11 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî ve İbrahim b. Yakub, onlara Ali b. Ayyâş el-Hımsî, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ezanı işittiğinde kim ''Allâhumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âtî muhammedeni'l-vesîle ve'l-fazile, veb'ashu makâmen mahmûden ellezî vaadteh' (Allahım, ey bu tam davetin ve vakti giren namazın Rabbi! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ver ve O'nu, kendisine vadettiğin makam-ı mahmûda ulaştır) derse, kıyamet gününde şefaat ona helal olur." Ebu İsa şöyle demiştir: Câbir hadisi, Muhammed b. Münkedir'in rivayeti ile sahih-hasen-garîb bir hadis olup onu, sadece Şuayb b. Ebu Hamza'nın Muhammed b. Münkedir'den rivayeti ile biliyoruz. Ebu Hamza'nın ismi ise Dînâr'dır.
Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen sahih-hasen-garîb terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)
Bize Muhammed b. Sehl et-Temimî ve Ebu Bekir b. İshak, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Murtarrif Ebû Ğassân, ona Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Useyd'in oğlu Münzir doğduğu zaman Hz. Peygamber'e (sav) getirildi. Rasullullah (sav) çocuğu dizine koydu. Babası Ebu Üseyd de orada oturmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) önünde bulunan bir şeye daldı. Ebu Üseyd bunu görünce Rasulullah'ın (sav) dizinden çocuğun alınmasını emretti. Rasulullah (sav) (çocuğun dizinde olmadığını) fark edince "çocuk nerede" dedi. Ebu Üseyd; biz onu eve geri gönderdik ya Rasulullah diyerek cevap verdi. Rasulullah (sav); "onun ismi ne idi" diye sordu. Babası fülan dedi. Rasulullah (sav); "fakat sen ona el-Münzir ismini ver" buyurdu. Babası da o gün çocuğa el-Münzir ismini verdi.
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî, ona Kasım b. Kesîr el-Mısrî, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Sehl b. Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası (Ebu Ümâme Es'ad b. Sehl) ona da dedesi (Sehl b. Huneyf el-Ensârî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim kalben samimi bir şekilde Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, Allah (cc) onu yatağında ölse bile şehitler mertebesine ulaştırır." [Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Sehl b. Huneyf rivayeti hasen-garib bir hadistir. Zira bu hadisi sadece Abdurrahman b. Şurayh rivayetiyle biliyoruz. Bu hadisi Abdullah b. Salih, Abdurrahman b. Şurayh'tan rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Şurayh'in künyesi Ebu Şurayh'tır ve İskenderiyelidir. Bu konuda Muaz b. Cebel'den de rivayet mevcuttur.]