Giriş

Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bizden biat alırken, ölünün arkasından feryat figan edip ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiç biri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muaz'ın karısı Binti Ebu Sebra veya Binti Ebu Sebra ile Muaz'ın karısı ve diğer başka bir kadındı."


    Öneri Formu
9744 B001306 Buhari, Cenaiz, 45

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi gördüğünüzde, yanınızdan geçip gidinceye dek ayakta bekleyin." [Bu rivayeti Süfyân, ona Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabîa, Nebî'den (sav) nakletmiştir. Humeydî 'Cenaze sizi geride bırakana ya da yere konulana dek' ilavesinde bulunmuştur.]


    Öneri Formu
9746 B001307 Buhari, Cenaiz, 46

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Nâfi, ona İbn Ömer (r.anhumâ), ona da Âmir b. Rabîa (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri bir cenaze gördüğünde, eğer onunla beraber yürümüyorsa, cenazeyi geçinceye veya cenaze onu geride bırakıncaya ya da cenaze kabre konulana dek ayakta dursun."


    Öneri Formu
9749 B001308 Buhari, Cenaiz, 47


    Öneri Formu
9696 B001302 Buhari, Cenaiz, 42


    Öneri Formu
278615 B001307-2 Buhari, Cenaiz, 46

Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz." Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ الْعَيْنَ تَدْمَعُ ، وَالْقَلْبَ يَحْزَنُ ، وَلاَ نَقُولُ إِلاَّ مَا يَرْضَى رَبُّنَا

    Öneri Formu
9739 B001303 Buhari, Cenaiz, 43

Bize Asbağ’, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Sa’id b. el-Hâris el-Ensari, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir keresinde Sa’d b. Ubade bir hastalığa yakalanmıştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav), Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mes’ud ile birlikte Sa’d’ı ziyarete geldi. Sa’d’ın yanına girdiği zaman, onu aile fertleri tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Resul-i Ekrem "Sa’d öldü mü?" diye sordu. Oradakiler 'Hayır ey Allah’ın elçisi! Ölmedi' dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Orada bulunanlar, Rasulullah’ın (sav) ağladığını görünce, onlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İşitmez misiniz? Şüphesiz ki, Allah gözyaşı ve kalp üzüntüsü sebebiyle azab etmez. Lakin" - mübarek diline işaret ederek- "işte bunun yüzünden ya azab eder, ya da merhamet eder. Şübhesiz ölü, ailesinin kendisine (yasaklanmış bir ağlayışla) ağlamasından dolayı azab görür" dedi. Hz. Ömer de (Cahiliyye adeti üzere) ağlandığında (ağlayanı) sopa ile döver, üzerine çakıl taşları atar ve toprak saçardı.


Açıklama: Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.

    Öneri Formu
9741 B001304 Buhari, Cenaiz, 44

Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz." Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278614 B001303-2 Buhari, Cenaiz, 43

Bize Amr b. Ali, ona Muhammed b. Fudayl, ona da Asım el-Ahvel, Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), (Maûne kuyusunda) yetmiş kadar kurrâ şehit edildi zaman bir ay boyunca kunut yaptı (katil müşriklere beddua etti). Ben Peygamber'in (sav) başka hiçbir şeye bu olaya üzüldüğü kadar üzüldüğünü görmedim."


    Öneri Formu
9692 B001300 Buhari, Cenaiz, 40

Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Mute Savaşı'nda) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit olduğu haberi gelince, Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden olanları görüyordum. Hz. Peygamber'in (sav) yanına bir adam geldi ve Cafer'in ailesinin (çokça) ağladığından bahsetti. Hz. Peygamber (sav) adamdan kadınları ağlamaktan men etmesini istedi. Adam gitti, sonra geri geldi ve onları men ettiğini ancak kadınların kendisini dinlemediğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) adamdan ikinci kez onları men etmesini istedi. Adam gitti ve tekrar gelip 'Vallahi, kadınlar bana (veya bize) -bu tereddüt Muhammed b. Abdullah b. Havşeb'den kaynaklanmaktadır- baskın çıktılar!' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Onların ağzına toprak saç!' buyurdu. Bunun üzerine Âişe adama 'Allah, burnunu yere sürtsün! Bir işi beceremedin. Rasulullah'ı da (sav) sıkıntısından kurtarıp rahatlatmadın' dedi."


    Öneri Formu
9742 B001305 Buhari, Cenaiz, 45