10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona da Abdullah b. Âmir b. Rabîa şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb (ra) Şâm'a doğru yola çıktı. Şâm yakınındaki Serğ mevkiine vardığı zaman, kendisine Şam'da veba hastalığı çıktığı haberi ulaştı. Bu sırada Abdurrahman b. Avf, Rasulullah'ın (sav) "bir yerde (veba hastalığının çıktığını) duyduğunuz zaman, oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bu hastalık varsa, ondan kaçmak için, o yerden çıkmayınız" buyurduğunu haber verdi. Bunun üzerine Ömer, Serğ'den geri döndü. İbn Şihâb'ın Salim b. Abdullah'tan rivayetine göre Ömer, Abdurrahman'ın bu rivayetinden dolayı geri dönmüştür.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona da Âmir b. Sa'd, b. Ebu Vakkâs, Usame b. Zeyd'in, Sa'd'a şöyle dediğini aktarmıştır: Rasulullah (sav) veba hastalığından bahsetti ve şöyle buyurdu: "Bu bazı toplumların karşı karşıya kaldığı bir hastalık yahut azaptır. Sonra o hastalıktan, oradan oraya gezip duran (bulaşıcı) bir kalıntı kaldı. Kim bir yerde veba olduğunu duyarsa oraya gitmesin, kim de veba olan bir yerde bulunursa, hastalıktan kaçmak için orayı terk etmesin" buyurdu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona İbrahim b. Meysere, ona da Amr b. eş-Şerîd şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Râfi'(ra) Sa'd b. Malik ile bir ev için dört yüz miskale pazarlık yaptı. Sonra, eğer ben Rasulullah'ın (sav), "Komşu şuf'a konusunda komşusuna ait olan şeyi satın alma konusunda öncelikli hak sahibidir" buyurduğunu işitmiş olmasaydım, bu evi sana (bu fiyata) vermezdim, dedi."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam b. Yusuf, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (as.) taksim edilmemiş her şeyde Şuf’a ile hükmetti. Sınırlar konup yollar açılınca, artık Şuf’a hakkına gerek görmedi." Bazı insanlar (Buharî, Ebu Hanîfe'yi kastediyor), "Şuf'a hakkı komşular içindir" dedi. Sonra bu zat, Şuf'a hakkının komşular için de var olduğunu ispat etmeye çalıştı, ancak bu meseledeki düşüncesini şu örnekle geçersiz kıldı: Bir şahıs, bir evi tamamen satın almak istese ve komşunun o evi şuf'a sebebiyle alacağından korksa, o evdeki yüz hisseden bir hisseyi satın alsa (böylece evin mâlikiyle ortak olur), sonra da bu ortaklığa dayanarak evin kalan hisselerini de alır. (Bu ortaklıktan dolayı ortaya çıkan şuf'a hakkı komşuluktan ortaya çıkan şuf'a hakkından daha önceliklidir.) Artık komşu için şuf'a hakkı kalmaz, çünkü onun şuf'a hakkı sadece ilk hisse için geçerli idi, diğer hisselerde geçerli değildir. Buna göre almak istediği komşusunun almasından korkan kişi için bu konuda çare (hîle) hakkı vardır!
Açıklama: Bu hadis, B006957 numaralı hadisin devamında zikredilmiştir.İmam Buhari, kendi tespiti üzerinden çelişkili davrandığını düşündüğü İmam Ebu Hanife'ye göndermede bulunuyor gibidir.
Bize Abdullah ibn Mesleme, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Salih bir kimse tarafından görülen güzel rüya, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür."
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Yahya b. Ebu Kesir -(Müsedded) ile Yemâme'de karşılaştığımda (Abdullah'ı) hayır ile yâd etmişti- ona babası (Yahya b. Ebu Kesir), ona Ebu Seleme, ona da Ebu Katâde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Salih rüya Allah'tandır. Kötü rüya ise şeytandandır. (Bundan dolayı kişi), kötü bir rüya gördüğünde (o rüyanın) şerrinden Allah'a sığınsın ve sol (tarafına) tükürsün. (Böylece rüya) ona zarar vermez." Bize babası (Yahya b. Ebu Kesir), ona Abdullah b. Ebu Katâde, ona da babası (Ebu Katâde), Hz. Peygamber'den (sav) benzeri bir nakilde bulunmuştur.