حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب بن أبى حمزة عن الزهري قال أخبرنا سالم عن بن عمر انه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته الإمام راع وهو مسؤول عن رعيته والرجل راع في أهله والمرأة راعية في بيت زوجها والخادم في مال سيده سمعت هؤلاء عن النبي صلى الله عليه وسلم وأحسب النبي صلى الله عليه وسلم قال والرجل في مال أبيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164026, EM000214
Hadis:
حدثنا أبو اليمان قال أخبرنا شعيب بن أبى حمزة عن الزهري قال أخبرنا سالم عن بن عمر انه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته الإمام راع وهو مسؤول عن رعيته والرجل راع في أهله والمرأة راعية في بيت زوجها والخادم في مال سيده سمعت هؤلاء عن النبي صلى الله عليه وسلم وأحسب النبي صلى الله عليه وسلم قال والرجل في مال أبيه
Tercemesi:
Bize Ebu Yeman (Hakem b. Nafi'), ona Şuayb (b. Ebu Hamza), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Salim (b. Abdullah), ona da (Abdullah) b. Ömer Hz. Peygamber'den (sav) şöyle işittiğini haber vermiştir: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumluluğunuz altında bulunan kişilerden mesulsünüz. İmam çobandır ve sorumlu olduğu kişilerden mesuldür. Kişi çobandır ve ailesinden sorumludur. Kadın çobandır ve eşinin evinden sorumludur. Hizmetçi de efendisinin malından sorumludur." Bunların hepsini Hz. Peygamber'den (sav) işittim. Bir de" kişinin babasının malından sorumlu olduğunu" işittiğimi zannediyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 214, /201
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
Aile, Fertleri ve Sorumlulukları
Kadın, hak ve sorumlulukları
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Sorumluluk bilinci, Devlet başkanının, aile reisinin vs.
Yönetici, sorumlulukları
حدثنا عمران بن ميسرة قال حدثنا عبد الوارث عن حسين عن عمرو بن شعيب عن سالم مولى عبد الله بن عمرو قال وكان بن عمرو : إذا سلم عليه فرد زاد فأتيته وهو جالس فقلت السلام عليكم فقال السلام عليكم ورحمة الله ثم أتيته مرة أخرى فقلت السلام عليكم ورحمة الله قال السلام عليكم ورحمة الله وبركاته ثم أتيته مرة أخرى فقلت السلام عليكم ورحمة الله وبركاته فقال السلام عليكم ورحمة الله وبركاته وطيب صلواته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165719, EM001016
Hadis:
حدثنا عمران بن ميسرة قال حدثنا عبد الوارث عن حسين عن عمرو بن شعيب عن سالم مولى عبد الله بن عمرو قال وكان بن عمرو : إذا سلم عليه فرد زاد فأتيته وهو جالس فقلت السلام عليكم فقال السلام عليكم ورحمة الله ثم أتيته مرة أخرى فقلت السلام عليكم ورحمة الله قال السلام عليكم ورحمة الله وبركاته ثم أتيته مرة أخرى فقلت السلام عليكم ورحمة الله وبركاته فقال السلام عليكم ورحمة الله وبركاته وطيب صلواته
Tercemesi:
Bize İmran b. Meysere ona Abdülvaris ona Hüseyin ona Amr b. Şuayb ona Abdullah b. Amr'ın azadlısı Salim şunu bildirmiştir:
— Abdullah b. Amr'a birisi selam verdiğinde daha uzun selamla karşılık verirdi. Bir gün otururken ona gidip «Esselâmu Aleyküm» dedim. Bana: «Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi» dedi.
Sonra diğer bir defa yanına gidip :
«Esselâmu aleyküm ve rahmetullah» dedim. Bana:
«Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu» dedi.
Sonra başka bir defa yanına gidip :
«Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu» dedim. O da:
«Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühu ve tîbu salavâtihi» dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1016, /795
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Salim el-Kuraşi (Salim Mevla Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. Ebu Hasan İmran b. Meysera el-Minkarî (İmran b. Meysera)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Selam, aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermek
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا عمر بن سعيد بن أبى حسين عن بن أبى مليكة قال مزحت عائشة عند رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت أمها : يا رسول الله بعض دعابات هذا الحي من كنانة قال النبي صلى الله عليه وسلم بل بعض مزحنا هذا الحي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164079, EM000267
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا عمر بن سعيد بن أبى حسين عن بن أبى مليكة قال مزحت عائشة عند رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت أمها : يا رسول الله بعض دعابات هذا الحي من كنانة قال النبي صلى الله عليه وسلم بل بعض مزحنا هذا الحي
Tercemesi:
İbni Ebi Müleyke (Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Hazreti Âişe, Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Seîlem) 'in. yanında şaka etti. Bunun üzerine Hazreti Âişe'nin annesi:
«Ya Resûlallah! Bu mahalle insanlarının şakalarından bazısı, ok tor-basındandır (ok gibi isabet eder).» dedi.
Peygamber (Sallalbhü Aleyhi ve SeHem) şöyle buyurdu: «Bilâkis bizim bazı şakalarımız bu mahalle insanlarıdır.»[531]
Bu hadîs-İ şerîfin metnine diğer hadîs kitaplarında rastgelİnememİş olduğu gibi, metinde kasd edilen manâyı açıklar bîr şerh de yoktur. Sarih Fadtu'MahEI-Ceylân t diyor ki:
«— biz bu İbareden kaydedilen manâyı anlıyamad;k. Gerçekten ifadede bir kapalılık vardır. Çeşitli manâlara yorumlanabilirse de, gerçekten kasd olunan manâ üzerinde tereddüt hasıl olabileceğinden, üzerinde bir fikir yürütmek faydalı olmaz.»
Konu şakaya ait bir bölüm olduğundan, bu hadîs-i şerîfin de burada zikredilmiş olmasından ve zahirî manâsı bakımından anlıyoruz ki. Peygamber Efendimiz ve ashab-ı kiram şakalaşmalardır.[532]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 267, /242
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Ömer b. Said el-Kuraşi (Ömer b. Said b. Ebu Hüseyin)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Bişr b. Muhammed es-Sahtiyani (Bişr b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
حدثنا محمد بن محبوب ومعلى وعارم قالوا حدثنا أبو عوانة عن قتادة عن الحسن قال:
"ليس بينك وبين الفاسق حرمة."
Bize Muhammed b. Mahbub, Mualla ve Ârim, onlara Ebu Avâne, ona da Katade, Hasan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Fâsık kişiyle aranda saygınlık yoktur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165721, EM001018
Hadis:
حدثنا محمد بن محبوب ومعلى وعارم قالوا حدثنا أبو عوانة عن قتادة عن الحسن قال:
"ليس بينك وبين الفاسق حرمة."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mahbub, Mualla ve Ârim, onlara Ebu Avâne, ona da Katade, Hasan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Fâsık kişiyle aranda saygınlık yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1018, /796
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
4. Ebu Heysem Muallâ b. Esed el-Ammî (Muallâ b. Esed)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Fısk, Fasık, Allah'ın emrini açıktan ihlal etmek
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Selam, Ehli kitaba, müşriğe vs.
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164077, EM000265
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre, ashab :
«Ya Resûlallah! Sen bize şaka ediyorsun!» dediler. Peygamber (Saİlallahü Aleyhi ve Selkm) «Ben, gerçekten başka bir şey söylemem.» buyurdu.[527]
Peygamber Efendimiz mizahta bulunurlarken dahi, asla aldatma şeklinde veya boşuna olarak kelâm sarf etmemişlerdir. Her sözleri bir hakkın ve gerçeğin ifadesi olmuştur. Nitekim bu hadîs-i şeriften de anlıyoruz ki, şakaları hakkı söylemekten başka bir şey olmamıştır.[528]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 265, /241
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma
حدثنا صدقة قال أخبرنا معتمر عن حبيب أبى محمد عن بكر بن عبد الله قال : كان أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يتبادحون بالبطيخ فإذا كانت الحقائق كانوا هم الرجال
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164078, EM000266
Hadis:
حدثنا صدقة قال أخبرنا معتمر عن حبيب أبى محمد عن بكر بن عبد الله قال : كان أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يتبادحون بالبطيخ فإذا كانت الحقائق كانوا هم الرجال
Tercemesi:
Bekir İtani Abdullah (Radiyallahu anft/dan rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m ashabı, birbirlerine karpuz atarlardı, (birbirlerine şaka edip eğlenirlerdi). Gerçek işler ortaya çıktığı zaman da, onlar erkekler olurlardı, (o işlerin sahipleri olurlardı).[529]
Peygamber Efendimizin ashabı da kendi aralarında ülfet ve ünsiyetî kuvvetlendirmek ve gönüllerini hoş kılmak maksadıyle şakalaşmışlar, fakat asla birbirlerini incitmemişierdir. Diğer taraftan bir vazife ve hizmet ortaya çıktığı zaman, onu en ciddî ve en iyi bjr'fekilde başaran ve yerine getiren kimseler olmuşlardır. Şaka ve ciddiyet ayrı şeylerdir. Bunlar birbirine karıştırılıp vazifeler gevşetilmemelidir.[530]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 266, /241
Senetler:
1. Ashabu'n-Nebi (Ashabu'n-Nebi)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Muhammed Habib b. Muhammed el-Acemi (Habib b. İsa b. Muhammed)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Fadl Sadaka b. Fadl el-Mervezî (Sadaka b. Fadl)
Konular:
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Şaka, şakalaşma
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد بن سلمة عن حميد عن أنس بن مالك قال لما جاء أهل اليمن قال النبي صلى الله عليه وسلم : قد أقبل أهل اليمن وهم أرق قلوبا منكم فهم أول من جاء بالمصافحة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165667, EM000967
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد بن سلمة عن حميد عن أنس بن مالك قال لما جاء أهل اليمن قال النبي صلى الله عليه وسلم : قد أقبل أهل اليمن وهم أرق قلوبا منكم فهم أول من جاء بالمصافحة
Tercemesi:
— Enes ibni Malik'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Ye-men'li halk gelince, Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve. Seilem) şöyle buyurdu:
«— Yemenliler gelmiştir. Onların kalbi sizinkinden daha duyguludur.» İşte ilk musafahaya gelen onlardır.»[658]
Yemenlilerin ince duygulu, sağlam imanİı, hikmet'sahibi güvenilir kimseler olduğuna dair hadîs-İ şerifler varid olmuştur. Tirmizî'nin «Menakıb» bölümünde rivayet ettiği bir hadîsin mânâsı şöyle :
«— Size Yeftıen halkı geldi. Onların yürekleri daha yumuşaktır, kalpleri daha duyguludur. Gerçdk iman Yemen'c aittir, hikmet de Ycmen'e mahsustur.»
İşte Yemenlilerin ve Hicaz ehlinin Hz. Peygamberi ziyarete gelmelerinde onunla musafaha ettiklerini Enes ibnİ Malik anlatarak bu vesile ile yüksek meziyetlerini de bize bildirmiş oluyor. Musafaha hakkında bilgi İçİn 966 sayılı hadîs-i şerîf açıklamasına bakılsın.[659]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 967, /764
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Şehirler, Yemen
Siyer, Hz. Peygamber'e gelen heyetler
Tokalaşma, Musafaha, tokalaşma, musâfaha, el sıkışma, kucaklaşma
حدثنا عبد الله بن أبى الأسود قال حدثنا حميد بن الأسود عن الحجاج الصواف قال حدثني أبو الزبير قال حدثنا جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من سيدكم يا بنى سلمة قلنا جد بن قيس على أنا نبخله قال وأي داء أدوى من البخل بل سيدكم عمرو بن الجموح وكان عمرو على أصنامهم في الجاهلية وكان يولم عن رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا تزوج
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164109, EM000296
Hadis:
حدثنا عبد الله بن أبى الأسود قال حدثنا حميد بن الأسود عن الحجاج الصواف قال حدثني أبو الزبير قال حدثنا جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من سيدكم يا بنى سلمة قلنا جد بن قيس على أنا نبخله قال وأي داء أدوى من البخل بل سيدكم عمرو بن الجموح وكان عمرو على أصنامهم في الجاهلية وكان يولم عن رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا تزوج
Tercemesi:
— Cabir (Radiyaüahu anh) anlatıp demiştir ki:
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Ey Seleme oğullan! Sizin (kabile reisiniz), büyüğünüz kimdir?
Biz dedik ki :
— Cüdd İbni Kays'dır; bununla beraber onu (mal istifcisi olarak) bahillikle itham ederiz. Hazreti Peygamber:
«— Bahülikten daha zararlı (manevî) bir hastalık hangisidir? Bilâkis şirin (kabile reisiniz) büyüğünüz, Amr İbni'l-Cemûh'dur,» buyurdu.
Amr Îbni'l-Cemûh (daha İslâm'ı kabul etmeden) cahiliyet zamanında putlara tapmırdı ve Resûlüllah (Salialîahü Aleyhi ve Sellem) evlendiği zaman, ondan dolayı ziyafet verirdi.[587]
Malını kıskanan ve onu harcamayan kimse, ne kadar fazla mala sahip olsa da bir kabilenin veya topluluğun büyüğü, önderi ve ulusu olamaz. Cömertliği, kerem ve fazileti yüksek olan kimse, bulunduğu toplum içinde baş ve önder olmaya hak kazantr. Bunun için Peygamber Efendimiz, ileride hal tercümesi bildirilecek olan Cüdd İbni Kays'i malının çokluğuna rağmen bahilliğinden ötürü kabile başı ve büyüğü kabul etmemişler, kerem ve cömertliği ile şöhret bulan Amr ibni'l-Cemûh'u Seleme O ğ u I I a r ı 'na reis tayin etmişlerdir. Bu münasebetle de, mal kıskanmanın en zararlı bir hastalık olduğunu beyan buyurmuşlardır.
Cüdd İbni Kays kimdir? :
Hz. C a b i r 'in dayısı olup, cahiliyet zamanında Seleme Oğulla rı'nın büyüğü idi. Sonra bu kabilenin reisliğini Hz. Peygamber Amr ibni'l-Cemûh'a verdi. Cüdd, Tebük savaşına katılmayıp geri kaldığından nifakla ithamlanmış olup, nihayet güze! bir şekilde tevbe ederek Hz. Osman devrinde vefat ettiği söylenir. Allah ondan razı olsun.
Amr I b nİ'l-Cemuh kimdir? :
Ensar'dan olup, Benî Seleme kabitesindendir. Akabe biatında bulunduktan sonra Bedir ve Uhud savaşlarına katılmış, ancak Uhud savaşında şehid düşerek vefat etmiştir. Eniştesi Abdullah İbni Amr ile bîr mezara gömülmüşlerdir.
Kendisi topal olduğu için, Uhud savaşı gününde ona, bir güçlük yok, sen özürlüsün, savaştan geri kal dendiği zaman, o şöyle cevap verdi :
«— Allah'a yemin ederim ki, ben bu topal ayağımla Cennet'e basmak istiyorum.» Sonra kıbleye dönerek şöyle dua etti :
«— Allah'ım! Bana şehİdliği nasîb et, beni evime boş çevirme.»
Savaş esnasında şehid edilince zevcesi H i n d gelerek kocasını ve yine şehid düşen kardeşi Abdullah ibni Amr'ıbir deveye yükleyerek onları defin yerine götürdü ve her ikisi bir kabre defnedildi. Onun hakkında Resûlüllah şöyle buyurdu :
«— Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim, içinizden öyle er kimseler vardır ki, eğer Allah'a söz verip ahd etseler, Allah onları sözlerinde doğrular. Amr tbnil-Cemûh bunlardan biridir. Gerçekten onu, topal ayağı ile Cennet'e basıyor görüyorum.»
İbni I s h a k 'in anlattığına göre, Amr ibni'l-Cemûh Seleme oğullarının İleri gelenlerinden şeref sahibi bir zat idi. Islâmı kabulünden önce ağaçtan edinmiş olduğu bir putu evinde saklayarak ona tapınırdı. Kendi kabilesi olan Benî Seleme 'den iki genç Islâmı kabul edince —ki, bu iki gençden biri kendi oğlu M u a z ve diğeri de Muaz ibni Cebel idî— bu gençler tapındığı putu aşırıp gece bir çukura atarlardı, Amr sabahleyin onu bulunca yıkar ve temizler, yine yerine koyardı. Bu birkaç defa tekrarlanınca, kılıcını putun boynuna asarak :
«— Eğer sende bir kuvvet varsa, mütecavizlerin hakkından gelirsin,» dedi ve uykuya yattı. Bu defa gençler ölü bir kelb bularak bunu putun boynuna bağlamışlar ve kılıcı almışlar. Sabahleyin putunu bu durumda görünce, hidayete geldi, Islâmı kabul etti ve şu beyti söyledi :
«Allah'a yemin ederim, ey put! Eğer sen İlâh olsaydın, Kelb ile beraber bir çukur ortasında bulunmazdın.»
işte Islâmi kabulünden sonra, kendisinde olan kerem ve cömertlik hasletlerine binaen Hz. Peygamber Cüdd ibni Kays yerine Amr ibni'l-Cemûh'u Seleme oğullarına reis ve seyyid tayin buyurdu. Böylece bahİNİk hastalığının ne kadar zararlı olduğu bir kere daha anlaşılmış oldu. Allah her ikisinden de razı olsun.[588]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 296, /261
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
4. Humeyd b. Esved el-Basri (Humeyd b. Esved b. Eşkar)
5. Abdullah b. Ebu Esved el-Basri (Abdullah b. Muhammed b. Humeyd b. Esved)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Evlilik, düğün yemeği, velime
Hz. Peygamber, evlilikleri
Müslüman, peygamber sevgisi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا إسماعيل بن جعفر عن حميد عن أنس قال : قحط المطر عاما فقام بعض المسلمين إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم الجمعة فقال يا رسول الله قحط المطر وأجدبت الأرض وهلك المال فرفع يديه وما يرى في السماء من سحابة فمد يديه حتى رأيت بياض إبطيه يستسقى الله فما صلينا الجمعة حتى أهم الشاب القريب الدار الرجوع إلى أهله فدامت جمعة فلما كانت الجمعة التي تليها فقال يا رسول الله تهدمت البيوت واحتبس الركبان فتبسم لسرعة ملالة بن آدم وقال بيده اللهم حوالينا ولا علينا فتكشطت عن المدينة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164885, EM000612
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا إسماعيل بن جعفر عن حميد عن أنس قال : قحط المطر عاما فقام بعض المسلمين إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم الجمعة فقال يا رسول الله قحط المطر وأجدبت الأرض وهلك المال فرفع يديه وما يرى في السماء من سحابة فمد يديه حتى رأيت بياض إبطيه يستسقى الله فما صلينا الجمعة حتى أهم الشاب القريب الدار الرجوع إلى أهله فدامت جمعة فلما كانت الجمعة التي تليها فقال يا رسول الله تهدمت البيوت واحتبس الركبان فتبسم لسرعة ملالة بن آدم وقال بيده اللهم حوالينا ولا علينا فتكشطت عن المدينة
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle anlatmıştır: — Bir yıl, yağmur noksan oldu. Müslümanlardan biri, cuma günü Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeUem)'e ayağa kalkıp dedi ki:
Ey Allah'ın Resulü! Kuraklık oldu, arazi çatladı ve mâllar helak oldu. Bunun üzerine Peygamber ellerini (dua için) kaldırdı. Gökte bulut-i tan bir şey gözükmüyordu, Peygamber h^r İki koltuğunun' beyanları gözükünceye kadar ellerini uzattı, Allah'dan yağmur istedi. Henüz cuma namazını .kılmıştık ki, evleri yakın olan gençlere, (yağmurdan ıslanmak endişesiyle) evine dönmek gayreti geldi. (Yağmur ilerki) cumaya kadar devam etti. Ertesi cuma olunca, ashabdan biri şöyle dedi:
— Ey Allah'ın Resulü! Evler yıkıldı, yolcular yoldan alıkondu. (Halimiz perişan, bize dua et). İnsanoğlunun çabuk usanmasından ötürü Hz. Peygamber tebessüm etti; ve eliyle (işaret ederek) şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! (Yağmuru) etrafımıza ver, üzerimize değil...» Bunun üzerine Medine şehri üzerinden yağmur sıyrılıp gitti.[1187]
Burada, dua ederken kolları kaldırmanın da sünnet olduğu bildirilirken, kuraklık zamanlarda yağmur duasında bulunmanın da bir sünnet olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Fikıh kitaplarında yağmur duasının keyfiyeti tafsilâtı ile mevcuttur. Yağmur talebi için toplu olarak yüksek yere veya şehir dışı araziye çıkılıp, namaz kılınıp, duada bulunulduğu gibi, yalnız başına da düa edilir ve Allah'dan yağmur bereketi istenir.[1188]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 612, /484
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
4. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Dua, İstiska, yağmur duası, elbisenin ters çevrilmesi
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, mucizeleri
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272726, EM000265-2
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre, ashab :
«Ya Resûlallah! Sen bize şaka ediyorsun!» dediler. Peygamber (Saİlallahü Aleyhi ve Selkm) «Ben, gerçekten başka bir şey söylemem.» buyurdu.
Peygamber Efendimiz mizahta bulunurlarken dahi, asla aldatma şeklinde veya boşuna olarak kelâm sarf etmemişlerdir. Her sözleri bir hakkın ve gerçeğin ifadesi olmuştur. Nitekim bu hadîs-i şeriften de anlıyoruz ki, şakaları hakkı söylemekten başka bir şey olmamıştır.[528]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 265, /241
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Aclân Mevla Fatıma bt. Utbe (Aclân)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma