إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/10, /

دُحُورًا وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ

Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/9, /

بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ

Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/12, /

وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ

Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/13, /

وَإِذَا رَأَوْا آيَةً يَسْتَسْخِرُونَ

Bir mucize görseler alay ederler.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/14, /

وَقَالُوا إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ

Bu ancak açık bir büyüdür, derler.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/15, /

بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ

Evet, onlar o gün zilletle boyun eğeceklerdir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/26, /

وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ

(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/27, /

إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ

Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/35, /

وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍ

«Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?» derlerdi.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/36, /