حدثنا موسى قال حدثنا وهيب قال حدثنا أيوب عن أبي العالية قال سألت عبد الله بن الصامت قال سألت خليلي أبا ذر فقال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم بوضوء فحرك رأسه وعض على شفتيه قلت بأبي أنت وأمي آذيتك قال لا ولكنك تدرك أمراء أو أئمة يؤخرون الصلاة لوقتها قلت فما تأمرني قال صل الصلاة لوقتها فإن أدركت معهم فصله ولا تقولن صليت فلا أصلي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165653, EM000954
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا وهيب قال حدثنا أيوب عن أبي العالية قال سألت عبد الله بن الصامت قال سألت خليلي أبا ذر فقال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم بوضوء فحرك رأسه وعض على شفتيه قلت بأبي أنت وأمي آذيتك قال لا ولكنك تدرك أمراء أو أئمة يؤخرون الصلاة لوقتها قلت فما تأمرني قال صل الصلاة لوقتها فإن أدركت معهم فصله ولا تقولن صليت فلا أصلي
Tercemesi:
Bize Musa (b. İsmail), ona Vüheyb (b. Halid), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Ebu Âliye, ona da Abdullah b. Samit şöyle haber vermiştir. Dostum Ebu Zer'e sorduğumda bana şöyle dedi: Hz. Peygamber'e (sav) abdest suyu getirdiğimde başını hareket ettirdi ve dudaklarını ısırdı. Ben de anam babam sana feda olsun sana eziyet mi verdim? diye sordum. Hz. Peygamber (sav) de; "Hayır, fakat yöneticilere veya imamlara yetişeceksin de onlar namazların vaktini geciktirecekler" dedi. O zaman bana ne emredersiniz? diye sorunca şöyle buyurdu: "Namazlarını vaktinde kıl. Onlara yetişirsen onlarla beraber de kıl. Sakın ben kıldım (sizinle) kılmayacağım deme."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 954, /749
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Nadr Abdullah b. Samit el-Ğifarî (Abdullah b. Samit)
3. Ebu Âliye el-Berrâ (Ziyad b. Feyruz)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Abdest, abdest alırken yardım alma
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Namaz, aynı vakti bir günde iki kere kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني أبو الزبير عن جابر قال : اشتكى النبي صلى الله عليه وسلم فصلينا وراءه وهو قاعد وأبو بكر يسمع الناس تكبيره فالتفت إلينا فرآنا قياما فأشار إلينا فقعدنا فصلينا بصلاته قعودا فلما سلم قال إن كدتم لتفعلوا فعل فارس والروم يقومون على ملوكهم وهم قعود فلا تفعلوا ائتموا بأئمتكم إن صلى قائما فصلوا قياما وان صلى قاعدا فصلوا قعودا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165646, EM000948
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني أبو الزبير عن جابر قال : اشتكى النبي صلى الله عليه وسلم فصلينا وراءه وهو قاعد وأبو بكر يسمع الناس تكبيره فالتفت إلينا فرآنا قياما فأشار إلينا فقعدنا فصلينا بصلاته قعودا فلما سلم قال إن كدتم لتفعلوا فعل فارس والروم يقومون على ملوكهم وهم قعود فلا تفعلوا ائتموا بأئمتكم إن صلى قائما فصلوا قياما وان صلى قاعدا فصلوا قعودا
Tercemesi:
— Cabir'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Peygamber (Salldkûıü Aleyhi ve Sellem) hasta oldu da, biz arkasında namaz kıldık, o oturuyordu. Ebû Bekir de Peygamberin tekbirini insanlara (cemaata) işittiriyordu. Bir de Peygamber bize döndü ve bizi ayakta gördü. Bize (oturalım diye) işaret etti; biz de oturduk, onun namazı gibi oturarak namaz kıldık. Peygamber selâm verince şöyle buyurdu:
«— Nerede ise Faris ve Rumların işini yapacaksınız; onlar, melikleri otunu lavken ayakta dururlar. Siz böyle yapmayınız, imamlarınım uyunuz. Eğer imam a yak tu namaz kılarsa, siz de ayakta namaz kılını? ve eğer oturarak namaz kılarsa, siz de oturarak kılınız.»[620]
Hadîs-i şerif esas itibariyle namazla İlgili İse de, bu münasebetle Acem ve Rûm meliklerine karşı halkın takındığı tavrın taklit edilmemesine işaret edilmektedir.
Namaz meselesine gelince, burada mezheblerİn ihtilâfı vardır. İmamı Azam ve İmam Şafiî 'ye göre, ayakta namaza duramayıp da oturarak namaz kılan bir imama, ayakta durmaya güderi yetenlerin uyması caizdir; bunlar da hadîs-i şerifte belirtildiği gibi oturarak namazlarını imama uygun şekilde kılarlar. İmam Malik İse, buna cevaz vermemektedir. Ayakta durmaya gücü yetenler, oturan bir İmama uyamazlar. Bu hadîs-İ şerifte bîfdirilen şekil, Hz. Peygambere ait bir özelliktir, herkese şamil değildir.[621]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 948, /742
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
Namaz, oturarak ya da uzanarak namaz kılmak
Saygı, ayağa kalkmak ya da kendisi için ayağa kalkılmasından hoşlanmak
حدثنا مسدد قال حدثنا خالد قال حدثنا سهيل عن بن أبي سعيد عن أبي سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا تثاءب أحدكم فليضع يده بفيه فإن الشيطان يدخل فيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165647, EM000949
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا خالد قال حدثنا سهيل عن بن أبي سعيد عن أبي سعيد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا تثاءب أحدكم فليضع يده بفيه فإن الشيطان يدخل فيه
Tercemesi:
— Ebû Saîd, Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu:
«— Sizden biriniz esnediği Zaman elini ağzına koysun; çünkü şeytan onun ağzından girer.»[622]
919 ve 942 sayılı hadîs-i şeriflerde esnemenin hoş bir hareket olmadığı ve elden geldiği kadar esnemeyi engellemek gerektiği görülmüştü. Burada esnemeyi geri çeviremeyen kimsenin eliyle ağzını kapaması veya eliyle ağzını kapamak suretiyle ona engel olunmaya çalışılması beyan edilmektedir. Bu iki halde de ağzı elle kapamak, iki şekilde olur. Ya sağ elin iç tarafı ile kapatılır, yahui sol elin dışı İle kapatılır. Ağız kapatılmadığı takdirde de Şeytanın ağızdan girebileceği buyurulmaktadır.
İnsana maddî vg manevî zararlar veren şeylerin hepsine şeytan ismi verildiğine göre, insanın ağzı alabildiğine açık olduğu takdirde buradan içeriye teneffüsle beraber rahatça mikroplar girebileceği gibi, küçük haşaratın da girmesi mümkündür. Aynı zamanda iyi olmayan bir hareket ve çirkin düşen bir manzara elle gizlenerek etraftaki insanların tiksinti duymalarından sakinılmış olur, O halde esnememeğe çalışmak ve esneme olduğu zaman da ağzı tarif edildiği tarzda elle kapamak İslâm'ın adabından olup sünnettir.[623]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 949, /744
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Hafs Abdurrahman b. Ebu Said el-Hudri (Abdurrahman b. Sa'd b. Malik b. Sinan)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
حدثنا عثمان قال حدثنا جرير عن منصور عن هلال بن يساف عن عطاء عن بن عباس قال : إذا تثاءب فليضع يده على فيه فإنما هو من الشيطان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165648, EM000950
Hadis:
حدثنا عثمان قال حدثنا جرير عن منصور عن هلال بن يساف عن عطاء عن بن عباس قال : إذا تثاءب فليضع يده على فيه فإنما هو من الشيطان
Tercemesi:
— îbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Bir kimse esneyince elini ağzına koysun; çünkü esnemek şeytandandır.»[624]
Esnemek, hoş olmayan ve şeytanın rızasına uygun düşen tenbellİkle usanç belirtisi bulunan bir hareket olduğundan, şeytanın İşi sayılmıştır. Çünkü şeytanın benimsediği bir haldir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 950, /744
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
- حدثنا مسدد قال حدثنا بشر بن المفضل قال حدثنا سهيل قال سمعت ابنا لأبي سعيد الخدري يحدث أبي عن أبيه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا تثاءب أحدكم فليمسك على فيه فإن الشيطان يدخله
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان قال حدثني سهيل قال حدثني عبد الرحمن بن أبي سعيد عن أبيه أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا تثاءب أحدكم فليمسك بيده فمه فإن الشيطان يدخله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165649, EM000951
Hadis:
- حدثنا مسدد قال حدثنا بشر بن المفضل قال حدثنا سهيل قال سمعت ابنا لأبي سعيد الخدري يحدث أبي عن أبيه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا تثاءب أحدكم فليمسك على فيه فإن الشيطان يدخله
حدثنا خالد بن مخلد قال حدثنا سليمان قال حدثني سهيل قال حدثني عبد الرحمن بن أبي سعيد عن أبيه أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا تثاءب أحدكم فليمسك بيده فمه فإن الشيطان يدخله
Tercemesi:
— Ebû Sa'îd El-Hudrî'nin oğlundan babasının şöyle dediği rivayet edilmiştir;
— Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
«— Sizden birine esnme geldiğinde ağzını tutsun; çünkü şeytan oraya girer.»
Yine Ebû Saîd'den başka bir rivayet yolu ile aynen Peygamber şöyle buyurdu;
«— Sizden, biriniz esnediği zaman ağzını tutsun; çünkü şeytan oraya girer.[626]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 951, /744
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Mübhem Ravi (Mübhem)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
حدثنا عبد الله بن يوسف قال أخبرنا مالك عن إسحاق بن أبي طلحة أنه سمع أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدخل على أم حرام بنت ملحان فتطعمه وكانت تحت عبادة بن الصامت فأطعمته وجعلت تفلي رأسه فنام ثم استيقظ يضحك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165651, EM000952
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يوسف قال أخبرنا مالك عن إسحاق بن أبي طلحة أنه سمع أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدخل على أم حرام بنت ملحان فتطعمه وكانت تحت عبادة بن الصامت فأطعمته وجعلت تفلي رأسه فنام ثم استيقظ يضحك
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik (b. Enes), ona İshak b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav), Ümmü Haram bt. Milhân'ın yanına girerdi ve o Hz. Peygamber'e (sav) yemek ikram ederdi. Ümmü Haram o zaman Ubâde b. Sâmit'in nikahında iken yine Hz. Peygamber'e yemek ikram ettikten sonra Hz. Peygamber'in saçını taramaya ve temizlemeye başladı. Hz. Peygamber (sav) de uyudu sonra gülerek uyandı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 952, /745
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Adab, yatma-kalkma adabı
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Müslüman, peygamber sevgisi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا يحيى بن بكير قال حدثنا الليث عن عقيل عن بن شهاب عن علي بن حسين أن حسين بن علي حدثه عن علي رضي الله عنه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم طرقه وفاطمة بنت النبي صلى الله عليه وسلم فقال:"ألا تصلون" فقلت يا رسول الله إنما أنفسنا عند الله فإذا شاء أن يبعثنا بعثنا فانصرف النبي صلى الله عليه وسلم ولم يرجع إلي شيئا ثم سمعت وهو مدبر يضرب فخذه يقول وكان الإنسان أكثر شيء جدلا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165654, EM000955
Hadis:
حدثنا يحيى بن بكير قال حدثنا الليث عن عقيل عن بن شهاب عن علي بن حسين أن حسين بن علي حدثه عن علي رضي الله عنه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم طرقه وفاطمة بنت النبي صلى الله عليه وسلم فقال:"ألا تصلون" فقلت يا رسول الله إنما أنفسنا عند الله فإذا شاء أن يبعثنا بعثنا فانصرف النبي صلى الله عليه وسلم ولم يرجع إلي شيئا ثم سمعت وهو مدبر يضرب فخذه يقول وكان الإنسان أكثر شيء جدلا
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir:
Rasulullah (sav) (bir gece) kızı Fatıma'nın (ra) kapısını çalarak "Namaz kılmıyor musunuz" diye seslendi. Ali dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasulü, canlarımız Allah'ın elindedir, o bizi uyandırmak isterse uyandırır.' Ben bunu söyleyince Rasulullah (sav) bana hiçbir cevap vermeden ayrılıp gitti. Sonra arkasını dönmüş giderken dizine vurarak "Gerçekten insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." (Kehf 18/54) ayetini söylediğini işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 955, /750
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, beşer olarak
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Tartışma
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا المغيرة بن سلمة أبو هشام المخزومي وكان ثقة قال حدثنا الصعق بن حزن قال حدثني القاسم بن مطيب عن الحسن البصري عن قيس بن عاصم السعدي قال أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : هذا سيد أهل الوبر فقلت يا رسول الله ما المال الذي ليس علي فيه تبعة من طالب ولا من ضيف فقال رسول الله نعم المال أربعون والكثرة ستون وويل لأصحاب المئين إلا من أعطى الكريمة ومنح الغزيرة ونحر السمينة فأكل وأطعم القانع والمعتر قلت يا رسول الله ما أكرم هذه الأخلاق لا يحل بواد أنا فيه من كثرة نعمي فقال كيف تصنع بالعطية قلت أعطي البكر وأعطي الناب قال كيف تصنع في المنيحة قال إني لأمنح المائة قال كيف تصنع في الطروقة قال يغدو الناس بحبالهم ولا بوزع رجل من جمل يختطمه فيمسك ما بدا له حتى يكون هو يرده فقال النبي صلى الله عليه وسلم فمالك أحب إليك أم مال مواليك قال مالي قال فإنما لك من مالك ما أكلت فأفنيت أو أعطيت فأمضيت وسائره لمواليك فقلت لا جرم لئن رجعت لأقلن عددها فلما حضره الموت جمع بنيه فقال يا بني خذوا عني فإنكم لن تأخذوا عن أحد هو أنصح لكم مني لا تنوحوا علي فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم ينح عليه وقد سمعت النبي صلى الله عليه وسلم ينهى عن النياحة وكفنوني في ثيابي التي كنت أصلي فيها وسودوا أكابركم فإنكم إذا سودتم أكابركم لم يزل لأبيكم فيكم خليفة وإذا سودتم أصاغركم هان أكابركم على الناس وزهدوا فيكم وأصلحوا عيشكم فان فيه غنى عن طلب الناس وإياكم والمسألة فإنها آخر كسب المرء وإذا دفنتموني فسووا علي قبري فإنه كان يكون شيء بيني وبين هذا الحي من بكر بن وائل خماشات فلا آمن سفيها أن يأتي أمرا يدخل عليكم عيبا في دينكم قال علي فذاكرت أبا النعمان محمد بن الفضل فقال أتيت الصعق بن حزن في هذا الحديث فحدثنا عن الحسن فقيل له عن الحسن قال لا يونس بن عبيد عن الحسن قيل له سمعته من يونس قال لا حدثني القاسم بن مطيب عن يونس بن عبيد عن الحسن عن قيس فقلت لأبي النعمان فلم تحمله قال لا ضيعناه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165652, EM000953
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا المغيرة بن سلمة أبو هشام المخزومي وكان ثقة قال حدثنا الصعق بن حزن قال حدثني القاسم بن مطيب عن الحسن البصري عن قيس بن عاصم السعدي قال أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : هذا سيد أهل الوبر فقلت يا رسول الله ما المال الذي ليس علي فيه تبعة من طالب ولا من ضيف فقال رسول الله نعم المال أربعون والكثرة ستون وويل لأصحاب المئين إلا من أعطى الكريمة ومنح الغزيرة ونحر السمينة فأكل وأطعم القانع والمعتر قلت يا رسول الله ما أكرم هذه الأخلاق لا يحل بواد أنا فيه من كثرة نعمي فقال كيف تصنع بالعطية قلت أعطي البكر وأعطي الناب قال كيف تصنع في المنيحة قال إني لأمنح المائة قال كيف تصنع في الطروقة قال يغدو الناس بحبالهم ولا بوزع رجل من جمل يختطمه فيمسك ما بدا له حتى يكون هو يرده فقال النبي صلى الله عليه وسلم فمالك أحب إليك أم مال مواليك قال مالي قال فإنما لك من مالك ما أكلت فأفنيت أو أعطيت فأمضيت وسائره لمواليك فقلت لا جرم لئن رجعت لأقلن عددها فلما حضره الموت جمع بنيه فقال يا بني خذوا عني فإنكم لن تأخذوا عن أحد هو أنصح لكم مني لا تنوحوا علي فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم ينح عليه وقد سمعت النبي صلى الله عليه وسلم ينهى عن النياحة وكفنوني في ثيابي التي كنت أصلي فيها وسودوا أكابركم فإنكم إذا سودتم أكابركم لم يزل لأبيكم فيكم خليفة وإذا سودتم أصاغركم هان أكابركم على الناس وزهدوا فيكم وأصلحوا عيشكم فان فيه غنى عن طلب الناس وإياكم والمسألة فإنها آخر كسب المرء وإذا دفنتموني فسووا علي قبري فإنه كان يكون شيء بيني وبين هذا الحي من بكر بن وائل خماشات فلا آمن سفيها أن يأتي أمرا يدخل عليكم عيبا في دينكم قال علي فذاكرت أبا النعمان محمد بن الفضل فقال أتيت الصعق بن حزن في هذا الحديث فحدثنا عن الحسن فقيل له عن الحسن قال لا يونس بن عبيد عن الحسن قيل له سمعته من يونس قال لا حدثني القاسم بن مطيب عن يونس بن عبيد عن الحسن عن قيس فقلت لأبي النعمان فلم تحمله قال لا ضيعناه
Tercemesi:
— Kays ibni Asım Es-Sa'd"den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Resûlüllah (Saüallahü Aleyhi ve 5e/fem)'e gittim de, şöyle buyurdu:
«— Bu adam deve sahiplerinin ulusudur.»Bunun üzerine ben de dedim ki:
— Ya Resûlallah! Hangi maldır ki, onda misafirden ve isteyiciden yana benim üzerimde bir hak yoktur?
.Resûlüllah bur*a cevaben şöyle buyurdu:
«— Kırk tane (deve) ne güzeldir! Altmış tane çoktur. Yüzler sahibine azab vardır; ancak şu kimse müstesnadır: Malının kıymetlisini veren, bol sağılan* ariyet veren, semizini kesip 4e yiyen ve dilenci ile muhtaca yediren.»
Dedim ki, ya Resûlallah, bu ne güzel ahlâk!.. Bir vadiye inilmez ki, benim orada en ziyade davarım olmasın. Peygamber (bana) sordu:
«— Bağışı nasıl yaparsın?» Dedim ki:
— Genç deve ile yaşlı deveyi verirjim. Peygamber yine sordu;
«— Ariyet hayvan hususunda nasıî yaparsın?» Dedim ki:
— (Yününden, sütünden ve yapağısından faydalansınlar diye) yüz deve ariyet veririm. Peygamber yine sordu:
«— Yetişkin develer hakkında nasıl yaparsın?» Dedim ki;
— İnsanlar sabahleyin ipleriyle çıkarlar ve hiç bir adam yularlaya-cağı bir deveden alıkonrnaz da, önüne çıkan deveyi tutar ve onu kendisi geri verinceye kadar saklar, (böylece istiyen herkes develerimden faydalanır). Peygamber (SaHaİlâhü Aleyhi ve Seîtem) sordu:
«— Senin analın mı sana daha sevgilidir, yoksa mirasçılarının mah mı?»
— Benim malım, dedim. Peygamber buyurdu:
«— Mahmian sana ait olein, ancak yeyip de harcadığındır yahut verip de geçerh kıldığındır. Malsn diğeri ise mirasçılarının dır.»
— (Ben dedim ki:) Çare yok, eğer geri dönersem, muhakkak develerimin saysıni azaltacağım, (insanlara çok miktarda dağıtacağım ve kendime azım bırakacağım).
Bu adamın ölüm vakti gelince, oğullarını toplayıp onlara şöyle dedi: Evlâdlarım! Benim öğüdümü tutun; çünkü size benden daha iyi öğüt veren bir kimse bulup, ondan öğüt alamazsınız. Ölünce arkamda bağıra çağıra ağlamayınız; çünkü Resûlülkh (SûIisUüM Akyhî veSelletn) üzerine bağıra çağıra ağlanmadı. Gerçekten Peygamber (SaîlalkthU Aîeyhi v« Seİlemyin ölü arkasından bağırarak ağlamayı yasakladığını işittim. Beni, namaz kılmış olduğum elbiselerle kefenleyin. Büyüklerinize hürmet edin, onları başınızda efendi tutun. Eğer siz büyüklerinizi şerefli tutarsanız, sizde babanızın halifesi devamlı olarak bulunur. Küçüklerinizi üzerinizde şerefli yaparsanız, büyükleriniz insanlara karşı hor ve bayağı düşerler ve simden yüz çevirirler. Yaşayışınızı düzeltin; çünkü düzgün yaşayışta, insanlardan istemekten kurtuluş vardır. Dilenmekten sakının; çünkü bu, insan kazancının en bayağısıdır. Benî gömdüğünüz zaman, kabrimin üzerini dümdüz yapın, (belli olmasın); çünkü bu mahalleden Bekir ibni Vail ile aramda bir şey oluyordu da döğüşmeler çıkıyordu. Şimdi hafif akıllı biri çıkıp da sizin dininize br ayıp iş getirmesinden emin değilim, (bu hasımlarımdan biri gelir de mezarımı eşeler, siz de ona bir fenalık edersiniz. Böylece âhiretinizi kaybetmiş olabilirsiniz).»[630]
Bu bölümün başlığı, başkasının başmı tarayıp temizlemek konusu al-mökÎG, bu hadîs-i şerifin-adı geçen bölümle ilgisi anlaşılamamıştır. Hadîste kısaltma yapılarak bölümle ilgili sözler düşmüş olabilir. Burada rivayet edilen kısmı ile bize şu öğütler verilmektedir:
1— İhtiyaçtan fazla mal bîriktirmeyip mühtoçtaro ve hayırlı yerlere harcama olursa, insan kendi matını sevmiş ve ona sahip olmuş olur. Böyle hcrcayomadığı mallar veresenin malı sayılır. Çünkü harcanan malın sevabı âhîrerte sahibini bulur ve ona mevki kazandırır.
Büyük zenginler, mallarının iyisini ve kıymetlisini vermedikçe vebalden kurtulamayacaklarının bilinmesi de gerekir.
2— Büyüklerine ve yaşlılarına saygı gösteren mîlletler, millî şuurlarını geliştirir ve gelecek soylarına aynen aktarırlar. Ahlâk çöküntüsüne maruz kalmazlar. Millî benliklerine sahip olurlar. Çocuklar büyükler yerinde tutulursa, geçmişle ve gelenekle olan bağlar kopar, çöküntü başlar.
3— Ölü arka.smdq çığlıkla, bağırıp çağırarak, el-yüz çırparak ağlamak veya böyle aklayıcılar tutmak İslâm dininde yasaktır Sükûnetle ağlamakta bir beis yoktur.
4— İnsanın kefeni» hayatında giydiği elbiseler kumaşından daha kıymetli olmamalıdır. Kıymetli eşyalara bürünerek gömülmek israfa girer; İsraf
5— Geçim .ve yeşayışî temin etmek ve başkasına İhtiyaç göstermemek her mükellef için farzdır. Dilenci durumuna düşmek, kazancın en kötüsü ve adisidir.
6— İnsanların husumeti öldükten sonra da devam edebilir.Bu hususta bile tedbirli olmak ihitiyatlı bir harekettir.[631]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 953, /745
Senetler:
1. Kays b. Asım et-Temimî (Kays b. Asım b. Sinan b. Halid b. Minkar)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Kasım b. Mutayyeb el-Icli (Kasım b. Mutayyeb)
4. Sa'k b. Hazn el-Bekri (Sa'k b. Hazn b. Kays)
5. Ebu Hişam Muğira b. Seleme el-Mahzumi (Muğira b. Seleme)
6. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Cenaze, kefenlemek
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Kabir, üstünün yapılışı
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Vasiyet, İslam'ın ilk zamanlarında
Yönetim, yöneticilikte ehliyet
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن أبي رزين عن أبي هريرة قال : رأيته يضرب جبهته بيده ويقول يا أهل العراق أتزعمون أني أكذب على رسول الله صلى الله عليه وسلم أيكون لكم المهنأ وعلي المأثم أشهد لسمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إذا انقطع شسع أحدكم فلا يمشي في نعله الأخرى حتى يصلحه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165655, EM000956
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن أبي رزين عن أبي هريرة قال : رأيته يضرب جبهته بيده ويقول يا أهل العراق أتزعمون أني أكذب على رسول الله صلى الله عليه وسلم أيكون لكم المهنأ وعلي المأثم أشهد لسمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إذا انقطع شسع أحدكم فلا يمشي في نعله الأخرى حتى يصلحه
Tercemesi:
— Ebû Rezîn demiştir ki, Bbû Hüreyre'nin elini alnına vurarak şöyle dediğini gördüm:
— Zanneder misiniz ben. Resûlüllah. (SaUalhhü Aleyhi ve Selkm) fe yalan uydururum? Size afiyet ve bana günâh olur mu? (Ben böyle bir duruma düşer miyim? O halde şu gerçeği dinleyin;) Resûlüllah (Sallallahü-, Aleyhi ve Sellemfin şöyle buyurduğunu işittim, buna şahidlik ederim:
«— Sizden birinizin ayakkabı bağı koptuğu zaman, bunu düzeltme-difcçe, diğer ayakkabısıyle yürümesin, (iki ayağı da giyili olsun).»[636]
Eskiden giyilen ayakkabılar, bugün sandal (terlik) denilen ve banyolarda, denizlerde giyilen ayakkabılara benziyordu. Bunların bir kısmında, baş parmakla onu takip eden parmak arasına giren ve ayağı tespit eden bir bağ verdir ki, buna Arapçada «Sis'» denilir. Bu kopunca, nalın giyilmez; çünkü ayağı tutmaz, tşte böyle bir vaziyete düşen olursa, tek ayağında nalm bulunarak gezmesin. Ya düzeltsin de İkisiyle yürüsün veya diğer sağlamını da çıkarsın. Sebebi şu : İkİ sebeple giyim yapılır. Dış eziyetlerden korunmak ve güzelleşmek. Tek ayak giyili olarak yürümekte bu İkİ faydadan hiç biri bulunmaz. TopcNaya topallaya yürümenin zahmeti ve çıplak ayağa zararlı şeylerin batma korkusu daha fazladır. İnsanın vakârmı da giderdiğinden alay vesilesi de olur. Böylece edebe uygun bir hal bulunmadığından bundan sakınılması İstenmiştir.
Bu mevzuda îbni Mace'nin rivayet ettiği hodîs-İ şerîf şöyle :
«— Hiç biriniz tek nahnla ve tek ayakkabı ile yürümesin; ikisini beraber çıkarsın yahut ikisiyle beraber yürüsün.»[637]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 956, /752
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti
Hadis, Ebu Hüreyre'nin çok hadis rivayeti
Hadis, hadis tenkidine örnekler
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا أيوب بن أبي تميمة عن أبي العالية البراء قال : مر بي عبد الله بن الصامت فألقيت له كرسيا فجلس فقلت له إن بن زياد قد أخر الصلاة فما تأمر فضرب فخذي ضربة أحسبه قال حتى أثر فيها ثم قال سألت أبا ذر كما سألتني فضرب فخذي كما ضربت فخذك فقال صل الصلاة لوقتها فإن أدركت معهم فصل ولا تقل قد صليت فلا أصلي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165656, EM000957
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا أيوب بن أبي تميمة عن أبي العالية البراء قال : مر بي عبد الله بن الصامت فألقيت له كرسيا فجلس فقلت له إن بن زياد قد أخر الصلاة فما تأمر فضرب فخذي ضربة أحسبه قال حتى أثر فيها ثم قال سألت أبا ذر كما سألتني فضرب فخذي كما ضربت فخذك فقال صل الصلاة لوقتها فإن أدركت معهم فصل ولا تقل قد صليت فلا أصلي
Tercemesi:
— (219-s.) Ebûl-Aliye El-Berâ'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Abdullah ibni's-Samit bana uğradı. Ben de ona bir iskemle verdim; ö da oturdu. Ben ona dedim ki;:
— îbni Ziyad namazı geciktirdi, ne buyurursun? Bunun üzerine o, oyluğuma bir vuruş vurdu. (Ravi, Ebû'l-Bera'nm oyluğumda iz bıraktı, dediğini sanıyor.) Sonra Abdullah ibni's-Samit şöyle dedi:
— Sen bana sorduğun gibi, ben Ebû Zer'e sordum da, ben senin oy* luğuna vurduğum gibi, benim oyluğuma vurduktan sonra dedi ki:
— Namazı (müstehab) vaktinde kıl. Eğer cemaata (sonradan) yetişirsen, sen de (onlarla) kıl ve ben namaz kıldım, artık kılmıyacağım, deme.»[638] .
954 sayılı hodîs-i şerife bakılsın. Burada, kötü'bir niyet taşımaksızın bir arkadaşın oyluğuna vurmada beis bulunmadığı ifade edilmektedir.[639]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 957, /753
Senetler:
()
Konular:
Namaz, aynı vakti bir günde iki kere kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek