Giriş

Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.


    Öneri Formu
57135 KK34/21 Sebe', 34, 21

Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu, dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah yanında şerefli idi.


Açıklama: "Mû­sâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istedi­ği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yı­kanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sıra­da taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu." Ebu Hureyre der ki:Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı. Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69).T003221-3

    Öneri Formu

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.


    Öneri Formu
56702 KK33/36 Ahzâb, 33, 36

İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).


    Öneri Formu
57061 KK34/3 Sebe', 34, 3

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.


    Öneri Formu
57071 KK34/5 Sebe', 34, 5

Onların yurdu ile,içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın, dedik.


    Öneri Formu
57126 KK34/18 Sebe', 34, 18

Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kekur'an, ibrndilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.


    Öneri Formu
57130 KK34/19 Sebe', 34, 19

Ayetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır.


    Öneri Formu
57179 KK34/38 Sebe', 34, 38

Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.


    Öneri Formu

(Allah bu emaneti insana vermek sûretiyle), münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.


    Öneri Formu