Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Selil (Dureyb b. Nukayr), ona Mücibe el-Bahiliyye, ona da babası ya da amcasının (Abdullah b. Haris el-Bahilî) naklettiğine göre o (Abdullah) Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelmiş, ardından ayrılıp (yurduna dönmüş), bir sene sonra da şekli ve şemali değişmiş bir halde (tekrar) huzura gelmişti. O Rasulullah'a, Ey Allah'ın Rasulü! Beni tanımadın mı? deyince Hz. Peygamber (sav) "sen de kimsin" buyurmuştu. (O), ben, geçen sene sana gelen Bahili (zatım) demiş Nebî (sav), "seni ne bu hale getirdi, sen güzel görünüşlü biri idin" buyurmuştu. (O), Sen'den ayrıldığımdan beri sadece geceleri yemek yedim deyince Hz. Peygamber (sav), "niçin kendine azap ettin?" buyurup ardından, "sabır ayı (olan Ramazan'ı oruçlu geçir ona ilaveten de) her aydan bir gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha fazlasını buyur, ben kuvvetliyim deyince Nebî (sav), "(her aydan) iki gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır deyince Rasulullah (sav), "(her aydan) üç gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır demiş ve Hz. Peygamber (sav), "haram aylarda üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma" buyurmuştu. (Hz. Peygamber (sav) bunu söylerken) üç parmağıyla işaret ediyor, onları yumuyor ve geri açıyordu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14719, D002428
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ عَنْ مُجِيبَةَ الْبَاهِلِيَّةِ عَنْ أَبِيهَا أَوْ عَمِّهَا أَنَّهُ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ انْطَلَقَ فَأَتَاهُ بَعْدَ سَنَةٍ وَقَدْ تَغَيَّرَتْ حَالَتُهُ وَهَيْئَتُهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَمَا تَعْرِفُنِى قَالَ
"وَمَنْ أَنْتَ." قَالَ أَنَا الْبَاهِلِىُّ الَّذِى جِئْتُكَ عَامَ الأَوَّلِ . قَالَ
"فَمَا غَيَّرَكَ وَقَدْ كُنْتَ حَسَنَ الْهَيْئَةِ." قَالَ مَا أَكَلْتُ طَعَامًا إِلاَّ بِلَيْلٍ مُنْذُ فَارَقْتُكَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لِمَ عَذَّبْتَ نَفْسَكَ." ثُمَّ قَالَ
"صُمْ شَهْرَ الصَّبْرِ وَيَوْمًا مِنْ كُلِّ شَهْرٍ." قَالَ زِدْنِى فَإِنَّ بِى قُوَّةً . قَالَ
"صُمْ يَوْمَيْنِ." قَالَ زِدْنِى . قَالَ
"صُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ." قَالَ زِدْنِى . قَالَ
"صُمْ مِنَ الْحُرُمِ وَاتْرُكْ صُمْ مِنَ الْحُرُمِ وَاتْرُكْ صُمْ مِنَ الْحُرُمِ وَاتْرُكْ." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ الثَّلاَثَةِ فَضَمَّهَا ثُمَّ أَرْسَلَهَا .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Selil (Dureyb b. Nukayr), ona Mücibe el-Bahiliyye, ona da babası ya da amcasının (Abdullah b. Haris el-Bahilî) naklettiğine göre o (Abdullah) Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelmiş, ardından ayrılıp (yurduna dönmüş), bir sene sonra da şekli ve şemali değişmiş bir halde (tekrar) huzura gelmişti. O Rasulullah'a, Ey Allah'ın Rasulü! Beni tanımadın mı? deyince Hz. Peygamber (sav) "sen de kimsin" buyurmuştu. (O), ben, geçen sene sana gelen Bahili (zatım) demiş Nebî (sav), "seni ne bu hale getirdi, sen güzel görünüşlü biri idin" buyurmuştu. (O), Sen'den ayrıldığımdan beri sadece geceleri yemek yedim deyince Hz. Peygamber (sav), "niçin kendine azap ettin?" buyurup ardından, "sabır ayı (olan Ramazan'ı oruçlu geçir ona ilaveten de) her aydan bir gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha fazlasını buyur, ben kuvvetliyim deyince Nebî (sav), "(her aydan) iki gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır deyince Rasulullah (sav), "(her aydan) üç gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır demiş ve Hz. Peygamber (sav), "haram aylarda üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma" buyurmuştu. (Hz. Peygamber (sav) bunu söylerken) üç parmağıyla işaret ediyor, onları yumuyor ve geri açıyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Savm 54, /564
Senetler:
1. Abdullah b. Haris el-Bahili (Abdullah b. Haris)
2. Mücibe el-Bahiliyye (Mücibe el-Bahiliyye)
3. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Amel, amellerde itidali elden bırakmamak, aşırı gitmemek
Oruç Olgusu
Oruç, Nafile Oruç, ayda üç gün oruç tutmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9983, M006702
Hadis:
حَدَّثَنِيهِ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى يَعْنِى ابْنَ سَعِيدٍ عَنِ التَّيْمِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ.
[عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ عَنْ أَبِى حَسَّانَ قَالَ قُلْتُ لأَبِى هُرَيْرَةَ قُلْتُ لأَبِى هُرَيْرَةَ إِنَّهُ قَدْ مَاتَ لِىَ ابْنَانِ فَمَا أَنْتَ مُحَدِّثِى عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِحَدِيثٍ تُطَيِّبُ بِهِ أَنْفُسَنَا عَنْ مَوْتَانَا قَالَ قَالَ نَعَمْ "صِغَارُهُمْ دَعَامِيصُ الْجَنَّةِ يَتَلَقَّى أَحَدُهُمْ أَبَاهُ - أَوْ قَالَ أَبَوَيْهِ - فَيَأْخُذُ بِثَوْبِهِ - أَوْ قَالَ بِيَدِهِ - كَمَا آخُذُ أَنَا بِصَنِفَةِ ثَوْبِكَ هَذَا فَلاَ يَتَنَاهَى - أَوْ قَالَ فَلاَ يَنْتَهِى - حَتَّى يُدْخِلَهُ اللَّهُ وَأَبَاهُ الْجَنَّةَ."]
وَقَالَ فَهَلْ سَمِعْتَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا تُطَيِّبُ بِهِ أَنْفُسَنَا عَنْ مَوْتَانَا قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Said, ona Yahya -yani İbn Said-, ona et-Teymî, bir önceki hadisin isnadıyla rivayet etmiştir. Ravi; sen Hz. Peygamber'den ölülerimizle ilgili bizim kalplerimizi ferahlatacak bir şey duydun mu dedi. (Ebu Hureyre de) Evet dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6702, /1086
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
3. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
4. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
KTB, ADAB
KTB, ÖLÜM
Teşvik edilenler, Ölen çocuğa sabrın mükafatı
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن سعيد الجريري عن أبي السليل عن أبي مرثد العجلي ، قال : من أوى إلى فراشه طاهرا ونام ذاكرا ، كان فراشه مسجدا ، وكان في صلاة وذكر حتى يستيقظ ، ومن أوى إلى فراشه غير طاهر ونام غير ذاكر ، كان فراشه قبرا ، وكان جيفة حتى يستيقظ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
87687, MA019837
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن سعيد الجريري عن أبي السليل عن أبي مرثد العجلي ، قال : من أوى إلى فراشه طاهرا ونام ذاكرا ، كان فراشه مسجدا ، وكان في صلاة وذكر حتى يستيقظ ، ومن أوى إلى فراشه غير طاهر ونام غير ذاكر ، كان فراشه قبرا ، وكان جيفة حتى يستيقظ.
Tercemesi:
Bize Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid), ona Said (b. İyâs) el-Cüreyrî, ona Ebu Selil (Dureyb b. Nukayr), ona da Ebu Mersed (Kennaz b. Husayn) el-Iclî şöyle haber vermiştir: Kim yatağına temiz olarak gelirse zikreden (zakir) bir kişi olarak uyur ve yatağı da onun için mescid (gibi) olur. Uyanıncaya kadar da namazda ve zikirdedir. Kim de yatağına temiz olmayarak gelir ve zikretmeden uyursa yatağı kabir gibi olur ve ve uyanıncaya kadar (kendisi) ceset gibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 19837, 11/37
Senetler:
1. Ebu Mersed Kennaz b. Husayn el-Ğanevî (Kennaz b. Husayn b. Yerbu' b. Tarif)
2. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
3. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Adab, yatma-kalkma adabı
Temizlik, beden temizliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279562, M006701-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى - وَتَقَارَبَا فِى اللَّفْظِ - قَالاَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ عَنْ أَبِى حَسَّانَ قَالَ قُلْتُ لأَبِى هُرَيْرَةَ إِنَّهُ قَدْ مَاتَ لِىَ ابْنَانِ فَمَا أَنْتَ مُحَدِّثِى عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِحَدِيثٍ تُطَيِّبُ بِهِ أَنْفُسَنَا عَنْ مَوْتَانَا قَالَ قَالَ نَعَمْ « صِغَارُهُمْ دَعَامِيصُ الْجَنَّةِ يَتَلَقَّى أَحَدُهُمْ أَبَاهُ - أَوْ قَالَ أَبَوَيْهِ - فَيَأْخُذُ بِثَوْبِهِ - أَوْ قَالَ بِيَدِهِ - كَمَا آخُذُ أَنَا بِصَنِفَةِ ثَوْبِكَ هَذَا فَلاَ يَتَنَاهَى - أَوْ قَالَ فَلاَ يَنْتَهِى - حَتَّى يُدْخِلَهُ اللَّهُ وَأَبَاهُ الْجَنَّةَ » . وَفِى رِوَايَةِ سُوَيْدٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو السَّلِيلِ
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Said ile Muhammed b. Abdila'lâ (lafızları birbirine oldukça yakındır), onlara Mu'temir [b. Süleyman], ona babası [Süleyman b. Tahrân], ona Ebu Selil [Durayb b. Nukayr], ona da Ebu Hassan şöyle demiştir: Ebu Hureyre'ye; 'İki oğlum vefat etti. Senin Rasulullah'tan (sav) nakledeceğin bir hadis yok mu, ölülerimizden dolayı içimizdeki şu sıkıntıyı gidersin.' dedim. O: 'Var. (Hz. Peygamber) Onlar Cennet'in kurtçukları/larvalarıdır. Onlardan birisi orada, babasını -yahut anne-babasını- karşılar ve elbisesinden -yahut elinden- şu senin elbiseyin kenarından tuttuğum gibi tutar da Allah (cc) onu ve babasını Cennet'e koyuncaya dek bir daha bırakmaz (buyurdu).' dedi.'
Süveyd ise kendi rivayetinde (عن lafzı yerine حدثنا diyerek): Bize Ebu Selil tahdis etti demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6701, /1086
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
3. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
4. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Muhammed Süveyd b. Saîd el-Herevî (Süveyd b. Saîd b. Sehl b. Şehriyâr)
Konular:
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
KTB, ADAB
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ عَنْ زَهْدَمٍ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا عَلَى الأَرْضِ يَمِينٌ أَحْلِفُ عَلَيْهَا فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا إِلاَّ أَتَيْتُهُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28230, N003810
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ عَنْ زَهْدَمٍ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا عَلَى الأَرْضِ يَمِينٌ أَحْلِفُ عَلَيْهَا فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا إِلاَّ أَتَيْتُهُ » .
Tercemesi:
Ebu Musa (r.a)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yeryüzünde herhangi bir şeye yemin etsem daha sonra başka bir şeyi o işten daha hayırlı görürsem mutlaka onu yaparım.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eymân ve'n-Nuzûr 14, /2336
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Zehdem b. Mudarrib el-Ezdi (Zehdem b. Mudarrib)
3. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
4. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Yemin, keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
69367, HM019851
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ عَن سُلَيْمَانَ يَعْنِي التَّيْمِيَّ عَن أَبِي السَّلِيلِ عَن زَهْدَمٍ عَن أَبِي مُوسَى قَالَ
انْطَلَقْنَا إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَسْتَحْمِلُهُ فَقَالَ وَاللَّهِ لَا أَحْمِلُكُمْ فَرَجَعْنَا فَبَعَثَ إِلَيْنَا بِثَلَاثٍ بُقْعِ الذُّرَى فَقَالَ بَعْضُنَا لِبَعْضٍ حَلَفَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ لَا يَحْمِلَنَا فَأَتَيْنَاهُ فَقُلْنَا إِنَّكَ حَلَفْتَ أَنْ لَا تَحْمِلَنَا فَقَالَ مَا أَنَا حَمَلْتُكُمْ إِنَّمَا حَمَلَكُمْ اللَّهُ تَعَالَى مَا عَلَى الْأَرْضِ يَمِينٌ أَحْلِفُ عَلَيْهَا فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا إِلَّا أَتَيْتُهُ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Musa el-Eş'arî 19851, 6/618
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Zehdem b. Mudarrib el-Ezdi (Zehdem b. Mudarrib)
3. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
4. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
Konular:
Hz. Peygamber, verdiği sözler
Hz. Peygamber, yemini
Yemin, hayırlı işler için yemini bozmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
52667, DM003442
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ عَنِ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى السَّلِيلِ قَالَ : أَصَابَ رَجُلٌ دَماً : فَآوَى إِلَى وَادِى مَجَنَّةٍ وَادٍ لاَ يُمْسِى فِيهِ أَحَدٌ إِلاَّ أَصَابَتْهُ حَيَّةٌ وَعَلَى شَفِيرِ الْوَادِى رَاهِبَانِ ، فَلَمَّا أَمْسَى قَالَ أَحَدُهُمَا لِصَاحِبِهِ : هَلَكَ وَاللَّهِ الرَّجُلُ. قَالَ : فَافْتَتَحَ سُورَةَ آلِ عِمْرَانَ قَالاَ : فَقَرَأَ سُورَةً طَيِّبَةً لَعَلَّهُ سَيَنْجُو. قَالَ : فَأَصْبَحَ سَلِيماً.
قال ابو محمد : ابم السليل : ضريْب بن نقيْر - و يقال ابن نفيْر
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Saîd rivayet edip (dedi ki), bize Abdusselam, el-Cüreyrî'den, (O da) Ebu's-Selil'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Bir adam birini öldürmüştü... (Ebu's-Selil, sözünün devamında) şöyle demiş: Bunun üzerine cinler vadisine, içinde yürüyen herkesi cinlerin çarptığı vadiye sığınmış. Bu vadinin kenarında da iki rahib varmış. (Adam orada) akşamladığında onlardan biri diğerine; "adam vallahi mahvoldu!" demiş. (Ebu's-Selil) sözüne şöyle devam etmiş: Derken (adam) Âl-i İmrân Sûresini (okumaya) başlamış. (Bitirince rahibler); "işte güzel bir Sûre okudu; belki kurtulacak!" demişler. (Ebu's-Selil, sözüne devamla) demiş ki, sonunda (adam) sağ selim sabaha varmış. Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Ebu's-Selil, Dureyb b. Nu-kayr'dır; yani İbn Nufeyr'dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 16, 4/2139
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Selil Dureyb b. Nukayr el-Kaysî (Dureyb b. Nukayr b. Sümeyr)
Konular:
Kur'an, Al-i İmran suresinin fazileti