10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmek için izin istedi. İçeri girdiklerinde; 'es-Sâmu aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Ben de; 'Bilakis, ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de' dedim. Rasûlullah (sav); "Ey Âişe! Şüphe yok ki Allah yumuşaktır, her işte yumuşaklığı sever" buyurdu. Ben; 'Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince, "Ben de onlara 'Ve aleyküm' (Sizin üzerinize de olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da Itbân b. Mâlik şöyle demiştir: Bir sabah Rasulullah (sav) gün yükseldiği vakit bana geldi... Bir adam “Mâlik b. Duhşun nerede?” diye sordu. Bizlerden biri de “O, Allah'ı ve Rasulü'nü sevmeyen bir münafıktır!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "O, Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için 'Lâ ilâhe illallah' demiyor mu?" buyurdu. O sözü söyleyen kimse “Evet” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Kıyamet günü bu inançta olan herkese Allah cehennemi haram eder" buyurdu.
Açıklama: Hadisin tamamı için B005401 numaralı rivayete bakınız.
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona el-Cüreyrî; (T) Bana Kays b. Hafs, ona İsmail b. İbrahim, ona Said el-Cüreyrî, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona babası (Ebu Bekre) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) üç defa “Büyük günahların en büyüğü, Allah'a ortak koşmak, anne-babaya isyan etmek, yalan yere şahitlik yapmak ya da yalan söylemektir” buyurdu. “Yalan söylemek” ifadesini o kadar tekrar etti ki biz “keşke sükut buyursaydı” dedik."
Bana Muhammed b. Hüseyin b. İbrahim, ona Ubeydullah, ona Şeybân, ona Firâs, ona eş-Şa'bî, ona Abdullah b. Amr şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir bedevi gelerek “Ya Rasulallah! Büyük günahlar nelerdir?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) “Allah'a ortak koşmaktır” buyurdu. Bedevi “sonra nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) “Anne-babaya isyan etmektir” buyurdu. Bedevi “sonra nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) “Yemin-i ğâmus” buyurdu. Abdullah b. Amr der ki: “Yemin-i gamus nedir?” diye sordum. Hz. Peygamber (sav) de “Yemin-i gamus, bir Müslümanın malını yalan söyleyerek koparıp almandır” buyurdu."
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona da Hişâm b. Zeyd b. Enes b. Mâlik, Enes b. Mâlik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün bir Yahudi Resûlullah'ın (sav) yanından geçerken 'es-Sâmü aleyke' (Ölüm üzerine olsun) dedi. Rasulullah (sav) da: 'Ve aleyke' (Senin üzerine de olsun)' diye karşılık verdi. Sonra Rasûlullah (sav) yanındakilere; 'Adamın ne söylediğini anladınız mı? 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi' buyurdu. Bunun üzerine sahâbiler; 'Ey Allah'ın Rasulü, onu öldürmeyelim mi?' diye sordular. Rasulullah (sav), "Hayır. Ehl-i Kitâb size selâm verdiği zaman onlara: 'Ve aleyküm' (Sizin üzerinize olsun) deyin" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde Bu ayetin hükmü, Rasulullah'ın (sav) ashabına ağır geldi ve “hangimiz imanına haksızlık karıştırmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değildir. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmediniz mi?"
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Kurra b. Halid, ona Humeyd b. Hilal, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: "Biri sağ diğeri sol yanımda olduğu halde Eşarîler'den iki adam ile Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna vardım. Bu sırada Rasulullah (sav) dişlerini misvaklıyordu. [Yanımdaki] iki kişi Rasulullah'tan (sav) [devlet görevi] istediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Yâ Ebu Musa!' ya da'Ey Abdullah b. Kays!' dedi. Ben de: 'Seni hakk ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, bunlar içlerinden geçeni bana açmadılar, görev isteyeceklerinin farkına da varamadım' dedim. Rasulullah'ın (sav) yukarı kalkan dudağının altındaki misvağı hala görür gibiyim. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Biz talep eden kimseye asla görev vermeyiz. Ancak sen şimdi Yemen'e git ey Ebu Musa!' ya da'Ey Abdullah b. Kays!' dedi. Ardından Muaz b. Cebel'i gönderdi. Muaz yanına geldiği zaman, Ebu Musa onun [altına bir ]minder koydu ve buyur etti. [Muaz baktı ki] Ebu Musa'nın yanında sıkıca bağlanmış bir adam var. Muaz, Ebu Musa'ya: 'Bu kimdir?' dedi. Ebu Musa: 'Bu bir Yahudi idi, İslam'a girdi, sonra da yine Yahudi oldu' dedi. Ardından Muaz'a 'otur' dedi. Muaz: 'bu adam öldürülmeden oturmam. Allah ve Rasulünün hükmü budur' dedi. [bu konuşma] üç defa tekrarlandı. Bunun üzerine Ebu Musa emretti adam öldürüldü. Daha sonra gece ibadeti konusunu müzakere ettiler. onlardan biri [Muaz]: 'Ben gece ibadet de ederim,uyurum da. ibadetten beklediğim sevabı, uyku esnasında da alacağımı umarım' dedi."