— Allah'ım! Bunun malını ve evlâdını çoğalt ve kendisine mal ve evlâdında bereket ver.»[176]
Bu hadîs-i şeriften elde ediîen hükümler:
1— Farzın dışındaki nafile namazların cemaatla kılınması hususunda fykahanın görüşleri değişiktir. Çoğuna göre, nafile namazları cemaatle kılmak mekruhtur. Ancak birbirini çağırıp davet etmeksizin bir arada bulunmuş olanların cemaat olarak nafile namaz kılmaları tecviz edilmiştir. İşte bu hadîs-i şerifte ifade edilen namaz bu şekle girer ki, davet olmadığı itibarla nafilenin cemaatle kılınması cevazına delil teşkil eder.
2— Cemaat olarak bir erkek, yani Enes ve İki kadın : E n e s 'İn annesi ve teyzesi bulundukları cihetle, bir erkek imamın sağında ve kadınlar arkada saf bağlarlar. İlci erkek olsa imamın arkasında ve bu iki erkeğin arkasında da kadınlar saf bağlarlar.
3— Mal ve evlâdda bereket olmak şartı ile bunların çok oluşu âhiret hayrına aykırı düşmez. Çünkü yararlı mal ve yararlı çocuk, insanın âhireti için hayırlı olur. İyi ve bereketli mal, Allah yolunda harcanır ve bunun sevabı âhirette mal sahibine ait olur. İyi çocuk da böyledir. Çocuğun yapacak olduğu iyi amel ve hareketlerden dolayı kazanılacak sevâb yine âhirette bu çocuğun babasına fayda verir. O halde, hayırlı ye bereketli olmak şartı ile mümin kardeşler İçin bol mal ve çok evlâd istemek sünneti şerife uygundur. .
(Enes ibnİ Malik'in tercüme-i haline bak. Hadîs: 56)[177]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 88, /121
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Said Süleyman b. Muğîra el-Kaysî (Süleyman b. Muğîra)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Dua, Hz. Peygamber'den dua, istiğfar istenmesi
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, kadın ve hizmetçilere karşı davranışı
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Kadın, evde cemaatle namaza katılması
Namaz, imama uymak
Namaz, kadınlara imamlık yapmak
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا صفوان بن عمرو قال حدثني عبد الرحمن بن جبير بن نفير عن أبيه قال جلسنا إلى المقداد بن الأسود يوما فمر به رجل فقال : طوبى لهاتين العينين اللتين رأتا رسول الله صلى الله عليه وسلم والله لوددنا أنا رأينا ما رأيت وشهدنا ما شهدت فاستغضب فجعلت أعجب ما قال إلا خيرا ثم أقبل عليه فقال ما يحمل الرجل على أن يتمنى محضرا غيبة الله عنه لا يدرى لو شهده كيف يكون فيه والله لقد حضر رسول الله صلى الله عليه وسلم أقوام كبهم الله على مناخرهم في جهنم لم يجيبوه ولم يصدقوه أو لا تحمدون الله عز وجل إذ أخرجكم لا تعرفون إلا ربكم فتصدقون بما جاء به نبيكم صلى الله عليه وسلم قد كفيتم البلاء بغيركم والله لقد بعث النبي صلى الله عليه وسلم على أشد حال بعث عليها نبي قط في فترة وجاهلية ما يرون أن دينا أفضل من عبادة الأوثان فجاء بفرقان فرق به بين الحق والباطل وفرق به بين الوالد وولده حتى إن كان الرجل ليرى والده أو ولده أو أخاه كافرا وقد فتح الله قفل قلبه بالإيمان ويعلم أنه إن هلك دخل النار فلا تقر عينه وهو يعلم أن حبيبه في النار وأنها للتى قال الله عز وجل والذين يقولون ربنا هب لنا من أزواجنا وذرياتنا قرة أعين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163430, EM000087
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا صفوان بن عمرو قال حدثني عبد الرحمن بن جبير بن نفير عن أبيه قال جلسنا إلى المقداد بن الأسود يوما فمر به رجل فقال : طوبى لهاتين العينين اللتين رأتا رسول الله صلى الله عليه وسلم والله لوددنا أنا رأينا ما رأيت وشهدنا ما شهدت فاستغضب فجعلت أعجب ما قال إلا خيرا ثم أقبل عليه فقال ما يحمل الرجل على أن يتمنى محضرا غيبة الله عنه لا يدرى لو شهده كيف يكون فيه والله لقد حضر رسول الله صلى الله عليه وسلم أقوام كبهم الله على مناخرهم في جهنم لم يجيبوه ولم يصدقوه أو لا تحمدون الله عز وجل إذ أخرجكم لا تعرفون إلا ربكم فتصدقون بما جاء به نبيكم صلى الله عليه وسلم قد كفيتم البلاء بغيركم والله لقد بعث النبي صلى الله عليه وسلم على أشد حال بعث عليها نبي قط في فترة وجاهلية ما يرون أن دينا أفضل من عبادة الأوثان فجاء بفرقان فرق به بين الحق والباطل وفرق به بين الوالد وولده حتى إن كان الرجل ليرى والده أو ولده أو أخاه كافرا وقد فتح الله قفل قلبه بالإيمان ويعلم أنه إن هلك دخل النار فلا تقر عينه وهو يعلم أن حبيبه في النار وأنها للتى قال الله عز وجل والذين يقولون ربنا هب لنا من أزواجنا وذرياتنا قرة أعين
Tercemesi:
— Cübeyr îbni Nüfeyr'den rivayet, şöyle dedi:
«— Bir gün (ashabdan) EI-Mıkdad İbni'l-Esved'in yanında oturuyorduk. Bir adam ona uğradı ve dedi ki:
«— Resûlüllah (SaîUülahü Aleyhi ve Sellem)'i gören şu iki göze ne mutlu! Allah'a yemin olsun, biz arzu ediyoruz ki, senin gördüklerini biz de gÖreydik, şahit olduklarına şahit olaydık.»
«— (Mıkdad bu sözlerle fazlaca) kızdırılmış oldu. Ben taaccüb etmeğe başladım, çünkü adam hayırlı sözden başka bir şey demedi. Sonra (şahabı) El-Mıkdad adama dönüp şöyle dedi» :
«— Bir insan ki, Allah ondan bir huzuru (peygamberle karşılaşmayı) Jjaip kılmıştır, bu karşılaşmayı (Resûlüllah huzurunda bulunmayı) temenniye onu götüren (cür'et) nedir? Bilmiyor ki, Onu görse nasıl olacaktı? (Acaba iman mı edecekti, yoksa küfürde mi kalacaktı?)
Vallahi, Resûlüllah (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda çok kimseler bulundu ki, Allah onları yüzleri üstü Cehenneme yuvarladı. Peygambere icabet ,e^memiglerdi, onu tasdik etmemişlerdi. Siz Azız ve Celîl oJatt^Ulah'a İıamd.efcinez misiniz ki, sizi, Rabfcinizi bilir halde dünyaya getirdi de Peygamberiniz (Sallallahü Aleyhi ve Sellerriyin getirdiği (İslâmın hükümleri) ni tasdik ediyorsunuz.. Siz, kendinizden başkaları ile belâlardan kurtarılmış oklunuz.
Vallahi, cahiliyyet devri ile fetret devrinde gönderilen Peygamberin d%rumurmh "en şiddetlisi olan bir halde Peygamber (SalUâlahu Aleyhi ve Stilem) gönderildi. Putlara ibadet etmekten daha faziletli bir din olduğuna -inanmıyorlaaiı, Sunun üzerine, Peygamber-Kur'ân'tcgetirdi. ve onunla hak ile Jaâtılı ayırdı. Yine onunla, baba ile çocuğu arasını ayırdı (biri- mümin, biri kâ£r oldu). ÖyH ki, adam babasını yahut çocuğunu yahut kardeşini kâfir görüyordu. Böyle iken, Allah o adamın kalbinin kilitlerini îman* ile açmıştı;, ve adam biliyordu Jri> yakın akrabası (babası, çocuğu veya kardeşi, bu vaziyette îman .etrheeoVe'h)' ölse cehenneme gire.çe&. Böyle sevdiği kimsenin (yakının) Cehennemde olduğunu bildiği halde, adamın, göfcy. a£dın.qİur aıu? Nitekim bu Gevilen (yalanlar) hakkında Allah şöyle buyurmuştur:
«O müminler ki, ey Rabbimiz! Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözlerimizin sürûru olacak iyi kimseler ihsan et... derler.»
«— BÖylece göz aydınlığı ve sevinci olan çocukların veya yakınların cehennemde bulunacaklarım bihnek, hiç insanı sevinçirbir halde bırakır mı?>»[174]
Bu hadîs-i şeriften alınacak öğütjer şunlardır:
1— Her fnütnin, imân şerefine..kavuşmuş olmasından dolayı Allah Tealâya şükretmeli ve bu büyü.k nimetin kıymetini bilmelidir. Bu imân saadetinin ışığı altında, mükellef olduğu ibadet ve amelleri riyasız olarak, ihlâsla başarmaya çalışmalıdır. .
2— İnsan erişip başaramadığı veya yaşayamadığı geçmişe ait bir hayati aramamalı, boş temennide bulunmamalıdır. Bulunduğu halde!;i vazifeleri yaparak geleceğe hazırlanmalıdır.
3— İnsanlar içinde en büyük meşakkat ve musibetleri çeken Peygam-ber'lerdir. Peygamberîer içinde de en şiddetli musibetlere ye' meşakkatlere katlanan son Peygamber'imiz olmuştur. Onun beraberinde bulunan ashab-ı kiram da ikinci derecede çok ağır yükler yüklenmişlerdir. Onların Feragatli çalışmaları sayesinde biz hazır bîr dine sahip olduk. Bu nimetin şükrünü yapmalı ashab-ı kirama- son derece hürmet etmek ve onların yolunda yürümek vazifemiz olmalıdır.
4— Kur'ân, hak ile bâtrh ayırdığı gibi, baba ile evlâd arasını da ayırırtYanİ hakkı seçerek iman eden Gennet'e, bâtılı seçerek kâfir olan Ce-hennem'e gider. Evlâd, kardeş sevgisi kâr etmez:
5— Bir mümin, evlâdım ve yakınlarını, AHah'a itaat eder durumda gpcürve.onlan kendi hak yolunda bulursa, buna sevinir ve gözü aydın olur..Dinde kendisine yarchmot okluklarını ve Cennette, beraberliği düşünmesinden doğan bir sevinç olur. Bundan anlaşılıyor ki, salih ve iyi çocuk göz aydınlığıdır, her çocuk böyle değildir.
E IM i k d a d i b n İ ' I E s v e d 'İn anlattığına uygun şu hadîs-İ şerifi Zeyd tbni Eşlem rivayet etmiştir:
«Bir adam (ashabdan) Huzeyfe'ye dedi ki:
«— Siz Resûlüllah (Sallaîîahü Aleyhi ve Sellem)'e kavuştunuz, biz ise kavuşamadık (bu şerefe nail olamadık);»
Bunun üzerine Huzeyfe (Radıyallahu anh) ona şöyle dedi :
«Ey kardeşim oğlu, Allah'a yemin ederim ki, sen ona kaşusayd-n nasıl olacaâ'nı bilemezsin. Hendek savaşı peçesinde bizi bir görevdin! Bir gece ki, soğuk ve yaKımjrtu... ResGİOllah (Sallallahü Ateyhi ve Seltem) deot M:
«— Kim gide? de bize düşmana ait haberleri getirip bildirir? Allah onu kıyamet gttnündd İbrahim (Aleyhİsselâmym arkadaşı yapsın.»
— Vallahi, içimizden-kimse kalkmadı. İkinci defa olarak :
«— Allah dtın benim arkadaşım kılsın.» dedi. .Yine-kimse kalkmadı. Ebu. Bekir fR.A.):
« Huzeyfe'yi gönder.» dedi. Hazreti Peygamber (bana).: ."
«— Git,» de4i. Ben de:
«—Esir otmdktan korkuyorum.»
Dedim. Peygamber:
«gen asla esir edilmezsin,» dedi.
Şpnfa H ü z e y f e . düşmana karşı gittiğini anlattı.
El- Mikdam ib ri r' I- E s v e d kimdir? :
Asıl babasının adı A m r olduğu halde, E I - E s v e d 'e nispeT edHİr. Hadremutda dünyaya gelen EN-Mik'dod gençliğinde yaptığı bir kavgadan dolayı Mekke'yekaçmış ve orada E I -Esved ile söz-leşmişti. Sonra babası Amr'in muvafakati ile çocuğunu oğuf edinmiş olduğundan E 1 - M i k d a d , babalığı olan E I-Esved 'e nispetle şöh-ref bulmuştur, islâm'ı ilk kabul edenlerin dördüncüsüdür. Bedir savaşında söVari olarak bulunmuş, ondan başka süvari bu savaşta görülmemiştir. İki hicrette de bulunmuştur, yani hem Habeşistan'a, hem1 de Medine'ye hicret edenlerdendir.
Abdullah ibni Mes'ud 'dan rivayet edildiğine göre, ilk İslâm'ı açıklayan yedi kişiden biri E I - M i k d a d ibni Esved dİr. At üzerinde ilk olarak savaşan sahabîdir.
Uzun boylu ve göbeği büyük olduğundan, Rum kölesi, karnını ameliyat etmekle fazla yağlan çıkarmak ve kendisini hafifletmek dileği ile yaptığı ameliyat sonunda vefat etti. Karnındaki ameliyat yerini bu kölenin dikmiş olduğu rivayet edilmektedir. Başarılı bir ameliyat olamadığından vefat ettiği söylenir. Bu ölüm hadisesi üzerine köle kaçmış ve kendini kurtarmıştır.
E I - M i k d a d Hazret! Peygamber den hadîs-i şerifler rivayet etmiş, kendisinden de Hazreti Ali, E n e s , Ubeydullah İbni Adiyy, Hümam ibni'l-Haris, Abdurrahman ibni E b i Leylâ ve başkaları rivayet etmişlerdir. Hazreti O s m a n 'in hilâfeti zamanında ve hicretin 33. yılında 70 yaşında olduğu halde Medine'de vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[175]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 87, /119
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Mabed Mikdad b. Esved el-Kindî (Mikdad b. Amr b. Sa'lebe b. Malik b. Rabî'a)
2. Ebu Abdurrahman Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî (Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik b. Âmir)
3. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Cübeyr el-Hadrami (Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik)
4. Safvan b. Amr es-Sekseki (Safvan b. Amr b. Herm)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Bişr b. Muhammed es-Sahtiyani (Bişr b. Muhammed)
Konular:
Kur'an, Ayet Yorumu
Sahabe, çektikleri sıkıntılar
Sahabe, Fazileti
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi
حدثنا الحكم بن نافع قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال أخبرنا سعيد بن المسيب أن أبا هريرة قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : جعل الله عز وجل الرحمة مائة جزء فأمسك عنده تسعة وتسعين وأنزل في الأرض جزءا واحدا فمن ذلك الجزء يتراحم الخلق حتى ترفع الفرس حافرها عن ولدها خشية أن تصيب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163511, EM000100
Hadis:
حدثنا الحكم بن نافع قال أخبرنا شعيب عن الزهري قال أخبرنا سعيد بن المسيب أن أبا هريرة قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : جعل الله عز وجل الرحمة مائة جزء فأمسك عنده تسعة وتسعين وأنزل في الأرض جزءا واحدا فمن ذلك الجزء يتراحم الخلق حتى ترفع الفرس حافرها عن ولدها خشية أن تصيب
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre dedi ki:
«—Resûlüllah (9allallahü Aleyhi ve Sellemyin göyle dediğini işittim»:
«— Aziz ve Yüce olan Allah merhameti yüz parça etti de doksan dokuzunu kendine alıkoydu ve yeryüzüne bir tek parça İndirdi. Bu bir parçadan yaratıklar birbirleriyle merhametleşirler, hatta at, yavrusuna isabet etmek korkusundan ayağını yavrusundan kaldırır, onu korur.»[199]
Bu hadîs-i şeriften anlaşılan hükümler:
1— Allah Tealâ hazretlerinin merhameti, sonsuz denecek kadar geniştir ve boldur.
2— İnsanların tabiatinde ve bünyesinde merhamet duygusu vardır ve yaratılış mayasında mevcuttur. Aynı zamanda bu merhamet çeşitli tesirlerin altında yok edilmemelidir, fiilî olarak yaratıklar üzerinde varlığını göstermesi için İnsanların daima bu iyi duygularını çalıştırmaları istenmektedir.
3— Akıl ve muhakeme nimetinden mahrum olan hayvanlarda bile merhamet hasleti vardır. Hayvanların kendi yavrularını nasıl korudukları ve onları nefislerine tercih ederek nasıl besledikleri görülen ve bilinen gerçeklerdendir. Cenab-ı Hak hayvanlarda da merhamet hasletini yaratmıştır.
Merhameti çok bol ve geniş olan Allah'ın bu güzel Rahîm ve Rahman sıfatlarından feyiz alarak merhametli olmaya çalışmak insanlığa düşen bir vazifedir.[200]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 100, /128
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara