10609 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Bir kısım âlimler çocuklara selâm vermeyi uygun görmemişlerse de, onlara selâm verilmesini güzel görenlerin fikri daha makbul sayılmaktadır. Çünkü çocuklara selâm vermekle onlara islâm âdabı Öğretilmiş olur ve buna alışkanlık kazanırlar. Çocuklara selâm verilince, onlar bu selâma mukabele etmek zorunda değildir; zira bulûğ çağına ermemiş çocuklar mükellef değillerdir. Fakat bir çocuk, mükellef olan bir adama selâm verdiği takdirde, buna mukabele etmek vacibdir. Bir cemaata selâm verilse de, içlerinden bir çocuk bu selâmı alsa,cemaat adına bu mukabele bazı alimlere göre kifayet eder. Ancak Nevevi'ye göre çocuğun selamı almış olması diğerlerinden bu sorumluluğu düşürmez. İbn Hacer, Fethu'l-bârî, XI, 33.
Bize Muhammed b. Mahbub, Mualla ve Ârim onlara Ebu Avâne, ona da Katade, Hasan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Fâsık kişiyle aranda saygınlık yoktur."
Açıklama: Her namazda okunan Fatiha sûresinin sonunda «Âmîn s= Allah'ım kabul buyur» denir ki, bunun fazileti hakkında müteaddit hadîs-î şerifler vardır. Selâm vermenin de böyle fazilet ve sevabı çok olduğundan bu ni-matlere sahip olan müslümanlara Yahudilerin hesed edişi daha fazla olmuştur. Burada hasedi belirtmekle, selâm ve amîn sözlerinin faziletlerinin ziyadelİğine işaret edilmektedir.
Açıklama: 1. Selamlaşmak gibi merhabalaşmanın da sünnet olduğu bu hadîs-i şerîften anlaşılmaktadır. 2. "Merhab", genişliğe ve geniş yere denir ki, Araplar gelen misafire selamlaşmadan sonra «Merhaben ve sehlen» derler, Türkçe'de «merhaba» olarak kullanılır. Bu takdirde mânâsı: «Şen ve rahat yere geldiniz, rahat olunuz ve güven içinde bulununuz» demek olur. 3. Hz. Fatıma'nın (r.a.) konuşmasında, oturup kalkmasında ve daha birçok bakımdan Hz. Peygamber'e (s.a.v.) benzerliğini dile getiren hadisler mevcuttur. Bu da onlardan biridir, zira yürüyüşü Hz. Peygamber'in yürüyüşüne benzetilmiştir. 4. Hz. Peygamber (s.a.v.) Hz. Fatıma'yı (r.a.) çok sever, o eve geldiğinde ayağa kalkıp kendisini öper ve halini hatırını sorardı. Son hastalığında dahi Hz. Fatıma onu ziyarete geldiğinde kendisine hoşgeldin, merhaba demiş, onu öpmüş ve Hz. Fatıma'nın önce ağladığı sonra güldüğü meşhur konuşmayı yapmışlardır. 5. Bu hadis aynı zamanda kız çocuklarına iyi davranılması, onlara ayrımcılık yapılmaması gerektiğini en güzel şekilde gösteren hadislerdendir.
Açıklama: 1. Bu haber de çocuklara selâm vermenin örnek bir hareket olduğuna delildir. Bundan önceki iki hadîs-i şerife ve açıklamalarına bakılsın. 2. Sahabeden Enes b. Malik (r.a.) da çocuklarla karşılaştığında onlara selam verir ve Hz. Peygamber'in de (s.a.v.) böyle yaptığını söylerdi. Enes'in talebesi olan Sabit el-Bünânî de ondan aldığı örnekle çocuklarla karşılaştığında hep selam verirdi. 3. Hz. Peygamber (s.a.v.) Ensar'ı evlerinde ziyaret ettiği zaman çocuklara da selam verir, başlarını okşar ve onlara dua ederdi. Fadlullah el-Cîlânî, Fadlullahi's-samed, II, 421. 4. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[816]
Açıklama: 1. Çocuklara selam vermek büyükler için zorunlu olmadığı halde, onlara İslam adabını öğretmek maksadıyla selam verilir. 2. Çocuklara selam vermek büyükler adına kibirden uzak durmak, iyi huylu, geçimi kolay ve mütevazı olunduğuna işarettir. 3. Bir kişi aralarında bir çocuğun bulunduğu yetişkinlere selam verse ve sadece o çocuk selamı alsa, diğerlerinden selamı alma yükümlülüğü düşmez, zira çocuk mükellef olmadığından bu selamı almak zorunda değildir. 4. Bir yetişkin bir çocuğa selam verse çocuk selamı almak zorunda değildir. Ancak selam adabını öğrenmesi açısından velisi tarafından bu selamı alması kendisinden istenebilir. (İbn Hacer, Fethu'l-bârî, XI, 33)