9 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abdullah, ona Mekkî b. İbrahim, ona Ca'd (b. Evs), ona da Aişe b. Sa'd, babasının şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Mekke'de hastalanmıştım. Hz. Peygamber (sav) beni ziyarete gelmişti. Elini alnıma koydu. Sonra göğsümü ve karnımı sıvazlayıp 'Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla' diye dua etti."
Bize Yahya b. Said, ona Ca’d b. Evs, ona da Âişe bnt. Sa’d, Sa’d’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mekke’de hastalanmıştım. Hz. Peygamber (sav) beni ziyaret etmek üzere yanıma gelmişti. Ona 'Ya Rasulullah! Öldükten sonra geriye biraz malım kalacak. Bir tek kızımdan başka da mirasçım yoktur. Malımın üçte ikisini (tasadduk edilmek üzere) vasiyet edip, kızıma üçte birini bırakabilir miyim?' diye sorduğumda, 'Hayır' cevabını verdi. 'Peki yarısını vasiyet edip, yarısını kızıma bıraksam?' dediğimde, yine 'Hayır' dedi. 'Üçte birini vasiyet edip, üçte ikisini kızıma bıraksam olur mu?' dediğimde ise tam üç kez 'Üçte bir mi? Üçte bir de çoktur' dedi. Sonra elini alnıma koydu ve yüzümü, göğsümü ve karnımı sıvazladı. Sonra da 'Allah’ım! Sa’d’a şifa ver ve onun hicretini tamamla' diye dua etti. Ben o günden beri Hz. Peygamber'in (sav) elinin soğukluğunu hala ciğerimde hissederim.”
Bize Mekki b. İbrahim, ona Cu’ayd, ona Ayşe bt. Sa’d, ona da babası Sa’d şöyle rivayet etti: Ben, Mekke’de çok ağır bir hastalığa yakalanmıştım. Peygamber (sav) beni ziyaret etmek üzere (evime) geldi. Ona “Ey Allah’ın peygamberi! Ben (ölürsem) geriye büyük bir mal bırakıyorum. Halbuki ben geriye bir tek kız evladından başka mirasçı bırakmış değilim. Bu yüzden ben malımın üçte ikisini vasiyet ediyorum, ona da üçte birini bırakıyorum, dedim. Peygamber (sav) “Hayır. (Bu olmaz)” dedi. Ben Öyleyse yarısını vasiyet edeyim, kalan yarısını da (miras) bırakayım! dedim. Peygamber (sav) yine “Hayır!” buyurdu. Ben üçte birini vasiyyet edeyim de kızıma üçte ikisini bırakayım, dedim. Peygamber (sav) "Üçte biri (vasiyet et.) Üçte bir de çoktur" buyurdu. Sonra elini alnıma koydu. Ardından elini yüzüm ve karnım üzerine sürüp sıvazladı. Daha sonra da “Allah’ım! Sa’d’a şifa ver ve ona hicretini tamam eyle!” diye dua etti. O’nun el sürmesinin ciğerim üzerinde duran soğukluğunu zannediyorum şu ana kadar hissetmekte devam ettim.
Açıklama: Arapça olarak: "Sübhânallâhi adede mâ haleka fi's-semâi ve sübhânallâhi adede mâ haleka fi'l-ardi ve sübhâne adede mâ haleka beyne zâlike ve sübhâallâhi adede mâ hüve hâlikun, vallâhü ekber misle zâlike, velhamdülillâhi misle zâlike, ve lâ ilâhe illellâhu misle zâlike ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi misle zâlike."