10265 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya et- Temimî, ona Halid b. Abdullah; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abbad b. el-Avvam, o ikisine eş-Şeybanî, ona da Abdullah b. Şeddad, Nebi'nin (sav) zevcesi olan Meymune'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Resûlullah (sav) namaz kılarken ben onunla yanı hizada (yanında) bulunuyordum. Secde ettiği zaman elbisesi bazen bana dokunuyordu. O (sav), küçük bir yaygı (humra) üzerinde de namaz kılardı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye; (T) Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Mushir, onlara el-A'meş; (T) Bize İshak b. İbrahim –hadis onun lafızlarıyla nakledilmiştir-, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir, Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: (Ebu Said el-Hudrî) Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına girdi. O'nu (sav), yerdeki bir hasır üzerinde namaz kılarken ve secdesini o hasıra yaparken gördü.
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve iş yerinde tek başına kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha faziletlidir. Sebebine gelince; bir kimse güzelce abdest alır ve namaz kılmaktan başka bir sâik olmadan, namazdan başka bir niyet taşımadan camiye geldiği zaman, oraya kadar attığı her adımdan dolayı bir sevap yazılır veya bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman da namaz onu orada alıkoyduğu sürece namazda sayılır. Kimseye eziyet etmeden ve abdest bozmadan namaz kıldığınız yerde bulunduğunuz müddetçe Melekler de size dua ederler. Allah'ım! Ona merhamet eyle! Tövbesini de kabul buyur derler."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona İbn Sirin, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz melekler, sizden biri abdesti bozulmadan meclisinde bulunmaya devam ettiği müddetçe onun için: 'Allah'ım, onu bağışla, Allah'ım, ona merhamet et' diye dua ederler. Yine sizden biri, kendisini (oradan ayrılmaktan) alıkoyan tek şey namaz olduğu sürece, hâlâ namaz hâlinde demektir."
Bize Abdullah b. Berrad el-Eşari ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsame, ona Büreyd, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazda en çok sevap alan kimse, oraya en uzak mesafeden yürüyerek gelen kimsedir; sonra (sırasıyla ) biraz daha, biraz daha yakından gelenler. Namazı imamla birlikte kılıncaya kadar bekleyen kişi de, namazı kılıp sonra (hemen) yatan kişiye göre daha büyüktür." Ebu Küreyb'in rivayetinde (metnin ilgili bölümü), "Cemaate takılarak imamla birlikte o namazı kılıncaya kadar (bekleyen kişi)" şeklindedir.
Bize Muhammed b. Abdula'la, ona da Mu'temir; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, o ikisine de et-Teymî, hadisi bu isnadla (ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Übey b. Ka'b) benzer olarak rivayet etmişlerdir. [Hadisin metni şöyledir: "(Medine’de) bir adam vardı, mescide ondan daha uzak oturan başka birini bilmiyorum. Ama buna rağmen hiçbir namazı kaçırmazdı. Ona şöyle dendi (veya ben dedim): ‘Karanlıkta ve sıcakta binebileceğin bir eşek alsan nasıl olur?’ Adam şöyle karşılık verdi: ‘Evimin mescidin hemen yanı başında olması beni memnun etmez. Çünkü ben mescide giderken ve oradan ailemin yanına dönerken adımlarının yazılmasını arzu ediyorum.’ Bunun üzerine Resûlullah (sav): 'Allah senin için bunların hepsini birleştirmiş bulunuyor (hepsinin sevabını sana yazdı).' buyurdu."]
Bize Said b. Amr el-Eş'asî ve Muhammed b. Ebu Ömer, o ikisine İbn Uyeyne; (T) Bize Said b. Ezher el-Vasiti, ona Veki', ona babası, onlara da Asım bu isnad ile (ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Übey b. Ka'b) hadisi benzer olarak rivayet etmişlerdir. [Hadisin metni şöyledir: "Ensar'dan bir adam vardı. Evi Medine'deki en uzak evdi. Buna rağmen Resûlullah (sav) ile kılınan hiçbir namazı kaçırmazdı. (Übey sözüne şöyle devam etti): Biz ona acıyorduk. Bu sebeple ben ona: 'Ey falanca, kendine bir merkep alsan da sıcağa yolda çıkabilecek haşere karşı korunmuş olsan ya!' dedim. O da bana: 'Vallahi, evimin Muhammed'in (sav) evinin kazıklarının hemen yanında olması hoşuma gitmez' karşılığını verdi. (Übey) şöyle devam etti: Onun bu sözleri bana çok dokundu. Sonunda Hz. Peygamber'e (sav) gidip durumu O'na bildirdim. Allah Rasulü (sav) onu çağırdı. Adama aynı şeyleri O da (sav) söyledi. Ama adam yolda yürüyerek mescide gitmekten dolayı sevap umduğunu ifade etti. Bunun üzerine Nebi (sav): 'Şüphesiz umduğun şey (atılan her adım için sevap) sana verilecektir.' buyurdu."]
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize Kuteybe, ona Bekr – b. Mudar –, o ikisine İbnü'l-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Bekir'in rivayetinde 'Ebu Hureyre, Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işitmiştir' şeklindedir-: (Rasulullah): "Ne dersiniz, herhangi birinizin kapısının önünden bir ırmak aksa da her gün beş defa o ırmaktan yıkansa, üzerinde kir, pas diye bir şey kalır mı?" diye sordu. Ashab: 'Hayır, kirinden pasından hiçbir şey kalmaz' cevabını verdiler. Allah Rasulü (sav): "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah o namazlarla günahları siler" buyurdu.
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M001506.