13 Kayıt Bulundu.
Bize Hüşeym, ona Abdulhamid b. Ca'fer, ona da Ömer b. el-Hakem b. Sevbân, Cabir'in şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) "Kim bir hastayı ziyaret ederse (hastanın) yanına oturuncaya kadar rahmete dalmaya başlar. [Hastanın yanına] Oturunca da rahmete gark olur" buyurmuştur.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Yunus, ona Ebu Ma'şer, ona Abdurrahman b. Abdullah el-Ensârî'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm, Ömer b. el-Hakem b. Sevbân’ın huzuruna girdi ve "Ey Ebu Hafs! Bize Hz. Peygamber'den (sav) hakkında hiç ihtilaf olmayan bir hadis rivayet et!" dedi. O da Ka'b b. Mâlik'ten Resul-i Ekrem'in (sav) şu sözünü nakletti: "Kim bir hastayı ziyaret ederse rahmete gark olur. Yanında oturursa o rahmete [iyice] dalar. Sizler inşallah rahmete [iyice] dalarsınız."
Açıklama: Hadis hasen, isnad ise Ebu Ma'şer'in zayıf bir ravi olmasından dolayı zayıftır. Hadis hakkında vehm olmuştur, bu yüzden hadis Ka'b b. Mâlik'in hadisi olarak verilmiştir. Ancak doğru olan hadisin Câbir'in hadisi olmasıdır.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân (b. Yezid el-Attâr), ona Yahya (b. Ebu Kesir et-Tâî), ona Ömer b. Ebu Hakem b. Sevbân, ona Kudame b. Maz'un'un azatlısı, ona da Üsame b. Zeyd'in azatlısı şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi (Üsame b. Zeyd'in mevlası), Üsame (ra) ile Kurâ vadisine doğru Üsame'nin bir malını istemeye gitmişti. Üsame, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutuyordu. Azatlısı ona 'Yaşlı bir kimse olduğun halde niçin pazartesi ve perşembe günleri oruç tutuyorsun?' deyince, Üsame şu cevabı verdi 'Çünkü Rasulullah (sav) de pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Kendisine bunun sebebi sorulunca, şöyle buyurdu: 'Muhakkak ki kulların amelleri (Allah'a), pazartesi ve perşembe günleri arz olunur'." [Ebû Davud dedi ki: Hişam ed-Destüvâî de Yahya'dan, o da Ömer b. Ebu Hakem'den benzer bir rivayeti nakletmiştir (Ebân'ın rivayetini takviye etmiştir).]
Bize Kuteybe b. Said, ona Bekr - b. Mudar- ona İbn Aclân, ona Said el-Makburî, ona Ömer b. el-Hakem, ona Abdullah b. Aneme el-Müzenî, ona Ammar b. Yasir, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi namazını bitirdiğinde ona, namazının onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri ya da yarısına karşılık sevap yazılır."
Açıklama: Usulüne uygun ve huşu içinde kılmasına göre kişi, namazından sevap kazanacaktır. Müslüman açısından farz namazı kılmış olması önemlidir. Ancak elinden geldiği kadar kişi, namaza hazırlık yaparak gelir ve etkili bir niyet ile namaza başlar, sünnete uygun bir şekilde tamamlar ise emeğinin karşılığını sevap olarak alacaktır. Aksi takdirde noksanlaştırılan bir karşılıkla ödüllendirilecektir.