وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ الأَيْلِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ الصِّدِّيقِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَذَرَ أَنْ يُطِيعَ اللَّهَ فَلْيُطِعْهُ وَمَنْ نَذَرَ أَنْ يَعْصِىَ اللَّهَ فَلاَ يَعْصِهِ » . قال يحيى و سمعت مالكا يقول معنى قول رسول الله صلى الله عليه و سلم من نذر أن يعصي الله فلا يعصه أن ينذر الرجل أن يمشي إلى الشام أو إلى مصر أو إلى الربذة أو ما أشبه ذلك مما ليس لله بطاعة إن كلّم فلانا أو ما أشبه ذلك فليس عليه في شئ من ذلك شئ إن هو كلّمه أو حنث بما حلف عليه لأنه ليس لله في هذه الأشياء طاعة و إنما يوفي لله بما له فيه طاعة.
Bana Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Talha b. Abdulmelik el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed b. (Ebu Bekir) es-Sıddîk ona da Aişe (bt. Ebu Bekir es-Sıddîk) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Kim Allah'a (cc) itaat konusunda adak adarsa, itaat etsin. Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin (ve o işi yapamasın)."
Yahya (b. Yahya el-Leysî) şöyle dedi: Ben Malik'in (b. Enes el-Esbahî) şöyle dediğini duydum: "Hz. Peygamber'in (sav) 'Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin' sözünü anlamı şöyledir: Bir adam Şam'a, yahut Mısır'a yahut Rebeze'ye yahut benzer bir şehre yürüyerek gideceğine- ki bunların hiçbiri Allah'a ibadet kabilinden şeyler değildir- adak adar, sonra birisine bunu söyler veya benzeri bir şey yaparsa, ister başkasına söylemiş olsun, ister ( başkasına söylemeden) yemininden dönsün, üzerine vacip olup yerine getirmesi gereken bir şey yoktur. Zira bu gibi şeylerde kişinin Allah'a (cc) itaat etmesi diye bir şey yoktur. Bilakis Allah'a (cc) itaat edilmesi gereken şeylerde adak adandığı vakit kişinin sözünü tutması gerekir."
Açıklama: benzeri bir şey yaparsa: burada kastedilen mesela ( kendi kendine: eve girersem Mısır'a yürüyeceğime dair adak adıyorum), yahut (eve girersem şu elbiseyi giyeceğime dair adak adıyorum) demesi gibidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36564, MU001020
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ الأَيْلِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ الصِّدِّيقِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَذَرَ أَنْ يُطِيعَ اللَّهَ فَلْيُطِعْهُ وَمَنْ نَذَرَ أَنْ يَعْصِىَ اللَّهَ فَلاَ يَعْصِهِ » . قال يحيى و سمعت مالكا يقول معنى قول رسول الله صلى الله عليه و سلم من نذر أن يعصي الله فلا يعصه أن ينذر الرجل أن يمشي إلى الشام أو إلى مصر أو إلى الربذة أو ما أشبه ذلك مما ليس لله بطاعة إن كلّم فلانا أو ما أشبه ذلك فليس عليه في شئ من ذلك شئ إن هو كلّمه أو حنث بما حلف عليه لأنه ليس لله في هذه الأشياء طاعة و إنما يوفي لله بما له فيه طاعة.
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Talha b. Abdulmelik el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed b. (Ebu Bekir) es-Sıddîk ona da Aişe (bt. Ebu Bekir es-Sıddîk) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Kim Allah'a (cc) itaat konusunda adak adarsa, itaat etsin. Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin (ve o işi yapamasın)."
Yahya (b. Yahya el-Leysî) şöyle dedi: Ben Malik'in (b. Enes el-Esbahî) şöyle dediğini duydum: "Hz. Peygamber'in (sav) 'Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin' sözünü anlamı şöyledir: Bir adam Şam'a, yahut Mısır'a yahut Rebeze'ye yahut benzer bir şehre yürüyerek gideceğine- ki bunların hiçbiri Allah'a ibadet kabilinden şeyler değildir- adak adar, sonra birisine bunu söyler veya benzeri bir şey yaparsa, ister başkasına söylemiş olsun, ister ( başkasına söylemeden) yemininden dönsün, üzerine vacip olup yerine getirmesi gereken bir şey yoktur. Zira bu gibi şeylerde kişinin Allah'a (cc) itaat etmesi diye bir şey yoktur. Bilakis Allah'a (cc) itaat edilmesi gereken şeylerde adak adandığı vakit kişinin sözünü tutması gerekir."
Açıklama:
benzeri bir şey yaparsa: burada kastedilen mesela ( kendi kendine: eve girersem Mısır'a yürüyeceğime dair adak adıyorum), yahut (eve girersem şu elbiseyi giyeceğime dair adak adıyorum) demesi gibidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Nuzür ve'l-eymân 1020, 1/169
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Talha b. Abdulmelik el-Eyli (Talha b. Abdulmelik)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
Konular:
Adak, Allah'a isyan içeren adaklar
Adak, Nezir, keffareti
Adak, Nezir, adağın yasaklanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36573, MU001029
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ حَفْصِ بْنِ عُمَرَ بْنِ خَلْدَةَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ أَبَا لُبَابَةَ بْنَ عَبْدِ الْمُنْذِرِ حِينَ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَهْجُرُ دَارَ قَوْمِى الَّتِى أَصَبْتُ فِيهَا الذَّنْبَ وَأُجَاوِرُكَ وَأَنْخَلِعُ مِنْ مَالِى صَدَقَةً إِلَى اللَّهِ وَإِلَى رَسُولِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُجْزِيكَ مِنْ ذَلِكَ الثُّلُثُ.
Tercemesi:
Bize Osman b. Hafs b. Ömer b. Halde, ona da İbn Şihâb'ın naklettiğine göre Allah, Ebu Lübâbe b. Abdülmünzir'in tevbesini kabul edince "Ey Allah'ın Rasulü! Malum günahı işlediğim halkımın memleketini terk edip sana komşu olacağım. Bütün mal varlığımdan da Allah'a ve Rasulüne sadaka olarak el çekeceğim." dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Üçte biri [sadaka olarak vermen için] yeterlidir." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Nuzür ve'l-eymân 1029, 1/171
Senetler:
()
Konular:
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ فَيْرُوزَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ مَاذَا يُتَّقَى مِنَ الضَّحَايَا فَأَشَارَ بِيَدِهِ وَقَالَ أَرْبَعًا. وَكَانَ الْبَرَاءُ يُشِيرُ بِيَدِهِ وَيَقُولُ يَدِى أَقْصَرُ مِنْ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْعَرْجَاءُ الْبَيِّنُ ظَلْعُهَا وَالْعَوْرَاءُ الْبَيِّنُ عَوَرُهَا وَالْمَرِيضَةُ الْبَيِّنُ مَرَضُهَا وَالْعَجْفَاءُ الَّتِى لاَ تُنْقِى.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36576, MU001031
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ فَيْرُوزَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ مَاذَا يُتَّقَى مِنَ الضَّحَايَا فَأَشَارَ بِيَدِهِ وَقَالَ أَرْبَعًا. وَكَانَ الْبَرَاءُ يُشِيرُ بِيَدِهِ وَيَقُولُ يَدِى أَقْصَرُ مِنْ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْعَرْجَاءُ الْبَيِّنُ ظَلْعُهَا وَالْعَوْرَاءُ الْبَيِّنُ عَوَرُهَا وَالْمَرِيضَةُ الْبَيِّنُ مَرَضُهَا وَالْعَجْفَاءُ الَّتِى لاَ تُنْقِى.
Tercemesi:
Bize Amr b. Haris, ona Ubeyd b. Feyruz, ona da Berâ b. Âzib şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav): "kurbanlık hayvan seçiminde nelerden kaçınmalıdır?"diye soruldu. Hz. Peygamber de (sav) eliyle işaret ederek:
"Dört şeyden"buyurdu. Bera da bunu naklederken eliyle işaret etti ve; 'benim elim Rasulullah'ın (sav) elinden daha kısadır" dedi. Daha sonra da Hz. Peygamber'in sözüne devam ederek: "Topallığı aşırı olmayacak, gözlerinden biri kör olmayacak, ağır hasta olmayacak ve aşırı derece de zayıf da olmayacak" diye bitirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1031, 1/171
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Dahhak Ubeyd b. Feyruz eş-Şeybanî (Ubeyd b. Feyruz)
3. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
Konular:
Kurban, hangi hayvanlardan kurban edilebilir, edilemez
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36577, MU001032
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَتَّقِى مِنَ الضَّحَايَا وَالْبُدْنِ الَّتِى لَمْ تُسِنَّ وَالَّتِى نَقَصَ مِنْ خَلْقِهَا . قَالَ مَالِكٌ وَهَذَا أَحَبُّ مَا سَمِعْتُ إِلَىَّ .
Tercemesi:
Bize Nafi' (Mevlâ İbn Ömer) şöyle dedi: Abdullah b. Ömer yaşını doldurmamış ve sakat hayvan kurban etmekten sakınırdı.
İmam Malik de şöyle dedi: "Bu konuda duyup en çok beğendiğim davranış budur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1032, 1/172
Senetler:
1. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
KTB, KURBAN
Kurban, hangi hayvanlardan kurban edilebilir, edilemez
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36578, MU001033
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ ضَحَّى مَرَّةً بِالْمَدِينَةِ . قَالَ نَافِعٌ فَأَمَرَنِى أَنْ أَشْتَرِىَ لَهُ كَبْشًا فَحِيلاً أَقْرَنَ ثُمَّ أَذْبَحَهُ يَوْمَ الأَضْحَى فِى مُصَلَّى النَّاسِ . قَالَ نَافِعٌ فَفَعَلْتُ ثُمَّ حُمِلَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ فَحَلَقَ رَأْسَهُ حِينَ ذُبِحَ الْكَبْشُ وَكَانَ مَرِيضًا لَمْ يَشْهَدِ الْعِيدَ مَعَ النَّاسِ . قَالَ نَافِعٌ وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ يَقُولُ لَيْسَ حِلاَقُ الرَّأْسِ بِوَاجِبٍ عَلَى مَنْ ضَحَّى . وَقَدْ فَعَلَهُ ابْنُ عُمَرَ .
Tercemesi:
Bize Nafî (Mevlâ İbn Ömer) şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer bir defa Medine'de kurban kesmişti. Nafi' şöyle devam etti: İbn Ömer bana boynuzları çıkmış bir koç satın alıp gelmemi sonra da onu kurban bayramı günü halkın namaz için toplandığı yerde kesmemi emretti. Ben de yaptım. Daha sonra koç kendisine götürüldü. Kurban kesilirken, İbn Ömer de başını tıraş etti. Hasta olduğu için cemaatle beraber bayrama (namazına) katılmadı. O şöyle derdi: "Kurban kesenin saçlarını tıraş etmesi vacip değildir." Halbuki İbn Ömer böyle yapmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1033, 1/172
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Kurban, hangi hayvanlardan kurban edilebilir, edilemez
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ أَبَا بُرْدَةَ بْنَ نِيَارٍ ذَبَحَ ضَحِيَّتَهُ قَبْلَ أَنْ يَذْبَحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الأَضْحَى فَزَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَرَهُ أَنْ يَعُودَ بِضَحِيَّةٍ أُخْرَى . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ لاَ أَجِدُ إِلاَّ جَذَعًا يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ وَإِنْ لَمْ تَجِدْ إِلاَّ جَذَعًا فَاذْبَحْ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36579, MU001034
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ أَبَا بُرْدَةَ بْنَ نِيَارٍ ذَبَحَ ضَحِيَّتَهُ قَبْلَ أَنْ يَذْبَحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الأَضْحَى فَزَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَرَهُ أَنْ يَعُودَ بِضَحِيَّةٍ أُخْرَى . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ لاَ أَجِدُ إِلاَّ جَذَعًا يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ وَإِنْ لَمْ تَجِدْ إِلاَّ جَذَعًا فَاذْبَحْ.
Tercemesi:
Bize Yahya (b. Yahya el-Leysî), ona Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Yahya b. Saîd ona da Büşeyr b. Yesar'ın rivayet ettiğine göre Ebu Bürde (Hânî) b. Niyar Kurban Bayramı günü kurbanını Rasulullah'tan (sav) önce kesti. Bunun üzerine Rasulullah'ın (sav) kendisine başka bir kurban kesmesini emrettiğini söyledi. Ebu Bürde (Hânî b. Niyar el-Belevî) dedi ki "Ey Allah'ın (sav) Rasulü (sav), elimde sadece bir yaşını doldurmuş keçi var." Bunun üzerine O (sav) şöyle buyurdu: "Başkasını bulamazsan onu kurban et."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1034, 1/172
Senetler:
1. Ebu Bürde Hânî b. Niyar el-Belevî (Hânî b. Niyar b. Ukbe b. Ubeyd b. Amr b. Kilab)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
Konular:
Kurban, hangi hayvanlardan kurban edilebilir, edilemez
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ الْمَكِّىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنْ أَكْلِ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ثُمَّ قَالَ بَعْدُ كُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَتَزَوَّدُوا وَادَّخِرُوا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36581, MU001036
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ الْمَكِّىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنْ أَكْلِ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ثُمَّ قَالَ بَعْدُ كُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَتَزَوَّدُوا وَادَّخِرُوا.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) kurban etlerinin üç günden sonra yenmesini yasak etmişti. Bilahare 'Yiyiniz, tasadduk ediniz, azık yapınız, muhafaza edip yiyiniz,' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1036, 1/172
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
Konular:
Kurban, etlerini üç günden fazla saklamak
Yardımseverlik, yardımlaşma
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَاقِدٍ أَنَّهُ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَكْلِ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَقَالَتْ صَدَقَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ دَفَّ نَاسٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ حَضْرَةَ الأَضْحَى فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ادَّخِرُوا لِثَلاَثٍ وَتَصَدَّقُوا بِمَا بَقِىَ. قَالَتْ فَلَمَّا كَانَ بَعْدَ ذَلِكَ قِيلَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَدْ كَانَ النَّاسُ يَنْتَفِعُونَ بِضَحَايَاهُمْ وَيَجْمِلُونَ مِنْهَا الْوَدَكَ وَيَتَّخِذُونَ مِنْهَا الأَسْقِيَةَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ وَمَا ذَلِكَ. أَوْ كَمَا قَالَ . قَالُوا نَهَيْتَ عَنْ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثٍ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا نَهَيْتُكُمْ مِنْ أَجْلِ الدَّافَّةِ الَّتِى دَفَّتْ عَلَيْكُمْ فَكُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَادَّخِرُوا. يعني بالدافنة قوما مساكين قدموا المدينة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36582, MU001037
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَاقِدٍ أَنَّهُ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَكْلِ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَقَالَتْ صَدَقَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ دَفَّ نَاسٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ حَضْرَةَ الأَضْحَى فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ادَّخِرُوا لِثَلاَثٍ وَتَصَدَّقُوا بِمَا بَقِىَ. قَالَتْ فَلَمَّا كَانَ بَعْدَ ذَلِكَ قِيلَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَدْ كَانَ النَّاسُ يَنْتَفِعُونَ بِضَحَايَاهُمْ وَيَجْمِلُونَ مِنْهَا الْوَدَكَ وَيَتَّخِذُونَ مِنْهَا الأَسْقِيَةَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ وَمَا ذَلِكَ. أَوْ كَمَا قَالَ . قَالُوا نَهَيْتَ عَنْ لُحُومِ الضَّحَايَا بَعْدَ ثَلاَثٍ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا نَهَيْتُكُمْ مِنْ أَجْلِ الدَّافَّةِ الَّتِى دَفَّتْ عَلَيْكُمْ فَكُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَادَّخِرُوا. يعني بالدافنة قوما مساكين قدموا المدينة.
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes), ona da Abdullah b. Ebubekir, Abdullah b. Vakid'in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) kurban etlerinin üç günden fazla muhafaza edilmemesini emretmişti. Abdullah b. Ebu Bekr hemen giderek bu durumu Abdurrahman'ın kızı Amre'ye sordu. Amre: 'Doğru. Rasulullah'ın (sav) hanımı Hz. Aişe'den duymuştum. O şöyle diyordu: Rasulullah (sav) zamanında bayram günü çöl halkından ihtiyaç sahibi olanlar (kurban eti almak için) geldiler de Rasulullah (sav):'Üç (gün/gece) (et) biriktirin, sonra kalanı tasadduk edin!' buyurdu. Bundan bir müddet sonra Hz. Peygambere, müslümanlar kurbanlarından faydalanıyorlar, onların yağlarını eritiyor, bunlarla yemekler yapıyorlardı, dediler. Rasulullah (sav): 'Hayrola bir durum mu var?'dedi. Gelen müslümanlar: "Kurban etlerinin üç günden fazla muhafazasını yasaklamıştınız,"dediler. Rasulullah (sav): 'Şu gelen ihtiyaç sahibi kimseler için yasaklamıştım. Şimdi ise siz onları yiyiniz, tasadduk ediniz ve saklayınız.'buyurdu.Gelen topluluktan kasıt: Medine'ye gelen fakirlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1037, 1/172
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Abdullah b. Vâkid (Abdullah b. Vâkid b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
Konular:
Kurban, etlerini üç günden fazla saklamak
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281915, MU001016-2
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ وَأَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ كَانَا يَقُولاَنِ مِثْلَ قَوْلِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ .
Tercemesi:
Bana Malik'den, Said b. Müseyyeb'in ve Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın da Abdullah b. Ömer'in söylediği (rivayeti) gibi söyledikleri nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Nuzür ve'l-eymân 1016, 1/168
Senetler:
1. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
Konular:
Adak, Nezir, keffareti
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ أَنَّ عُوَيْمِرَ بْنَ أَشْقَرَ ذَبَحَ ضَحِيَّتَهُ قَبْلَ أَنْ يَغْدُوَ يَوْمَ الأَضْحَى وَأَنَّهُ ذَكَرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَهُ أَنْ يَعُودَ بِضَحِيَّةٍ أُخْرَى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36580, MU001035
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ أَنَّ عُوَيْمِرَ بْنَ أَشْقَرَ ذَبَحَ ضَحِيَّتَهُ قَبْلَ أَنْ يَغْدُوَ يَوْمَ الأَضْحَى وَأَنَّهُ ذَكَرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَهُ أَنْ يَعُودَ بِضَحِيَّةٍ أُخْرَى .
Tercemesi:
Abbad b. Temim'den: Uveymir b. Eşkar, bayram sabahı namazdan dönülmeden Önce kurbanını kesmişti. Resûlullah (s.a.v.)'a durumu sordu. Hz. Peygamber ona başka bir kurban kesmesini emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Dahâyâ 1035, 1/172
Senetler:
()
Konular:
Kurban, Kesim Zamanı