Açıklama: Abdullah b. Ömer'in (r. anhümâ), Bakara 2/196. ayette geçen ifadeyi yorumladığı anlaşılmaktadır.
"Başladığınız hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güven içinde olursanız, hacca kadar umreden faydalanabilen kimseye kolayına gelen bir kurban kesmek, bulamayana, hac esnasında üç gün ve döndüğünüzde yedi gün, ki o tam on gündür oruç tutmak gerekir. Bu, ailesi Mescidi Haram'da oturmayan kimseler içindir. Allah'tan sakının ve Allah'ın cezasının şiddetli olacağını bilin."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36087, MU000871
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَقُولُ مَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ بَدَنَةٌ أَوْ بَقَرَةٌ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Nâfi'in rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle derdi:
"Kişinin kolayına gelen hedy, deve ya da sığır cinsi kurbanlıktır."
Açıklama:
Abdullah b. Ömer'in (r. anhümâ), Bakara 2/196. ayette geçen ifadeyi yorumladığı anlaşılmaktadır.
"Başladığınız hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güven içinde olursanız, hacca kadar umreden faydalanabilen kimseye kolayına gelen bir kurban kesmek, bulamayana, hac esnasında üç gün ve döndüğünüzde yedi gün, ki o tam on gündür oruç tutmak gerekir. Bu, ailesi Mescidi Haram'da oturmayan kimseler içindir. Allah'tan sakının ve Allah'ın cezasının şiddetli olacağını bilin."
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 871, 1/140
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Kurban, deve ve sığırdan
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ خَمْسٌ مِنَ الدَّوَابِّ لَيْسَ عَلَى الْمُحْرِمِ فِى قَتْلِهِنَّ جُنَاحٌ الْغُرَابُ وَالْحِدَأَةُ وَالْعَقْرَبُ وَالْفَأْرَةُ وَالْكَلْبُ الْعَقُورُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36007, MU000791
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ خَمْسٌ مِنَ الدَّوَابِّ لَيْسَ عَلَى الْمُحْرِمِ فِى قَتْلِهِنَّ جُنَاحٌ الْغُرَابُ وَالْحِدَأَةُ وَالْعَقْرَبُ وَالْفَأْرَةُ وَالْكَلْبُ الْعَقُورُ.
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Beş hayvanı öldürmekten dolayı ihramlı kimseye bir vebal yoktur: Karga, çaylak, akrep, fare ve saldırgan köpek.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 791, 1/128
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhramlıyken öldürülebilecek hayvanlar
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً يَسُوقُ بَدَنَةً فَقَالَ ارْكَبْهَا. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا بَدَنَةٌ . فَقَالَ ارْكَبْهَا وَيْلَكَ. فِى الثَّانِيَةِ أَوِ الثَّالِثَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36059, MU000843
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً يَسُوقُ بَدَنَةً فَقَالَ ارْكَبْهَا. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا بَدَنَةٌ . فَقَالَ ارْكَبْهَا وَيْلَكَ. فِى الثَّانِيَةِ أَوِ الثَّالِثَةِ .
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Ebu Zinad (Abdullah b. Zekvan el-Kuraşî), ona A'rec (Abdurrahman b. Hürmüz) ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kurbanlık deveyi (Kabe'ye) güden bir adam gördü. Ona binmesini emretti. Bunun üzerine adam "Ey Allah'ın (cc) Rasulü (sav), bu kurbanlık devedir" dedi. O (sav) bu sefer iki üç defa "Vah haline! Ona bin!!" diye buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 843, 1/137
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
Konular:
Kurban, deve, koyun, keçi vs.
Kurban, kurbanlık hayvana binmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36079, MU000863
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ مَا تَرَوْنَ فِى رَجُلٍ وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ وَهُوَ مُحْرِمٌ فَلَمْ يَقُلْ لَهُ الْقَوْمُ شَيْئًا فَقَالَ سَعِيدٌ إِنَّ رَجُلاً وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ وَهُوَ مُحْرِمٌ فَبَعَثَ إِلَى الْمَدِينَةِ يَسْأَلُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ بَعْضُ النَّاسِ يُفَرَّقُ بَيْنَهُمَا إِلَى عَامٍ قَابِلٍ . فَقَالَ سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ لِيَنْفُذَا لِوَجْهِهِمَا فَلْيُتِمَّا حَجَّهُمَا الَّذِى أَفْسَدَاهُ فَإِذَا فَرَغَا رَجَعَا فَإِنْ أَدْرَكَهُمَا حَجٌّ قَابِلٌ فَعَلَيْهِمَا الْحَجُّ وَالْهَدْىُ وَيُهِلاَّنِ مِنْ حَيْثُ أَهَلاَّ بِحَجِّهِمَا الَّذِى أَفْسَدَاهُ . وَيَتَفَرَّقَانِ حَتَّى يَقْضِيَا حَجَّهُمَا . قَالَ مَالِكٌ يُهْدِيَانِ جَمِيعًا بَدَنَةً بَدَنَةً . قَالَ مَالِكٌ فِى رَجُلٍ وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ فِى الْحَجِّ مَا بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَنْ يَدْفَعَ مِنْ عَرَفَةَ وَيَرْمِىَ الْجَمْرَةَ إِنَّهُ يَجِبُ عَلَيْهِ الْهَدْىُ وَحَجُّ قَابِلٍ قَالَ فَإِنْ كَانَتْ إِصَابَتُهُ أَهْلَهُ بَعْدَ رَمْىِ الْجَمْرَةِ فَإِنَّمَا عَلَيْهِ أَنْ يَعْتَمِرَ وَيُهْدِىَ وَلَيْسَ عَلَيْهِ حَجُّ قَابِلٍ . قَالَ مَالِكٌ وَالَّذِى يُفْسِدُ الْحَجَّ أَوِ الْعُمْرَةَ حَتَّى يَجِبَ عَلَيْهِ فِى ذَلِكَ الْهَدْىُ فِى الْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ الْتِقَاءُ الْخِتَانَيْنِ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ مَاءٌ دَافِقٌ . قَالَ وَيُوجِبُ ذَلِكَ أَيْضًا الْمَاءُ الدَّافِقُ إِذَا كَانَ مِنْ مُبَاشَرَةٍ فَأَمَّا رَجُلٌ ذَكَرَ شَيْئًا حَتَّى خَرَجَ مِنْهُ مَاءٌ دَافِقٌ فَلاَ أَرَى عَلَيْهِ شَيْئًا وَلَوْ أَنَّ رَجُلاً قَبَّلَ امْرَأَتَهُ وَلَمْ يَكُنْ مِنْ ذَلِكَ مَاءٌ دَافِقٌ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ فِى الْقُبْلَةِ إِلاَّ الْهَدْىُ وَلَيْسَ عَلَى الْمَرْأَةِ الَّتِى يُصِيبُهَا زَوْجُهَا وَهِىَ مُحْرِمَةٌ مِرَارًا فِى الْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ وَهِىَ لَهُ فِى ذَلِكَ مُطَاوِعَةٌ إِلاَّ الْهَدْىُ وَحَجُّ قَابِلٍ إِنْ أَصَابَهَا فِى الْحَجِّ وَإِنْ كَانَ أَصَابَهَا فِى الْعُمْرَةِ فَإِنَّمَا عَلَيْهَا قَضَاءُ الْعُمْرَةِ الَّتِى أَفْسَدَتْ وَالْهَدْىُ .
Tercemesi:
O (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in rivayet ettiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb’i şöyle derken dinlemiştir: İhramlı olduğu halde eşi ile birlikte bir araya gelen kişi hakkındaki görüşünüz nedir? dedi. Huzurunda bulunanlardan kimse ona bir şey demedi. Saîd dedi ki: Bir kişi ihramlı olduğu halde hanımı ile beraber oldu. Medine’ye bunu hükmünü sormak üzere birisini gönderdi. Bazıları, ertesi seneye kadar onlar birbirlerinden ayrı tutulur dedi. Saîd b. el-Müseyyeb de dedi ki: Onlar oldukları gibi devam etsinler ve ifsad ettikleri haclarını tamamlasınlar. Haclarını bitirdikten sonra geri dönerler. Ertesi sene hac vaktine erişirlerse, onlara hac etmek ve kurban kesmek icab eder. İfsad ettikleri hac için nereden ihrama girmişlerse oradan ihrama girerler ve haclarını tamamlayıncaya kadar ayrı kalırlar.
Mâlik dedi ki: Her biri, birer büyük baş kurban keserler.
Mâlik, hac esansında Arafat’tan ayrılıp cemreye taş atmadan önce eşi ile bir araya gelen adam hakkında bir kurban kesmesi ve ertesi senede hac etmesi icab ettiğini söylemiştir. Eğer eşine yaklaşması Akabe cemresine taş atmasından sonra olmuşsa ona bir umre yapmak ve kurban kesmek gerekir, ertesi sene hac etmek yükümlülüğü yoktur.
Mâlik dedi ki: Hacda yahut umrede kendisine kurban kesmesini gerektirecek şekilde haccı ve umreyi ifsad etmesine sebep olan hal ise iki sünnet yerinin bir araya gelmesidir, meni gelmese dahi.
(Mâlik) dedi ki: Tenlerinin birbirlerine değmesinden ötürü meni gelecek olursa aynı şey gerekir. Fakat bir erkek, menisi gelinceye kadar bir şeyler hatırlayacak olursa ona bir şey düşeceği görüşünde değilim. Bir erkek, hanımını öpmekle birlikte menisi akmayacak olursa öpmekten ötürü ona sadece bir kurban kesmek düşer. İhramlı olduğu halde hac ya da umre esnasında kendisinin de karşı çıkmaması ile birlikte kocasının kendisi ile defalarca cima ettiği bir kadına yalnızca kurban ve ertesi sene hac mevsimine yetişmesi halinde hac etmek düşer. Eğer umre ihramında iken kocası ona yaklaşmışsa ona sadece ifsad ettiği umreyi kaza etmek ve kurban kesmek gerekir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 863, 1/138
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36106, MU000890
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ مَنْ نَذَرَ بَدَنَةً فَإِنَّهُ يُقَلِّدُهَا نَعْلَيْنِ وَيُشْعِرُهَا ثُمَّ يَنْحَرُهَا عِنْدَ الْبَيْتِ أَوْ بِمِنًى يَوْمَ النَّحْرِ لَيْسَ لَهَا مَحِلٌّ دُونَ ذَلِكَ وَمَنْ نَذَرَ جَزُورًا مِنَ الإِبِلِ أَوِ الْبَقَرِ فَلْيَنْحَرْهَا حَيْثُ شَاءَ .
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes), Nafi'in (Mevlâ İbn Ömer) şöyle dediğini rivayet etti:
Abdullah b. Ömer (r.anhüma): Bir dişi deve adayan, kurbanlığına bir çift nalın takar, (hedy kurbanı olduğunu ifaden) bir işaret brakır, sonra da bayram günü Kabe'de veya Mina'da kurbanları keserdi. Bu iki yerden başka kesim yeri onlar (hayvanlar) için yoktu. Deve veya sığır kesmeyi adayan kimse, bunu istediği yerde kessin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 890, 1/143
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Kurban, deve ve sığırdan
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Kurban, kesim kuralları
Kurban, kesim zamanı, bayram namazının akabinde kesmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36001, MU000785
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ أَقْبَلَ مِنَ الْبَحْرَيْنِ حَتَّى إِذَا كَانَ بِالرَّبَذَةِ وَجَدَ رَكْبًا مِنْ أَهْلِ الْعِرَاقِ مُحْرِمِينَ فَسَأَلُوهُ عَنْ لَحْمِ صَيْدٍ وَجَدُوهُ عِنْدَ أَهْلِ الرَّبَذَةِ فَأَمَرَهُمْ بِأَكْلِهِ قَالَ ثُمَّ إِنِّى شَكَكْتُ فِيمَا أَمَرْتُهُمْ بِهِ فَلَمَّا قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ عُمَرُ مَاذَا أَمَرْتَهُمْ بِهِ فَقَالَ أَمَرْتُهُمْ بِأَكْلِهِ . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ لَوْ أَمَرْتَهُمْ بِغَيْرِ ذَلِكَ لَفَعَلْتُ بِكَ يَتَوَاعَدُهُ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in rivayet ettiğine göre o, Saîd b. el-Müseyyeb’i Ebu Hureyre’den şu rivayeti naklederken dinlemiştir: Kendisi Bahreyn’den dönüyordu. Rebeze’ye vardığında Irak halkından ihrama girmiş bir kafileye rastladı. Ona, Rebezelilerin yanında buldukları bir av etinin durumunu sordular. Kendilerine ondan yiyebileceklerini söyledi. (Ebu Hureyre) dedi ki: Daha sonra onlara söylediğim husus hakkında şüpheye düştüm. Medine’ye vardığımda, durumu Ömer b. el-Hattâb’a anlatınca, Ömer: Sen onlara ne söyledin? dedi. Ebu Hureyre: Onlara onu yiyebileceklerini söyledim, dedi. Ömer b. el-Hattâb: Eğer onlara daha başka bir şey söylemiş olsaydın –tehditli bir ifade kullanarak- sana neler yapardım, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 785, 1/126
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, Yapılan Hatalar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36040, MU000824
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لاَ يَصْدُرَنَّ أَحَدٌ مِنَ الْحَاجِّ حَتَّى يَطُوفَ بِالْبَيْتِ فَإِنَّ آخِرَ النُّسُكِ الطَّوَافُ بِالْبَيْتِ . قَالَ مَالِكٌ فِى قَوْلِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَإِنَّ آخِرَ النُّسُكِ الطَّوَافُ بِالْبَيْتِ إِنَّ ذَلِكَ فِيمَا نُرَى وَاللَّهُ أَعْلَمُ لِقَوْلِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ وَقَالَ ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ فَمَحِلُّ الشَّعَائِرِ كُلِّهَا وَانْقِضَاؤُهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ .
Tercemesi:
Abdullah b. Ömer'den, Ömer b. Hattab şöyle dedi: "Hiç kimse hacdan Beytullah'ı tavaf etmeden dönemez. Hacda yapılan ibadetlerin en sonuncusu Beytullah'ı veda tavafıdır."
Hz. Ömer'in bu sözüyle ilgili olarak İmam Malik şöyle der: Allah Teâlâ bilir ama benim zannıma göre Hz. Ömer, hacda yapılan ibadetlerin en sonuncununun Beytullah'ı tavaf olduğu hükmünü şu âyeti kerimeden çıkarmaktadır: "Kim hac vazifelerine ve hacda kesilen kurbanlara saygı ve itina gösterirse, bu kalplerin takvasındandır. (Yani imanı kuvvetli olan muttekîler saygı gösterir.) "Sonra kurban kesilme yeri Beyti Atik'e (Kabe) kadardır." İşte hacla ilgili yapılan her şey, yani hac işlemleri Beyti Atik'de (Kabe civarında)dır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 824, 1/133
Senetler:
()
Konular:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ كَعْبَ الأَحْبَارِ أَقْبَلَ مِنَ الشَّامِ فِى رَكْبٍ حَتَّى إِذَا كَانُوا بِبَعْضِ الطَّرِيقِ وَجَدُوا لَحْمَ صَيْدٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ بِأَكْلِهِ قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بِالْمَدِينَةِ ذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ مَنْ أَفْتَاكُمْ بِهَذَا قَالُوا كَعْبٌ . قَالَ فَإِنِّى قَدْ أَمَّرْتُهُ عَلَيْكُمْ حَتَّى تَرْجِعُوا ثُمَّ لَمَّا كَانُوا بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ مَرَّتْ بِهِمْ رِجْلٌ مِنْ جَرَادٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ أَنْ يَأْخُذُوهُ فَيَأْكُلُوهُ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ذَكَرُوا لَهُ ذَلِكَ فَقَالَ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ تُفْتِيَهُمْ بِهَذَا قَالَ هُوَ مِنْ صَيْدِ الْبَحْرِ . قَالَ وَمَا يُدْرِيكَ قَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ هِىَ إِلاَّ نَثْرَةُ حُوتٍ يَنْثُرُهُ فِى كُلِّ عَامٍ مَرَّتَيِْن . و سئل مالك عما يوجد من لحوم الصيد على الطريق هل يبتاعُه المحرم فقال أما ما كان من ذلك يُعتَرَضُ به الحاج و من أجلهم صيد فإني أكرهه و أنهى عنه فأما أن يكون عند رجل لم يرد به المحرمِين وجده مُحرِمٌ فابتاعه فلا بأس به قال مالك فيمن أحرم عنده صيد قد صاده أو إبتاعه فليس عليه أن يُرسِله و لا بأس أن يَجعله عند أهله قال مالك فى صيد الحيتان فى البحر والأنهار والبِرَك وما أشبه ذلك إنه حلال للمحرم أن يَصطاده.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36003, MU000787
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ كَعْبَ الأَحْبَارِ أَقْبَلَ مِنَ الشَّامِ فِى رَكْبٍ حَتَّى إِذَا كَانُوا بِبَعْضِ الطَّرِيقِ وَجَدُوا لَحْمَ صَيْدٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ بِأَكْلِهِ قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بِالْمَدِينَةِ ذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ مَنْ أَفْتَاكُمْ بِهَذَا قَالُوا كَعْبٌ . قَالَ فَإِنِّى قَدْ أَمَّرْتُهُ عَلَيْكُمْ حَتَّى تَرْجِعُوا ثُمَّ لَمَّا كَانُوا بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ مَرَّتْ بِهِمْ رِجْلٌ مِنْ جَرَادٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ أَنْ يَأْخُذُوهُ فَيَأْكُلُوهُ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ذَكَرُوا لَهُ ذَلِكَ فَقَالَ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ تُفْتِيَهُمْ بِهَذَا قَالَ هُوَ مِنْ صَيْدِ الْبَحْرِ . قَالَ وَمَا يُدْرِيكَ قَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ هِىَ إِلاَّ نَثْرَةُ حُوتٍ يَنْثُرُهُ فِى كُلِّ عَامٍ مَرَّتَيِْن . و سئل مالك عما يوجد من لحوم الصيد على الطريق هل يبتاعُه المحرم فقال أما ما كان من ذلك يُعتَرَضُ به الحاج و من أجلهم صيد فإني أكرهه و أنهى عنه فأما أن يكون عند رجل لم يرد به المحرمِين وجده مُحرِمٌ فابتاعه فلا بأس به قال مالك فيمن أحرم عنده صيد قد صاده أو إبتاعه فليس عليه أن يُرسِله و لا بأس أن يَجعله عند أهله قال مالك فى صيد الحيتان فى البحر والأنهار والبِرَك وما أشبه ذلك إنه حلال للمحرم أن يَصطاده.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar’ın rivayet ettiğine göre Ka’b el-Ahbar bir kafileyle birlikte Şam’dan geldi. Yolun bir yerinde iken bir av eti buldular. Ka’b onlara onu yiyebileceklerine dair fetva verdi. Medine’de Ömer b. el-Hattâb’ın huzuruna vardıklarında bu durumu ona da söylediler. Ömer: Buna dair fetvayı size kim verdi? diye sordu. Onlar Ka’b dediler. Ömer: Ben onu başınıza geri dönünceye kadar emir tayin etmiştim, dedi. Daha sonra Mekke’ye giden yolun bir yerinde bir çekirge sürüsü ile karşılaştılar. Yine Ka’b onlara, onları yakalayıp yiyebileceklerine dair fetva verdi. Tekrar Ömer b. el-Hattâb’ın yanına geri döndüklerinde bunu ona anlattılar. Ömer: Seni onlara bu şekilde fetva vermene iten nedir? dedi. Ka’b: O deniz avındandır, dedi. Ömer: Nereden biliyorsun? dedi. Ka’b: Ey müminlerin emiri, nefsim elinde olana yemin olsun ki çekirgeler ancak balığın her yıl iki defa hapşırmasından saçtıklarıdır, dedi.
Mâlik’e, yolda bulunan av hayvanlarının etlerini ihramlı kişi satın alabilir mi diye sorulması üzerine o şöyle demiştir: Hacının karşısına çıkartılan ve kendileri için avlanılanları yemelerini hoş görmüyorum ve yenilmemesini söylüyorum. Şayet bu av hayvanı eti ihrama girmiş olanları kast etmeyen bir adamın yanında olup, ihramlı bir kişi de onu, o kimsede bulduktan sonra satın alırsa bunda bir sakınca yoktur.
Mâlik, yanında önceden avlamış olduğu yahut satın almış olduğu bir av hayvanı bulunup da ihrama giren kimse için onu salıvermesinde bir sakınca olmadığı gibi ailesi yanında alıkoymasında da bir sakınca yoktur.
Mâlik, deniz, ırmak, havuz ve benzeri yerlerdeki balıkların avlanması hususunda: Bunları avlamak ihramlı için helâldir, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 787, 1/126
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramlı iken avlanma,
Yiyecekler, Çekirgenin yenilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36114, MU000898
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُحْرِمَ دَعَا بِالْجَلَمَيْنِ فَقَصَّ شَارِبَهُ وَأَخَذَ مِنْ لِحْيَتِهِ قَبْلَ أَنْ يَرْكَبَ وَقَبْلَ أَنْ يُهِلَّ مُحْرِمًا .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine Sâlim b. Abdullah’a dair şu rivayet ulaşmıştır: Sâlim ihrama girmek istediği zaman, bir makas ister, bineğine binmeden ve ihramlı olarak telbiye getirmeden önce bıyıklarını keser, sakalını kısaltırdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 898, 1/145
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, traş olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36048, MU000832
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ وَهُوَ عَلَى الصَّفَا يَدْعُو يَقُولُ اللَّهُمَّ إِنَّكَ قُلْتَ ادْعُونِى أَسْتَجِبْ لَكُمْ وَإِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ وَإِنِّى أَسْأَلُكَ كَمَا هَدَيْتَنِى لِلإِسْلاَمِ أَنْ لاَ تَنْزِعَهُ مِنِّى حَتَّى تَتَوَفَّانِى وَأَنَا مُسْلِمٌ .
Tercemesi:
Nafî'den: Abdullah b. Ömer'in Safa'da şöyle dua ettiğini duydum: "Allahım sen, bana dua edin kabul edeyim buyurdun, sen sözünden dönmezsin, benim senden isteğim, İslamı bana nasip ettiğin gibi, beni müslüman olarak öldürünceye kadar onu benden söküp almamandır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 832, 1/135
Senetler:
()
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Hac, Safa ve Merve
KTB, KADER