2005 Kayıt Bulundu.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm'i Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde bu sureyi sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin okuduğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasûlullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi. Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.
Bize Hakem b. Nâfi, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona Abdullah b. Uyeyne, ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında insanlar hakkında vahiy ile muamele edilirdi. Şimdi ise vahiy kesilmiştir. Artık biz sadece bize aşikar olan amellerinize göre muamele ederiz. Bu sebeple her kim bize karşı iyi halini ortaya koyarsa onu güvenilir sayar ve kendimize yakın tutarız. Gizli hallerini araştırma bizim işimiz değildir. Onun gizli hallerini Allah hesaba çeker. Aynı şekilde kim de kötülük yaparsa, gizli işlerinin güzel olduğunu söylese bile, biz onu güvenilir bulmaz ve onaylamayız.
Bize Ali, ona Süfyân, ona Yahya b. Saîd, ona Ubeyd b. Huneyn, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Ömer'e “ey Müminlerin Emiri, Rasulullah'a (sav) karşı birbiriyle yardımlaşan o iki kadın kimdir?” sormak istedim. Tam sözümü bitirmiştim ki Ömer “Âişe ile Hafsa” diye cevap verdi.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Yahya b. Saîd, ona Ubeyd b. Huneyn, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Ben Ömer'e, Rasulullah'a (sav) karşı, birbirine destek olan o iki kadını sormak isteyip duruyordum, ama bir sene bekledim de sormak için uygun bir fırsat bulamadım. Nihayet onunla beraber ha yapmak üzere yola çıktım. Zahrân mevkiinde bulunduğumuz zaman Ömer, ihtiyaç gidermek için ileriye doğru gitti, dönünce de “bana abdest suyu getir” dedi. Ben de kendisine bir kap ile su getirdim ve abdest alırken ona su dökmeye başladım. Bu ortamı fırsat bilip “ey Müminlerin emiri, Rasulullah'a karşı birbirlerine arka çıkan o iki kadın kimdi?” dedim. Ben sözümü tam bitirmiştim ki bana “Âişe ile Hafsa” dedi.
Bize Ebu Nuaym, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (ra), Ömer'in şöyle demekte olduğunu rivayet etmiştir: Ebu Bekir bizim hem efendimiz hem de efendimizi -Bilal'i kast ediyor- hürriyetine kavuşturmuştur.