حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا حزم قال سمعت معاوية بن قرة يقول : لما ولد لي إياس دعوت نفرا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فأطعمتهم فدعوا فقلت إنكم قد دعوتم فبارك الله لكم فيما دعوتم وإني إن أدعو بدعاء فأمنوا قال فدعوت له بدعاء كثير في دينه وعقله وكذا قال فإني لأتعرف فيه دعاء يومئذ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166431, EM001255
Hadis:
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا حزم قال سمعت معاوية بن قرة يقول : لما ولد لي إياس دعوت نفرا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فأطعمتهم فدعوا فقلت إنكم قد دعوتم فبارك الله لكم فيما دعوتم وإني إن أدعو بدعاء فأمنوا قال فدعوت له بدعاء كثير في دينه وعقله وكذا قال فإني لأتعرف فيه دعاء يومئذ
Tercemesi:
Muaviye ibni Kurre'nin şöyle dediği işitilmiştir:
— Benim (çocuğum) İyas doğunca, Peygamber (Salialîahü Aleyhi ve Sellein)"m ashabından birkaç kişiyi davet ettim de, onlara yemek ikram ettim. Onlar da dua ettiler. Ben dedim ki:
— Siz dua ettiniz, Allah sizin duanıza bereket versin. Şimdi ben bir dua edeceğim, siz amîn deyiniz. Yine Muaviye anlattı:
— Pen çocuğa aklı ve dini hususunda ve bu gibi çok dua ettim. Yine dedi ki:
— Ben, o günün duasını çocuk hakkında arayıp bilmeye bakıyorum.[1244]
Yeni doğan çocuklar için ziyafet verildiği gibi, bu ziyafet münasebetiyle de çocuk hakkında hayır duada bulunmak yine İslâm edebine uygun bir harekettir. Gerek baba ve gerekse müsafirler çocuğa duada bulunurlar. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[1245]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1255, /946
Senetler:
()
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Sahabe, Fazileti
سعيد بن محمد الحرمي قال حدثنا يعقوب بن إبراهيم قال حدثنا أبي عن بن إسحاق عن محمد بن إبراهيم بن الحارث التيمي عن أبي سلمة بن عبد الرحمن عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : خمس من الفطرة قص الشارب وتقليم الأظفار وحلق العانة ونتف الإبط والسواك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166437, EM001257
Hadis:
سعيد بن محمد الحرمي قال حدثنا يعقوب بن إبراهيم قال حدثنا أبي عن بن إسحاق عن محمد بن إبراهيم بن الحارث التيمي عن أبي سلمة بن عبد الرحمن عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : خمس من الفطرة قص الشارب وتقليم الأظفار وحلق العانة ونتف الإبط والسواك
Tercemesi:
— Ebû Hürcyre (Radiyaîtahu anh) 'den rivayet edildiğine göre. demiştir ki, Resûlüllah {Sallallahü Aleyhi ve Seilem) şöyle buyurdu; «Beş şey. Peygamberlerin seçtiği eski sünnettendir :
1— Bıyık kısaltmak,
2— Tırnaklan kesmek,
3— Kasıkları tıraş etmek,
4— Koltuk altlarını yolmak,
5— Misvak kullanmak.»[1248]
Fıtratın mânâsı, yaratılış, hal, heyettir. İnsanın yaratılışında mevcut bulunan selim bir akıl, Had.fs-i Şerifle geçen 5 şeyin lüzumunu kabul eder ve onları benimser diye bu «Fıtrat» kelimesi geruş mânâ İle açıklanmaktadır. Daha önceden beri geçmiş peygamberlerin bunlar birer sünneti olarak da İzah ediliyor. Bu 5 şeyi ayrı ayrı ele alalım :
Bıyıktan kssaEtmak : Bıyıklar üst dudakta büyüyüp ağızo doğru sarktığı İçin ağzı kaparlar, yemeğe ve İçmeğe engel olurlar. İçilecek suyun veya yenecek yemeğin içine sarkmaları, hem temizliğe aykırıdır, hem de iğrenç ve tiksindiricidir. İslâm'da temizlik ve karşılıklı sevgi esas olduğurra~göre, bunu zedeleyecek her hareketten kaçınmak şarttır. Onun için bıyıklar kısaltılır ve dudak kırmızılığına taşmayacak şekilde terbiye edilirler. Bunu da yapamayanların bıyıklarını traş etmeleri daha doğrudur. Çünkü Imam-ı Azam Ebû Hanife mezhebinde bıyıklan traş etmek de sünnetten sayılır. Asıl sünnet sakalların uzatılmasıdır. Zira; Peygamber (Salhliafıü Aleyhi ve Seilem) müteaddit Hodîs-i Şeriflerinde:
«Bıyıkları kısaltınız, sakalları bırakınız (uzatınız).»
Buyurmuştur. Sakal ancak sünnet miktarı olan bir kabza miktarını geçerse, o zaman kısaltılır. Traş edilmesi bahis konusu değildir. Sakal traşını bir kısım âlimler Karam ve bir kısmı da tahrİmen mekruh saymışlardır. Buna da delil, Hz. Peygamber'irj :
«Sakalian uzatınız» emridir. Bir de ashab içinde sakal traş edenin bulunmayışıdır. Sal
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1257, /947
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Muhammed Said b. Muhammed el-Cermi (Said b. Muhammed b. Said)
Konular:
Fıtrattan olan beş/on şey
Temizlik, Misvak, diş ve ağız temizliği
Tırnak, kasık ve koltuk altı traşı için belirlenen süre
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166429, EM001254
Hadis:
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Tercemesi:
Bize Haccac b. Minhal, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes (b. Malik) şöyle haber vermiştir: (Üvey kardeşim) Abdullah b. Ebu Talha'yı doğduğu gün Hz. Peygamber'e (sav) götürdüm. Hz. Peygamber (sav) bu esnada bir aba giymiş olduğu halde kendi devesine (tedavi amaçlı) katran sürüyordu. Bana yanında hurma var mı? buyurdu. Ben de evet dedim. Hurmayı ağzına atıp çiğnedi ve çocuğun ağzını açıp bir miktar hurma bıraktı. Çocuk da onu diliyle tatmaya çalıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hurma Ensar'ın sevdiği şeydir." Hz. Peygamber (sav) çocuğa Abdullah ismini verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1254, /946
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, elbiseleri
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله الأويسي قال حدثني سليمان بن بلال عن يونس عن بن شهاب قال : كان الرجل إذا أسلم أمر بالاختتان وإن كان كبيرا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166424, EM001252
Hadis:
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله الأويسي قال حدثني سليمان بن بلال عن يونس عن بن شهاب قال : كان الرجل إذا أسلم أمر بالاختتان وإن كان كبيرا
Tercemesi:
İbni Şihab'dan rivayet'edildiğine göre, şöyle demiştir: Bir erkek İslâm'ı kabul ettiği zaman, büyük olsa bile, sünnet olmakla emrolunurdu.[1238]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1252, /944
Senetler:
()
Konular:
Sünnet etmek, çocukları, İslam'a girenleri vs.
حدثنا محمد بن عبد العزيز العمري قال حدثنا ضمرة بن ربيعة عن بلال بن كعب العكي قال : زرنا يحيى بن حسان البكري الفلسطيني في قريته أنا وإبراهيم بن أدهم وعبد العزيز بن قرير وموسى بن يسار فجاءنا بطعام فأمسك موسى وكان صائما فقال يحيى أمنا في هذا المسجد رجل من بني كنانة من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يكنى أبا قرصافة أربعين سنة يصوم يوما ويفطر يوما فولد لأبي غلام فدعاه في اليوم الذي يصوم فيه فأفطر فقام إبراهيم فكنسه بكسائه وأفطر موسى وكان صائما قال أبو عبد الله أبو قرصافة اسمه جندرة بن خيشنة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166427, EM001253
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز العمري قال حدثنا ضمرة بن ربيعة عن بلال بن كعب العكي قال : زرنا يحيى بن حسان البكري الفلسطيني في قريته أنا وإبراهيم بن أدهم وعبد العزيز بن قرير وموسى بن يسار فجاءنا بطعام فأمسك موسى وكان صائما فقال يحيى أمنا في هذا المسجد رجل من بني كنانة من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يكنى أبا قرصافة أربعين سنة يصوم يوما ويفطر يوما فولد لأبي غلام فدعاه في اليوم الذي يصوم فيه فأفطر فقام إبراهيم فكنسه بكسائه وأفطر موسى وكان صائما قال أبو عبد الله أبو قرصافة اسمه جندرة بن خيشنة
Tercemesi:
Akkâ'h Bilâl ibni Kâ'b'dan rivayet edildiğine göre, şöyle anlatmıştır:
— Biz, Yahya ibni Hassan'ı (El-Bekrî El-Filistinî'yi) köyünde ziyaret ettik. Ben, îbrahîm ibni Edhem, Abdülâziz ibni Kureyr ve Musa ibni Ye-sar beraberdik, (Yahya) bize yemek getirdi de, Musa oruçlu olduğu için yemedi. Bunun üzerine (kendisini ziyarete gittiğimiz) Yahya şöyle dedi :
«Peygamber (Sallallahü. Aleyhi ve Selîeın)'in ashabından ve Kinâne Oğullarından Ebû Kursafe künyeli bir adam bize bu mescidde kırk yıl imamlık yaptı ki, o bir gün oruç tutuyordu, bir gün iftar ediyordu. Babamın bir erkek çocuğu doğdu da, onu (Ebu Kursafe'yi) oruç tutmuş olduğu günde davet etti. O da iftar etti.» Bunun üzerine İbrahim kalkıp cüb-besi ile Musa'yı sürttü. Musa da oruçlu iken iftar etti.
(Ebû Abdullah demiştir ki, Ebû Kursafe'ııin ismi Cendere İbni Hayşene'dir.).[1240]
Ashab ve-Tabiînden ibaret çoğunluğun görüşüne göre, icabet edilmesi gerekli olan ziyafetler 8 kısımdır :
1— Sünnet düğünleri için verilen ziyafetler : Böyle bir iş için davet vaki' oİduğu zaman, davete gitmek (İcabet etmek) gerekir. Bundan sonra sayılacak olan ziyafet çeşitleri de aynı hükmü taşırlar.
2— Çocuk doğduğu zaman, Akîka kurbanı kesmek ve etini ziyafet suretiyle müsafirlere ikram etmek veya çiğ olarak dağıtmak.
3— Selâmetle doğumdan kurtulan kadın için verilen ziyafet.
4— Müscfİr ge:işinden dolayı verilen zjyafet.
5— Yeni bir eve sahip olmaktan dolayı verilen ziyafeh
6— Keder ve musibet İçin verilen ziyafet.
7— Sebepsiz olarak verilen ziyafet.
8— Evlenme ve düğün sebebiyle verilen ziyafet.
İşte Filistinli Yahya'nın anlattiğı hâdisede doğum dölayısiyle ziyafet verildiği anlaşılmakta ve böyle bir ziyafete nafile oruç tutmakta olan kimse İcabet ettiği zaman, orucunu bozabileceği de İfade edilmektedir. Ancak bozulan orucun kaza edilmesi vacib olur.
Yahya ibni Hassan, Kudüs halkından yaşlı bir âlim olup, İsabetli ve İyi görüşlü bir kimse idi.
İbrahim ibni E d h e m de, Belh'de doğan, zühd ve takvası ile şöhret bulan ve İnsanlara öğüt veren söz ve hareketlerin sahibidir. 261 yılında Şam'da vefat ettiği söylenir. Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun...
Ebû Kursa (e kimdir? :
Ashab-ı Kiramdan olup, adı Cendere İbni Hayşene veya H ab e ş i yy e 'dir. Kî nane kabilesine bağlıdır, Filistin yahut Tihame'de İkâmet etmiştir. Müslüman oluşunu şöyle anlatır :
«— Ben annemle teyzem arasında büyüyen bîr yetim İdim. Teyzeme daha çok meylim vardı. Koyun-kuzu çobanlığı ederdim. Çok kerre teyzem bana derdi ki : .
— Bu adama Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) *& uğrama, seni yoldan çıkarır ve azdırır. Ben de çıkar meraya giderdim ve koyunlarımı bırakıp, sonra Peygamber (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem)'e giderdim ve yanında dururdum. Sözlerini dinlerdim. Sonra akşama doğru koyunların memeleri kuru ve boş olduğu halde onlarla eve dönerdim. Teyzem derdi ki :
—Senîn bu koyunlarına ne oldu, memeleri kuru? Ben de : Bilmiyorum, derdim.
Bir gün Peygamber (Saüaüâhü Aleyhi ve Selem)m şöyle buyurduğunu
işittim :
«Hicret ediniz ve İslâm'a sanlıma. Çünkü cihad devanı ettikçe hicret kesilmez."
Böylece müslüman olup, Peygamberle musafaha edinceye kadar yanına giderek kendisinden dinledim. Nihayet teyzemin bana olan emrini ve koyunlarımın halini Hz. Peygamber'e: şikâyet ettim. Bunun üzerine Peygamber (Sallattahü A ieyhi ve Sellem):
«Bana koyunları getir.» dedi.
Ben de onları Peygambere getirdim. P&ygamber de koyunların sırtlarını ve memelerini sıvadı ve bereketli olmalarına dua etti. Bundan sonra koyunlar süt ve yağb doiduLar, Koyunlaria teyzeme döndüğüm zaman, teyzem bana :
— Yavrum, işte koyunları böyle otar, dedi. Ben dedim ki :
— Teyzecİğim, ben her gün otardığım şekilde otardım. Ancak sana haber vereyim : Ben Peygamber (Salialiahü Aleyhi ve Sellem) e gittim ve m üs I uman oldum. Böylece Peygamberin ahlakını ve sözlerini teyzeme anlattım. Sonunda annem ve teyzem dediler ki :
— Bizi Peygambere götür. Hemen ben, annem ve teyzem gittik. Onlar müslüman oldular ve Peygamber (Salialiahü Aleyhi ve Sellem) 'e bîat ettiler.
Yaşı ve ölüm tarihi hakkında bilgiye rasrnamamıştır.[1241]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1253, /944
Senetler:
()
Konular:
Oruç, bilerek bozmak
Oruç, gün aşırı
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا عبد الله بن دكين سمع كثير بن عبيد قال : كانت عائشة رضي الله عنها إذا ولد فيهم مولود يعني في أهلها لا تسأل غلاما ولا جارية تقول خلق سويا فإذا قيل نعم قالت الحمد لله رب العالمين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166435, EM001256
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا عبد الله بن دكين سمع كثير بن عبيد قال : كانت عائشة رضي الله عنها إذا ولد فيهم مولود يعني في أهلها لا تسأل غلاما ولا جارية تقول خلق سويا فإذا قيل نعم قالت الحمد لله رب العالمين
Tercemesi:
— (34Ö-s.) Kesir ibni Ubeyd'in şöyle dediği işitil mistir : Hazreti Âige (EtâdiyetUahü tmha) kendilerinde (yâni: akrabaları içinde) bir çocuk doğduğu zaman, erkek mi, kız rm? sormazdı. Kusursuz yaratıldı mı? derdi. Kendisine :
— Evet, dendiği zaman, ELHAMDÜ LİLLÂHİ KABBİLÂLEMİN = Hamd alemlerin Rabbine mahsustur, derdi.[1246]
Doğan çocuk hakkında önemliolan noksansız ve kusursuz olarak dün-1 yayo( gelişidir. Sırf erkeklik veya dişilik istenilmesi gereken bir husus değildir, frkeklerde de hayır umulur, kadınlarda da hayır umulur. Erkekler içinde kötü de çıkabilir, kadınlar içinde de kötü çıkabilir. Mutlak erkeklik veya mutlak dişilik iyilik sebebi veya hayır alâmeti olamaz. Mühim oian çocuğun kusursuz olarak dünyaya gelmesidir. Böyle noksansız ve ayıpsız olarck çocuğu yaratan Allah'a do, verdiği bu büyük nimete karşılık hamd etmek insanın kulluk vazifesidir. Bu hcber için yine başka bir kaynak bulunamadı.[1247]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1256, /947
Senetler:
()
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kültürel Hayat, hadislerden kültürümüze
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم قال حدثني بن أبي رواد قال أخبرني نافع : أن بن عمر كان يقلم أظافيره في كل خمس عشرة ليلة ويستحد في كل شهر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166438, EM001258
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد العزيز قال حدثنا الوليد بن مسلم قال حدثني بن أبي رواد قال أخبرني نافع : أن بن عمر كان يقلم أظافيره في كل خمس عشرة ليلة ويستحد في كل شهر
Tercemesi:
Nafi'den haber verildiğine göre, îbni Ömer (Radıyaliahu cmhüma) her onbeş günde tırnaklarını keserdi ve her ay (koltuk ve kasık temizliği için) ustura kullanırdı.[1250]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1258, /951
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Abdullah el-Adevi (Abdullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Abdülaziz b. Ebu Revvad el-Mekki (Abdülaziz b. Meymun b. Bedr)
4. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
5. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Tırnak, kasık ve koltuk altı traşı için belirlenen süre
حدثنا الأويسي قال حدثنا سليمان بن بلال عن موسى بن عقبة عن نافع عن بن عمر قال : الميسر القمار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166444, EM001260
Hadis:
حدثنا الأويسي قال حدثنا سليمان بن بلال عن موسى بن عقبة عن نافع عن بن عمر قال : الميسر القمار
Tercemesi:
İbni Ömer (Radiyallahu anhütnaj'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Meysir kumardır.[1254]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1260, /952
Senetler:
()
Konular:
Hadis, anlaşılması, yorumu
Kumar, kumar oynamak
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثني معن قال حدثني بن المنكدر عن أبيه عن ربيعة بن عبد الله بن الهدير بن عبد الله : أن رجلين اقتمرا على ديكين على عهد عمر فأمر عمر بقتل الديكة فقال له رجل من الأنصار أتقتل أمة تسبح فتركها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166446, EM001261
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثني معن قال حدثني بن المنكدر عن أبيه عن ربيعة بن عبد الله بن الهدير بن عبد الله : أن رجلين اقتمرا على ديكين على عهد عمر فأمر عمر بقتل الديكة فقال له رجل من الأنصار أتقتل أمة تسبح فتركها
Tercemesi:
Rabia ibni Abdullah'dan rivayet edildiğine göre :
Ez, Ömer (Rcuîiyallahıı anh) 'in. hilâfeti zamanında iki adam iki horoz; üzerine kumara tutuştular, fîtitnufc üzerine Hz. Ömer horozların öldürülmesini emretti. Bu emre karşılık Ensar'dan bir adam Hz. Ömer'e dedi ki:
— Teşbih, eden bir nesli nasıl öldürürsün? Hazreti Ömer de, onları terketti, öldürtmedi.»[1256]
Karşılıklı bir iddia olmaksızın sırf seyirci kalmak maksadj ile de olsa, horozları ve buna benzer hayvanları döğüştürmek günahtır. Çünkü; bunda hayvanlara eziyet ve zarar verme vardır. Halbuki dinimiz hayvanlara acımayı ve onlara işkence vermemeyi bize emretmektedir. Kesilecek hayvanlar dahî en kolay ve eh rahat bîr şekilde boğazlanır. Bir Hadîs-i Şerifte :
«Merhamet etmeyene merihamet olunmaz.»
Buyurutmaktadir. Bu döğüşfer taraflarca iddialı bir şekilde olursa, kumar kısmına girerler. Hz. Ömer, İşin kökünü kazıma bakımından hay-vaniarın da boğazlanmasını emretmişken, horozlardaki muayyen vakitlerde Ötüş.hasletine ve böylece tesbîhde bulunmaları Özelliklerine binaen vermiş olduğu emirdet] vazgeçmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Rabia ibni Abdullah: Tcbiîn seçkinlerinden ve büyüklerinden olup, Peygamber (SaiiaiıoM Aleyhi ve Seliem) 'in zamanında doğmuştur. Muhammed İbnİ'l-Münkedir 'in. amcasıdır ve hadîs rivayeti azdır. Hicretin 93. yılında vefat etmiştir. Allch'ın rahmeh' üzerine olsun...[1257]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1261, /952
Senetler:
()
Konular:
İctihad, Kıyas, hüküm koymada kullanılması
Kumar, kumar oynamak
Sahabe, ictihadı
Yargı, hüküm, ictihad farklılıkları
حدثنا فروة بن أبي المغراء قال أخبرنا إبراهيم بن المختار عن معروف بن سهيل البرجمي عن جعفر بن أبي المغيرة قال نزل بي سعيد بن جبير فقال حدثني بن عباس : أنه كان يقال أين أيسار الجزور فيجتمع العشرة فيشترون الجزور بعشرة فصلان إلى الفصال فيجيلون السهام فتصير لتسعة حتى تصير إلى واحد ويغرم الآخرون فصيلا فصيلا إلى الفصال فهو الميسر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166441, EM001259
Hadis:
حدثنا فروة بن أبي المغراء قال أخبرنا إبراهيم بن المختار عن معروف بن سهيل البرجمي عن جعفر بن أبي المغيرة قال نزل بي سعيد بن جبير فقال حدثني بن عباس : أنه كان يقال أين أيسار الجزور فيجتمع العشرة فيشترون الجزور بعشرة فصلان إلى الفصال فيجيلون السهام فتصير لتسعة حتى تصير إلى واحد ويغرم الآخرون فصيلا فصيلا إلى الفصال فهو الميسر
Tercemesi:
İbni Abbas (Radiyallahu cmhüma) 'nm anlattığına göre, eskiden şöyle denilirdi:
— Deve kumarcıları nerede? Sonra on kişi toplanıp henüz sütten kesilmiş on deve yavrusu ve daha ziyade yavrularla bir (büyük) deve satın alırlardı. Sonra kumar oklarım (bir torba İçinde) karıştırırlardı. Bir kişiye (boş) kalıncaya kadar sen imler dokuz kişinin olurdu. Böylece tüm yavru miktarını dolduruncaya kadar bu sehimlere kalanlar yavrulardan birer birer alacaklı olurlardı. İşte bu Meysir'dir .- kumardır.[1252]
Meysir diye adlandırılan kumar oyunu bu. metinde kısa bir ifade ile anlatılmakta olduğundan, oynanış şeklini buradan kavramak zordur. Bu hususta gerekli bügiyi edinmek için Hâzin ismi ile şöhret bulan A I â e d -dİn Alî'nin «Üibabu't-IeVîl ft Maani't-Tenzî!» adlı tefsİrindeki açıklamaya müracaat edelim :
«Meysir» kumardır ve Yüsür = Kolaylık kelimesinden doğmuş bir isimdir. Çünkü zahmet çekmeksizin kolaylıkla mal edinmek işidir. Cahİliyet devrinde insanlar bir deve satın alıp, onu boğazlarlar ve etini 28 parça yaparlardı. Sonro ezicim ve aklâm adını verdikleri kumar okları ile bu parçalar üzerine sehim çekerlerdi. Okların sayısı on adet olup, isimleri : Fezz, Tev'em, Rakîb, Hales, Nüfis, Müsbil, Mualîâ, Menîh; Sefîh ve Veğed idi. Bunlardan sehim çektikleri işaretli 7 okun hisseleri vardı. Geri kalan 3 okun da hissesi yoktu. Fezz'in bir, Tev'em'in iki, Rakîb'm üç, Hales'in dört, Nafis'in beş, Müsbİf'in ahi ve Muailâ'nın yedi hissesi vardı. Diğer üç okun : Menîh, Sefîh ve Veğed'in hisseleri yoktu. Sonra bu okları, Zübabe adını verdikleri bir torbaya koyarlar ve kendilerince adaletii saydıkları bir adamın eline teslim ederlerdi. Adam bu torbo içindeki okları karıştırıp salladıktan sonro hazırda bulunan oyunculardan bîrinin adına bir ok çekip torbadan çıkarırdı. Çıkan okun kıymetine göre adam etlerden hissesini alırdı. Meselâ; iki hisseli olan TeVem okunu çekmİşse, adına ok çekilen adam İki hisse etînİ alırdı. Böylece adamlara göre ok çekişine devam edilirdi. Hissesi bulunmayan bir ok kime çıkarsa, o deve bedelini borçlanırdı ve eli boş çıkardı. Dİğer hisselere kavuşanlar da aldıkları hisseleri yemezler, onları fakirlere dağıtırlardı. Bununla da öğünürlerdi. Bu oyunu oynamayanları da cimr kimseler sayarlardı.» Bakara Sûresİ'nin 219 ve Mâide Sûresi'nİn 90. öyetleYiyle bu ve bunun gibi bütün kumar çeşitleri yasaklanmış, haram kılınmıştır.
Bir emek ve iş karşılığı olmaksızın, zahmer ve yorgunluk çekmeksizİn, sırf tesadüflere bağlı kalarak başkalarının tamamen zararı karşılığında kolaylıkla mal kazanmaya kumar denir. Bir de müsabako ve yarışma vardır ki, bu yasak değildir. Btlgi ve sen'at yarışmaları, insan koşulan (atLetlzm) gibi... Kumar kısmına girmeyen bu yarışmaların yapılış şeklî şudur: Bir şahıs veya bir müessese bilgi veya koşu yarışması açar ve der ki, birinciye 1000, ikinciye 500 ve üçüncüye 250 lira vereceğim. Böyle bir yarışmadan para almak ve vermek helâldir. İki yarışmacıdan biri diğerine : Ben kazanırsam bir şey almam, fakat sen kazanırsan sana şu kadar veririm, derse bu da haram olmaz. Bir de karşılıklı olarak iddiada bulunan meselâ; iki koşucu arasına üçüncü bîr şahıs girer de : Yarışmayı kazanırsam, İkinizden mükâfatımı alırım ye kaybedersem size bir şey ödemem şartını koşarsa, bu üçüncü şahıs müsabakayı kaybettiği takdirde diğer iki kişiden yarışmayı kazanan Öbür arkadaşından mükâfatı alabilir. Bu şekil yarışma da helâldir. Bu üçüncü şahsa muhallil denir.
Kazanırsam alırım, kaybedersem veririm şeklindeki bütün müsabaka ,ve oyunlar caiz değildir.[1253]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1259, /952
Senetler:
()
Konular:
cahiliye, âdetleri
Kumar, kumar oynamak